İ Ç İ ndek I l e r cilt I ab müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı



Yüklə 7,49 Mb.
səhifə44/171
tarix29.07.2018
ölçüsü7,49 Mb.
#62091
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   171

4.15.Enerji


I. Öncelik tanımı

a) Mevcut durum

Genel Prensipler ve Politikalar

Türkiye'nin enerji politikası; ülke enerji ihtiyacının amaçlanan ekonomik büyümeyi gerçekleştirecek, sosyal kalkınmayı destekleyecek ve yönlendirecek şekilde, zamanında, yeterli, güvenilir, ekonomik koşullarda ve çevresel etki de göz önüne alınarak sağlanması olarak belirlenmiştir.



Genel Prensipler:

  • Enerji arz güvenliğinin artırılması;

  • Enerji ithalatında ülke ve kaynak çeşitlendirilmesine gidilerek, tek ülke ve tek kaynak bağımlılığının yaratılmaması;

  • Özel sektör yatırımlarının teşvik edilmesi ve özelleştirme faaliyetlerine hız verilmesi;

  • Enerjinin korunması ve enerji verimliliğinin artırılması;

  • Yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının (jeotermal ısı, güneş, rüzgar gibi) en kısa zamanda enerji arzına katkısının sağlanması;

  • Çevrenin korunması;

  • Özellikle enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik enerji teknolojilerinde AR-GE çalışmalarının desteklenmesi.



Temel Hedefler

Ulusal enerji politika hedeflerinin gerçekleştirilmesinde, yerli kaynaklardan azami ölçüde yararlanılması amacıyla devlet, özel sektör ve yabancı sermayenin enerji alanında yatırımlarının artırılması temel amaç olarak benimsenmiştir.

Bu çerçevede, ulusal enerji sektörünün yeniden yapılandırılması ve sektörde yatırıma yönelik finansal kısıtlamaların aşılması amacıyla Yap-İşlet-Devret (YİD), Yap-İşlet (Yİ) ve İşletme Hakkı Devri gibi modeller geliştirilerek uygulamaya konulmuştur.

Türkiye’nin Kafkaslardan Avrupa’ya petrol/gaz taşınmasında stratejik ve jeopolitik konumu göz önüne alındığında, Hükümetin temel amacı, Türkiye'nin 21inci yüzyılda "Avrasya Enerji Koridoru" konumuna getirilmesi olarak öngörülmüştür.

Bu meyanda, Hazar Bölgesi petrol/gaz kaynaklarının, batı pazarlarına Türkiye üzerinden ulaştırılması kapsamında, "Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Ana İhraç Boru Hattı" ile Hazar geçişli "Türkmenistan-Türkiye-Avrupa Doğal Gaz Boru Hattı" projelerinin gerçekleştirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Enerjinin Korunması ve Rasyonel Kullanımı

Türkiye’de enerji verimliliğinin artırılmasına ilişkin faaliyetler Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı koordinatörlüğünde yönetilmekte olup, enerji verimliliğinin artırılmasına ilişkin söz konusu faaliyetler Bakanlık bünyesinde tesis edilen Enerji Tasarrufu Koordinasyon Kurulunca yürütülmektedir.

Enerji kaynaklarının verimli kullanılması vasıtasıyla dolaylı olarak çevre kirliliğinin azaltılmasına yönelik enerji tasarrufu çalışmaları, Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü (EİE) bünyesinde kurulan Ulusal Enerji Tasarrufu Merkezi (UETM) tarafından yürütülmektedir.

EİE/UETM tarafından 1990 yılından bu yana “Enerji Verimliliği Test Aracı Programı” adı altında merkez ekipleri ve cihazları ile sanayi sektöründe enerji tasarrufu etütleri yapılmaktadır. Türk sanayiinde genel tasarruf etüt çalışmaları sonuçlarına göre, enerji tasarruf potansiyelinin yaklaşık yüzde 40’ı, basit işletme tedbirleri ve düşük yatırımlı önlemlerle, geri kazanılabilecektir.

Sanayide enerji verimliliğinin artırılmasına yönelik olarak 1995 yılında Enerji Tasarruf Yönetmeliği yayımlanmıştır. Söz konusu yönetmeliğe göre, enerji tüketimi yıllık 2000 TEP ve üzerinde olan sanayi kuruluşları/fabrikalar bir enerji yöneticisi atamakla yükümlü kılınmıştır. Bugüne kadar Enerji Tasarruf Yönetmeliği kapsamında, sanayi sektöründe enerji yöneticisi olarak, 400 teknik eleman eğitilmiştir. Enerji yöneticilerine EİE/UETM tarafından sertifika verilmektedir. Söz konusu yönetmelik Türk sanayiinde 600 fabrikayı kapsamaktadır. Ulusal Enerji Tasarruf Merkezi (UETM) ve yetki verdiği İzmit, Eskişehir ve İzmir’deki üç kuruluş çeşitli sektörlerde enerji tasarrufu kurs programları yürütmektedir. Yönetmelikte yapılacak bir revizyon ile Türk sanayiinin yüzde 70’ini teşkil eden 1250 fabrikayı kapsayacak şekilde enerji tüketimi 500 TEP ve üzerinde olan fabrikaların da yönetmeliğe dahil edilmesi planlanmaktadır.

UETM-JICA arasında yeni bir enerji tasarruf merkezi ve bir model fabrika kurulması çalışmaları devam etmektedir. Söz konusu projenin gerçekleştirilmesiyle yeni eğitim merkezinin 2001 yılı ortalarında faaliyete geçebileceği öngörülmektedir.

Sonuç olarak, söz konusu merkezde, dört yıllık periyotta yönetmelik kapsamına giren enerji yöneticilerinin birçoğuna eğtim verilmesi planlanmaktadır. Söz konusu program ile, 2010 yılına kadar Türk sanayiinde enerji verimliliğinin yüzde 10 oranında artması beklenmektedir. Ulusal Enerji Tasarruf Merkezinin çalışmaları ile sanayideki enerji tasarruf potansiyeli yüzde 23 olarak belirlenmiştir.

Yeni yalıtım standardı Nisan 1999’da yayınlanarak, Haziran 2000 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir. Söz konusu standart, Mayıs 2000 tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yayınlanan Yönetmelik ile birlikte ısıtma için enerji ihtiyacı 4 derece/gün bölgesine göre 150-50 kWh/m2 kadar azaltılabilecektir. 1990’lardan sonra mevcut bina stoğuna yıllık yaklaşık 75 milyon m2 yeni bina alanı ilave olmaktadır. Bu durum mevcut bina stoğunun yıllık yüzde 5 arttığını göstermektedir. Mevcut bina stoğunun yüzde 2,5’unda her yıl yüzde 50 oranında enerji verimliliğinin artırılması beklenmektedir. Söz konusu Yönetmelik ile mevcut enerji senaryoları karşılaştırıldığında, CO2 emisyonun yıllık yaklaşık yüzde 2,5 oranında azalması beklenmektedir.

Konut sektörü ve cadde aydınlatmaları ile ilgili demonstrasyon projelerinin başlatılması planlanmaktadır. Dış aydınlatma ile ilgili standart ve yönetmeliklerin hazırlanması ile ilgili çalışmalara TÜBİTAK bünyesinde kurulan bir komisyon ile devam edilmektedir.

Üreticilerin gönüllü olarak katkısının sağlandığı elektrikli ev aletlerinde etiketleme programı çerçevesinde, buzdolapları ve çamaşır makineleri için iki adet yönetmelik taslağı hazırlanmıştır. 2001 yılında söz konusu yönetmeliklerin Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca yayımlanması beklenmektedir.



Kömür Sektörü

Türkiye’de taşkömürü üretimi Devlet Bakanlığına bağlı olarak faaliyette bulunan ve bir Kamu İktisadi Devlet Teşekkülü olan Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü (TTK), linyitin bir bölümü ve asfaltitin tamamı ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın İlgili kuruluşu olan diğer bir Kamu İktisadi Devlet Teşekkülü Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü (TKİ) tarafından üretilmektedir.

İşletme Hakkı Devri modeli (TOOR) çerçevesinde, bir adet açık işletme (Çayırhan) Temmuz 2000 tarihi itibarıyla özel sektöre devredilmiştir. Hükümet tarafından TOOR modeli çerçevesinde, ondört termik santralin (sekiz adeti kömür sahaları ile birlikte) 2000 yılı sonu itibarıyla özel sektöre devri planlanmaktadır.

Elektrik Sektörü

Sektörel Yapı:

Türkiye’de elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı faaliyetleri ağırlıklı olarak büyük ölçekli kamu kurumları tarafından yürütülmektedir. 93/4789 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında, elektrik sektöründeki tüm faaliyetlerden sorumlu Türkiye Elektrik Kurumu (TEK), Türkiye Elektrik Üretim-İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü olarak ikiye ayrılmıştır.

2026 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi, Türkiye Elektrik Üretim Anonim Şirketi ve Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketi ünvanlı üç ayrı İktisadi Devlet Teşekkülü şeklinde teşkilatlandırılmış olup, söz konusu Bakanlar Kurulu kararı 2 Mart 2001 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Elektrik sektörü üretim faaliyetlerinde özel sektör de yer almakta olup, 1999 yılı itibarıyla, Türkiye toplam elektrik üretiminin (74402 milyon kWh) yüzde 64’ü TEAŞ, yüzde 15,4’ü TEAŞ’ın Bağlı Ortaklık Santralları, yüzde 7,9’u üretim şirketleri, yüzde 1,9’u ayrıcalıklı şirketler ve yüzde 10,8’i otoprodüktörler tarafından gerçekleştirilmiştir.

Sektörde faaliyet gösteren diğer bir kamu kuruluşu da, hidroelektrik enerji üretim tesislerinin planlaması, tasarımı ve inşasından sorumlu Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüdür. DSİ tarafından inşa edilen elektrik santralları TEAŞ’a devredilmekte olup, TEAŞ tarafından işletilmektedir.

Elektrik İşleri Etüt İdaresi ise enerji tasarrufu, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi vb. faaliyetlerinin yanı sıra ulusal su kaynaklarının etüt edilmesi, elektrik enerjisi üretimine elverişli olanlarının belirlenmesi, baraj ve hidroelektrik santrallerin teknik ve yapılabilirlik etütleri ile ilgili projelerin hazırlanması faaliyetlerinden sorumludur.



Elektrik Sektöründe Yeniden Yapılanma (Özelleştirme) Faaliyetleri:

Elektrik sektöründe verimliliğin ve karlılığın artırılması ve finansman darboğazının aşılması amacıyla 1984 yılında özelleştirme faaliyetleri başlatılmıştır. Yap-İşlet-Devret (YİD), Yap-İşlet (Yİ) ve İşletme Hakkı Devri modelleri vasıtasıyla enerji sektörüne yerli ve/veya yabancı sermaye girişinin teşvik edilmesi öngörülmüştür. YİD modeli kapsamında, oniki hidrolik santral, dört doğal gaz santrali, iki rüzgar santrali devreye alınmış olup, söz konusu onsekiz santralin toplam kurulu gücü 1644 MW, yıllık elektrik üretim kapasiteleri ise yaklaşık 11.5 milyar kWh’dır. Toplam kurulu güçleri yaklaşık 981 MW olan (üretim kapasitesi 3,6 milyar kWh) sekiz hidrolik santralin inşası ise devam etmektedir.

Enerji arz güvenliğinin temini açısından, YİD modeli kapsamında, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılması ve yakıt çeşitlendirilmesine gidilmesine büyük önem verilmektedir. Bu kapsamda, üç adet rüzgar enerjisi santrali (otoprodüktör olarak 1,5 MW Çeşme- Alaçatı, YİD kapsamında 7,2 MW Çeşme-Alaçatı, 10,2 MW – Bozcaada) devreye alınmış olup, toplam kurulu gücü 485 MW olan onaltı rüzgar santralinin ise 2002 yılı itibarıyla tamamlanması öngörülmektedir. 2005 yılına kadar toplam kurulu gücün yaklaşık yüzde 2’sinin rüzgar enerjisinden temini Hükümetin temel hedefi olarak benimsenmiştir.

Yap İşlet (Yİ) modeli kapsamında gerçekleştirilecek olan toplam 5830 MW kurulu gücündeki beş adet termik santralin, Enerji Satış ve Hazine Garantisi Anlaşmaları da dahil olmak üzere, sözleşmeleri imzalanmış olup, 2003 yılından itibaren devreye alınması öngörülmektedir. Söz konusu santrallerin dördü doğal gaz, biri ithal kömüre dayalı olup, toplam kurulu güçleri 3520 MW olan Adapazarı, Gebze, İskenderun termik santralları inşa halindedir. Ankara’da kurulması öngörülen termik santralın temeli ise 2000 yılında atılmıştır.

Diğer taraftan, seksenüç adet otoprodüktör tesisin kurulu güçleri 2289 MW’e ulaşmış olup, yıllık enerji üretimleri 15,6 milyar kWh seviyesindedir.

Petrol ve Doğal Gaz Sektörü

Sektörel Yapı:

Türkiye'de, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) petrol arama ve üretim faaliyetlerinden, TÜPRAŞ ise rafineri faaliyetlerinden sorumludur.

2000 yılında, TÜPRAŞ hisselerinin yaklaşık yüzde 35’i özelleştirilmiştir. Sektörde petrol ürünlerinin dağıtım ve pazarlama faaliyetlerinden Sorumlu kuruluş olan Petrol Ofisinin ise Temmuz 2000 tarihi itibarıyla yüzde 51'lik hissesi özel sektöre devredilmiş olup, yüzde 6'sı İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem görmekte, yüzde 44'ü ise Özelleştirme İdaresinin sorumluluğunda bulunmaktadır.

BOTAŞ Genel Müdürlüğü, bir kamu iktisadi teşekkülü olup, doğal gazın ithalatı, fiyatlandırması ve taşınması faaliyetlerinde tekel konumundadır. Ancak, doğal gazın dağıtımında yabancı ve/veya özel sektörün faaliyet göstermesinde yasal bir engel bulunmamaktadır.



Fiyatlandırma:

Türkiye’de ham petrol ve petrol ürünlerinin dünya piyasalarındaki fiyatları günlük olarak takip edilmektedir. 1 Temmuz 1998 tarihinde yürürlüğe giren “Ham Petrol ve Petrol Ürünlerinin Alım, Satım, Fiyatlandırma Esasları ile Akaryakıt Fiyat İstikrar Fonunun İşleyişi” Kararnamesi çerçevesinde uygulamaya geçirilen Otomatik Fiyatlandırma Sistemi ile rafinerilerin, dünya petrol ürünleri fiyatlarına paralel olarak satış fiyatlarını belirleyebilmesi sağlanmıştır. Söz konusu Kararname ile Türkiye’deki rafinerilerin satış fiyatlarının, Akdeniz-İtalya piyasalarında yayınlanan CIF Med ürün fiyatlarının son beş günlük ortalamalarının alınması yoluyla oluşturulan artı – eksi yüzde 3’lük bir fiyat koridoru içinde kalmak kaydıyla, rafineriler tarafından serbest olarak tespiti esası getirilmiştir.

Rafineriler tarafından tespit ve ilan edilen tavan fiyata, yürürlükteki vergi ve fonların ilave edilmesiyle oluşturulacak rafineri satış fiyatları ve aynı Kararname çerçevesinde belirlenen azami dağıtıcı payları ile taşıma ücretleri esas alınmak suretiyle mahalli perakende satış fiyatları da akaryakıt ve LPG dağıtım kuruluşları tarafından, serbest piyasa koşulları içinde belirlenmektedir.

BOTAŞ doğal gazın fiyatlandırılmasından sorumlu tek kuruluştur. BOTAŞ doğal gazı, elektrik santralleri, gübre fabrikaları, dağıtım şirketleri ve sınai tesislere doğrudan satmaktadır. BOTAŞ farklı sektörlere, kullanım türüne, yıllık gaz kullanım miktarına, gaz kullanım sürekliliğine (kesintili – kesintisiz) ve alternatif yakıt fiyatlarına göre farklılaştırılmış fiyat uygulamaktadır. Ancak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca, kendi teşkilat ve görevleri hakkındaki kanun çerçevesinde, dağıtım şirketlerinin doğal gaz satış fiyatlarına sınırlama getirilmiş olup, söz konusu şirketlerin satış fiyatlarının BOTAŞ’tan alım fiyatlarının yüzde 45’ini aşamayacak şekilde bir tavan fiyat uygulaması başlatılmıştır.



Petrol Stokları:

Türkiye, Uluslararası Enerji Ajansının bir üyesi olup, düzenli olarak petrol stoklarını Uluslararası Enerji Ajansı Sekreteryasına bildirmektedir. Tüm acil durum hazırlık önlemleri, petrol stoklarının izlenmesi ve kontrolünden sorumlu Petrol İşler Genel Müdürlüğünce yürütülmektedir.



b) AB Müktesebatı

İlgili AB Müktesebatı listesi Cilt II de verilmiştir.

TAIEX tarafından verilen fakat sorumlu kuruluşlarca değerlendirilmeye alınmayan AB Müktesebatı;



  • Avrupa Enerji Şartı Konferansı Nihai Senedi - Ek 3: Enerjinin verimliliği ve çevresel yönleri ile ilgili Enerji Şartı Protokolü


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Değerlendirmesi

AB Komisyonu TAIEX Bürosundan Kasım 2000 tarihinde alınan Avrupa Birliği’nin yürürlükteki enerji müktesebatı listesinde, 180 adet mevzuat bulunmaktadır. Bu listenin 40 adedi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından AB’de yürürlükten kaldırıldığı gerekçesiyle dikkate alınmamış ve kalan 140 adet mevzuat konu başlıkları itibarıyla; Genel (12.10) 14 adet, kömür (12.20) 47 adet, enerjinin korunmasi ve rasyonel kullanımı (12.10.20) 13 adet, diğer enerji kaynakları (12.60) 1 adet, petrol ve doğal gaz ile ilgili diğer önlemler (12.50.30) 4 adet, yakıt arzı (12.40.10) 3 adet, arz ve stoklar (12.50.10), (12.50.20) 5 adet, elektrik (12.30) 4 adet, anlaşmalar (1.1.1999) 21 adet, anlaşmalar (1.1.2000) 15 adet, güç santralleri ve ortak girişimler (12.40.20), (12.40.30), (12.40.50) 13 adet şeklinde gruplandırılmıştır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı değerlendirmesine göre yükümlülük getiren Avrupa Birliği Mevzuatı olarak incelenenler ise aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir.



  • 294A1231(52) Avrupa Enerji Şartı Konferansı Nihai Senedi-Ek.1:Enerji Şartı Antlaşması- Ek.2: Enerji Şartına ilişkin olarak alınan kararlar,

  • 294A.1231(53) Avrupa Enerji Şartı Konferansı Nihai Senedi-Ek.3: Enerji Şartı- Enerji Verimliliği Protokolu ve İlgili Çevresel Hususlar,

  • 298A0912(01) Uluslararası Konferans Nihai Senedi ve Enerji Şartı Konferansında Enerji Şartı Antlaşmasının ticarete ilişkin hükümlerinde değişiklik yapılmasına dair alınan kararlar,

  • 299A0116(01) Enerji Şartı Konferansı-Transit Geçiş Uyuşmazlıklarının çözümü,

  • 390L0377 Endüstriyel nihai tüketicilere uygulanan gaz ve elektrik fiyatlarında şeffaflığın artırılmasına yönelik Topluluk prosedürü,

  • 397L0044 Yaz saati uygulamaları,

  • 390L0547 İletim şebekeleri yoluyla elektrik geçişi,

  • 396L0092 Elektrik sektöründe iç pazar oluşturulmasına yönelik ortak kurallar,

  • 368L0414 EEC üye ülkelerine ham petrol ve/veya petrol ürünlerinde minimum stok bulundurma yükümlülüğü,

  • 373L0238 Ham petrol ve petrol ürünlerinin arzında yaşanabilecek sorunların etkilerinin minimuma indirilmesine yönelik alınacak tedbirler,

  • 377D0706 Ham petrol ve petrol ürünlerinin arzında yaşanabilecek sorunlarda primer enerji tüketiminin azaltılmasına yönelik bir Topluluk hedefi oluşturulması,

  • 77/706/EEC Konsey Kararı’nın uygulanmasına yönelik kurallar

  • 391L0296 Şebekeler vasıtasıyla doğal gazın iletimi,

  • 394L0022 Hidrokarbonların prospeksiyon, arama ve üretimine ilişkin yetki verilmesi ve kullanımı ile ilgili şartlar,

  • 395R264 Toplulukta ham petrol ithalatı ve teslimatlarının kaydedilmesi,

  • 399D0280 Ham petrol arz maliyetleri ve petrol ürünleri tüketici fiyatlarına ilişkin danışma ve enformasyona yönelik bir prosedür oluşturulması,

  • 399D0566 Ham petrol arz maliyetleri ve petrol ürünlerinin tüketici fiyatlarına ilişkin bilgilendirme ve danışma prosedürleri,

  • 398D 0030 Doğal gaz iç pazarı oluşumuna ilişkin ortak kurallar,

  • 353D0004 Kömür ve demir cevheri endüstrilerince uygulanan fiyat listelerinin ve satış şartlarının yayınlanmasına ilişkin karar,

  • 353D0030 AKÇT Antlaşması’nın 60 (1) maddesiyle, kömür ve çelik ortak pazarında yasaklanan uygulamalara ilişkin karar,

  • 364D0014 Fiyatların kontrol veya onay işlemini yürüten Yüksek Kurul’un resmi görevlileri veya organlarının teftişine yönelik iş kitapları ve muhasebe dokümanlarına ilişkin karar.

Güç Santralleri ve Ortak Girişimlerbaşlığı altında yer alan müktesebat, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bağlı veya ilgili bir kuruluşu olmayan Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun görev alanına girmektedir.

Enerjinin Korunması ve Rasyonel Kullanımı başlığı altında yer alan onüç adet mevzuatın, ısı jeneratörleri, sıcak su kazanları, ev araç ve gereçleri, buzdolabı, soğutucular, çamaşır makineleri, bulaşık makineleri ve ampullerin etiketlendirilmesine ilişkin on adedi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının görev alanına girmektedir.

Kömür başlığı altında yer alan kırkyedi mevzuatın kırkiki adedi, sadece üye ülkeleri ilgilendiren mevzuat olup, geri kalan beş adet mevzuatın iki adedi (372 D 0443 and 375 D 0782) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının bağlı veya ilgili kuruluşu olmayan Türkiye Taşkömürü İşletmeleri Kurumu (TTK) ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görev alanlarında yer almaktadır.

Arz ve Stoklar başlığı altında yer alan “368 D 0416” sayılı direktif sadece üye ülkeleri ilgilendirmektedir.

1999/2000 Yılı İlave Mevzuat başlığı altında yer alan yürürlükteki otuzaltı mevzuatın sekiz adedi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, iki adedi (AKÇT kapsamındaki mevzuat) ise, Dış Ticaret Müsteşarlığının görev alanına girmektedir. Onaltı adet mevzuat sadece üye ülkeleri ilgilendirmekte olup, AB’nin Enerji Programlarının uygulanmasına ilişkin üç adet mevzuat ise, söz konusu programların henüz Türkiye’nin katılımına açılmaması nedeniyle mevzuat uyumu kapsamında değerlendirilmemektedir.

Enerji Şartı Antlaşması Şubat 2000 tarihi itibarıyla TBMM tarafından onaylanmış olup, söz konusu Anlaşmaya yönelik üç adet mevzuat uyumlu olarak değerlendirilmektedir.

c) Sorumlu kuruluş

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı

d) Nihai hedef

Ulusal enerji mevzuatımızın Avrupa Birliği’nin yükümlülük arz eden enerji mevzuatı ile birebir uyumunun sağlanmasıdır.




II. AB müktesebatı ile Türk mevzuatı karşılaştırması ve yapılması gereken değişiklik ve yeniliklerin uygulamaya geçirilmesi için alınması gereken önlemler

a) Türk mevzuatının mevcut durumu

Ulusal Elektrik Sektörüne İlişkin Mevzuatın Mevcut Statüsü

19 Aralık l984 tarih ve 18610 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan "Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi" hakkındaki 3096 sayılı Kanun yürürlüğe girerek, TEK dışındaki özel hukuk hükümlerine tabi sermaye şirketlerinin elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticareti ile görevlendirilmesine imkan tanınmıştır.

3096 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin esasları belirlemek amacıyla l985 yılında "Üretim Şirketleri Yönetmeliği" ve "Görev Bölgelerinin Tespitine İlişkin Yönetmelik"; l987 yılında ise "Görevli Şirketler Yönetmeliği" çıkarılmıştır. 1985 yılında yayınlanan yönetmelik Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından şirketlere verilecek olan garantiler ile ilgili olup, söz konusu yönetmelik ile YİD modeli ile gerçekleştirilecek olan projeler için yasal zemin oluşturmuştur.

7 Mart l990 tarih ve 36l3 sayılı Kanunla 3096 sayılı Kanunda bazı değişiklikler yapılmış ve getirilen ek maddelerle özel sektör tarafından yapılacak projelere finansal destek ve elektrik enerjisi fiyatlarında istikrar sağlamak amacıyla Elektrik Enerjisi Fonu (EEF) tesis edilmiş olup, l99l yılında da EEF'nin işleyişine ilişkin Yönetmelik çıkarılmıştır.

Genel olarak, Yap-İşlet-Devret tam anlamıyla bir özelleştirme modeli olmayıp, santral mülkiyetinin sözleşmede öngörülen sürenin sonunda Devlete devrinin söz konusu olması nedeniyle finansal bir enstrüman niteliği taşımaktadır.

1985 yılında yasal zeminin oluşturulmasıyla birlikte, YİD modeli uygulamalarıyla ilgili prosedürler belirlenmiş ve ilgili proje dokümanları bu kapsamda hazırlanmıştır.

Genel olarak, YİD modelinin temel prensipleri; yerli veya yabancı sermaye şirketlerinin projeyi tasarımlaması, gerekli tüm finansmanı sağlayarak tesisi inşa etmesi, en az borçlarını ve öz sermayesini geri ödemeye yeterli bir süre boyunca işletmesi, ürettiği enerjiyi tüm masraflarını karşılayacak ve makul bir kâr payı içerecek şekilde kabul edilebilir bir tarife üzerinden enerjiyi satın alacak kuruluşa satması ve yetki dönemi sonunda tesisleri bedelsiz olarak Devlete veya Devletin belirleyeceği bir kuruluşa devretmesi esaslarına dayalıdır.

Proje dokümanlarını daha basitleştirmek, görüşmeleri daha kısa sürede tamamlayabilmek ve Devletin yükümlülüklerini en aza indirmek, Haziran 1994 tarihinde yüksek yatırım maliyeti olan ve ileri düzeyde teknoloji gerektiren altyapı projelerinin YİD modeliyle gerçekleştirilmesine olanak sağlamak amacıyla, 3996 sayılı Kanun yürürlüğe konulmuştur. Söz konusu Kanun kapsamında, bazı vergi muafiyetleri de yer almakta olup, imtiyaz kapsamından çıkarılan YİD enerji projeleri ve hizmet alımları için Hazine garantisi öngörülmektedir.

Yap-İşlet-Devret modeli çerçevesinde edinilen tecrübeler ışığında geliştirilen 4283 sayılı Yap-İşlet Kanunu 19 Temmuz 1997 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun uygulama esaslarını içeren Yönetmelik ise, 29 Ağustos 1997 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Söz konusu model ile özel şirketler, mülkiyeti kendilerine ait olmak üzere, termik santral kurup işletebilmektedir.

Özel veya yabancı yatırımların teşvik edilmesinde temel bir engel olarak nitelendirilen “Uluslararası Tahkim” hususu, 2000 yılında TBMM tarafından gerçekleştirilen Anayasa değişikliği ile çözüme kavuşturulmuştur.

13 Ağustos 1999 tarihli 4446 sayılı Kanun ile yapılan Anayasa değişikliği ile Anayasanın “Devletleştirme” başlığını taşıyan 47inci maddesine “Özelleştirme” kavramı da ilave edilmiş ve özel hukuk sözleşmeleri ve uluslararası tahkim hususları da 125inci maddede düzenlenmiştir. 155inci madde ise, Danıştay’ın kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında iki ay içerisinde düşüncesini bildirmesine yönelik olarak değiştirilmiştir.

Söz konusu değişiklikle, ulusal ve uluslararası tahkim ile özelleştirme kavramına Anayasamızda yer verilmiştir. Anayasa değişikliğine paralel olarak çıkartılması gereken uyum yasaları kapsamında;



  • 18 Aralık 1999 tarihinde, 4492 sayılı Kanun ile 2575 sayılı Danıştay Kanununda ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda değişikliğe gidilmiş ve Danıştayın kamu hizmeti imtiyaz sözleşmelerine ilişkin olarak “inceleme yetkisi”, “düşüncesini bildirmek” olarak değiştirilmiştir. Tahkim yolu öngörülmeyen kamu hizmeti imtiyaz sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda yine Danıştay yetkili olmaktadır.

  • 20 Aralık 1999 tarihinde, 4493 sayılı “Bazı Yatırım Ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” ile Yap-İşlet-Devret yöntemini düzenleyen 3996 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle, Kanunun 2nci maddesine "elektrik üretim, iletim, dağıtım ve ticareti" ibaresi eklenmiştir. Kanunun 5inci maddesinde yapılan değişiklik ile idare ile sermaye şirketi ya da yabancı şirket arasında bu Kanun uyarınca akdedilen sözleşmelerin özel hukuk hükümlerine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

21 Ocak 2000 tarihinde, 4501 sayılı “Kamu Hizmetleri İle İlgili İmtiyaz Şartlaşma ve Sözleşmelerinden Doğan Uyuşmazlıklarda Tahkim Yoluna Başvurulması Halinde Uyulması Gereken İlkelere Dair Kanun” yürürlüğe konularak kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz sözleşmelerinde, bu sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözümlenmesi durumunda, taraflarca sözleşme yapılırken uyulması gereken ilke ve esaslar belirtilmiştir. Bu Kanun ayrıca, mevcut imtiyaz sözleşmelerinden özel hukuk statüsüne geçmek isteyenlerin veya imtiyaz statüsü ile devam edip uyuşmazlıkların çözümü için tahkim yolunu kabul etmek isteyenlerin başvurmalarını öngörmekte ve söz konusu başvuruların değerlendirme yetkisi Bakanlar Kurulu'na verilmektedir. 4501 sayılı Kanunun bazı maddelerinin Anayasaya aykırılık iddiası ise, Anayasa Mahkemesinin 20 Temmuz 2000 tarih ve 2000/17 sayılı Kararı ile reddedilmiştir.

Ulusal Petrol Sektörüne İlişkin Mevzuatın Mevcut Statüsü

Petrol Kanunu(No: 6326):

1954 yılında yürürlüğe giren Petrol Kanunu tüm petrol arama ve üretim aktivitelerini kapsamakta olup, Kanun kapsamında özel (yerli/yabancı) şirketlere petrol arama hakkı tanınmıştır. 1983 yılında, hükümet tarafından yabancı yatırımcıların teşviki amacıyla, petrol üreten şirketlere, karada üretilen petrol ve doğal gazın yüzde 35‘ini, kıyıdan üretilen petrol ve doğal gazın ise yüzde 45’ini ihraç edebilmesi gibi yeni destekleyici tedbirler uygulanmıştır. 1994 yılında Petrol Kanununda yapılan son değişiklik ile, yerli ve/veya yabancı sermaye şirketlerine (özel hukuk tüzel kişilerine) rafineri, taşıma ve depolama faaliyetlerinde bulunabilmelerine yönelik olarak ruhsat alma hakkı tanınmıştır.

Türkiye, onsekiz petrol bölgesine ayrılmış olup, bugüne kadar yapılan aramaların çoğu Güneydoğu Anadolu bölgesinde yürütülmüştür. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (PİGM) vasıtasıyla, petrol faaliyetlerini koordine etmektedir. PİGM, müsaade, arama ruhsatı, üretim ruhsatı ve belge vermekle yükümlüdür.

Petrol hakları:


  • Müsaade: Başvuru formunda belirtilen karaparçasının tamamı veya bir kısmı üzerinde jeolojik araştırma amacıyla, belirli bir süre için, münhasır olmayan bir hak olarak verilir.

  • Arama Ruhsatı: Arama ruhsatı hak sahibine, jeolojik araştırma yapma, sahada münhasıran arama ve geliştirme sondajları gerçekleştirme ve petrol üretmek hakkı vermektedir. Bir arama sahası 50.000 hektar olup, ruhsat süresi dört yıldır.

  • İşletme Ruhsatı: İşletme ruhsatı işletmeciye, hakkı yürürlükte olduğu sürece, sahada arama yapma, geliştirme ve üretim, ürettiği petrolü nakletme ve satma hakkı vermektedir. Bir işletme sahası, en fazla 25.000 hektar olup, ruhsat süresi 20 yıldır.

Arama ve işletme ruhsatı sahipleri her arama ve işletme sahası için Devlet hakkı ödemekle yükümlüdür. Ruhsat sahipleri arama ve işletme sahasından ürettikleri ve depoladıkları petrolün sekizde birini Devlet hissesi olarak ödemekle mükelleftir.

  • Belge: Belge, “müsaade”, “arama ve işletme ruhsatlarına” verilen haklar dışında kalan, münhasıran belgede belirtilen faaliyetleri yapma hakkı vermektedir.

  • Teşvik: Arama ruhsatından doğan jeolojik araştırma ve sondaj harcamaları, o yıl için ödenecek toplam Devlet hakkından düşülür. Devlet hakkı deniz aramalarında su derinliği ve çalışma koşullarına bağlı olarak yüzde 50 oranında azaltılabilir.

Petrol kanunu kazanç üzerinden alınan vergiyi yüzde 55 ile sınırlandırmıştır.

Petrol hakkı sahipleri, malzeme, akaryakıt, kara, deniz ve hava nakil vasıtalarını 2020 yılına kadar gümrük ve diğer vergi ve resimlerden muaf olarak ithal edebilirler.

Petrol hakkı sahipleri ithal edilmiş sermayenin transferinde kur garantisinden yararlanırlar.

Petrol aramaları, Katma Değer Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca Katma Değer Vergisinden muaf tutulmuştur.



Ulusal Doğal Gaz Sektörüne İlişkin Mevzuatın Mevcut Statüsü:

17.03.1988 tarihinde yürürlüğe giren 54 sayılı BOTAŞ İdari Komite Kararı uyarınca (BOTAŞ Yönetim Kurulu), doğal gaz tarifeleri üzerinde düzenleme yapma yetkisi BOTAŞ İdari Komitesine verilmiştir.

Şubat 1990 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 397 sayılı Kararname gereğince, BOTAŞ, doğal gazın fiyatlandırılması, ithalatı, taşınması ve yurtiçinde satışından sorumlu tek kuruluş olarak faaliyet göstermekte olup, doğal gazın şehiriçi dağıtımında, Bakanlar Kurulu onayıyla kurulan yerel dağıtım şirketleri (LDC’ler) faaliyet gösterebilmektedir. LDC’ler kendi pazarlama ve fiyatlandırma stratejilerine bağlı olarak kendi satış fiyatlarını belirleyebilmektedir.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 3154 sayılı Kuruluş Kanununda yer alan belli hükümlere değişiklik getiren 505 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri çerçevesinde, Enerji İşleri Genel Müdürlüğüne, enerji fiyatlandırma esaslarının tespit edilmesi, kamu yararı ve pazar ihtiyaçlarını dikkate alarak her türlü enerji satışında tavan ve taban fiyat belirleme ve uygulamasının denetimi yetkisi verilmiştir.

Bu çerçevede, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, dağıtım şirketlerinin doğal gaz satış fiyatlarına sınırlama getirmiş olup, dağıtım şirketlerinin doğal gaz satış satış fiyatlarının üst sınırının, söz konusu kuruşların BOTAŞ’tan temin ettikleri doğal gaz alım fiyatlarının yüzde 45’ini aşamayacağı şeklinde belirlenmiştir. Şu anda, Ankara, İstanbul, İzmit, Bursa ve Eskişehir’de konut ve iş yerlerinde doğal gaz kullanılmaktadır. Doğal gaz dağıtımı Bursa ve Eskişehir’de BOTAŞ, Ankara, İstanbul ve İzmit’te yerel dağıtım şirketleri tarafından gerçekleştirilmektedir.



b) Türk mevzuatında yapılması gereken değişiklik ve yenilikler

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından elektrik sektörünün yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak hazırlanan “Elektrik Piyasası Kanun Taslağı” ile sektörün liberasyonuna ilişkin bir yasal çerçeve oluşturulacaktır.

Ulusal petrol ve doğal gaz piyasalarının, 1954 yılında yürürlüğe girmiş olan Petrol Kanununda yapılacak değişikliklerle yeniden düzenlenmesi öngörülmektedir.



c) Gerekli kurumsal değişiklikler

  • “Elektrik Piyasası Düzenleyici Kurumu”nun tesisi,

  • Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün “Petrol Piyasası Düzenleyici Kurumu” olarak yeniden yapılandırılması.

d) Yeni düzenlemelerin uygulanması için gereken ek personel ve eğitim ihtiyacı

Kurumsal değişiklikler için kalifiye eleman ve eğitim ihtiyacı doğacaktır.

e) Gerekli yatırımlar

Altyapı, donanım ve yazılım yatırımları gerekecektir.

III. Takvim

Kısa vade

Elektrik Piyasası Kanun Taslağı

Avrupa Birliği tarafından elektrik iç pazarı oluşturulmasına yönelik olarak yayımlanan “Elektrik Direktifi” temel kriter alınarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından elektrik sektörünün yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak hazırlanan “Elektrik Piyasası Kanun Taslağı” ile sektörün liberasyonuna ilişkin bir yasal çerçeve oluşturulacaktır.

Söz konusu Kanun Taslağı kapsamında;


  • Sektörde düzenleme ve denetleme görevini yürütecek bağımsız bir “Elektrik Piyasası Düzenleyici Kurumu”nun tesisi;

  • Piyasa faaliyetleri için Kurumdan “lisans” alma uygulamasının getirilmesi;

  • Elektrik piyasasının, piyasa katılımcıları arasında özel hukuk hükümlerine tabi ikili anlaşmalar vasıtasıyla faaliyet göstermesi;

  • İletim sistemi, dağıtım sistemi, mali dengeleme ve uzlaştırma için yeni kodların ve kuralların oluşturulması;

  • Üretim ve dağıtım varlıklarının özelleştirilmesi;

  • Seçme hakkına sahip olacak tüketicilerin tedarikçisini seçmesi;

hususları yer almaktadır.

Elektrik Piyasası Kanunu (No:4628), 20 Şubat 2001 tarihinde TBMM’de onaylanmış olup, 3 Mart 2001 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.



Orta vade

6326 Sayılı Petrol Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağı

Ulusal petrol ve doğal gaz piyasalarının, 1954 yılında yürürlüğe girmiş olan Petrol Kanununda yapılacak değişikliklerle yeniden düzenlenmesi öngörülmektedir.

Temel hedefler aşağıdaki hususlar üzerine kanalize olmaktadır;


  • Petrol piyasasının rekabete yönelik olarak yeniden yapılandırılması;

  • Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün “Petrol Piyasası Düzenleyici Kurumu” olarak yeniden yapılandırılması;

  • Doğal gaz pazarının liberasyonu ve gerekli düzenlemelerin yürürlüğe konulması;

  • Ulusal petrol piyasasında arz, taşıma ve dağıtım faaliyetlerinin birbirinden bağımsız olarak yürütülmesi.

Söz konusu değişiklikler çerçevesinde, lisanslar, norm anlaşmaları ve standartlar vasıtasıyla desteklenen haklar ve yükümlülükler kapsamında piyasa katılımcılarına yönelik düzenlemelerin hazırlanması ve düzenli olarak yayımlanması öngörülmektedir.

Petrol Kanunu Tasarısının, 2001 yılının ilk aylarında, TBMM tarafından onaylanması öngörülmekte olup, yeni piyasa modelinin sekiz ay içerisinde işlemeye başlaması planlanmaktadır.



IV. Finansman

Yeni düzenlemelerin yürürlüğe girmesinden kaynaklanan ek önlemler, yeni düzenlemelerin uygulanması için gerekli ek personel ve gerekli yatırım miktarı bu aşamada henüz netlik kazanmamıştır. Kurumsal değişiklikler ve bu değişikliklerin gerektirdiği ihtiyaçlar için yaklaşık 50 milyon Euro harcama gerekeceği düşünülmektedir.


Yüklə 7,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   171




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin