Insan hakları için; yasama, yürütme ve yargıyı izleme bülteni



Yüklə 278,91 Kb.
səhifə3/3
tarix06.09.2018
ölçüsü278,91 Kb.
#78544
1   2   3



hükümler düzenlemeden çıkartıldı. Böylece, çocuklara ve diğer göstericilere, cezaların ertelenmesi için üst sınır olan

2 yıldan uzaklaşılarak ceza verilmesi engellenmeye çalışıldı. Taş atan çocukların 3 yıldan başlayarak cezalandırılmasının engellenmesi amaçlandı. Ancak madde, diğer göstericileri de kapsayacağından tartışma yaratabilecek.


Tahrikçiler Ve Suç Ortakları

Tasarıda, 2911 sayılı yasanın “tahrikçiler ve suç ortakları” başlıklı, halkı yasadışı gösteriye çeşitli yollarla özendiren- lere 1,5 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilmesini öngören

34. maddenin bütünüyle “çocuklara uygulanacak hükümler”

olarak değiştirilmesi düzenlendi. Buna göre, tasarı yasalaşırsa,

34. maddede, “2911 sayılı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılmaktan, buna bağlı olarak örgüt üyeliğinden ve propaganda suçundan mahkum oldukları cezalar, süresi aynı olmak koşuluyla, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak infaz edilir. Ancak bu hüküm, bu suçlardan mükerir olan çocuklar ile ateşli silah, mermi veya bıçak ya da patlayıcı maddelerle toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılan çocuklar hakkında uygulanmaz” hükmü yer alacak.
Çocuk Aileden Alınabilecek

Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri, Çocuk Koruma Kanunu’nun 5. maddesinde düzenleniyor. Buna göre, taş attığı için hakkında dava açılan çocuklara verilecek cezalar, “danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık, barınma” gibi tedbirl- erden birine dönüştürülebilecek. Bu tedbirler, çocuğun



cezası ertelenerek uygulanacak. Ancak aynı tedbirler, ailenin çocuğun bakımını sağlayamadığı durumlarda çocuğun akrabasına ya da SHÇEK’e verilmesini de düzenliyor. Buna göre, hakim, çocuğun aileden alınarak SHÇEK’e verilmesine hükmedebilecek. Hakim, SHÇEK’in hemen devreye girmesi amacıyla, çocuk için derhal korunma kararı da verebilecek.
Çocuklar Terör Suçlusu Olarak Yargılanma Devam Edecek Hazırlanan yasa teklifi, çocuk hakları savunucularından tepki aldı. Çocuklar İçin Adalet Girişimi; tekklifin çocuklara verilen cezaları azaltıyor gibi görünse de, çocuklari yine “terör” suçundan yargılanabileceklerini belirtiyor. Girişim, bu duru- mun uluslarası sözleşmelere aykırını olduğuna dikkat çekerek, “terörün” çocukların suç katalogundan tamamen çıkartılması gerektiğini belirtiyor.
EN ŞANSLI MAHKUM
İZLEM
Firarda bulunduğu dönemde, Ak Parti hükümetinin çı- karttığı yasayla cezasının 10,5 yılından kurtulan Bahçe- lievler Katliamı hükümlüsü Haluk Kırcı’nın iki kez “yan- lışlıkla serbest bırakıldığı” cezaevi maratonu son buldu.

22




7






1977’de Bahçelievler’de 7 TİP’li öğrenciyi öldürdüğü gerekçe- siyle 7 kez idama mahkum edilen Kırcı’nın cezası 1991’de 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası’nda yapılan “idam cezaları 10, müebbet hapis cezaları 8 yıl hapse dönüştürülür” değişikliği nedeniyle 70 yıl hapse dönüştürüldü. Bu düzenleme göre ya- pılan hesapla tahliye edilen Kırcı tahliye edildi. Bir süre sonra Kırcı’nın yanlış tahliye edildiği anlaşıldı, Kırcı ancak 1996’da yakalanabildi.
Karakoldan Kaçtı

İstanbul’da ele geçirilen Kırcı, götürüldüğü karakoldan kaç- mayı “başardı”. 3 yıl daha firarda yaşayan Kırcı, bu dönemde Susurluk Çetesi’nin eylemlerine karıştı. Kırcı 1999’da yeniden yakalandı. 2002’de çıkartılan AB’ye uyum paketiyle, idam ce- zalarının müebbet hapse dönüştürüleceğine ilişkin düzenle- me yürürlüğe girdi. Kırcı da cezasının müebbet hapse dönüş- türülmesi için 2003’te başvuru yaptı. Yargıtay 1. Ceza Dairesi,


2004’te Kırcı’nın dosyasından önce benzer durumdaki Musta- fa İzol dosyasını ele aldı. Birden çok idam cezasını tek müeb- bet hapse dönüştüren daire, müebbet hapsi de 1991’deki de- ğişiklik uyarınca 8 yıla dönüştürdü. Yargıtay Başsavcılığı bu karara itiraz etti. Ancak 1. Ceza Dairesi, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda görüşülecek itirazın sonucu beklemeden Kırcı’nın başvurusu da İzol’deki gibi sonuçlandırdı. Böylece Kırcı ser- best kaldı.




23

7
23


Meğer Yanlışmış

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Kırcı’nın tahliye edilmesinden sadece 13 gün sonra İzol kararının yanlış olduğunu kararlaş- tırdı. Kurul, bu durumdaki hükümlülerin kesintisiz 30 yıl ce- zaevinde kalması gerektiğine karar verdi. Toplam 17 yıl ceza- evinde yatan Kırcı, 13 yıl daha yatması gerektiğinden aran- maya başlandı ancak bulunamadı.
Cezası Kuşa Döndü

Kırcı, 23 Kasım 2004’te Ukrayna’da yakalandı. Ancak ya- kalandığı dönemde sevindirici bir haber de aldı. Hükümet, Kırcı’nın firarda olduğu dönemde, 21 Temmuz 2004’te idam cezalarını anayasa ve yasalardan tamamen ayıklamak için çı- karttığı yasa kapsamında, müebbet hapis cezalılarının 25 yıl cezaevinde kalması gerektiği düzenlemesini yaşama geçirdi. Aynı düzenlemede, bu kişilerin yatacakları her ay için cezala- rında 6 gün indirim yapılacağı hükmü yeraldı. Buna göre, 25 yıl cezaevinde yatması gereken hükümlünün, kesintisiz ya- tacağı süre 19,5 yıla düştü. Böylece Kırcı’nın cezası bir anda



10,5 yıl azalmış oldu.
Ceza Geri Geldi Ama

2005’te yürürlüğe giren Ceza ve Tedbirlerin İnfazı Hakkında Kanun’da ise müebbet hapis hükümlülerinin 30 yıl kesintisiz cezaevinde yatacağı düzenlemesine yer verildi. Böylece eski düzenlemeye geri dönülmüş oldu. Ancak 21 Temmuz’daki düzenlemeyle başlayan ara dönem, lehine olduğundan, Kır-

cı için bu düzenleme uygulandı. Benzer suçları İnfaz Kanunu yürürlüğe girdikten sonra işleyenler ise Kırcı’dan tam 10,5 yıl daha fazla cezaevinde yatmak zorunda kalacak.
Susurluk Cezası

Kırcı, Ak Parti hükümeti döneminde yapılan ara düzenlemeye göre, 2007 yılının ortalarında tahliye olacaktı. Ancak Susur- luk davasından aldığı ceza nedeniyle 3 sene 1 ay 15 gün daha hapis yatmak zorunda kalan Kırcı, tahliye edildi. İstanbul’da olduğu öğrenilen Kırcı’nın büyük skandallara sahne olan ce- zaevi maratonu da böylece son buldu.
TÜRKİYE, SİBER SUÇ SÖZLEŞMESİ’Nİ İMZALIYOR

İZLEM
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye’nin, Avrupa Konse- yi bünyesinde hazırlanan ve 1 Temmuz 2004’te yürürlüğe gi- ren Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesi’ne (Avrupa Kon- seyi Siber Suç Sözleşmesi) kısa süre içerisinde imza koyaca- ğını açıkladı. Böylece Türkiye, sanal ortamda işlenen suçlar- da uluslararası işbirliği imkanı kazanacak. Çocuk pornografi- si, sahtekarlık, terör, bilişim ortamına müdahale gibi suçlarla, sözleşmeye imza koyan 43 ülkeyle birlikte mücade edilecek.


Yıldırım, sözleşmeye imza konulması konusunda şunları söy- ledi: “Türkiye, sözleşmeyi imzalama kararı aldı. Sözleşme, uluslararası alanda bilişim suçları konusunda, devlet nezdin- de en kapsamlı sözleşme. Sözleşmeyle, sanal ortamda işlenen suçların tanımı, tasnifi ve yeknesaklığın sağlanması kuralla-

ra bağlanıyor. Ortak suç tanımı ve ortak ceza politikası, toplu- mun bilişim suçlarına karşı etkin korunması, soruşturma yön- temlerinin ortak belirlenmesi, bilişim suçlarında uluslarara-

sı işbirliği sözleşmeyle sağlanıyor. Tam adı, Avrupa Konseyi Siber Suç Sözleşmesi olan metin, içeriği ve ilkeleri itibariyle dünyada tek ileri örneği oluşturuyor. Sanal suç doğası gereği uluslararası ilişkiyi gerektiriyor. Ulusal mevzuat ne kadar ge- lişmiş olursa olsun, sanal suçlarla etkin mücadele sağlayamı- yor. İmzalanmasıyla birlikte sözleşme iç hukuk metni niteliği- ne kavuşuyor”

Hackerlara Ağır Yaptırım

Sözleşmenin imzalanmasının ardından, Türkiye, sözleşmede öngörülen düzenlemeleri yaşama geçirecek. Şu kurallar da iç hukuk düzenlemesi niteliği taşıyacak:


- Bir bilgisayar sisteminin tamamına ya da bir kısmına haksız biçimde erişenlere karşı yasal önlem alınacak.


- Kamuya açık olmayan bilgisayar verilerinin iletimine yapı- lacak müdahaleler, sisteme girme eylemleri suç olarak tanım- lanacak.

- Bilgisayar verilerinin tahrip edilmesi, silinmesi, bozulması, değiştirilmesi, erişilmez kılınması suç sayılacak.




24




7





- Bilgisayar verilerine yeni veri eklenmesi, bunların başka yer- lere iletilmesi, silinmesi, bozulması, değiştirilmesi, sistemin

7


işlemesinin engellenmesi, değiştirilen verilerin orijinal bilgi- sayar verileriymiş gibi gösterilmesi yaptırıma bağlanacak.

- Bu amaçlarla üretilen, kullanılan cihaz ve yazılımlar, bilgi- sayar şifreleri, erişim kodlarının bulundurulması, ithali, ya- yılması da suç sayılacak.

- Bu konularda yasal düzenlemeler varsa, bunlar, sözleşmeye uygun hale getirilecek.
Sahtekarlık Suçu

- Sahtekârlık yoluyla kendisi veya bir başkasına haksız maddi menfaat sağlamak amacıyla, bilgisayar verilerine herhangi

bir şekilde yeni veriler ekleme, bilgisayar verilerini herhan-

gi bir şekilde değiştirme, silme veya erişilemez kılma; bir bil- gisayar sisteminin işleyişine herhangi bir şekilde müdahale etme ağır biçimde cezalandırılacak.


Reşit Gözükmemesi Bile Suç

Çocuk pornosu ile ilgili şu eylemlerin tamamına ağır cezala- rın verilmesi sağlanacak.


- Bir bilgisayar sistemi üzerinden dağıtmak amacıyla çocuk pornografisi üretmek.

- Çocuk pornografisi dağıtmak ya da yaymak.

- Kişinin, kendisi ya da başkası için çocuk pornografisi temin etmesi.

- Çocuk pornografisi bulundurmak.

- Cinsel anlamda müstehcen bir eyleme reşit olmayan bir ki- şinin katılımı ve reşit görünmeyen bir kişinin katılımı çocuk pornografisi sayılacak.
Telif Hakları

- Telif haklarının ihlali niteliğindeki eylemler, bilgisayar sis- temi aracılığıyla yapıldığında “siber suç” sayılacak ve yaptırı- ma bağlanacak.


Veriler Saklanacak

- Taraf ülkeler, sözleşme uyarınca, siber suçlar konusunda yardımlaşacak. Örneğin; bir ülke, internet üzerinden bir başka ülkede kendisini ilgilendiren bir suç işlendiğinde, bilgisayar verilerinin saklanması, trafik bilgilerinin korunması konula- rında yardım isteyebilecek. İlgili ülke, 90 ay boyunca bu bil- gilerin korunmasını sağlayacak.



- Sözleşmeye taraf ülkeler, bu tip durumlarda, abone bilgileri- ni, abonenin kimlik ve adresini birbirine bildirecek. Taraf ül- keler, suça konu yayının, trafik bilgilerinin, teknik cihazların muhafaza altına alınarak korunmasını sağlayacak. İlgili ülke- ye, suça konu bilgiler gerçek zamanlı olarak iletilebilecek.

- Taraflar, suçu işleyen kişinin ilgili ülkeye iadesini, iade mümkün değilse yargılanmasını sağlayacak.

- Taraf ülkeler, bilgisayar sistemleri ve verileriyle ilgili cezai suçlar konusundaki soruşturma ve davaların yürütülmesi ya da cezai bir suça ilişkin olarak elektronik ortamda delil topla- nabilmesi işlemlerine ilişkin en kısa sürede yardım sağlanma- sı için haftanın 7 günü 24 saat uygun olan bir irtibat noktası belirleyecek. Bu nokta üzerinden veri alışverişi sağlanacak.
Ancak tüm bu

durumlar, bir ülkede işle- nen suçun, işbirliği iste- nen ülkede de kabul edil- miş olması durumunda geçerli olacaktır.




26




7









27

7


AİHM: Düşünceleri Nedeniyle Bir Kişi- ye, Türkiye’ye Giriş İzni Vermemek İh- laldir.
Başvuru Tarihi: 28 Ağustos 2002

Başvuru Numarası: 2933/03

Karar Tarihi: 20 Mayıs 2010

Karar Veren: 2. Daire
Amerikan vatandaşı olan Norma Jeanne Cox, 1983-1984’te Türkiye’de çeşitli üniversitelerde okutman olarak çalıştı. Üni- versitede ders verirken Türklerin Ermenileri katlettiği ve Kürtleri de asimile ettiği yönünde ifadelerde bulunduğu ge- rekçesiyle 1986 yılında Türkiye’den sınırdışı edilmesine ka- rar verilen Cox, aynı yıl ülkeyi terk etti. Türkiye’ye bir şekil- de tekrar giriş yaptıktan kısa süre sonra bir broşür dağıttı-


27




7






ğı için sınırdışı edilen Cox, o dönemde hakkında İçişleri Ba- kanlığı tarafından “misyonerlik” faaliyetlerinde bulunduğu- na dair rapor tutulduğunu iddia etti. 1996 yılında Türkiye’ye tekrar giriş yapan Cox’un aynı yıl Türkiye’den ayrıldığı sıra- da, pasaportuna Türkiye’ye tekrar giriş yapamayacağına dair bir kayıt düşüldü. Bunun üzerine Ankara İdare Mahkemesi’ne dava açan Cox’un dava dilekçesine İçişleri Bakanlığı tarafın- dan verilen yanıtta, Cox’un Türkiye’deki faaliyetleri nedeniy- le ilgili mevzuat uyarınca Türkiye’ye giriş yapamayacak kişi- ler listesine alındığı belirtildi. Türkiye’deki çalışmaları sıra- sında eleştiri hakkını ve ifade özgürlüğünü kullandığını

28




7





belirten ve konuyla ilgili hiçbir zaman kovuşturmaya uğrama- dığını da hatırlatan Cox, görüşlerinin ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğunu kabul eden iç yargı sürecinden sonuç alama- yınca AİHM’e başvurdu. Dosyayı inceleyen Mahkeme, başvu- ruca ülkeye giriş yasağı konulmasına gerekçe oluşturan ifa- delerin halen devam eden tartışmalara ilişkin olduğunu ha- tırlatarak, bu tartışmalarda karşı tarafı çok rahatsız eden gö- rüşlerin dile getirilmesinin de ifade özgürlüğünün bir gere-

ği olduğunu belirtti. Mahkeme, başvurucunun herhangi bir ceza kovuşturmasına konu olmayan ifadeleri nedeniyle geti- rilen bu yasağın ifade özgürlüğüne bir müdahale olduğuna, bu müdahalenin iç hukuktaki organların kabul ettiği şekil-

de gerekçelendirilemeyeceğine ve dolayısıyla demokratik bir toplumda gerekli olmadığına dikkat çekti. Böylece Mahkeme, Sözleşme’nin 10. maddesinin ihlal edildiğine ve başvurucuya

12,000 Euro ödenmesine karar verdi.

AİHM: Jandarmanın Öldürme Fiili

Gerektiği Gibi Cezalandırılmadı


Başvuru Tarihi: 5 Haziran 2004

Başvuru Numarası: 23872/04

Karar Tarihi: 27 Mayıs 2010

Kararı Veren: 2. Daire


Kızları Nermin Karabulut’un jandarma tarafından öldürül- mesinin Sözleşme’yi ihlal ettiği gerekçesiyle Fadime ve Tu- ran Karabulut tarafından AİHM’de açılan davada, Türkiye

60,000 Euro tazminata mahkûm edildi.



Nermin Karabulut, kardeşiyle otostop çekerken ihbar üzeri- ne jandarmalar tarafından alıkonmak istenmiş ve bunun üze- rine kaçmaya çalışmıştı. Çıkan arbede sırasında jandarma ta- rafından vurulan Karabulut, hayatını kaybetmişti. Olaydan sonra açılan davada jandarmaların yetkisin aştığına hükme- den mahkeme, jandarmaları 1 yıl 8 ay hapse mahkûm etmiş, ama cezayı ertelemişti. Bunun üzerine AİHM’e başvuran aile- nin dosyasını inceleyen Mahkeme, jandarmaların olayda yet- kilerini aştıklarının iç hukuktaki mahkeme tarafından da ka- bul edildiğini belirttikten sonra, söz konusu suça yasada ön- görülen en düşük cezanın verildiğine ve bu cezanın da erte- lendiğine dikkat çekerek, Türkiye’deki ceza sisteminin bu an- lamda yeterli ve caydırıcı olmadığını hatırlattı ve bu duru- mun Sözleşme’yi ihlal ettiğine hükmetti.


AİHM: 1996’da Diyarbakır Cezaevinde

Yaşananları İnsan Hakları İhlali


Başvuruların Tarihi: 21 Mart 2003, 21 Mayıs 2004,

24 Mart 2005

Başvuru Numarası: 12336/03

Karar Tarihi: 20 Mayıs 2010

Kararı Veren: 2. Daire

AİHM, Eylül 1996’da Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde yaşanan olaylar nedeniyle 46 kişi tarafından açılan davada Türkiye’yi toplam 798,000 Euro tazminata mahkûm etti.



24 Eylül 1996’da Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde gardiyanlar ile mahkûmlar arasında yaşanan bir olay sonrasında cezae- vine çok sayıda asker ve çevik kuvvet polisi sevk edilmiş ve çıkan çatışmanın ardından 10 mahkûm hayatını kaybetmiş, çok sayıda mahkûm ise yaralanmıştı. Olayda hayatını kay- beden mahkûmların otopsi raporlarında, cesetlerin baş, ka- fatası, ense, çene gibi kısımlarında yara, yarık ya da kırık- ların bulunduğu ve ölümlerinin çoğunun beyinde hasardan kaynaklandığı tespit edilmişti. Meclis altkomisyonunun olay- la ilgili raporunda ise, güvenlik güçlerinin söz konusu olay- da gözyaşartıcı bomba gibi daha zararsız araçlara başvurma- yarak mevzuata uygun davranmadığı ve bu nedenle olayların bu kadar ağır bir şekilde sonuçlandığı belirtilmişti.

İlgili güvenlik güçlerine karşı Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan ve yaklaşık 14 yıl süren ceza davası- nın ardından üç sanık beraat ederken diğer sanıkların davası ise sürüncemede kalmıştı. Bunun üzerine davayı AİHM’e taşı- yan başvurucular, esas itibariyle, olayda Sözleşme’nin yaşa- ma hakkını düzenleyen 2. maddesi ile işkence ve kötü mua- mele yasağını düzenleyen 3. maddesinin ihlal edildiğini iddia etmiş; hükümet, müdahalede yetki aşımının söz konusu ol- madığını savunmuştu.


Dosyayı inceleyen Mahkeme ise, söz konusu müdahalede keyfi ve orantısız fiziksel güç kullanımına karşı yeterli ve et- kili bir güvence sağlayan bir sistemin bulunmadığına (par.





29




7





85) ve olaya ilişkin etkili bir soruşturma yürütülmediğine dikkat çekerek (par. 103), olayda hayatını kaybedenlerin yanı sıra yaralananlar bakımından da, Sözleşme’nin 2. ve 3. mad- delerinde öngörülen gerekliliklerin hem maddi hem de prose- dürel açıdan ihlal edildiğine hükmetti.
Yüklə 278,91 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin