HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|nesai|İbnu Abbas|Sa'b İbnu Cessame (ra), Resulullah (sav)'a, ihramlı iken, Kudeyd'de ucundan kan damlayan bir vahşi eşek budu hediye etti. Resulullah, bu hediyeyi Sa'b'a iade etti (kabul etmedi). |Nesai, Hacc 79, (5, 183-185)|1242
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|ebu davudtirmizinesai|Cabir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Siz ihramlı iken, bizzat avlamamış iseniz veya (sizin arzunuzla) sizin için avlanmamış ise kara av hayvanları(nın eti) size helaldir." |Ebu Davud, Menasik 41, (1851); Tirmizi, Hacc 25, (846); Nesai, Hacc 81, (5, 187)|1243
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|müslimnesai|Abdurrahman İbnu Osman|Biz ihramlı iken Talha ile beraberdik. Bize bir kuş hediye edildi. Bu sırada Talha yatıyordu. Kuş etinden bazılarımız yedi, bazılarımız çekinip yemedi. Talha uyanınca yiyenleri te'yid etti ve: "Biz Resulullah (sav) ile birlikte onu yedik" dedi. |Müslim, Hacc 65, (1197); Nesai, Hacc 78, (5, l82)|1244
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|muvatta|Abdullah İbnu Amir İbni Rebia|Hz. Osman (ra)'a Arc'ta iken bir av eti getirildi. Arkadaşlarına: "Yiyiniz!" dedi. Onlar: "Sen yemiyor musun?" diye sordular. "Ben," dedi, "sizin durumunuzda değilim, bu hayvan benim için avlandı." |Muvatta, Hacc 84, (1, 354)|1245
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|muvatta|Urve|Hz. Aişe (ra)'e: "Bir av hayvanı benim için avlanmamışsa bu bana helal mi, haram mı?" diye sormuştum, şu cevabı verdi: "Ey kızkardeşimin oğlu, o (ihram müddeti) on gündür. İçinde bir seğrime (rahatsızlık, şüphe) hissedersen bırakıver (yeme)." |Muvatta, Hacc 85, (1, 354)|1246
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|muvattanesai|Zeyd İbnu Ka'b|el'Behzi (ra) -ki ismi Zeyd İbnu Ka'b'dır- anlatıyor: "Resulullah (sav) Mekke ye gitmek düşüncesiyle ihramlı olarak (Medine'den) çıktı. Ravha nam mevkiye varınca orada kesilmiş bir vahşi eşekle karşılaştılar. Resulullah (sav)'e bundan bahsedildi: "Bırakın onu, dedi, sahibi hemen gelebilir!" Derken hayvanın sahibi Behzi geldi ve Resulullah (sav)'ı bularak: "Ey Allah'ın Resulü, bu eşeği (size bıraktım) dilediğiniz gibi tasarruf edin!" dedi. Resulullah derhal Hz. Ebu Bekir'e emrederek, "yol arkadaşları arasında taksim etmesini" söyledi. Sonra yola devam edip İsaye nam yere geldi. Burası Ruveyse ile Arc arasında bir yer idi. Sıcak bir gölgede kıvnlıp uyumakta olan bir ceylan vardı. -Ravi der ki- "Resulullah (sav) bir şahsa, herkes geçinceye kadar orada bekleyip kimseye hayvanı rahatsız ettirmemesini emretti. |Muvatta, Hacc 79, 1, (351); Nesai, Hacc 78, (5, 182,183), Sayd 32, (7, 205)|1247
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|muvatta|Urve|Zübeyr (ra) ihramlı olduğu halde (yemek üzere yanına) güneşte kurutulmuş ceylan eti dizisini azık olarak alıyordu. |Muvatta, Hacc 77, (1, 350)|1248
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|ebu davudtirmizi|Ebu Hüreyre|Biz, hacc veya umre için Hz. Peygamber (sav)'le birlikte yola çıkmıştık. Yol esnasında bir çekirge sürüsüne rastladık. Kamçı ve yaylarımızla vurmaya başladık. Resulullah (sav): "Bunu yeyin, zira o deniz avından (sayılır)" dedi." |Ebu Davud, Menasik 42, (1853); Tirmizi, Hacc 27, (850), 3|1249
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|ebu davudmuvatta|Ebu Hüreyre|Ka'bu'l-Ahbar demiştir ki: "Çekirge deniz avı(ndan sayılmış)dır." |Ebu Davud, Menasik 42, (1853); Muvatta, Hacc 82, (1, 352)|1250
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|muvatta|Ebu Hüreyre|Muvatta'da şu ziyade var: Hz. Ömer (ra) Ka'b'a sordu: "Nereden biliyorsun (ki çekirge deniz avıdır)?" Ka'b şu cevabı verdi: "Ey mü'minlerin emiri, nefsimi yed-i kudretinde tutan Zat-ı Zülcelal'e yemin ederim, bu (bir nevi) balık hapşırmasıdır, her yıl iki sefer hapşırır." |Muvatta, Hacc 82, (1, 352)|1251
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|müslimebu davudİbnu mace|Aişe|Esma Bintu Umeys, Muhammed İbnu Ebi Bekir'in doğumu sebebiyle Şecere nam mevkide nifas olmuştu. Resulullah (sav), Hz.Ebu Bekir (ra)'i görüp, kadına yıkanıp ihrama girmesini emretmesini söyledi. |Müslim, Hacc 109, (1209); Ebu Davud, Menasik 35, (1834); İbnu Mace, Menasik 12, (2911)|1252
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|muvattanesai|Esma Bintu Ümeys|Muhammed'i Beyda'da doğurduğunu söylemiş, önceki hadisteki durumu aynen zikretmiştir. (Muvatta'nın bir başka rivayetinde şöyle denir: "(Esma..) Zülhuleyfe'de Muhammed'i doğurdu). Ebu Bekir (ra) ona yıkanmasını sonra da ihrama girmesini emretti." Nesai, bir başka rivayette şu ziyadeyi ilave eder: "...sonra hacc için ihrama girmesini, Ka'be'yi tavaf hariç, herkesin yaptıklarını aynen yapmasını (emretti)." Yine Nesai'nin bir başka rivayetinde (Esma) şöyle demiştir: Resulullah'a (birisini) göndererek: "Ne yapayım?" diye sordurdum. Bana: "Yıkan, (kan gelen kısma) sargı bağla, sonra da ihrama gir" haberini gönderdi.) |Muvatta, Hacc 1, (1, 322); Nesai, Hacc 26,(5, 127)|1253
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|muvatta|İbnu Ömer|İbnu Ömer (ra)'den yapılan bir rivayete göre, hacc veya umre için ihrama giren hayızlı kadın hakkında, "Kadın dilerse umre veya haccı için ihrama girer, ancak Beytullah'ı tavaf edemez, Safa ile Merve arasındaki sa'yi de yapamaz. Bunlar dışındaki bütün menasike insanlarla birlikte katılır. Temizleninceye kadar mescide yakın olamaz." |Muvatta, Hacc 45|1254
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|ebu davudtirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Nifaslı ve hayızlı kadınlar mikata gelince guslederek ihrama girerler ve Beytullah'a olan tavaf hariç bütün menasiki ifa ederler." |Ebu Davud, Menasik 10, (1744); Tirmizi,Hacc 100, (945)|1255
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|buharimüslimmuvattaebu davudnesai|İbnu Ömer|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Beş hayvan vardır, bunların öldürülmesi ihramlıya günah değildir: Karga, çaylak, akrep, fare, kelb-i akur." (Bir rivayette şöyle denmiştir: "Bunları, Harem'de ve ihramda iken öldürene günah yoktur." Ebu Davud ve Tirmizi'nin, Ebu Saidi'l-Hudri'den kaydettikleri bir rivayette: "Adi yırtıcılar" da denmiştir. Bundan maksad insana saldırıp yaralayandır.) |Buhari, Cezau's-Sayd 7; Müslim, Hacc 72, (1199); Muvatta, Hacc 88,(1, 356); Ebu Davud, Menasik 40, (1846); Nesai, Hacc 82-84, 86-88, (5, 187-190),3|1256
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|muvatta|Alkame İbnu Ebi Alkame|Alkame İbnu Ebi Alkame, annesinden rivayet etmiştir ki: "Annesi, Hz. Aişe (ra)'yi ihramlı iken bedenini kaşıyan kimse hakkında soru sorulunca dinlemiştir. Hz. Aişe şu cevabı verir: "Evet, kaşınsın ve şiddetle kaşısın." Sonra Hz. Aişe ilave eder: "Ellerimi bağlasalar, (kaşınmak için ayaklarımdan başka bir imkanım olmasa) ayaklarımla kaşınırım." |Muvatta, Hacc 93, (1, 358)|1257
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|ebu davudİbnu mace|Esma Bintu Ebi Bekr|Hacc yapmak üzere Hz. Peygamber (sav)'le birlikte çıktık. Arc nam mevkiye kadar geldik. Orada Resulullah (sav) konakladı, biz de konakladık. Hz. Aişe (ra) Resulullah (sav)'ın yanına oturdu. Ben de babam Ebu Bekir'in yanına oturdum. Resulullah'ın binek devesi ile, Hz.Ebu Bekir'in binek develeri tekdi ve o da Ebu Bekir'e ait bir köle ile birlikte (yolda) idi. Ebu Bekir (ra) oturup, kölenin gelmesini beklemeye başladı. Köle geldi ama beraberinde deve yoktu. Hz.Ebu Bekir (ra): "Deven nerde?" diye sordu. Köle: "Sabahleyin onu kaybettim!" dedi. Ebu Bekir (ra): "Tek bir deveyi kayıp mı ettin!" deyip köleye vurmaya başladı. Resulullah bu sırada gülüyor ve şöyle diyordu: "Şu ihramlıya bakın neler de yapıyor!" (İbnu Ebi Rizme der ki: Resulullah: "Şu ihramlıya bakın neler de yapıyor?" deyip gülüyor, (başka bir şey söylemiyordu)." |Ebu Davud, Menasik 30, (1818); İbnu Mace, Menasik 21, (2933)|1258
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|muvatta|Rebia İbnu Abdillah|Hz. Ömer (ra)'i ihramlı iken (Mekke ile Medine arasındaki Sükya köyünde) devesinin kurtlarını alıp toprağa atarken gördüm. |Muvatta, Hac 92, (1, 357)|1259
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhram Ve Haramları|muvatta|Nafi'|İbnu Ömer (ra), ihramlının, devesinden pire veya güve gibi haşereleri temizlemesini mekruh addederdi. |Muvatta, Hacc 95, (1, 358)|1260
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Telbiye Hakkında|buharimüslimmuvattatirmiziebu davudnesaiİbnu mace|İbnu Ömer|Sizin Beyda'nız, hakkında Resulullah'a iftira ettiğiniz şurasıdır. Ama, Resulullah (sav) sadece mescidin -yani Zülhuleyfe mescidinin- yanında ihrama girip telbiye getirdi. (Bir rivayette şöyle denir: "Resulullah (sav) Şecere nam mevkide devesine bindiği zaman telbiye getirdi." Nesai'nin diğer bir rivayetinde denir ki: "İbnu Ömer'e: "Seni deven kaldırdığı zaman telbiye çeker gördüm" diye sorulmuştu. Şu cevabı verdi: "Çünkü Resulullah böyle yapmıştı.") |Buhari, Hacc 20; Müslim, Hacc 23, (1186); Muvatta, Hacc 30, (1, 332); Tirmizi, Hacc 8, (818); Ebu Davud, Hacc 21, (1771); Nesai, Hacc 56, (5, 162-164); İbnu Mace, Menasik 14, (2916)|1261
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Telbiye Hakkında|ebu davudnesai|Enes|Resulullah (sav) öğleyi kıldı. Sonra devesine bindi. Beyda tepesine çıktığı zaman telbiye getirdi. (Nesai, bir diğer rivayette şu ziyadeyi kaydetti: "Öğleyi kıldığı zaman hacc ve umre için ihrama girdi.") |Ebu Davud, Menasik 21, (1774); Nesai, Hacc 25, (5,127), 56, (5,162)|1262
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Telbiye Hakkında|ebu davud|Ebu Cübeyr|İbnu Abbas (ra)'a a dedim ki: "Resulullah (sav)'ın, vacib kıldığı zaman, getirdiği telbiye hususunda Ashabım ihtilama doğrusu hayret ediyorum!" Bana şu cevabı verdi. "Bu meseleyi ben herkesten iyi biliyorum. Aslında Resalullah (sav) tek bir hacc yaptı. Bütün ihtilaflar bununla ilgili. Resulullah (sav) hacc maksadıyla (Medine'den) yola çıktı. Zülhuleyfe Mescidi'ne gelip iki rekatlık ihram namazını kılınca, haccı fiilen olduğu yerde başlattı. Namazı bitirince de hacc için telbiyede bulundu. İşte bu telbiyeyi bir kısım insanlar işitti. Bunu kendisinden ben de (işittim ve) hatırımda tuttum. Sonra hayvanına bindi. Devesi onu yerden kaldırınca tekrar telbiye getirdi. Bu ikinci telbiyeyi de işitenler oldu. (Her seferinde telbiyeleri) farklı kimselerin işitmesi, insanların dağınık ve hareket halinde olmalarındandır Böylece, devesi onu kaldırdığı zaman çektiği telbiyesini de yeni insanlar işitti, işte bunlar: "Resulullah (sav), devesi kaldırdığı zaman telbiye getirdi" dediler. Resulullah (sav) yoluna devam etti. Beyda tepesine çıkınca da telbiye getirdi. Bu telbiyeyi de işiten başkaları vardı. Bunlar: "Resulullah (sav) Beyda'ya çıkınca telbiye getirdi" dediler. Allah'a kasem olsun! Resulullah namazgahında haccı başlattı. Devesi kaldırdığı zaman telbiye getirdi, sonra Beyda tepesine çıkınca orada da telbiye getirdi." Said İbnu Cübeyr sözüne devamla dedi ki: İbnu Abbas'ın sözünü esas alanlar (Zülhuleyfe'deki) namazgahta iki rek'atlık ihram namazını kılar kılmaz telbiye getirdi." |Ebu Davud, Menasik 21, (1770)|1263
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Telbiye Hakkında|buharimüslimmuvatta|Nafi'|İbnu Ömer (ra) Harem bölgesinin en yakın yerine geldi mi telbiyeyi artık bırakırdı. Sonra Zu-Tuva nam mevkide geceyi geçirir, orada sabah namazını kılar, sonra yıkanırdı ve derdi ki: "Resulullah (sav) böyle yapmıştı." |Buhari, Hacc 38, 39; Müslim, Hacc 226, (1259); Muvatta, Hacc 32, (1, 333)|1264
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Telbiye Hakkında|ebu davudtirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Mukim olanlar veya umre yapanlar, Hacer-i Esved'i istilam edinceye kadar telbiyeyi bırakmazlar." (Hadis, Tirmizi'de şöyledir: "Resulullah (sav), umrede iken, Hacer-i Esved'e istilam yapınca telbiyeyi bırakırdı.") |Ebu Davud, Menasik 29, (1817); Tirmizi, Hacc 79, (919)|1265
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Telbiye Hakkında|buharimüslimmuvattatirmiziebu davudnesai|İbnu Ömer|Resulullah (sav)'ı telbiye çekerken -bir rivayette mülebbiyen değil, mülebbiden demiştir- işittim şöyle diyordu: "Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyk la şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mülk, la şerike leke." Bu kelimelere başka ilavede bulunmuyordu. |Buhari, Hacc 26, Libas 89; Müslim, Hacc 19, (1184); Muvatta, Hacc 28, (1, 331-332); Tirmizi, Hacc 13, (825); Ebu Davud, Menasik 27, (1812); Nesai, Hacc, 54, (5, 159-160)|1266
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Telbiye Hakkında|nesai|İbnu Ömer|Bir rivayette şu ziyade var: "Abdullah İbnu Ömer (ra) derdi ki: "(Babam) Ömer İbnu'l-Hattab (ra) bu kelimelerden ibaret olan Resulullah'ın telbiyesi ile telbiye getirir ve şunu söylerdi: "Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyk ve sa'deyk ve'l-hayru fi yedeyk. Lebbeyk, ve'r-rağbau ileyk ve'l-amel." (Ebu Davud'un diğer bir rivayetinde Hz. Cabir (ra)'den şu ziyade vardır: "Resulullah şöyle telbiye getirirdi..." dedikten sonra tıpkı İbnu Ömer'in hadisindeki gibi bir metin zikretti. Sonra Hz. Cabir'in şunu ilave ettiğini kaydetti: "insanlar telbiyeye "...Zü'l-Mearic" ve benzeri kelimeler ilave ettiler. Resulullah (sav) bunları işitti ancak hiçbir müdahelede bulunmadı." Zü'l-Mearic, Allah'ın isimlerinden biri olup "yükselme yerlerinin sahibi" "yüksek dereceler sahibi" manasına gelir.) |Nesai, Hacc 54, (5, 161)|1267
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Telbiye Hakkında|nesai|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav)'ın telbiyesinde "Lebbeyk ilahe'l-Hakk (Buyur! Hak olan İlah!)" tabiri de vardı. |Nesai, Hacc 54, (5, 161-162)|1268
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Telbiye Hakkında|muvattaebu davudtirmizinesaiİbnu mace|Saib İbnu Hallad el-Ensari|Resulullah (sav) şunu söylediler: "Cibril (a.s) bana gelip, ashabıma ve beraberimde olanlara telbiye -veya ihlal dedi- çekerken seslerini yükseltmelerini emretmemi emir buyurdu." |Muvatta, Hacc 34, (1, 334); Ebu Davud, Menasik 27, (1814); Tirmizi, Hacc 15, (829); Nesai, Hacc 55, (5,162); İbnu Mace, Menasik 16, (2922-2923)|1269
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Telbiye Hakkında|müslim|İbnu Abbas|Müşrikler (haccederken şu şekilde telbiyede bulunurlardı): "Lebbeyke la şeri-ke leke". Resulullah (sav) da: "Yazık size, yeter, yeter" buyururdu. Müşrikler (telbiyelerinin devamında): "Yalnız bir şerik müstesna, o senin şerikindir, sen ona da, onun malik olduğu şeylere de maliksin" derlerdi. Onlar, bunu, Kabe'yi tavaf ederken söylerlerdi. |Müslim, Hacc 22, (1185)|1270
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhramını İfsad Edenler Hakkında|muvatta||İmam Malik (ra) anlatıyor: "Bana ulaştı ki, Hz. Ömer, Hz. Ali ve Hz. Ebu Hüreyre (ra)'ye haccetmek üzere ihrama girmiş bulunan birisi hanımı ile cinsi temasta bulunursa ne gerekir diye sual sorulmuştu. Şu cevabı verdiler: "Bunlar (başladıkları) haccı tamamlarlar. Sonra müteakip sene yeniden hacc yaparlar ve (ceza olarak da) kurban (hedy) keserler." Hz. Ali (ra) şunu söylemiştir: "Müteakip yıl, bunlar hacc için ihrama girince, haccı tamamlayıncaya kadar birbirlerinden ayrılırlar." |Muvatta, Hac 151, (1, 381-382)|1271
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|İhramını İfsad Edenler Hakkında|muvatta|İbnu Abbas|İbnu Abbas (ra), Mina'da iken, ifaza tavafından önce, hanımına cinsi temasta bulunan bir kimse hakkında sorulmuştu, bir bedene kesmesini emretti." Bir rivayette şöyle demiştir: "İfazadan önce ehline temas eden kimse (ceza olarak) yeni bir umre yapar ve bir de kurban (hedy) keser." |Muvatta, Hacc 159, (1, 384)|1272
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Sayd'ın Cezası|muvatta|Cabir|Hz. Ömer (ra) sırtlan öldüren için bir koç, geyik öldüren için bir keçi, tavşan öldüren için bir çebiş (küçük keçi), Arap tavşanı (denilen bir nevi tarla faresi) için bir kuzuya hükmetti." |Muvatta, Hacc 235, (1, 416)|1273
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Sayd'ın Cezası|muvatta|Ebu'z-Zübeyr|Mürsel (senetsiz) olarak Ebu'z-Zübeyr'den gelen rivayete göre, Hz. Ömer, çekirge hakkında: "Onu kim öldürürse -iki hakemin hükmüyle- onun karşılığını öder" diye hükmetmiştir. Şöyle ki: Zeyd İbnu Eslem'in rivayetine göre, bir adam gelerek Hz. Ömer'e: "Ey mü'minlerin emiri, ben ihramlı iken kamçımla birkaç çekirge öldürdüm, (ne yapmam gerekir?)" diye sormuş. Hz. Ömer ona bir avuç kadar taam yedir (tasadduk et) cevabını vermiştir. |Muvatta, Hacc 235, (1, 416)|1274
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Sayd'ın Cezası|||Muvatta'nın bir başka rivayetinde şöyle gelmiştir: "Bir adam Hz. Ömer (ra)'e, ihramda iken öldürdüğü çekirge hakkında sordu. Hz. Ömer, (yanında bulunan) Ka'bul-Ahbar'a: "Gel beraber hükmedelim" dedi. Ka'b: "Bir dirhem tasadduk etmesi gerekir" diye hükmetti. Hz. Ömer ona: "Sen dirhemleri buluyorsun. Şurası muhakkak ki hurma, çekirgeden daha hayırlıdır" dedi. ||1275
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Sayd'ın Cezası|muvatta|İbnu Şirin|Bir adam Hz. Ömer (ra)'e gelerek: "Ben ve arkadaşım ihramlı olduğumuz halde Akabe'deki bir tepeye doğru atlarımızla yarış yaptık ve bu esnada bir ceylan öldürdük. Bu fiilimize hükmünüz nedir?" diye sordu. Hz. Ömer (ra), yanında bulunan birine: "Gel beraber hükmedelim" dedi. (İbnu Şirin) der ki: "İkisi birlikte bir keçiye hükmettiler. Bunun üzerine adam döndü ve (yanındakilere): "Ömer'e bakın, mü'minlerin emiri ama, bir ceylan hakkında hüküm veremiyor, yardımcı olarak bir adam çağırıyor!" dedi. (Bu sözü işiten) Hz. Ömer (ra), adamı çağırtıp: "Sen Maide süresini okudun mu?" diye sordu. Adam: "Hayır!" deyince: "Pekiyi (hüküm vermede yardımını istediğim) bu adamı tanıyor musun?" dedi. Adam bu soruya da: "Hayır!" deyince Hz. Ömer: "Eğer, Maide süresini okuduğunu söyleseydin dayakla canını yakacaktım" dedi ve ilave etti: "Cenab-ı Hakk Kitab-ı Mubin'inde: "Ey iman edenler,.. İçinizden adalet sahibi iki adam hüküm (ve takdir) edecektir..." (Maide 95) buyurmuştur. Ve şu da Abdurrahman İbnu Avf'dır." |Muvatta, Hacc 231, (1, 414)|1276
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Sayd'ın Cezası|muvatta|İbnu Abbas|İbnu Abbas (ra) demiştir ki, "kim, haccın nüsükünden farzları dışında bir şey unutur veya terkederse bir kan (dem) akıtsın." |Muvatta, Hacc 240, (1, 419)|1277
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Hacc-ı İfrad|müslimmuvattatirmiziebu davudnesai|Aişe|Hz. Peygamber (sav) hacc-ı ifrad yapmıştır. |Müslim, Hacc 122, (1211); Muvatta, Hacc 38, (1, 335); Tirmizi, Hacc 10, (820); Ebu Davud, Menasik 23, (1777); Nesai, Hacc 48, (5, 145)|1278
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Hacc-ı İfrad|muvatta|İbnu Ömer|[Babam Ömer (ra) dedi ki]: "Haccınızla umrenizin arasını ayırın. Zira böyle yapmak, sizden birinin haccının daha mükemmel olmasını sağlar. Umrenizin mükemmel olması da, onu hacc ayları dışında yapmaya bağlıdır." |Muvatta, Hacc 67, (1, 347)|1279
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Hacc-ı İfrad|ebu davud|Muaviye|Ey Resulullah'ın ashabı! Biliyor musunuz, Resulullah (sav) şunu şunu yapmayı yasakladı, kaplan derilerine oturmayı yasakladı?" Dinleyenler: "Evet (biliyoruz!)" dediler. Hz. Muaviye (ra) tekrar sordu: "Resulullah (sav)'ın hacc ile umrenin arasını birleştirmenizi (hacc-ı kıran yapmanızı) da yasakladığını biliyor musunuz?" Yanındakiler: "Hayır, bunu bilmiyoruz!" dediler. Hz. Muaviye (ra): "Öyleyse bilin, bu da öbürleriyle birlikte (yasaklar arasında). Ne var ki, sizler unutmuşsunuz!" dedi. |Ebu Davud, Menasik 23, (1794)|1280
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Hacc-ı İfrad|müslim|Cabir|Cabir ve Ebu Said el-Hudri (ra) şöyle demişlerdir: "Biz Resulullah (sav) ile birlikte hacc için avazımızın çıktığı kadar yüksek sesle telbiye getirerek (Mekke'ye) geldik." |Müslim, Hacc 212, (1248)|1281
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Hacc-ı Kıran|buharimüslimebu davudtirmizinesaiİbnu mace|Enes|Resulullah (sav)'ı hacc ve umre her ikisi için de (ihrama girip) telbiye çekerken işittim. Bekr İbnu Abdillah el-Müzeni demiş ki: "Ben bunu Abdullah İbnu Ömer (ra)'e söyledim. Bana: "Resulullah (sav) sadece hacc için telbiye getirdi" diye cevap verdi. Sonra tekrar Enes (ra)'le karşılaştım ve İbnu Ömer'in sözünü kendisine aktardım. Bana (kızarak): "Galiba bizi çocuk yerine koyuyorsunuz. Ben Resulullah (sav)'ı: "Umre ve hacc için lebbeyk!" derken işittim" dedi. |Buhari, Taksiru's-Salat 5, Hacc 24, 25, 27, 117, 119, Cihad 104, 126; Müslim, Hacc 185, (1232); Ebu Davud, Hacc 24, (1795); Tirmizi, Hacc 11, (821); Nesai, Hacc 49. (5, 150); İbnu Mace, Hacc 38, (2968, 2969)|1282
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Hacc-ı Kıran|ebu davudnesaiİbnu mace|Ebu Vail|es-Subeyy İbnu Ma'bed dedi ki: "Ben Hıristiyan bir bedevi idim. Sonradan Müslüman oldum. Kabilemden Hüzeym İbnu Sürmüle adında bir kimseye gelerek: "Hey adamım, ben cihad hususunda hırslıyım. Hacc ve umre yapmayı da üzerime vecibe buldum. Ben bu ikisini nasıl birleştirebilirim?" diye sordum. Bana: "İkisini birleştir ve kolayına gelen bir kurban kes" dedi. Ben de ikisine birden (niyet edip) ihrama girdim. (Küfe'ye bir merhale mesafedeki) Uzeybe nam mevkiye geldiğim zaman Selman İbnu Rebia ve Zeyd İbnu Suhan ile karşılaştım. Ben hacc ve umre her ikisi için ihramdaydım. Biri diğerine benim hakkımda: "Bu adam devesi kadar da bilgili değil" dedi. Bunu işitince tepeme dağ yıkıldı zannettim. Doğru Ömer İbnu'l-Hattab (ra)'a gittim. Ben, hac ve umre her ikisi için de ihramımı devam ettirerek, hikayemi anlattım. Hz. Ömer bana: "Hz. Peygamber (sav) sünnetine irşad edilmişsin" dedi." |Ebu Davud, Menasik 24, (1799); Nesai, Hacc 49, (5, 146, 147); İbnu Mace, Menasik 38, (2970)|1283
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Hacc-ı Kıran|muvatta|Cafer İbnu Muhammed|Cafer İbnu Muhammed babasından naklediyor: "Mikdad İbnul-Esved, (Mekke yolu üzerindeki Sükya nam karyede) Hz. Ali (ra)'nin yanına girdi. Hz. Ali, bu sırada develerine un ve ağaç yaprağı karışımı yemlerini veriyordu. Mikdad: "Şu Osman İbnu Affan (ra) hacc ve umrenin arasını birleştirmeyi yasaklıyor" dedi. Hz. Ali (ra), ellerinde un ve yaprak bulaşığı olduğu halde dışarı çıktı. -Kollarındaki un ve yaprak bulaşığını hiç unutmayacağım- doğru Hz. Osman'ın yanına girdi. "Sen," dedi "hacda umrenin arasını birleştirmeyi yasaklıyormuşsun, doğru mu?" Hz. Osman (ra) şu cevabı verdi: "Bu benim reyimdir!" Hz. Ali: "Umre ve hacc için lebbeyk!" diyerek, öfkelenmiş olarak çıktı." |Muvatta, Hacc 40, (1, 336)|1284
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Hacc-ı Kıran|tirmizinesaiİbnu mace|Cabir|Resulullah (sav) hacc ve umreyi birleştirip, her ikisi için de tek bir tavaf yaptı. |Tirmizi, Hacc 102, (947); Nesai, Hacc 144, (5, 226); İbnu Mace, Menasik 39, (2973)|1285
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Hacc-ı Kıran|buharimüslimtirmizinesaiİbnu mace|İbnu Ömer|Hac ile umreyi birleştiren kimseye tek bir tavaf yeterlidir, ikisinin ihramından birlikte çıkar. |Buhari, Hacc 77, 105, Muhsar 1, 3, 4, Megazi 35; Müslim, Hacc 181, (1230); Tirmizi, Hacc 102, (947); Nesai, Hacc 144, (5, 225-226); İbnu Mace, Menasik 39, (2975)|1286
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Hacc-ı Kıran|tirmiziİbnu mace|İbnu Ömer|Tirmizi'de şöyle gelmiştir: "Kim hacc ve umre için ihrama girerse, her ikisinin de ihramından çıkıncaya kadar, tek tavaf, tek sa'y yeterlidir. |Tirmizi, Hacc 102, (948); İbnu Mace, Menasik 39, (2975)|1287
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Hacc-ı Kıran|buharimüslimmuvattanesai|Nafi'|Haccac-ı Zalim, Abdullah İbnu Zübeyr (ra)'le savaşmak üzere Mekke'ye indiği zaman, Abdullah İbnu Abdillah ile Salim İbnu Abdillah geldiler ve Abdullah İbnu Ömer (ra)'le konuştular: Kendisine: "Bu yıl haccı terketmen sana bir zarar vermez. Zira biz, halk arasında savaş çıkıp seninle Beytullah arasına girileceğinden korkmaktayız" dediler. Abdullah onlara: "Benimle Beytullah arasına girilerek engel çıkarılırsa, ben de Kureyş'in Hz. Peygamber'le Beytullah arasına girdiği zaman Resulullah'ın davrandığı şekilde davranırım. Şahid olun, şu anda umreye niyet ettim!" dedi ve derhal kalkıp Zülhuleyfe'ye gitti. Umreye niyet ederek ihram giydi, telbiye getirdi. Sonra şunu söyledi: "Yolumu serbest bırakırlarsa umremi tamamlarım. Beytullah'la aramda engel olurlarsa Resulullah (sav)'ın yaptığı gibi yaparım." Ve şu ayeti tilavet etti. (Mealen): "Resulullah'ta sizler için güzel örnek vardır" (Ahzab 21). Sonra yoluna devam etti ve Beyda sırtına kadar geldi. Orada: "Bunların ikisinin hükmü de aynı. Eğer benimle umrem arasına girip mani olurlarsa haccıma da mani olmuşlar demektir. Sizleri şahid kılıyorum, umre ile birlikte hacca da niyet ettim" dedi. Yoluna devam etti. Kadid'e geldiği zaman bir kurbanlık aldı. Sonra (Mekke'ye girip) hacc ve umre her ikisi için tek bir tavsif yaptı." Bir rivayette şöyle denmiştir: "Her ikisi için de ihrama girdi ve böylece Mekke'ye geldi. Beytulah'ı tavaf etti. Safa ve Merve arasında sa'y etti, buna bir ilavede bulunmadı, ne kurban kesti, ne traş oldu, ne taksirde bulundu, ne de ihramla haram ettiği şeylerden birini nefsine helal kıldı. Kurban gününe kadar bu hal üzere devam etti. O gün kurban kesti, traş oldu. ilk yaptığı tavafla hem haccin hem de umrenin tavafını yerine getirdiği kanaatinde idi. Sonunda: "Resulullah (sav) böyle yapmıştı" dedi. |Buhari, Hacc 77, 105, Muhsar 1, 3, 4, Meğazi 35; Müslim, Hacc 180-183, (1230); Muvatta, Hacc 42, (1, 337); Nesai, Hacc 53, (5, 158), 144, (5, 226)|1288
HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Hacc-ı Temettu Ve Haccın Feshi|müslimnesai|Abdullah İbnu Şakik|Hz. Osman (ra) hacc sırasında temettuda bulunmayı yasaklıyor, Hz. Ali de bunu emrediyordu. Hz. Osman, Hz. Ali (ra)'ye bir kelam söyledi. Hz. Ali (ra): "Sen de biliyorsun ki biz, Resulullah (sav)'la birlikte haccederken temettü haccı yaptık" dedi. Hz. Osman da: "Evet, ama biz korkuyorduk" dedi." |Müslim, Hacc 158, (1223); Nesai, Hacc 50, (5, 152)|1289
Dostları ilə paylaş: |