İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE MÜCADELE
VE
SİGORTA SEKTÖRÜNÜN KATKISI
MART 2010
İÇİNDEKİLER
Giriş
1.İklim Değişikliğinin Avrupa’ya Etkisi: Sigorta Sektörü Perspektifi 4.
2.İklim Değişikliğinin Sigortacılara Etkisi 8.
2.1. Artan Hasar Masrafları—Geçmiş Deneyimler 8.
2.2. Sigorta Arz ve Talebi 10.
Riske Maruz Kalma Konusundaki Farklılıklar 11.
Sigortalanabilme Şartlarının Karşılanmasındaki Zorluklar 11.
Farkındalık Eksikliği 11.
Devlet Müdahalesi Beklentisi 11.
2.3.Artan Hasar Masrafları — Gelecek Dönem 11.
2.3.1. Belirli Sigortalar için Sonuçlar 12.
Mal Sigortası 13.
Hayat ve Sağlık Sigortası 14.
Tarım Sigortası 14.
Motorlu Taşıt Sigortası 14.
Sorumluluk Sigortası 15.
İş Aksaması 15.
3. Sigorta Sektörünün Rolü 15.
Sigorta Sektörü Tarafından Ele Alınan Girişim Örnekleri 17.
Almanya — İklim Değişikliği Projesi 17.
Kuzey Avrupa Ülkeleri — İklim Bildirisi 18.
3.1. Risk Değerlendirmesi 18.
Sigorta Şirketlerinin İklim Risk Modelleme Girişimlerinden Örnekler 18.
Almanya 18.
Birleşik Krallık 19.
Türkiye 19.
3.2. Risk Farkındalığı 19.
Sigorta Şirketlerinin Farkındalık Arttırma Girişimlerinden Örnekler 19.
Almanya 19.
Birleşik Krallık 20.
Fransa 20.
3.3. Afet Önleme 20.
Sigorta Şirketlerinin Afet Önlemeyi Teşvik Eden Girişimlerinden
Örnekler 20.
Fransa 20.
Almanya 21.
3.4. Sigorta Teminat ve Hizmetleri 21.
İnşaat Sektörü 21.
Enerji 21.
Yenilenebilir Enerji 22.
Karbon Tutma ve Depolama 22.
Sigorta Şirketlerinin Sürdürülebilir Teminat Sağlama
Girişimlerinden Örnekler 23.
Birleşik Krallık 23.
Almanya 23.
3.5. Mikro-sigorta 23.
3.6. Hasar Yönetimi 23.
Sigorta Şirketlerinin Hasar Yönetiminin Geliştirilmesine
Yönelik Girişimlerinden Örnekler 24.
Almanya — Kyrill Fırtınasında Hızlı Hasar Ödemesi 24.
Norveç — Hazırlık Planı 24.
3.7. İklim Değişikliğinin Hafifletilmesi 24.
Sigorta Şirketlerinin İklim Değişikliğinin Hafifletilmesine Katkı
Sağlayan Girişimlerinden Örnekler 24.
Belçika — E-dokümanlar 24.
Türkiye— Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı’nın Çevre Politikası 25.
3.8. Yatırım 25.
Sigorta Şirketlerinin Yatırım Girişimlerinden Örnekler 26.
Fransa 26.
Birleşik Krallık 26.
4. Riske Yönelik Plânlı Yaklaşım 26.
Ölçülebilen Riskler 26.
Azami Kayıp 26.
Giriş
1 Nisan 2009 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından “İklim Değişikliğine Uyum” konusunda bir Beyaz Kitap1 yayınlanmıştır.
2009 yılının Aralık ayında tamamlanması planlanan yeni iklim değişikliği anlaşmasına ilişkin Birleşmiş Milletler görüşmeleri ise önemli bir safhaya girmiştir. Amerika Birleşik Devletleri de hâlihazırda 2005 yılındaki sera gazı seviyelerinin 2020 yılı itibariyle % 17, 2050 yılı itibariyle ise % 83 oranında azaltılmasına yönelik düzenlemeler hakkında görüşmeler yürütmektedir.
Avrupa Sigorta ve Reasürans Federasyonu (CEA) ise ekonomik krize rağmen iklim değişikliğinin Avrupa ülkeleri ve uluslararası siyasi gündemde başlıca konu olarak yer almasından memnuniyet duymaktadır. CEA, iklim değişikliği ile mücadelenin Avrupa ekonomisi üzerinde olumlu etki yaratacağına inanmaktadır.
1. İklim Değişikliğinin Avrupa’ya Etkisi: Sigorta Sektörü Perspektifi
Büyük ölçekli ve hava olayları ile bağlantılı doğal afetlere ilişkin yapılan uzun dönemli analizler, ekonomik kayıplarda artış olduğunu göstermektedir.
2008 yılında meydana gelen doğal afetlerde ekonomik kayıplar (sigortalı kayıplar da dâhil) açısından Kuzey Amerika, mağdur sayısı açısından ise Asya kıtası en fazla hasara maruz kalmıştır. Avrupa Birliği de hava olayları ile bağlantılı afetler sonucunda meydana gelen kayıplara uğramıştır. Munich Re’ye göre 2008 yılında Avrupa için en maliyetli doğal afet Emma Fırtınası olmuştur. 2008 yılının Mart ayı başında Avrupa’nın büyük bölümünü etkisi altına alan fırtına, 1 Milyar Euro değerinde sigortalı kayba neden olmuştur. Yakın zamanda yapılan tahminlere göre ise 24 Ocak 2009 tarihinde Fransa’nın güneybatısında etkili olan Klaus fırtınasının sigorta şirketlerine maliyeti 1,5 Milyar Euro değerindedir.
Fırtına ve seller Avrupa’da en sık görülen ve Avrupa için en maliyetli olan hava olaylarını oluşturmaktadır. Buna göre Avrupa’da meydana gelen fırtına ve sellerin toplam hava olayları ile bağlantılı afetler içindeki payı % 83, 1980–2008 yılları arasında meydana gelen hava olayları ile bağlantılı afetler sonucunda oluşan ekonomik kayıplar içindeki payı ise % 78 olmuştur (doğal afetler sonucu meydana gelen tüm ekonomik kayıplar içindeki payı % 65 olarak kaydedilmiştir).
1980–2008 yılları arasında Avrupa’da meydana gelen doğal afetler sonucu ortaya çıkan 386 Milyar Euro değerindeki toplam kayıp miktarı içerisinde hava olayları ile bağlantılı afetlerin neden olduğu kayıp miktarı 322 Milyar Euro (% 84) olarak kaydedilmiştir.
Aşırı hava olaylarının ekonomik etkisi, 2002 yılında Orta Avrupa’da meydana gelen ve Çek Cumhuriyeti’nde gayrisafi yurtiçi hâsılanın % 3,75’ine tekabül eden ekonomik kayıplara yol açan seller ile daha iyi anlaşılmaktadır.
Dünya genelinde 1980–2008 yılları arasında görülen tüm doğal felaketlerin % 86’sı kasırga, dolu fırtınası, sert fırtınalar, seller ve aşırı sıcaklık dereceleri nedeniyle meydana gelmiştir. Avrupa’daki rakamlar ise daha da dikkat çekicidir. Zira aynı dönemde Avrupa’da meydana gelen tüm doğal afetlerin % 90’ı aşırı hava olayları ile bağlantılıdır. Son 50 yıl içerisinde aşırı hava şartları ile bağlantılı doğal afet (kasırga, sel, aşırı sıcaklık dereceleri gibi) sıklığının artış gösterdiği; jeofiziksel nedenlerle oluşan doğal afet sayısının ise sabit kaldığı görülmektedir.
Artan sıklık ve şiddetteki hava olayları ile bağlantılı afetlerin neden olacağı olaylar arasında:
-
Bereketsiz mahsul riskinde önemli artış;
-
Avrupa Birliği üyesi ülkelerde 1 yıl içerisinde tahmini 86.000 ilave ölüm;
-
Hastalık vakalarında 2030 yılı itibariyle 20 000, 2080 yılı itibariyle ise
25 000–40 000 arasında artış yer almaktadır.
2. İklim Değişikliğinin Sigortacılara Etkisi
Sigortacı ve reasürörler iklim değişikliğinin sonuçlarına ilişkin sorumluluk taşıdıklarından sigortacılık sektörü iklim değişikliğinden doğrudan etkilenmektedir.
İklim değişikliğinin sigorta sektörü üzerindeki en önemli etkisi, sigortalı hanehalkları, çiftçiler, enerji sağlayıcılar vb. grupların karşılaştıkları finansal kayıpların tazmin edilmesinde sektörün sahip olduğu kilit konum nedeniyle hasar ödemelerinde artış meydana gelmesidir.
İklim değişikliğinin mal, ürün, büyükbaş hayvan, iş aksaması, motor ve sağlık sigortalarındaki hasarlar üzerinde doğrudan etkisi olmakla birlikte, sigorta sektörünün kârlılığını ve iş modelini tehdit edecek dolaylı etkisi de olmaktadır.
Daha da önemlisi, iklim değişikliği önümüzdeki on yıllarda sigorta sektöründe bir paradigma değişikliğine de neden olacak; sektör finansal işlemlerini (fonlama, risk azaltıcı teknikler), işleyişe ilişkin yöntemlerini (sigorta ve hasar) ve genel faaliyetlerini düzenleyici gelişmelerle piyasadaki gelişmelerin yarattığı zorluklarla başa çıkabilecek şekilde değiştirmek zorunda kalacaktır.
2.1. Artan Hasar Masrafları—Geçmiş Deneyimler
İklim değişikliğinin yol açtığı ekonomik kayıpların gittikçe artan bir payı sigortacılar tarafından karşılanmaktadır.
1980’li yıllarda dünya genelinde hava olayları ile bağlantılı kayıpların % 16’sı sigortalıyken bu oran son 10 yılda (1999-2008 arasında) ortalama iki katına çıkarak % 31’e, son 5 yılda ise % 41.5’e ulaşmıştır.
1980-2008 yılları arasında meydana gelen hava olayları ile bağlantılı afetler sonucunda Avrupa ortalamada yıllık 11.1 Milyar Euro tutarında bir ekonomik kayıp yaşamıştır. Ekonomik kayıpların sigorta sektörünce karşılanan kısmı 1980’lerde % 25 iken son 10 yılda (1999-2008) % 33’e ulaşmıştır. Son 5 yılda ise bu oran % 44’e ulaşmıştır.
2.2. Sigorta Arz ve Talebi
Sigorta sektörü ve devletin rolüne bağlı olarak 4 temel sigorta çözümünden söz etmek mümkündür. Pek çok ülkede devlet müdahalesi görülmemekte ve doğal afetlere ilişkin sigortalar ihtiyari olmaktadır.
Hollanda ve Danimarka’da sigortacılar doğal afetlerin sigortalanmasında çok az düzeyde veya isteğe bağlı bir role sahiptir. Devlet, yıllık bütçesinden veya belli bir fon tarafından yönetilen yangın poliçelerinden alınan vergiler yoluyla hasarları karşılamaktadır.
İsviçre’de devlet sigorta hizmeti sunumuna müdahale etmemekte; fakat belli risklerin sigortalanmasını zorunlu tutmaktadır.
Belçika, Fransa, Norveç ve Romanya’da ise zorunlu sigorta ve devlet müdahalesini biraraya getiren sistemler kullanılmaktadır.
Riske Maruz Kalma Konusundaki Farklılıklar
Avrupa’nın sahip olduğu farklı iklimler, kıtayı iklime bağlı pek çok farklı riske maruz bırakmaktadır. Buna göre Güney Avrupa, kuraklık ve orman yangınları; Batı Avrupa fırtınalar; Alpler ve Pireneler gibi dağlık bölgeler ise toprak kaymalarına maruz kalmaktadır.
Sonuç olarak, Avrupa ülkelerinin neredeyse tamamı aynı tip risklere maruz kalmasa da iklim değişkliğinden olumsuz etkilenmektedir.
Sigortalanabilme Şartlarının Karşılanmasındaki Zorluklar
Bazı ülkelerde potansiyel riskin büyüklüğü ile sigorta yaptıran havuzunun kısıtlı olması doğal afetler için sigorta teminatı sunulmasını zorlaştırmaktadır.
Farkındalık Eksikliği
Doğal afetlerin farklı zamanlarda meydana gelmesi, risklere ilişkin farkındalık seviyelerinin de değişmesine neden olmaktadır. Büyük bir sel veya fırtına sonrasında bireyler riskler hakkında daha bilinçli bir hale gelerek gelecekte meydana gelebilecek benzer bir doğal afetin etkilerini azaltacak önlemler almaya ve sigorta poliçelerine yatırım yapmaya gönüllü olmaktadır. Buna karşın, birkaç yıl süresinde doğal afetlerin meydana gelmemesi sonucu kamunun riske meyilli bölgelerde bina inşaa edilmesinin önlenmesi ve sigorta teminatına yönelik ilgisi azalmaktadır.
Devlet Müdahalesi Beklentisi
Geniş çaplı doğal afet durumlarında genellikle halk arasında bir devlet müdahalesi beklentisi oluşmaktadır. Bu durum, doğal afet meydana gelmeden önce sigorta tarafından sağlanan korumaya yönelik talebi azaltmaktadır.
2.3. Artan Hasar Masrafları — Gelecek Dönem
Doğal afetler nedeniyle meydana gelen sigortalı kayıpların artması beklenmektedir. Böylece sigorta şirketleri, sigorta teminatının sabit kalması durumunda artan ortalama kayıp ve azami kayıp yükü ile karşı karşıya kalacaktır.
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin daha belirgin hale gelmesi ile birlikte hava olayları ile bağlantılı afetler sonucu meydana gelen maliyetleri karşılamak üzere sigortaya yönelik talebin artması beklenmektedir.
2.3.1. Belirli Sigortalar için Sonuçlar
İklim değişikliği ile sıklığı ve şiddeti giderek artan aşırı hava olaylarının birçok sigorta üzerinde etkili olması beklenmektedir. Buna göre mal sigortası en kırılgan sigorta olup diğer sigortaların da iklim değişikliği ve doğal afetlerden geniş çapta etkilenmesi öngörülmektedir.
Mal Sigortası
Avrupa’nın özellikle yeraltı yapısını etkileyecek artan yağış (yağmur ve kar) ortalaması ve ani seller ile karşı karşıya kalması beklenmektedir. Bazı yerlerdeki ani sellerin mal sigortası üzerindeki etkilerinin ise eski su rezervleri ve kanalizasyon altyapıları nedeniyle daha da ağır hissedilmesi beklenmektedir.
Sahil kesiminde konumlanan mülkler yükselen deniz seviyesi ve güçlü rüzgâr riski ile karşı karşıyadır. Nehirlere yakın mesafede bulunan konut ve endüstriyel mülklerin de yükselen deniz seviyesi sonucu daha sık ve güçlü sel riskine maruz kalması beklenmektedir.
Hayat ve Sağlık Sigortası
2003 yılında Avrupa’da oluşan benzeri görülmemiş sıcaklık dalgası, iklim değişikliğinin sağlık sigortası üzerindeki etkisinin beklenilenden çok daha büyük olacağını göstermiştir.
Sıkça meydana gelen sel, fırtına ve kasırgaların bulaşıcı hastalık riskini de arttırması muhtemel görülmektedir. Daha güneşli geçen yazların ise cilt kanseri riskini arttırması beklenmektedir.
İklim değişikliği sonucu meydana gelecek sağlıkla ilgili etkilerin gençler, yaşlılar ve kronik hastalığı bulunanlar gibi toplum içerisinde en savunmasız gruplar tarafından hissedileceği öngörülmektedir.
Tarım Sigortası
Kuraklık ve sellerin de çiftçiler için farklı sonuçları beraberinde getirmesi beklenmektedir. Buna göre artan kuraklık ve sellerin hayvanlardaki sıcaklık stresi ile belli başlı ürünlerde hasar riskinin artmasına neden olacağı öngörülmektedir.Ayrıca düşük hasat, artan orman yangınları ve tarımsal alanın daha az üretken hale gelmesi de diğer etkiler arasında yer almaktadır. Uzun süren kuraklığın tarım alanlarının zarar görmesi ile hava kirliliğine sebep olacak orman yangınlarını da beraberinde getirmesi beklenmektedir.
Böylece gelecekte hayvan ve bitki üretimini garanti altına almak üzere sürdürülebilir risk yönetimi araçlarına daha fazla fon tahsis edilmesine yönelik bazı temel siyasi kararların alınması gerekecektir.
Motorlu Taşıt Sigortası
Yaz aylarında kötü hava ve beklenmeyen meteorolojik koşullar nedeniyle motorlu taşıt kazalarında artış olması beklenmektedir. 2003 yılında Münih Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen bir çalışma, yol kazalarının sayısı ile meteorolojik koşullardaki değişiklikler arasında bağlantı olduğunu ortaya koymuştur. Kaza istatistiklerinin yalnızca fırtına gibi doğal afetlerden etkilenmediği istatistiklerin aynı zamanda değişen hava koşullarının etkisi altında kaldığı da görülmektedir.
Dolu yağışı kasko sigortası açısından en maliyetli doğal afet konumundadır. Zira araçlarda 2 cm, binalarda ise 4 cm çapındaki dolu taneleri hasara neden olmaktadır.
Araçlar ayrıca fırtınalar, (ağaç ve kaya düşmesi ile çatı uçması) seller, toprak kaymaları ve çığ düşmesi nedeniyle de önemli hasara uğrayabilmektedir.
Sorumluluk Sigortası
Artan kaza ve hata sıklığı sonucunda sorumluluk hasarlarının da artması beklenmektedir. Böylece koşullar, geçmiş tecrübelere dayanarak yapılan tahminlerden daha farklı olacaktır. Hasarları karşısında yetersiz sigortaya sahip bireyler, kayıplarını tazmin etmek üzere bir kamu otoritesi, mal üreticisi veya tedarikçisi gibi sorumlu bir taraf arayışına girecektir.
İş Aksaması
Bazı durumlarda aşırı hava koşulları, ciro ve işletme sonuçlarını etkileyecek iş aksamasına da neden olabilmektedir. Hem büyük hem de küçük işletmeler bu gibi risklere maruz kalmakta olup büyük işletmeler söz konusu risklerle başa çıkmak için yeterli araçlara sahiptir. Avrupa ekonomisinin belkemiği olarak varsayılan küçük ve orta ölçekli işletmeler ise iklim değişikliğinin etkilerine karşı savunmasız kalmaktadır. Söz konusu işletmeler, zayıf risk değerlendirmeleri, yeterli sigorta ve devamlılık plânları olmaksızın risklere hazırlıksız yakalanmaktadır.
Buna göre küçük ve orta ölçekli işletmeler iş aksamasına karşı sigortalı değil ise işletmelerin % 60 ilâ % 80’i aşırı bir afetle karşılaştıklarında iflâs etmektedir. Bu nedenle iş devamlılığının ve uzun dönemli yatırım ve teknolojik değişimin sağlanması için erken eylemlerin ele alınması gerekmektedir. Zira tutarsız politikalar veya politika eksikliği yatırımları engellemektedir.
3. Sigorta Sektörünün Rolü
Avrupa Komisyonu’nun “İklim Değişikliğine Uyum”a ilişkin yayınladığı Beyaz Kitap’ta sigortanın risk paylaşımında bir araç olduğu belirtilmiştir. Söz konusu faaliyet, iş devamlılığını tehdit edecek riskleri karşılamak üzere ileriye dönük kesin plan yapılmasına olanak vermesi nedeniyle ekonomi için büyük önem taşımaktadır.
Buna karşın sigortanın rolü risk paylaşımının ötesine geçmektedir. Zira sigorta, riskin tanımlanmasından transfer ve bertaraf edilmesine kadar devam eden risk yönetimi döngüsünün ayrılmaz bir parçasıdır.
Sigorta ayrıca sigortalıların iklim değişikliğine uyum sağlamasına da yardımcı olmaktadır. Buna rağmen, sigortanın ne diğer uyum tedbirlerinin yerine geçebileceği ne de uyum tedbirlerine kaynak sağlanmasında bir araç olduğu söylenebilir.
Avrupa sigorta ve reasürans sektörü iklim değişikliğinin etkileri ile mücadele edilmesinde anahtar bir role sahiptir. Buna göre Avrupa sigorta ve reasürans sektörü:
-
Hava olayları ile bağlantılı felaketlerde mağdurların ekonomik kayıplarının felaketin meydana gelmesinden sonra kayıpları karşılamak üzere finanse edilen Avrupa Danışma Fonu gibi programlara oranla daha hızlı tazmin edilmesini sağlar.
-
İklim değişikliğinin etkilerinin hafifletilmesine katkıda bulunacak çözümler geliştirir.
-
Riske dayalı şart, koşul ve müşterilerine verdikleri tavsiyeler aracılığıyla farkındalık yaratılmasına katkıda bulunarak risk yönetimi tedbirlerinin arttırılması için teşvikler önerir.
-
Topluma kılavuzluk etmek üzere arazi kullanım planlaması ve inşaat kuralları gibi araçlar konusunda politika yapıcılara yardım sağlar.
-
İleriye dönük risk modellerinin geliştirilmesi gibi örneklerle daha iyi bir risk anlayışının oluşturulmasına katkıda bulunur.
Sigorta Sektörü Tarafından Ele Alınan Girişim Örnekleri
Almanya — İklim Değişkliği Projesi
2007 yılında Alman Sigorta Şirketleri Birliği (GDV) orta ve uzun dönemde iklim değişikliğinin etkilerine yönelik sigorta sektörünün sağlayacağı katkıları belirlemek üzere iklim değişikliği projesini başlatmıştır. GDV, söz konusu çalışmayı beş alt projeye bölmüştür.
-
İklim değişikliği ile sigorta açısından etkilerinin orta ve uzun dönemde değerlendirilmesi. Araştırma, Potsdam İklim Etki Araştırma Enstitüsü (PIK) tarafından gerçekleştirilmektedir.
-
GDV ile bilimsel ortağı PIK tarafından yürütülen araştırma projesi iklim değişikliğinin ekolojik, sosyo-ekonomik ve siyasi sonuçları ile ilgilenmektedir.
-
Sigorta sektörünün geliştirmesi gereken ürün, hizmet ve teşviklerin araştırılması.
-
Doğal afet önlemenin incelenmesi-politik ve teknik açılar.
-
Sigorta sektörünün küresel iklim korumasına yönelik potansiyel katkısının araştırılması.
Kuzey Avrupa Ülkeleri — İklim Bildirisi
17 Eylül 2009 tarihinde Kopenhag’da düzenlenen Kuzey Avrupa İklim Değişikliği Konferansı çerçevesinde Kuzey Avrupa sigorta sektörü tarafından iklim değişikliği ile mücadele etmek üzere bir bildiri yayınlanmıştır. Bildiride iklim değişikliği ile mücadele kapsamında gerçekleştirilecek faaliyetler belirtilmiştir:
-
hayat ve hayat-dışı sigorta branşlarında sürdürülebilir iklim ürünlerinin geliştirilmesi ve sunulması;
-
iklimin yatırım stratejileri ile birleştirilmesi;
-
kayıp önleme ve hasar belirlemede sürdürülebilir iklim metotlarının kullanılması;
-
sigorta sektöründe uygulanan sürdürülebilir iklim faaliyetlerinin sistematik olarak takip edilmesi;
-
sigorta sektörünün iklim dostu bir şekilde faaliyetlerini yürütmesi için gayret gösterilmesi.
3.1. Risk Değerlendirmesi
Sigorta ve reasürans sektörleri uzun yıllardır iklim riski konusunda deneyim kazanmış ve bu deneyimleri paylaşmıştır.
Nisan 2009 tarihli CERES raporunda belirtildiği üzere birçok sigorta şirketi iklim değişikliği sonucu meydana gelen sorunları tanımlamak ve hem sektör hem de toplum için çözümler önermek üzere veri toplama, afet modelleme ve risk analizi alanlarında uzmanlıklarını uygulamaya başlamıştır. Sigorta şirketleri ayrıca temel araştırmalar gerçekleştirmek ve iklim değişikliği ile ilgili ileriye dönük risk modelleri geliştirmek üzere bilimsel çevrelerle işbirliği de yapmaktadır.
Sigorta Şirketlerinin İklim Risk Modelleme Girişimlerinden Örnekler
Almanya
İklim Değişikliği Projesi kapsamında Alman Sigorta Şirketleri Birliği (GDV) iklimin gelecek dönemde nasıl bir değişim göstereceği ve bu değişimin hasar sıklığı, hasar maliyetleri, ortalama hasar miktarı ve sigorta şirketlerinin karşı karşıya kalacağı sermaye yeterlilikleri üzerindeki etkilerini değerlendirmek üzere Potsdam İklim Etki Araştırma Enstitüsünü (PIK) görevlendirmiştir. Araştırmaya ilişkin sonuçların kısa süre içerisinde açıklanması beklenmektedir.
Birleşik Krallık
Sigorta şirketleri Birleşik Krallık’ın seller ile mücadelede hazırlıksız olduğu endişesini taşımaktadır. Söz konusu endişe hükümetin artan iskân hedeflerinden kaynaklanan daha fazla kalkınma talebi ile güç kazanmıştır.
Türkiye
Türk sigorta şirketlerinden Yapı Kredi Sigorta yıllardır iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak ve poliçe sahiplerini konu ile ilgili bilgilendirmek üzere çalışmalar yürütmektedir. Çalışmalar kapsamında sellerin sıklıkla görüldüğü ve etkilerinin tahrip edici etkiye sahip olduğu İstanbul, Bodrum, Alanya ve Bursa’nın bazı bölgelerinde risk değerlendirmesine dayalı özel fiyatlandırma ve sigortalama yaklaşımları geliştirilmiştir. Söz konusu yaklaşımlar, İzmir ve İstanbul genelinde toprak kayması riskinin yüksek olduğu bölgelerde de uygulanmaktadır.
3.2. Risk Farkındalığı
Sigorta sektörü kapsamlı araştırma ve deneyimler sonucu elde ettiği uzmanlığa dayalı olarak risk farkındalığının arttırılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Avrupa sigorta sektörü, ileri düzeyde risk haritaları ve imar araçları geliştirerek arazi kullanım plânlaması ve risk farkındalığının arttırılmasını desteklemektedir. Bazı Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki sigorta ve reasürans sektörleri hâlihazırda kamu otoriteleri ile birlikte risk ve afet haritaları ile imar araçları geliştirmiş ve dağıtımını gerçekleştirmiştir. Söz konusu faaliyetler kamu ve özel sektör ortaklıklarının iyi örneklerini oluşturmaktadır.
Sigorta ve reasürans şirketleri risk farkındalığının arttırılmasına sözleşme poliçeleri (riske dayalı sigorta primleri, artık ve/veya indirimler, gerekli afet önleme tedbirleri, koşul ve şartları) aracılığıyla da katkı sağlamaktadır.
Sigorta Şirketlerinin Farkındalık Arttırma Girişimlerinden Örnekler
Almanya
19-21 Temmuz 2007 tarihlerinde Bavyera Eyaletindeki Baiersdorf şehrinde üç saat içerisinde düşen yağış miktarı 130 kg/ m² olarak kaydedilmiştir. Kısa bir süre içerisinde birçok sokak ile 1.000’den fazla binaya sel suları yayılmıştır.
Sonuç olarak, Bavyera Eyalet Meclisi doğal afet sigortasını teşvik etmek üzere bir kampanya başlatma kararı almıştır. Bu kapsamda Bavyera Eyalet Meclisi, 2009 yılı başından itibaren “Geleceği Düşün-Doğal Afetlere Karşı Sigortalan” kampanyası aracılığıyla halkı konut ve diğer mallarını doğal afetlere karşı korumak üzere teşvik etmektedir.
Birleşik Krallık
İngiliz Sigortalar Birliği (ABI) iklim değişikliği konusunda kamu politikalarına ilişkin müzakerelere düzenli katkı sağlamaktadır. ABI, iklim olaylarına karşı Birleşik Krallık’ın esnekliğini arttırmak, riskleri azaltmak ve acil plânlamayı geliştirmek amacını taşımaktadır. 2007 yılının yaz mevsiminde Birleşik Krallık’ta meydana gelen seller esnasında ve sonrasında İngiliz Sigortalar Birliği, sigorta sektörü adına resmi kurtarma sistemi aracığıyla acil servisler ile iletişim sağlamış ve hükümet ile diğer yerel otoritelerle sel sigortası hakkında tavsiye sağlanması için irtibat kurmuştur.
Fransa
Vatandaşlar, iş kolları ve politika yapıcılarının iklim değişikliği riski hakkındaki farkındalığının arttırılması, Fransız Sigorta Birliği (FFSA) ile Fransız Mütüel Sigorta Şirketleri Birliği (GEMA) tarafından birlikte geliştirilen Sürdürülebilir Kalkınma Şartı’nın bir parçasını oluşturmaktadır.
3.3. Afet Önleme
Doğal afetleri önleme her garanti plânının en temel unsurudur. Doğal afetlerin önlenmesi bu konuda yıllardır önemli bir uzmanlık kazanmış özel sigorta sektörünün uygulamaları içinde yerleşik bulunmaktadır.
Dünya Bankası ve Amerikan Jeoloji Anketi, doğal afetlere hazırlık, afet etkilerini azaltma ve önleme stratejilerine 40 Milyar Dolar yatırım yapılmış olsa idi 1990’lı yıllarda dünya genelinde meydana gelen doğal afetler sonucu oluşan ekonomik kaybın 280 Milyar Dolar civarında azaltılabileceği yönünde tahminlerde bulunmuştur.
Buna karşın, iş çevrelerinin aşırı hava koşulları sonucu meydana gelecek tehditlerle mücadele edebilmek üzere geçici iskân, her türlü hava şartına dayanıklılık ve profesyonel tavsiyeye başvurma gibi afet önleme tedbirlerinin alınması konusunda fazla hevesli olmadığı dikkat çekmektedir.
Sigorta Şirketlerinin Afet Önlemeyi Teşvik Eden Girişimlerinden Örnekler
Fransa
Fransız sigorta sektörü, doğal afetler ve iklim değişikliğinin etkilerine karşı hazırlık yapılmasında yardımcı olması için Doğal Riskler Misyonu (MRN) adlı kuruluşu kurmuştur.
Almanya
Alman Sigorta Şirketleri Birliği (GDV) küçük ve orta ölçekli işletmelerin sel ve fırtınaya daha az maruz kalmak için alabilecekleri tedbirleri içeren bir broşür yayınlamıştır.
3.4. Sigorta Teminat ve Hizmetleri
Sigorta sektörü, bugüne kadar riskin karşılanmasında (piyasa bu çeşit ürünleri çok fazla kabul etmek istemese de) iklim dostu bir yaklaşımı teşvik eden birçok girişim gerçekleştirmiştir.
Bu kapsamda sigorta sektörü sera etkisi yaratan gazları azaltmak ve iklim değişikliğinin kaçınılmaz riskleri ile başa çıkabilecek eylemlerin teşvik edilmesi ve ilerletilmesi için yeni ürünler geliştirmektedir. Bu planlar arasında taşıtın kullanımına bağlı olarak ödenecek motorlu taşıt sigortası (pay as you drive motor insurance), hibrid araçlar (elektrikli/içten yanmalı) için düşük motorlu taşıt sigorta primleri ile iklim dostu konutlar için konut sigortası primlerinde indirimler yer almaktadır. Diğer plânlar arasında ise alternatif enerji kaynakları ile karbon krediye dayalı projeler için sigorta araştıran enerji yönetimi iş kolları için yeni sorumluluk sigortası ürünleri bulunmaktadır. Buna karşın, hem şirket paydaşları hem de düzenleyiciler tüm ürün yeniliklerinin kârlı olmasını garanti etmek amacıyla sigorta şirketleri üzerinde baskı kurmaktadır.
İnşaat Sektörü
İnşaat sektöründe binaların tabi olacağı değişen çevre koşullarını göz önünde bulunduracak çözümlerin geliştirilmesi gerekmektedir. Zira riski azaltmak üzere adımlar atılmaz ise iklim ve bina modellerindeki değişikliklerin sigorta maliyetleri üzerinde etkisi olacaktır. Daha sıcak yazlar ve yağışlı kışlar ile yükselen deniz seviyeleri ve sert fırtınalar daha maliyetli hasarlara neden olacaktır. Sigorta şirketleri ise kamu otoritelerinden iklim risklerinin bina yenileme gibi durumlarda göz önünde tutulduğunu garanti eden plânlama politikaları ve bina düzenlemeleri geliştirmelerini beklemektedir.
Sigorta sektörü ise yukarıda belirtilen tahminler ışığında bina özelliklerinin gelişimini göz önünde tutarak gelecek on yılda müşteri ihtiyaçlarını karşılayacak yeni ürünler geliştirmektedir. Ancak geliştirilen ürünlerin başarısı bugüne kadar sınırlı kalmıştır.
Enerji
Petrol ve doğalgaz arayışının daha yaygın bir hale gelmesi petrol ve doğalgaz araştırmaları ile bağlantılı riskleri arttıracaktır. Bu durumun aynı zamanda sigorta şirketlerinin risklerini de arttırması beklenmektedir.
Enerji tedariki konusundaki hızlı teknolojik gelişmeler sigorta sektörüne birçok yeni tehlike sunmaktadır. Yeni, buna rağmen her zaman güvenli test edilemeyen teknik ve ekipmanlar sigorta şirketlerinin geniş bir mühendislik bilgisine sahip olmalarını gerektirmektedir.
Bu kapsamda Avrupa sigorta sektörü hem denizdeki rüzgar tribünlerinin teknik risklerini değerlendirebilecek hem de olabildiğince kapsamlı teminat önerebilecek yeni yaklaşımlar geliştirmektedir.
Yenilenebilir Enerji
İklim değişikliği hakkındaki mevcut siyasi tartışmalar yenilenebilir enerji (başta güneş, rüzgâr, su ve jeotermal enerjiler olmak üzere) üzerinde odaklanmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları savunucuları, yenilenebilir enerji kaynaklarının nükleer enerji de dahil olmak üzere alışılmış enerji kaynaklarının yerini doldurabileceği ve hızla büyüyen dünya nüfusunun gelecekteki enerji ihtiyacını karşılayacabileceğine inanmaktadır.
Sigorta sektörü özel sigorta çözümleri sunarak yenilenebilir enerjinin geliştirilmesi ve hem hanehalkı hem de sektör tarafından kullanılması için yapılan araştırmalara destek vermektedir. Bu kapsamda örneğin endüstriyel elektrik üretiminde kullanılan kara ve denizdeki rüzgar enerji santralları için olduğu kadar özel konutlar için de termal güneş ekipmanı gibi ürünler mevcuttur. Bazı sigorta şirketleri ise güç istasyonu inşaatı, makine bozulması, hukuki sorumluluk ve ilgili unsurları teminat altına alan kapsamlı sigorta paketleri geliştirmişlerdir.
Karbon Tutma ve Depolama
Karbon Tutma ve Depolama (CSS) işlemi -başlıca sera gazı olan- karbon dioksit gazının güç santralleri ve fabrikalardan çıkan atık gazdan ayrılması; yeraltına nakledilmesi ve yeraltında daimi olarak depolanmasını kapsamaktadır.
CERES raporuna göre sigorta şirketleri karbon tutma ve depolama projelerinden kaynaklanan çeşitli riskleri yönetmek üzere ilk defa 2008 yılında piyasaya ürün çıkarmış ve sigortalanabilirliğin sınırlarını anlamak üzere araştırmalar yayınlamıştır.
Avrupa sigorta sektörü de karbon tutma ve depolama teknolojisinin teminat altına alınabilmesi için yeni çözümler geliştirme peşindedir. Buna karşın, karbondioksit gazının uzun ömrü, depolanması ve söz konusu teknolojinin henüz erken deney safhasında olması bu tip projelerin sigortalanmasında küresel bir çözümün mümkün olmadığını ve sadece münferit çözümlerin etkili olacağını ortaya koymaktadır.
Sigorta Şirketlerinin Sürdürülebilir Teminat Sağlama Girişimlerinden Örnekler
Birleşik Krallık
İngiliz Sigortalar Birliği (ABI) konut inşaatı yapanlara yönelik olarak sigorta şirketlerinin binaların iklime karşı esneklik değerlendirmesine ilişkin bir kılavuz yayınlamıştır.
Almanya
Alman Sigorta Şirketleri Birliği (GDV) rüzgâr enerjisi santrallerinde yangından korunma yöntemlerini araştırarak santrallerdeki aksama süresinin en aşağı düzeye çekilebilmesi için sektörle birlikte sistem bileşenlerinin standartlandırılma potansiyelini tanımlamıştır.
3.5. Mikro-sigorta
Mikro-sigorta düşük gelirli ve sigortaya kısıtlı erişimi olan bireyler için teminat sağlamaktadır. Birçok mikro-sigorta ürünü Güney Amerika, Afrika ve Asya’da kırsal alanlardaki yiyecek ve su kıtlığına yönelik olmakla beraber çoğunlukla Avrupalı sigorta şirketleri tarafından sağlanmaktadır. Buna karşın mikro-sigortaya yönelik talep gelişmiş ülkelerde de mevcuttur.
3.6. Hasar Yönetimi
Hava olayları ile bağlantılı afetler sonucu meydana gelen hasarlarla başa çıkmak zor bir süreç olmakla birlikte hızlı ve eşgüdümlü eylem gerektirmektedir. Doğal afetler için hazırlık yapılması, paydaşlar ve özellikle sigorta şirketleri ile yakın işbirliği içerisinde afet öncesi plânlar tasarlanması önemli rol oynamaktadır.
Özel sigorta şirketleri hasarların tazmin edilmesinde daha verimli çözümler sağlamaktadır. Örneğin, 2005 yılında İspanyol hasat sigortası sistemi tarafından başlangıç fonu (yıllık prim geliri) büyüklüğünü aşan miktarda hasar bedeli ödenmiştir. Bu durum sigorta şirketlerinin fonları verimli olarak kullanabilme kabiliyetini ortaya koymaktadır.
Sigorta şirketleri ayrıca hasarlar ile başa çıkmak üzere tüketici ve tedarikçilere iklim dostu ve hava koşullarına karşı esnek alternatif modeller hakkında yol göstermektedir.
Sigorta Şirketlerinin Hasar Yönetiminin Geliştirilmesine Yönelik Girişimlerinden Örnekler
Almanya — Kyrill Fırtınasında Hızlı Hasar Ödemesi
18–19 Ocak 2007 tarihlerinde meydana gelen Kyrill fırtınası Avrupa’yı olumsuz etkilemiştir. Fırtına özellikle Almanya’da büyük hasara neden olmuştur. Ancak Almanya’da konut sigortaları popüler olmakla birlikte hava olayları ile bağlantılı riskler sonucu meydana gelen hasarlar da teminat kapsamında bulunmaktadır. Sonuç olarak, birçok hasar vakasında konut sahiplerinin maddi hasarları hızlı bir şekilde tazmin edilmiştir.
Norveç — Hazırlık Planı
Norveç Doğal Tehlike Havuzu’nun (NNPP) rapor edilen tüm hasarların ele alınmasından, bireysel hasarların değerlendirilmesi, raporlanması ve nihai hasar rakamlarının rapor edilmesine kadar geçen süreçleri kapsayan bir hazırlık plânı bulunmaktadır.
3.7. İklim Değişikliğinin Hafifletilmesi
İklim ve doğal afet riskinin dengelenmesinin maliyeti önemli bir miktar olmakla birlikte yönetilebilir niteliktedir.
Sigorta şirketleri sera gazı salınımlarının azaltılması için Kyoto Protokolü gibi ulusal, uluslararası ve Avrupa düzeyinde alınan tedbirlere destek vermektedir. Sigorta şirketleri sera gazlarının üretilmesinde başrol oynamamakla birlikte şirketler kendilerinden kaynaklanan sera gazlarını azaltma yoluna gitmektedir. Buna göre şirketlerden bazıları şirket içi enerjiyi azaltmak ve karbon krediler üreten projelere yatırım yapmak yoluyla sera gazını faaliyetlerinde nötr hale getirmeyi taahhüt etmiştir.
Sigorta Şirketlerinin İklim Değişikliğinin Hafifletilmesine Katkı Sağlayan Girişimlerinden Örnekler
Belçika — E-dokümanlar
Belçika sigorta şirketleri hâlihazırda müşterilerine 12 milyon adet fatura belgesi göndermektedir. Ancak gönderilen belge miktarının önemli miktarda azaltılması plânlanmaktadır. Bu kapsamda yeni bir internet uygulamasının (e-faturalama) 2009 yılı sonu itibariyle başlatılması beklenmektedir.
Türkiye— Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı’nın Çevre Politikası
Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı (TSEV), iklim değişikliği riskine ilişkin farkındalığın arttırılmasına yönelik ilk adım olarak bir Çevre Politikası hayata geçirmiştir. Söz konusu politika kapsamında TSEV tarafından araştırma yapılması; konferans ve seminerler düzenlenmesi; yayınlar hazırlanması ve çevre sorunlarının sigorta sektörünün gündeminde tutulması taahhüt edilmiştir.
-
Çevre düzenlemeleri ve kabul edilmiş uygulama kuralları ile uyum sağlanması ve bu kuralların geliştirilmesi. Çevre Politikası, Kyoto Protokolü gibi uluslararası anlaşmalar ile standartların Türkiye’de uygulanmasının garanti edilmesini taahhüt etmektedir.
-
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi gibi uluslararası yapılarla iletişim sağlanması ve bu yapılar tarafından belirlenen ilkelerin uygulanması konusunda çalışmalar yapılmaktadır.
-
Çevre konuları hakkında personel farkındalığının arttırılmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır.
-
Elektrik ve su tüketiminin azaltılması ve geri dönüşüm için tedbirler alınması. Çevre Politikası ayrıca sera gazı salınımlarının hesaplanması, salınımların azaltılması için tedbirler alınması ve salınımların dengelenmesi için ağaç dikilmesini amaçlamaktadır.
Bir Türk sigorta şirketi tarafından ise iç işlem ve ürünlerinde çevre dostu yenilikler uygulayan bir Sorumlu Büyüme Stratejisi kabul edilmiştir. Şirket, ISO 140001 Çevre Yönetim Sistemleri Sertifikasına sahip müşterilerine yangın sigortasında, hibrid araç sahibi müşterilerine ise motorlu taşıt sigortasında indirimler sunmaktadır.
3.8. Yatırım
Sigorta sektörü en büyük kurumsal yatırımcılardan biridir. 31 Aralık 2008 tarihi itibariyle, Avrupa sigorta sektörünün yaklaşık 6.800 Milyar Euro’yu şirket hisselerine (% 33), tahvillere (% 35) ve diğer varlıklara yatırdığı görülmektedir.
Sigorta şirketlerinin düşük karbonlu ve karbonsuz teknolojilere yönelik yatırımları ise giderek yaygınlaşmaktadır. Ayrıca Avrupa sigorta şirketleri, iklim çözümlerine yatırım yapılması ve sürdürülebilir yatırımlar için ihtiyari standartlar belirlenmesinde Amerika ve Asya’daki mukabillerinin açık farkla önünde yer almaktadır.
Sigorta Şirketlerinin Yatırım Girişimlerinden Örnekler
Fransa
Fransız Sigorta Birliği (FFSA) ile Fransız Mütüel Sigorta Şirketleri Birliği (GEMA) Şartı’nı imzalayan Fransız sigorta ve reasürans şirketleri bir “sorumlu yatırımlar politikası” nın teşvik edilmesi için girişimde bulunmuştur.
Birleşik Krallık
ClimateWise girişiminin üyeleri tarafından iklim değişikliğinin yatırım stratejileri ile bütünleştirileceği taahhüt edilmiştir.
4. Riske Yönelik Plânlı Yaklaşım
Ölçülebilen Riskler
Sigorta şirketleri bir riskin tazmin edilebilir olup olmadığını anlamak ve eğer risk tazmin edilebilir ise uzun dönemde sürdürülebilecek tazminat için şartları (gerekli önleme tedbirleri, uygulanabilir indirimler ve sigorta primleri) değerlendirebilmek üzere risk ölçümüne ihtiyaç duymaktadır.
Azami Kayıp
Doğal afet sonucu meydana gelen azami kayıpların da yönetilebilir olması gerekmektedir. Doğal afet sigortası, doğal afet büyüklükleri ve afetler sonucu meydana gelen hasarlarda görülen büyük değişimler ile tanımlanmaktadır. Zira büyük ölçekli doğal afetlerin ortalama kayıp ve sonuç olarak sigorta primleri üzerinde önemli etkisi bulunmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |