D. FİNANSAL SİSTEMİN GELİŞTİRİLMESİ 1. Mevcut Durum
2008 yılı sonu itibarıyla finans sektörünün toplam aktif büyüklüğü, bir önceki yıla göre yüzde 22,9 oranında artarak 823,8 milyar TL’ye yükselmiştir. Aynı dönemlerde ABD doları bazında aktif büyüklüğü ise yüzde 5,4 oranında gerileyerek 544,8 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşmiştir. 2007 yılında yüzde 78,5 olan finans sektörünün aktif büyüklüğünün GSYH’ya oranı, 2008 yılında yüzde 86,7’ye yükselmiştir. Bankacılık sektörü yüzde 88,9 pay oranıyla finans sektörü toplam büyüklüğü içinde en yüksek ağırlığa sahip sektör olmayı sürdürmektedir. Yatırım fonlarının aktif büyüklüğü nominal olarak gerilemiş ve bu nedenle 2008 yılında 2007 yılına göre finans sektörü içindeki payı 1 puan gerileyerek yüzde 2,9’a inmiştir. 2008 yılında sigorta ve emeklilik, finansal kiralama, faktoring ve tüketici finansman şirketlerinin finans sektörü içindeki payları sırasıyla yüzde 3,4, yüzde 2,1, yüzde 0,9 ve yüzde 0,6 olarak gerçekleşmiştir.
TABLO: IV. - Finans Sektörünün Aktif Büyüklüğü (2008)
|
Milyon
TL
|
Milyon
ABD doları
|
Sektör
Payı (%)
|
GSYH ‘ya
Oran (%)
|
Kuruluş
Sayısı
|
Bankalar
|
732 536
|
484 385
|
88,9
|
77,1
|
50
|
Mevduat Bankaları
|
683 823
|
452 174
|
83,0
|
72,0
|
33
|
Kalkınma ve Yatırım Bankaları
|
22 943
|
15 171
|
2,8
|
2,4
|
13
|
Katılım Bankaları
|
25 770
|
17 040
|
3,1
|
2,7
|
4
|
|
|
|
|
|
|
Sigorta ve Emeklilik
|
27 895
|
18 445
|
3,4
|
2,9
|
62
|
Hayat Dışı
|
13 045
|
8 626
|
1,6
|
1,4
|
36
|
Hayat-Bireysel Emeklilik
|
13 461
|
8 901
|
1,6
|
1,4
|
24
|
Reasürans
|
1 389
|
918
|
0,2
|
0,1
|
2
|
|
|
|
|
|
|
Finansal Kiralama Şirketleri
|
17 211
|
11 381
|
2,1
|
1,8
|
50
|
Faktoring
|
7 794
|
5 154
|
0,9
|
0,8
|
80
|
Tüketici Finansman Şirketleri
|
4 680
|
3 095
|
0,6
|
0,5
|
10
|
Yetkili Müesseseler (1)
|
521
|
345
|
0,1
|
0,1
|
756
|
İkrazatçılık (2)
|
95
|
63
|
0,0
|
0,0
|
28
|
|
|
|
|
|
|
Aracı Kurumlar
|
4 163
|
2 753
|
0,5
|
0,4
|
104
|
|
|
|
|
|
|
Yatırım Ortaklıkları
|
4 963
|
3 282
|
0,6
|
0,5
|
50
|
Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları
|
4 269
|
2 823
|
0,5
|
0,4
|
14
|
|
|
|
|
|
|
Yatırım Fonları (3)
|
23 979
|
15 856
|
2,9
|
2,5
|
340
|
A tipi
|
596
|
394
|
0,1
|
0,1
|
126
|
B tipi
|
23 376
|
15 457
|
2,8
|
2,5
|
209
|
|
|
|
|
|
|
Toplam (4)
|
823 836
|
544 757
|
100,0
|
86,7
|
746
|
Kaynak: BDDK, SPK, Hazine Müsteşarlığı, TSPAKB, Emeklilik Gözetim Merkezi
(1) Aktif büyüklüğü olarak toplam ödenmiş sermaye değeri verilebilmektedir.
(2) Aktif büyüklüğü olarak toplam sermaye değeri verilebilmektedir.
(3) Fon sepeti fonları ve ana para koruma amaçlı fonlar dahil değerlerdir. Bu fonların detayına yer verilmemiştir.
(4) Yetkili müessese ve ikrazatçılar hariç kuruluş sayısı verilmektedir.
Bankacılık
2009 yılında Türk bankacılık sektörünün büyümesi, yurt içi ve yurtdışı piyasalardaki gelişmelere bağlı olarak yavaşlamasına karşın devam etmiştir. İç talepte yaşanan daralmanın şubeleşme üzerinde yarattığı yavaşlatıcı etkiye rağmen, alternatif dağıtım kanallarında görülen gelişmeler pazarın büyümeye devam etmesini sağlamıştır. Diğer yandan, küresel krizin Türk bankacılık sektörü üzerindeki etkisi, pek çok ülkenin bankacılık sektörüne nazaran daha sınırlı kalmıştır. Türk bankalarının bilançosunda toksik varlıkların olmaması, bankaların sermaye yapılarının güçlü olması, 2001 krizinden sonra bankacılık sektöründe gerçekleştirilen yeniden yapılanma ve son yıllarda sektöre yönelik benimsenen daha ihtiyatlı bir düzenleme ve denetim yaklaşımı, bu gelişmede büyük ölçüde etkili olmuştur.
2009 yılında bir adet yabancı sermayeli banka şubesinin faaliyetlerine son vermesi sonucunda Türk bankacılık sektöründe faaliyet gösteren banka sayısı 2008 yılı sonuna göre 1 adet azalarak Eylül ayı itibarıyla 49’a gerilemiştir. Bu bankaların 32’si mevduat bankası, 13’ü kalkınma ve yatırım bankası ve 4’ü katılım bankasıdır. 2009 yılının ilk yarısında bankacılık sektörünün şube sayısı sınırlı bir artış gösterirken, personel sayısında bir miktar düşüş gerçekleşmiştir. 2008 Aralık - 2009 Haziran döneminde şube sayısı 9.304’ten 9.374’e yükselirken, personel sayısı 182.667’den 182.468’e gerilemiştir.
2009 yılının ilk yarısında aktif büyüklüğü açısından bankacılık sektörü yoğunlaşmasında belirgin bir değişim olmamıştır. En büyük beş bankanın sektör içerisindeki payı yüzde 60,1’den yüzde 60,3’e, en büyük 10 bankanın payı ise yüzde 82,8’den yüzde 83,3’e yükselmiştir. Bu dönemde aktifler itibarıyla sektördeki fonksiyonel grup paylarının gelişimine bakıldığında, mevduat bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarının payında katılım bankalarının lehine bir miktar gerileme olduğu görülmektedir. Bu çerçevede; 2009 yılı Haziran ayı itibarıyla sektörün toplam aktifleri içerisinde mevduat bankalarının payı yüzde 92,9, katılım bankalarının payı yüzde 3,9 ve kalkınma ve yatırım bankalarının payı yüzde 3,3 olarak gerçekleşmiştir. Sahiplik itibarıyla bakıldığında ise, bu dönemde kamu bankalarının payının yüzde 30,5’ten yüzde 32,3’e yükselirken; yerli sermayeli özel bankaların payının yüzde 52,5’ten yüzde 51,4’e, yabancı sermayeli bankaların payının yüzde 17’den yüzde 16,2’ye gerilediği görülmektedir. Aynı dönem itibarıyla sektördeki yabancı sermayenin payı azınlık hisseleri ile birlikte yüzde 19,9, İMKB’de işlem gören hisseler de dahil edildiğinde yüzde 39,5 seviyesinde bulunmaktadır.
2009 yılında bankacılık sektörünün bilanço büyümesi önceki yıllara göre yavaşlamıştır. Katılım bankalarını da içeren bankacılık sektörü toplulaştırılmış bilanço verileri incelendiğinde; 2009 yılı Haziran ayı itibarıyla Türk bankacılık sektörünün aktif büyüklüğünün 2008 yılı sonuna göre TL bazında yüzde 4,9 oranında artarak 768,2 milyar TL’ye, ABD doları bazında ise yüzde 4,4 oranında artış ile 503,5 milyar ABD dolarına ulaştığı görülmektedir. Sektörün aktif büyüklüğünün GSYH’ya oranı, GSYH’da görülen daralmanın da etkisiyle, 2008 yılı sonuna göre 5,2 puan artarak yüzde 77,1’den yüzde 82,3’e yükselmiştir.
Bankacılık sektörü kredilerinin artışında 2008 yılında görülen yavaşlama eğilimi, özellikle KOBİ kredilerindeki gerilemenin etkisiyle, 2009 yılında yerini durgunluğa bırakmıştır. Bu gelişmede, küresel krizin etkisiyle bankaların daha az riskli plasmanlara yönelmesi, kredi standartlarının yükselmesi ve ekonomik faaliyetteki daralma nedeniyle kredi talebinin daralması etkili olmuştur. Nitekim, bankacılık sektörünün toplam kredi hacmi 2009 yılının ilk yarısında yalnızca yüzde 0,2 oranında artarak Haziran ayı itibarıyla 368,2 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Kullanıcılar itibarıyla bakıldığında ise; 2008 Aralık - 2009 Haziran döneminde KOBİ kredilerinin yüzde 6,9 oranında azalış ile 85,3 milyar TL’den 79,4 milyar TL’ye gerilediği, bireysel kredi hacminin yüzde 3 oranında artış ile 117,1 milyar TL’den 120,7 milyar TL’ye ve diğer ticari ve kurumsal kredilerin yüzde 1,9 oranında artış ile 165 milyar TL’den 168,1 milyar TL’ye ulaştığı görülmektedir.
Kredilerdeki durgunluk son yıllarda belirgin bir yükseliş göstermiş olan kredilerin toplam aktiflere oranına da yansımış, böylece 2008 yılı sonunda yüzde 50,2 olan söz konusu oran 2009 yılı Haziran ayı itibarıyla yüzde 47,9’a gerilemiştir. Bununla birlikte, 2008 yılı sonunda yüzde 38,7 olan bankacılık sektöründe kullandırılan kredilerin GSYH’ya oranı 2009 yılı Haziran ayı itibarıyla, büyük ölçüde GSYH’daki gerilemeye bağlı olarak, yüzde 39,4’e yükselmiştir. Diğer taraftan, tahsili gecikmiş alacak stokunun toplam kredilere oranı 2008 Aralık - 2009 Haziran döneminde yüzde 3,7’den yüzde 4,9’a yükselmiştir.
TABLO: IV. - Bankacılık Sektörü Temel Göstergeleri (1)
|
2007
|
2008
|
2009 Haziran
|
Temel Büyüklükler
|
|
|
|
Aktif Büyüklüğü (Milyar TL)
|
581,6
|
732,5
|
768,2
|
Krediler (Milyar TL)
|
285,6
|
367,4
|
368,2
|
Mevduat (Milyar TL)
|
356,9
|
454,6
|
467,6
|
Banka Sayısı (Adet)
|
50
|
50
|
49
|
Şube Sayısı (Adet)
|
8 122
|
9 304
|
9 374
|
Personel Sayısı (Bin kişi)
|
167,8
|
182,7
|
182,5
|
|
|
|
|
Performans
|
|
|
|
Net Dönem Karı (Milyar TL)
|
14,9
|
13,4
|
11,0
|
Vergi Öncesi Kar / Ortalama Aktifler (Yüzde) (2)
|
3,4
|
2,5
|
2,8
|
Net Kar / Ortalama Özkaynaklar (Yüzde) (2)
|
21,7
|
16,8
|
18,4
|
Kredi / Mevduat (Yüzde)
|
80,0
|
80,8
|
78,7
|
Kredi / Toplam Aktifler (Yüzde)
|
49,1
|
50,2
|
47,9
|
|
|
|
|
Riskler
|
|
|
|
Sermaye Yeterliliği Oranı (Yüzde)
|
18,9
|
18,0
|
19,2
|
Bilanço İçi Yabancı Para Pozisyonu (Milyar ABD Doları)
|
-10,0
|
-3,0
|
-7,5
|
Yabancı Para Net Genel Pozisyonu (Milyar ABD Doları)
|
-0,2
|
0,0
|
0,4
|
Tahsili Gecikmiş Alacaklar (TGA) (Brüt) / Brüt Krediler (Yüzde)
|
3,5
|
3,7
|
4,9
|
TGA (Net) / Krediler (Yüzde)
|
0,5
|
0,8
|
1,0
|
Menkul Değerler Cüzdanı / Aktifler (Yüzde)
|
28,3
|
26,5
|
28,9
|
Kaynak: BDDK
(1) Katılım bankalarını da içeren bankacılık sektörü verileri kullanılmıştır. Mevduat kalemine katılım bankaları nezdindeki özel cari hesaplar ve katılım hesapları da dahildir.
(2) 2009 Haziran dönemi için söz konusu oranların yıllıklandırılmış değerlerini yansıtmaktadır.
2009 yılının ilk yarısında bankaların daha az riskli yatırım araçlarına yönelmesi sonucunda, menkul kıymetler portföyü, bankaların plasmanları arasında en yüksek artış gösteren varlıklar arasında yer almıştır. Böylece, son yıllarda gerileme eğilimi gösteren menkul kıymetler portföyünün toplam aktifler içindeki payı, 2008 yılı sonundaki yüzde 26,5’lik seviyesinden, 2009 yılı Haziran ayı itibarıyla yüzde 28,9 seviyesine yükselmiştir. Menkul kıymetler portföyünün toplam aktiflere oranı 2008 yılı Haziran ayı itibarıyla kamu bankalarında yüzde 39,5, özel bankalarda yüzde 26,9 ve yabancı sermayeli bankalarda yüzde 14 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Bankacılık sektörünün pasif yapısına bakıldığında; bankaların en önemli fon kaynağı durumundaki toplam mevduatın, 2009 yılının ilk yarısında yüzde 2,9 ile sınırlı bir artış göstererek 2008 yılı sonundaki 454,6 milyar TL seviyesinden 467,6 milyar TL’ye çıktığı görülmektedir. Buna karşılık mevduatın bankacılık sektörü pasifleri içerisindeki payı bu dönemde yüzde 62,1’den yüzde 60,9’a gerilemiştir. Mevduatın TL-YP kompozisyonu, 2009 yılının ilk yarısında önemli bir değişim göstermemiş ve Haziran ayı sonu itibarıyla TL cinsinden mevduatın oranı yüzde 64,7, YP cinsinden mevduatın oranı yüzde 35,3 olarak gerçekleşmiştir. Diğer yandan, mevduatın vadesi kısa kalmaya devam etmiştir. Nitekim, 2009 yılı Haziran ayı itibarıyla bankacılık sektörünün toplam mevduatları içinde 3 ay ve daha kısa vadeli olanların payı yüzde 91,6 seviyesindedir.
Mevduatın krediye dönüşüm oranında 2002 yılından itibaren görülen artış eğilimi 2008 yılının son çeyreğinden itibaren kesintiye uğramıştır. 2008 yılı sonunda yüzde 80,8 olan mevduatın krediye dönüşüm oranı 2009 yılı Haziran ayında yüzde 78,7 olarak gerçekleşmiştir. Gruplar itibarıyla ise bu oran özel bankalarda yüzde 84,4, kamu bankalarında yüzde 60 ve yabancı bankalarda yüzde 104,7’dir.
Uluslararası finansal piyasalardaki gelişmelerin de etkisiyle bankaların yurt dışı fon kullanımlarında bir miktar daralma görülmektedir. Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların yurt dışından sağladıkları sendikasyon ve seküritizasyon kredileri 2008 yılı sonuna göre yüzde 7,1 oranında azalarak, 23,6 milyar ABD dolarından 2009 yılı Haziran ayı itibarıyla 22 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Bu gerileme sonucunda, son yıllarda sektörün önemli kaynaklarından birisi haline gelen söz konusu kredilerin bilanço içerisindeki payı, 2009 yılının ilk yarısında yüzde 4,9’dan 4,4’e gerilemiştir.
Kredi portföyünde görülen hızlı büyümeye ve risk ağırlıklı varlıklardaki artışa bağlı olarak son yıllarda düşüş gösteren bankacılık sektörü sermaye yeterlilik oranı, 2009 yılının ilk yarısında kredilerdeki durgunluğun ve özkaynaklardaki artışın etkisiyle bir miktar yükseliş kaydetmiştir. Sektörün sermaye yeterlilik oranı 2008 yılı sonuna göre 1,2 puan yükselerek yüzde 19,2’ye ulaşmıştır. 2009 yılı Haziran ayı itibarıyla, sermaye yeterlilik oranları kamu bankalarında yüzde 23,1, özel bankalarda yüzde 17,9 ve yabancı sermayeli bankalarda yüzde 18,3 iken; fonksiyonel gruplar itibarıyla mevduat bankalarında yüzde 17,9, kalkınma ve yatırım bankalarında yüzde 58 ve katılım bankalarında yüzde 15,1 olarak gerçekleşmiştir.
2009 yılı Haziran ayı itibarıyla, bankacılık sektörünün bilanço içi yabancı para açık pozisyonu, 2008 yılı sonuna göre 4,5 milyar ABD doları artarak 7,5 milyar ABD dolarına yükselmiştir. Ancak söz konusu dönemde bilanço içi açık pozisyon bilanço dışı işlemlerle büyük ölçüde dengelenmiştir. Bilanço dışı işlemlerin etkisiyle yabancı para net genel pozisyonu 2008 yıl sonunda 16 milyon ABD doları, 2009 yılı ortası itibarıyla ise 357 milyon ABD doları fazla vermiş olup net genel pozisyonun yasal özkaynaklara oranı limitlerin oldukça altında seyretmektedir.
2009 yılının ilk yarısında, bir önceki yılın aynı dönemine göre Türk bankacılık sektörünün net karı, yüzde 33,1 oranında artışla 8,3 milyar TL’den 11 milyar TL’ye yükselmiştir. Bu dönemde, net faiz marjındaki artış, bankacılık sektörü karlılığındaki artışın en önemli sebeplerinden olmuştur. Merkez Bankasının bu dönemde kısa vadeli faiz oranlarında gerçekleştirdiği indirimin, büyük bir bölümü kısa vadeli olan mevduatların faizine yansımasına karşın; kredi faiz oranlarına aynı oranda yansımaması bankacılık sektörünün faiz marjının artmasına neden olmuştur. Bu dönemde kredilerden ve vadeye kadar elde tutulacak menkul kıymetlerden elde edilen faizler ile sermaye piyasası işlem karlarındaki artış karlılığın artmasındaki belirleyici faktörler olurken, satılmaya hazır menkul değerlerden elden edilen faiz gelirlerindeki gerileme ve takipteki alacaklar için ayrılan provizyonlardaki yükseliş karlılık performansını olumsuz yönde etkilemiştir. Karlılıktaki artış aktif ve özkaynak getiri oranlarında da gözlenmektedir. Bu çerçevede, 2008 yılı itibarıyla yüzde 2,5 olan vergi öncesi kar bazında aktif getiri oranı 2009 yılı Haziran ayı itibarıyla yıllıklandırılmış bazda yüzde 2,8’e yükselirken, vergi sonrası net karın özkaynaklara oranı aynı dönemde yüzde 16,8’den yüzde 18,4’e ulaşmıştır.
2008 yılının son çeyreğinden itibaren mevcut konjonktür göz önünde tutularak küresel krizin etkilerinin sınırlandırılmasına ve kredi borçlusu firmalar ile hanehalklarının ödeme güçleri de korunmak suretiyle bankacılık sektörünün kredi kullandırma olanaklarının geliştirilebilmesine yönelik düzenlemeler yapılmıştır.
BDDK, 2008 yılı Eylül ayından itibaren, hazine kağıtlarındaki ani faiz oranı değişikliklerinin banka bilançosuna olumsuz etkisini yok etmek için, bankaların diğer kategorilerde bulunan hazine kağıtlarını faiz oranlarındaki değişimden etkilenmeyen “vadeye kadar elde tutulacak menkul değerler” portföyüne aktarmasına izin vermiştir.
31 Ekim 2008 tarihinde, bankacılık sektörünün özkaynak yapısının güçlendirilmesi amacıyla BDDK tarafından bankaların kar dağıtımına sınırlama getirilmiş ve bankaların 2008 yılı karlarını dağıtabilmesi BDDK onayına bağlanmıştır.
23 Ocak 2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelikle, BDDK, karşılık yönetmeliğinde geçici bir değişiklik yapmıştır. Bu değişiklikle, kredi ödemelerinde meydana gelen gecikmenin yakın izlemedeki krediler kapsamına alınmasına ilişkin süre 30 gün olarak belirlenmiştir. Ayrıca, birden çok kredisi bulunan kredi müşterisine kullandırılan ve herhangi birinin donuk alacak kabul edilmesi sebebiyle aynı grupta sınıflandırılan ancak ödemelerinde sorun olmayan krediler için özel karşılık uygulaması 1 Mart 2010 tarihine kadar bankaların ihtiyarına bırakılmış ve ödemesi geciken tutarın ödenmesi halinde bunların “donuk alacak” sınıfından çıkarılıp “canlı kredi” olarak sınıflandırılabilmesi imkanı getirilmiştir. Bunun yanı sıra, donuk alacak olarak sınıflandırılmış olan kimi kredilerin yeniden yapılandırılabilmesine imkan tanınmıştır. Söz konusu yönetmelik değişikliği, 1 Ekim 2008 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe konulmuştur.
Eximbank tarafından 2009 yılında kredi kapsam ve limitleri artırılmış ve kısa vadeli kredilerde vade uzatımına gidilmiştir. Ayrıca, Eximbank’ın nominal sermayesi, ihracatı daha fazla desteklemesini sağlayacak şekilde 1 milyar TL’den 2 milyar TL’ye yükseltilmiştir.
28 Ocak 2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 5834 sayılı “Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartları Borçlarına İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkında Kanun” ile gerçek ve tüzel kişilerin, karşılıksız çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarına ilişkin kayıtların, borçların yasanın yürürlük tarihinden önce veya yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde ödenmesi veya yeniden yapılandırılması halinde Merkez Bankası'nda tutulan kayıtlardan silinmesi imkanı getirilmiştir.
28 Şubat 2009 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 5848 sayılı Kanunla 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanuna geçici bir madde eklenerek; 31 Aralık 2009 tarihine kadar üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz sayılacağı hükme bağlanmıştır.
16 Haziran 2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ile, döviz geliri olmayan firmalara da vadesi 1 yıldan fazla ve tutarı 5 milyon ABD dolarından daha yüksek olmak kaydıyla yurt içi bankalardan döviz kredisi kullanabilmeleri imkanı getirilmiştir. Ayrıca, döviz geliri olan şirketlerin yurt içi bankalardan alabilecekleri döviz kredileri için önceki uygulamada 18 ay olarak belirlenen vade sınırı, söz konusu düzenlemeyle kaldırılmıştır. Bunların yanında, bu düzenlemeyle, tüketicilerin yurt içi ve yurt dışından dövize endeksli kredi kullanmalarının önüne geçilmiştir.
24 Haziran 2009 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 5909 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla KOBİ’lerin finansmana erişim imkanlarının geliştirilmesi suretiyle kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını temin etmek üzere, Hazine’nin kredi garanti kurumlarına 1 milyar TL’ye kadar kaynak aktarmasına imkan sağlanmıştır. 15 Temmuz 2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2009/15197 sayılı Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanacak Hazine Desteğine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı ile ise, bankalar ile finansal kiralama şirketlerinin ortak olduğu kredi garanti kurumlarına Hazine tarafından sağlanacak 1 milyar TL’ye kadar desteğin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.
Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında 5915 sayılı Kanun 7 Temmuz 2009 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Söz konusu Kanunla, 31 Mart 2009 tarihi itibarıyla ödeme ihtarı çekilmiş, icra takibi başlatılmış ya da banka tarafından takip olunan krediler grubunda sınıflandırılmış kredi kartı borçlarının yeni bir ödeme planına bağlanması imkanı getirilmiştir. Bunun yanında, BDDK’ya Hazine Müsteşarlığı ve TCMB’nin olumlu görüşünü alarak, kredi kartları için yüzde 20 seviyesinde olan asgari ödeme tutarını yüzde 40’a kadar artırma yetkisi verilmiştir. Bu Kanun kapsamında Eylül 2009 dönemi itibarıyla bankaların müşterileriyle protokol imzaladıkları kart sayısı 509.253, kişi sayısı 458.424 ve borç tutarı 1,5 milyar TL olmuştur. Aynı dönem itibarıyla, protokolü bozulan kart sayısı 18.538, kişi sayısı 17.839 ve borç tutarı 62,9 milyon TL’dir.
Diğer yandan, 5569 sayılı Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Mali Sektöre Olan Borçlarının Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun uyarınca uygulamaya konulan “Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması”nın yürürlük tarihi 2009 Nisan ayı itibarıyla sona ermiştir. Kamuoyunda Anadolu Yaklaşımı olarak bilinen uygulama çerçevesinde toplam 2.779 kişinin istihdamını sağlayan 120 adet küçük ve orta büyüklükte firma yeniden yapılandırma kapsamına alınmıştır. Bu firmalardan 105 tanesi ile borç yeniden yapılandırma anlaşması düzenlenmiş olup, toplam 200,1 milyon TL tutarındaki borç yeniden yapılandırılmıştır.
2009 yılında G-20 platformu çerçevesinde uluslararası alanda düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar arasında işbirliği güçlendirilmiştir. Bu çerçevede; oluşturulan uluslararası çalışma gruplarına BDDK tarafından aktif katılım sağlanırken, Türk bankacılık sektörünün kriz yönetimine ve yeniden yapılandırmaya ilişkin tecrübeleri uluslararası kamuoyu ile paylaşılmış, BDDK’nın Basel Bankacılık Denetim Komitesine üyeliği sağlanmış ve ülkemizin Finansal İstikrar Kuruluna üyeliği gerçekleşmiştir.
Uluslararası işbirliğinin yanı sıra 2009 yılında yurt içi otoriteler arasındaki işbirliği ve diyaloğu güçlendirmeye yönelik önemli adımlar atılmıştır. Bu amaca yönelik olarak; Hazine Müsteşarlığı, BDDK, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve Merkez Bankası arasında “Finansal Sisteme İlişkin Sistemik Risk İşbirliği Protokolü” imzalanarak yürürlüğe konulmuş, Finansal Sektör Komisyonu Portalı hazırlanarak üyelerin kullanımına açılmış ve BDDK tarafından ilgili kuruluşlarla işbirliği içerisinde tüketicilerin bilgilendirilmesine yönelik olarak başlatılan “Tüketicilerin Bilgilendirilmesi Projesi” tamamlanarak tüketicilere yönelik bir rehber hazırlanmıştır. Öte yandan, bankacılık sektörünün uluslararası rekabet gücüne ulaşmasını, karlı, verimli ve rasyonel çalışmasını engelleyici faktörlerin gözden geçirilerek azaltılmasına yönelik çalışmalara devam edilmiştir. 2009 yılında ayrıca; risk yönetimine ilişkin olarak uluslararası kuruluşlar ve ülke otoriteleri tarafından yapılan düzenleme çalışmaları ile yürütülen diğer faaliyetlerin izlenmesini amaçlayan Risk Bülteni yayımlanmaya başlanmıştır.
Dostları ilə paylaş: |