İBN EBÛ ŞEYBE, EBÛ CA'FER
Ebû Ca'fer Muhammed b. Osman b. Muhammed b. Ebî Şeybe İbrâhîm el-Absî el-Kûfî (ö. 297/910) Hadis hafızı.
210 (825) yılından sonra doğdu. Dördüncü dedesinin Havstîdiye anılması, ailenin aslen Belhli olduğunu ve muhtemelen Arap soyundan gelmediğini göstermektedir. İlk hadis derslerini babasından ve amcası Ebû Bekir İbn Ebû Şeybe'den aldı. Diğer amcası Kasım, Ahmed b. Yûnus, Ebû Küreyb el-Hemdânî, Hennâd b. Serî, Yahya b. Maîn ve Ali b. Medînî gibi muhaddisler de hocaları arasında yer alır. İbn Sâid el-Hâşimî. Ebû Amr İbnü's-Sem-mâk. Ahmed b. Selmân. Ca'fer el-Huldî, Ebû Bekir eş-Şâfıî, Ebû Ali es-Savvâf, berânî, İsmâilî, İbnü'l-Bâgandî, Muhammed b. Mahled ve Hüseyin b. İsmail el-Mehâmilî gibi âlimler ise onun talebeleridir.
İbn Ebû Şeybe bilgi, zekâ ve geniş hadis birikimiyle çağının önde gelen hadis hafızları arasında yer almış. Küfe muhad-disi diye anılmıştır. Salih Cezere, Abdan el-Ahvâzî, İbn Adî ve Mesleme b. Kasım gibi münekkitlerce güvenilir bir hadisçi kabul edilmesine ve İbn Hibbân'ın onun biyografisine eş-Şi/rd/'ında yer vermesine karşılık Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, İbn Hırâş, Mutayyen, Ebû İshak el-Harbî, Dâvûd b. Yahya, Ca'fer b. Muhammed el-Firyâbî ve Muhammed b. Ahmed el-Ade-vî gibi âlimler kendisini yalancılıkla ve hadis uydurmakla itham etmiş: Dârekutnî, görüşmediği bir kimsenin kitabından hadis yazıp rivayet etmekle suçlamış; Ebû Bekir el-Berkânî de hadisçilerin onu güvenilmeyen bir râvi kabul ettiklerini söylemiş; ayrıca küçüklüğünden beri yalan söylediğini, maktu isnadlan mevsui hale getirdiğini ileri sürenler olmuştur. Ebû Ca'fer, bütün bu tenkitlere rağmen kendilerinden sonra Kûfe'de hadisçiliğin öldüğü kabul edilen dört kişiden biri sayılmıştır. Diğer taraftan bazı rivayetleri sebebiyle Mutayyen'in onu sert bir dille eleştirmesi, aynı asırda yaşamış iki kişinin birbirini değerlendirmesi türünden kabul edilerek rical âlimleri tarafından ihtiyatla karşılanmıştır. Nitekim İbn Adî de 270 (883) yılında Kûfe'de bu iki âlim arasında geçen tartışmayı dinledikten sonra İbn Ebû Şeybe hakkındaki eleştiriler konusunda bu görüşü tercih etmiş, onun münker bir hadisine rastlamadığını, Abdân'dan edindiği bilgiye göre de kötü bir râvi olmadığını ifade etmiştir. İbn Hacer de bu görüşe katılmış, onun sağlam olmayan bir rivayetine rastlamadığını söylemiştir. Hayatının son döneminde Bağdat'a yerleşen İbn Ebû Şeybe Cemâziye-levvel 297'de (Ocak 910) burada vefat etti. İbn Hacer ölüm tarihini 287 (900) olarak zikretmiştir.
Eserleri.
1. Sü'âlâtü Muhammed b. 'Oşmân b. Ebî Şeybe li-cAlî b. el-Me-dînî. İbn Ebû Şeybe'nin hadis rivayeti yanında cerh ve ta'dîl ile de meşgul olduğunu gösteren ve onun Ali b. Medînî'ye bu konuda bizzat sorduğu veya başkaları tarafından sorulup kendisinin tesbit ettiği 260 meselenin cevabını ihtiva eden eser Muvaffak b. Abdullah b. Abdülkâdir tarafından yayımlanmıştır (Riyad 1404/1984).
2. Kitâbü'l-Arş ve mâ ruviye fîh. Arş konusunda Cehmiyye'ye karşı reddiye olarak yazılan ve doksan rivayeti bir araya getiren eseri Ebû Abdullah Muhammed b. Hamed el-Humûd neşretmiştir.(Küveyt 1406/1986).
3. Kitâb fîhi zikru halkı Âdem ve hatî'etüh ve tevbetüh ve eb-vâb fî vilâdeti'n-nebî ve gayri zâlik. Bir nüshası Dârü'l-kütübi'z-Zâhiriyye'de kayıtlıdır.476 İbn Ebû Şeybe'nin bunlardan başka hadis râ-vilerine dair hacimli bir kitap olduğu belirtilen et-Târîh'i ile es-Sünen ti'l-hkh 477 adlı bir eserinin bulunduğu zikredilmiştir.
Bibliyografya :
İbn Ebû Şeybe, Sû'âlâtü cOşmân b. Ebî Şey-beli-'Ali b. el-Medtnî[nşr. Muvaffak b. Abdullah), Riyad 1404/1984, neşredenin girişi, s. 13-25; a.mlf., Kitâbü'l-'Arş ue mâ ruuiye fıh (nşr. Muhammed b. Hamed el-Humûd), Kuveyt 1406/1986, neşredenin girişi, s. 21-40; İbn Adî, el-Kâmil, VI, 2297; İbnü'n Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd). s. 285; Hâkim en-Nîsâbûrî. Sü'âlât (nşr. Muvaffak b. Abdullah b. Abdülkâdir), Riyad 1404/1984, s. 136; Sehmî, Sû'âlât (nşr. Muvaffak b. Abdullah b. Abdülkâdir), Riyad 1404/ 1984, s. 99; Hatîb, Târîhu Bağdâd, III, 42-47; Sem'ânî, el-Ensâb, II, 417; IV, 140-141; İbnü'l-Cevzî. et-Muntazam (Atâ), XIII, 102; İbnü/l-Esîr. el-Lübâb, II, 315; Zehebî, A'lâmû-n-nübelâ1, XIV, 21-23; a.mlf., Tezkiretü't-hıuffâz, II, 661-662; a.mlf.. Mtzânû't-i'tidâl, III, 642-643; Sa-fedî. el-Vafî, IV, 82; İbn Kesir. et-Bidâye, XI, 111; İbn Nâsırüddîn, Taüilh.u'1-mûştebih (nşr. M. Naîm el-Araksûsî), Beyrut 1414/1993, III, 385; İbn Hacer, Lisânû't-Mİzân, V, 280-281; Sü-yûti. Tabakâtü'l-tıuffaz, s. 291-292; Dâvûdî. 7a-bakâtü'l-müfessirtn, II, 194-195; lbnü'1-İmâd, Şezerât, II, 226; Keş/u'z-zunün,\, 276; II, 1438; Hediyyeta'l-'ârifinM, 23;Sezgin. GAS(Ar.),l, 320; Elbânî, Mah(û(ât, s. 17-18.
İBN EBÛ ŞEYBE, EBÜ'L-HASAN
Ebü'l-Hasen Osman b. Muhammed b. Ebî Şeybe İbrâhîm el-Absî el-Kûfî (ö. 239/853) Hadis ve tefsir âlimi.
156 (773) yılında Kûfe'de doğdu. Dedesi İbrahim'e nisbetle İbn Ebû Şeybe diye anıldı. Oçüncü dedesinin Havstîdiye anılması, ailenin aslen Belhli olduğunu ve muhtemelen Arap soyundan gelmediğini göstermektedir. Aynı künye ile şöhret bulan kardeşleri Ebû Bekir b. Ebû Şeybe ile Kâsım'dan daha büyüktür. Hadis alanındaki çalışmalarıyla tanınan oğlu Ebû Ca'fer Muhammed de İbn Ebû Şeybe kün-yesiyle meşhur olmuştur. İlk tahsilini Kûfe'de yaptıktan sonra Irak ve Şam bölgesini dolaştı. Tahsilini ilerletmek için Mekke ve Rey'e gitti. 173 (789) yılında Bağdat'a yerleşti. Cerîr b. Abdülhamîd, Süfyân b. Uyeyne. Hüşeym b. Beşîr. Abdullah b. Mübarek, Bişr b. Mufaddal, İsmail b. Uleyye ve Şerik b. Abdullah gibi muhaddislerden ders aldı. Oğlu Muhammed ile Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd. İbn Mâce, İbn Sa'd, Baki b. Mahled, Ebû Yala el-Mevsılî. Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, İbn Ebü'd-Dünyâ, Ebû Hatim er-Râzî ve Ebû Zür'a er-Râzî gibi âlimler ise onun talebeleridir.
İbn Ebû Şeybe pek çok hadis otoritesinin güvenini kazanmış, Buhârî elli beş, Müslim 135 hadisini sahihlerine almışlar. Ebû Dâvûd ve İbn Mâce de ondan işittikleri birçok hadise sünenlerinde yer vermişlerdir. İclî kendisini "sika", Yahya b. Maîn "sika-me'mûn" diye nitelendirmiş, Ahmed b. Hanbel ondan övgüyle söz etmiştir. Zehebî de sağlam bir hadis hafızı olduğuna işaret etmekle birlikte bazıları tarafından tenkit edildiğini dikkate alarak İbn Ebû Şeybe'yi "sadûk" terimiyle değerlendirmiştir.478 İbn Hacer. büyük hadis hafızlarından saydığı İbn Ebû Şeybe'yi İbn Maîn. İbn Nümeyr, İclî ve daha birçoklarının güvenilir bulduğunu belirterek kendisinin de aynı görüşte olduğunu ifade etmiştir. Diğer taraftan İbn Ebû Şeybe'nin ferd ve garîb olarak rivayet ettiği bazı hadislerin hatalı olduğu ileri sürülmüştür. Ahmed b. Hanbel bunları münker kabul etmiş, Zehebî İse bu tür rivayetlerinin münker sayılamayacağını belirtmiştir.
İbn Ebû Şeybe, Halife Mütevekkil-Alel-lah tarafından Mu'tezile âlimlerinin görüşlerine cevap vermek üzere görevlendirilenler arasında yer almış, kendisine Bağdat mescidinde bir minber tahsis edilmiş, buradaki derslerine büyük kalabalıkların katıldığı söylenmiştir. Onun tenkit edilen bir yönü de Kur'an'daki bazı lafızları yanlış okumasıdır (tashîf). "Fe-tallün 479 kelimesini"fe-zallün", "ceb-bârîn 480 kelimesini "hab-bâzîn", "es-sikâye 481 kelimesini "es-sefîne" şeklinde okuması onun tas-hîflerinin en belirgin örnekleridir. İbn Ebû Şeybe'nin tashîfleri muhtelif eserlerde tartışılmış, güvenilir bir muhaddis olması ile Fîl sûresinin başlangıcını (elem tera) "elif. lâm. mîm tera" şeklinde okuyacak kadar bilgisiz olması arasındaki çelişki değişik şekillerde yorumlanmıştır. Bazıları onun Kur'an'ı ezbere bilmediğini, bazıları bu hataların dil sürçmesinden kaynaklandığını, bazıları da İbn Ebû Şeybe'nin şakacı bir kişiliğe sahip olması sebebiyle bu okuyuşların birer şaka ürünü sayılması gerektiğini ileri sürmüştür. Tashîfleri sebebiyle kendisine yapılan itirazları, "Ben ve kardeşim Ebû Bekir, Âsim kıraatine göre okumayız" veya, "Hamza kıraati bidattir" gibi ifadelerle geçiştirmeye çalışması onun şakacılığına örnek gösterilmiştir. Zehebî de İbn Ebû Şeybe'nin bu tashîfleri üzerinde durmuş ve onun Allah'tan af dilemiş olmasını temenni etmiştir. İbn Ebû Şeybe 3 Muharrem 239'da (14 Haziran 853) vefat etmiştir. Kelâbâzî'nin ölüm tarihini 21 Muharrem 232 (17 Eylül 846) olarak vermesi bir zühul eseri olmalıdır.
Kaynaklarda İbn Ebû Şeybe'nin el-Müs-ned ü'1-hadîs, es-Sünen ü'l-hkh, Törih, Tefsîrü'l-Kui'ân ve bazan muhtemelen yanlış olarak Kitâbü'l-'Ayn diye yazılan Kitâbü'l-Fiten adlı eserleri kaleme aldığı belirtilmektedir.
Bibliyografya :
Ahmed b. Hanbel. e/-'//e/(Koçyigit), I, 225-226; II, 239; Buhârî. et-Târîhufl-keblr,\\, 250; a.mlf., et-Târîhu'ş-şağir, II, 369-371; İclî. eş-Şi-kat, s. 329; Ukaylî. ed-Du'afa*, IH, 222-224; İbn Ebû Hatim, el-Cerh ue't-ta'dît, VI, 166-167; İbnü'n-Nedîm. el-Fıhrist, s. 320; Kelâbâzî, Ricâlü Şattîfıi'l-Bufyârî, II, 522-523; İbn Mencûye, Ricâlü Şahîhıi Müslim, II, 48-49; Hatîb, Târilju Bağdâd, XI, 283-288; İbnü'1-Esîr, el-Lübâb, II, 315; İbn Abdülhâdî, 'Ulemâ'ü't-hadîş, II. 99-100; Zehebî, Mîzânü't-i'tidâl, III, 35-39;a.mlf.. A'lâmü'n-nübelâ\Xl, 151-154;a.mlf., Fezfci-retü'l-huffâz,\l, 444; İbn Nâsırüddin, Tautihu'l-müştebih (nşr. M. Naîm el-Araksûsî), Beyrut 1414/1993, III, 385; İbn Hacer. Hedyü's-sârî (Hatîb), s. 423; a.mlf.. Tehzîbü't-Tehzîb, VII, 149-151;Dâvûdî, fabakâtü'l-müfessmn,\,379; Nüveyhiz, Mu'cemü'l-müfessirin, I, 344; Ket-tânî. er-Risâletü'l-müstetrafe (Özbek), s. 96, 109; Ch. Pellat "ibn Abi Shayba", £/2(lng.), III, 692.
Dostları ilə paylaş: |