İsim ve Sıfatlar Tevhidinde Ehl-i Sünnet’in Muhaliflere Cevabı



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə79/92
tarix07.01.2022
ölçüsü1,69 Mb.
#83151
1   ...   75   76   77   78   79   80   81   82   ...   92
Ayetler:

“Mü’minler ancak, Allah anıldığı zaman kalpleri (yürekleri) titreyen, kendilerine Allah’ın ayetleri okunduğunda, imanları artan ve yalnız Rabblerine dayanıp güvenen kimselerdir. Onlar namazlarını dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden (Allah yolunda) harcayan kimselerdir. İşte gerçek mü’minler ancak onlardır. Onlar için Rabbleri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır.” (Enfal, 2-4).

“İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Şu halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayınız, benden korkun.” (Âl-i İmrân, 175).

“Korkanların içinden Allah’ın kendilerine lütufta bulunduğu iki kişi şöyle dedi: Onların üzerine kapıdan girin; oraya bir girdiniz mi artık siz zaferi kazanmışsınızdır. Eğer (gerçek) mü’minler iseniz ancak Allah’a dayanıp güvenin.” (Mâide, 23).

“Sana savaş ganimetlerini soruyorlar. De ki: Ganimetler Allah ve Rasûl’e âittir. O halde siz mü’minler iseniz Allah’tan korkun (sakının) ve aranızı düzeltin, Allah ve Rasûlüne itaat edin.” (Enfâl, 1).

“(Ey mü’minler!) verdikleri sözü bozan, Peygamber’i (yurdundan) çıkarmaya kalkışan ve ilk önce size karşı savaşa başlamış olan bir kavme karşı savaşmayacak mısınız; yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eğer (gerçek) mü’minler iseniz, bilin ki, Allah, kendisinden korkmanıza daha lâyıktır.” (Tevbe, 13).

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun (sakının). Eğer (gerçek) mü’minler iseniz (mevcut) faiz (alacaklarınızdan) geri kalanı bırakın.” (Bakara, 278).

“Oysa onlar, dini yalnız Allah’a hâs kılarak ve hanifler olarak Allah’a ibâdet (kulluk) etmekten, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekatı vermekten başka hiçbir şeyle emrolunmamışlardır. Sağlam din de budur.” (Beyyine, 5).

“Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden dolayı içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyet göstermedikçe iman etmiş olmazlar.” (Nisâ, 65).

“Allah sizin imanınızı asla zâyi edecek değildir. Zira Allah insanlara karşı çok şefkatli ve merhametlidir.” (Bakara, 143)

Ayette sözedilen imandan maksat namazdır. Zira Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e Beytullah’a dönülmeden önce, Kudüs’e doğru namaz kılıp da ölmüş bulunanların durumu sorulduğunda, Allah Azze ve Celle “Allah elbette sizin imanınızı zâyi edecek değildir” âyetini inzal buyurdu. Ahmed (4/283); Buhârî (No: 40, 4486); Nesâî “es-Sünenü’l-Kübrâ” (bk.Tuhfetü’l-Eşrâf 2/51, No: 1865); İbn-i Mâce (No: 1010); Taberî “Câmiu’l-Beyân” (No: 2225, 2226, 2227) ve Tayâlisî “el-Müsned” (No: 722) el-Berâ’ b. ‘Âzib’den, Ebû Dâvûd (No: 4680); Tirmizî (No: 2964) ve Taberî (No: 2224) İbn-i -i Abbas’tan. Hadis sahihtir. Bk. el-Elbânî, Muhtasaru Sahîhi’l-Buhârî (No: 31).

İmam Buhârî bu ayeti, 30 nolu “namaz imandandır” bâbı altında zikrettikten sonra şöyle demiştir: “Yâni Beytullah’da, Beyt-i Makdis’e doğru kıldığınız namazlarınızı” Fethu’l-Bârî (1/118).

İmam Taberî bu ayetin anlamının şu olduğunu söyler: “Rivâyetlerin gösterdiğine göre imandan maksat namazdır. Yâni Allah, emrinden dolayı Beyt-i Makdis’e doğru kıldığınız namazlarla Rasûlü’nü tasdik etmenizi (doğrulamanızı) zâyi edecek değildir. Çünkü bu; sizin Rasûlümü tasdik etmeniz, emrime uymanız ve bana itaat etmenizdir.” Câmiu’l-Beyân (2/20).

Kurtubî de şöyle der: “Âlimler bu ayetin, Beyt-i Makdis’e doğru namaz kılıp da ölen kimsenin hakkında inmiş olduğu hususu üzerinde ittifak etmişlerdir. ... Görüldüğü gibi namaz; niyet, söz ve ameli kapsadığı için iman olarak isimlendirilmiştir.” el-Câmi’ li Ahkâmi’l-Kur’ân (2/106).

İbn-i Kesîr ise şöyle demiştir: “Yâni Allah, daha önce Beyt-i Makdis’e doğru kılmış olduğunuz namazlarınızın sevâbını katında zâyi edecek değildir.” Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm (1/197).

Hâfız İbn-i Hacer, bu ayetin nüzûl sebebine işaret eden hadisin faydalarını sayarken ilk olarak şunu söylemiştir: “Bu hadiste, dinin amellerinin iman olarak isimlendirilmesini inkar eden Mürcie’ye red (cevap) vardır.” Fethu’l-Bârî (1/121).




Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   75   76   77   78   79   80   81   82   ...   92




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin