OSMANLIYI KURTARMAYA YÖNELİK DÜŞÜNCE AKIMLARI
Osmanlıcık:
-
Fransız ihtilalinin yaydığı milliyetçilik düşüncesi Osmanlı sınırları içinde yaşayan azınlıkları harekete geçirmişti. Tanzimat döneminin sonlarına doğru örgütlenen Genç Osmanlılar, Fransız ihtilalinin Osmanlı üzerindeki yıkıcı etkisini kırmak için Osmanlıcılık düşüncesini ortaya attılar. Bu düşüncenin temel felsefesi; “Osmanlı ülkesinde etnik benlik değil, Osmanlı olma düşüncesi vardır” düşüncesine dayanır. Bütün halkın bu düşünceyi kabul edebilmesi için ise Müslim-Gayri Müslim eşitliği olması gerekiyordu ki bunun içinde yeni düzenlemeler yapıldı (Islahat Fermanı ve Anayasalı meşruti yönetim kurmak gibi). Meşruti yönetime geçilip gayrimüslimlerin meclise alınması ile Osmanlıcılık düşüncesi kesin olarak yürürlüğe girdi; Fakat bu uygulama da beklenen sonucu vermedi.
-
II.Abdülhamit’in, meclisi kapatması Osmanlıcılık düşüncesi için olumsuz bir gelişme idi. Berlin Antlaşmasından sonra Balkanlarda meydana gelen kopmalar ve Balkan savaşları Osmanlıcılık düşüncesinin iflas ettiğini gösterdi. Milliyetçilik güçlendikçe Osmanlıcılık düşüncesi tarihin derinliklerine gömüldü.
Ümmetçilik (İslamcılık):
-
Müslümanlar arasında birlik ve dayanışmayı esas alır. II. Abdülhamit döneminde ortaya çıkan bu düşünce Osmanlıcılık düşüncesine alternatif olarak kullanıldı. Fransız İhtilalinin İslam dünyası üzerindeki olumsuz etkisi kırılmaya çalışıldı. Bu düşünce sadece sınırlar içindeki değil; sınırlar dışındaki Müslümanları da kapsamına almıştır. II. Abdülhamit halifelik makamını da kullanarak İslam alemini emperyalist güçlere karşı zinde tutmayı amaçlamıştır. İngilizler bu düşünceyi geçersiz kılmak için Arap topraklarında milliyetçilik düşüncesini yaymıştır. Kuzey Afrika’daki emperyalist işgaller İslamcılık için olumsuz olmuştur. I. Dünya savaşında Hicaz ve Yemen cephelerindeki gelişmeler İslamcılık düşüncesinin iflas ettiğini göstermiştir.
-
Almanya, İngiltere’ye olan düşmanlığından dolayı, İslamcılığı desteklemiştir (Pan-Germenizim ile Panislamizmi, Almanya İngiltere’ye karşı kullanmak istemiştir).
-
İslamcılık, hilafetin kaldırılması ile temel dayanağından da yoksun kalmıştır.
Turancılık:
-
Kültür hareketi olarak başlayan Türkçülüğün siyasi yönüdür. Bu fikri Ziya Gökalp’in “Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan; Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan” sözü en iyi şekilde açıklamaktadır.
-
Bu fikir bütün Türklerin bir bayrak altında toplanmasını hedef almaktadır.
-
Dünya savaşındaki gelişmeler “Turancılık” düşüncesine olumsuz etki yapınca; Turancılar sadece Türkiye Türklüğünü ölçü almıştır. Enver Paşa Turancılık fikri doğrultusunda I. Dünya savaşından sonra Türkistan’a gitmiş ve orada Ruslara karşı savaşırken, 1922’de şehit olmuştur.
-
Misak-ı Milli ve TBMM’nin milli egemenlik anlayışı Turancılık anlayışının fikri yönünü zayıflattı. Kurtuluş savaşı ise Turancılık anlayışının sonu olmuştur. Osmanlı’yı I. Dünya savaşına sokan düşünce Turancılık düşüncesidir.
Türkçülük:
-
XIX. Yüzyılın ortalarında kültür faaliyeti olarak başlamıştır. Osmanlıcılık ve İslamcılığın revaçta olduğu dönemde, Türkçülük, Türk tarihine yönelik devam etti. Türkçülüğün hız kazanmasında Rusya’dan kaçan Türkler etkili oldu. Türkçülüğe ilmilik kazandıran Ziya Gökalp, bir milleti dil, din, soy ve ülkü birliği oluşturur diyordu. Ziya Gökalp’e göre, din ile devlet ayrılmalı, batı medeniyeti benimsenmeli; İslam ümmetinden olunmalıdır. Yani kültürde Türk olmayı; medeniyette batılı olmayı savunmuştur.
-
Bu düşüncenin ortaya çıkıp yaygınlaşmasında Rusya’nın işgalleri ve baskıcı tutumu da etkili olmuştur.
-
Yusuf Akçura’nın “Üç Tarz-ı Siyaset” adlı makalesi Türkçülüğe siyasi mahiyet kazandırdı.
-
İttihat ve Terakki Partisi Türkçülüğü, II. Meşrutiyet döneminde devlet politikası haline getirmiştir.
-
Mustafa Kemal modern Türkiye’nin kuruluşunda Türkçülüğü; çağdaşlaşmasında ise batıcılığı esas almıştır.
NOT: Genç Kalemler Dergisi Türkçülük doğrultusunda yazılar yazmıştır.
Batıcılık:
-
Batıya yöneliş ilk önce askeri sahada başlamıştır. II. Meşrutiyet döneminde ise Batıcılık düşünce akımı olmuştur. Batıcılar 2’ye ayrılmaktadır: Bir grubu, batıyı bütün yönleri ile almak isterken; diğer grubu batının sadece ilim ve teknik yönünü almak istemiştir.
Federalcilik (Adem-I Merkeziyetçilik):
-
Prens Sabahattin tarafından savunulan ve II. Meşrutiyet döneminde taraftarları artan bir düşüncedir. Bu düşünceye göre Osmanlı devleti bölgelere ayrılmalı, her bölgeye saptanacak ölçüler içerisinde özerklik verilmelidir. Üretici ve girişimci kişiliğe önem vermişlerdir. “Devlet kişi ve toplum için çalışmalıdır” fikrini savunmuşlardır.
XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU
Türk milleti hakkını, haysiyetini, şerefini, tanıtmaya kadirdir.
Türk vatanının bir karış toprağı için bu millet
bir vücut olarak ayağa kalkar.
M. Kemal ATATÜRK
XX.YÜZYIL’DA OSMANLI DEVLETİ II. MEŞRUTİYET (23 Temmuz 1908)
İlan sebebi:
-
1908 Reval görüşmeleri ve dış baskılar
-
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Selanik’i kaybetme korkusu,
-
Makedonya’daki subayların idareye karşı olan güvensizlikleri sonucu çıkan ayaklanmalar
*İttihat ve Terakki Cemiyetine mensup subaylar Makedonya’da isyan ederek “hürriyet”in ilan edilmesini istediler. Selanik başta olmak üzere Makedonya’daki birkaç şehirde “hürriyet” ilan edildi. Bu baskılar karşısında II. Abdülhamit Anayasayı yürürlüğe koydu.
*Yürürlüğe konulan Anayasada şu değişiklikler yapıldı:
—Padişahın sürgün yetkisi ile meclisi açma-kapama
yetkisi kaldırıldı.
—Hükümet, Meclise karşı sorumlu tutuldu.
—Antlaşmaların yürürlüğe girebilmesi için Meclisin onaylaması şartı getirildi.
—Hükümet üyelerini seçme yetkisi Sadrazama verildi.
—Bireylere dernek kurma hakkı verildi.
—Sansür kaldırıldı.
Dostları ilə paylaş: |