Duygu ve şefkat nedİr?
Duygusallık ve şefkatli olma; insanın kendi meşru hakkından başkaları için faragette bulunması demektir. Böyle bir adamın daha önce bir sınıfı tamamlaması gerekir, o sınıf nedir? İşte: Böyle biri her şeyden önce, başkalarının haklarını çiğnememeli, herkesin hakkına saygı göstermeli, kendi hakkını arayabilmeli ve sonra da kendi hakkını diğer insanların lehine kullanabilmelidir. İşte bunu başarabilen insan hissiyat ve duygu sahibidir, ancak böyle biri için “sosyal duygulu insan” tabiri kullanılabilir.
Halbuki öyleleri de vardır ki, kendi haklarına hiçbir zaman kanaat etmezler; durmadan para kazanmanın peşindedirler, helal haram bilmezler, kimsenin hakkına saygı göstermez, herkesin hakkını çiğnerler. İşte böyle biri, günün birinde bir arkadaşı için birkaç bin tümen * para harcayınca biz bunu duygusallık, şefkat ve sosyal duygu zannediyoruz, hayır, onunki sosyal duygu değil, bencilliktir, duygu sömürüsüdür, isim yapmaktır. Kendisini cömertmiş gibi gösterip başkasına karşı büyüklenmek isteyen birinin bu dür bir davranışı insanlık değildir ki. Nice insanların hakkını hukukunu çiğneyip, İşine geldiğinde, bir insan için bunları biraz harcayıveren biri “insan sever” değildir ki! Bizim yaptığımız -bu tür- şeylerin çoğu insan severlik sayılmaz gerçekten!
Bir başka örnek vereyim; mesela kimimizde bir huy vardır, adını da “konukseverlik” koymuşuzdur, “biz mert adamızdır, mert adamın kapısı da herkese açıktır!” deriz. Her gün misafir vardır, biri gelir öbürü gider, yemeğe kalır, yatıya bile çağırılır... Bu, esasen çok güzel ve iyidir, ama başkalarına zulmetmemek şartıyla! Evimizde eşimiz olarak bulunan kadıncağızın da şeran bir hakkı vardır, biz ona evde çalışmasını emredemeyiz, bunu kendi isteğiyle yapar ancak; ama biz “misafirimiz var!” diye onu sıkıntılara sokabiliyor, zahmetlere düşürüyor, bunun adına da “misafirperverlik” diyoruz!” “Bizim kapımız herkese açıktır!” diyoruz... Ama, başkalarına zulmederek birilerine yapılan bu “misafirperverlik” misafirperverlik değildir ki!
Hz. Ali (a.s) evde, eşi Hz. Fatime-tuz- Zehra’ya (s.a) yardım ederdi. Hz. Zehra (s.a) ev işini kendi seçerdi, eşi ona zorla ev işi yaptırmazdı, sevgili eşini zahmete düşürmek istememekteydi çünkü.
Bir insanın evine her gün misafir getirmesi ve günün birinde eşinin “yorgunum ben” demesi karşısında parlayıp “o halde çık git evden!” diye gürlemesi nasıl “misafirperverlik” olabilir?!
O halde bu tür davranışlar da sosyal duygu değildir aslında. Ama bu arada gerçekten ve samimi bir feragaat ve özveri olursa, o başkadır elbette. Davranışlarının sosyal duygu temeline dayalı olmasını isteyen biri her şeyden önce âdil olmalı, yani başkalarının hakkını çiğnememelidir. Bu şartla fedakarlıkta bulunması ve mesela kendi haklarından feragat etmesinin hiçbir sakıncası yoktu. Büyük alimlerimiz arasında öyleleri vardır ki, kimsenin hakkına tecavüzde bulunmamaya büyük özen göstererek yaşamışlardır. Böyleleri; evlerinde bir kez olsun eşi veya çocuklarına bir tek defa dahi emrivakide bulunmamışlardır (tabi, kendi şahsi işleriyle ilgili konularda böyleydiler; evlat eğitimi ise elbette ki bundan farklı bir durumdur, “bana bir bardak su getir de içeyim!” demenin, çocuğun eğitim ve terbiyesiyle ilgisi yoktur.)
Çok büyük taklit mercii müçtehitlerden ve merhum Ayetullah Hacı Şeyh Abdulkerim Hairi’nin üstadı olan rahmetli Mirza Muhammed Takiy Şirâzî -ra- hazretlerinin kendi evinde de kimseye bir tek defa emir vermemiş olduğu pek meşhurdur. Hatta bir defasında rahmetli hastalanıyor; eşi de pirinç çorbası yapmış ona, yemeği ocağa koyup gidiyor hanımı, o da hasta, öylece yatıyor ve yerinden kalkacak hali de yok. Birkaç saat sonra evdekiler gelmediğinde, çorbanın ocakta öylece durduğunu görüyorlar. Yerinden kalkamadığından, hiç kimseye emrivahide de bulunmak istemediğinden öylece hakmış...” Eşime seslenir de o çorbayı bana getir” desem şer’an doğru olur mu?” endişesi duymuş... Eşi mutfakta kendi rızasıyla çalışıyor, ama ondan çorbayı istemesi bir emrivaki olabilir diye düşünüyor...
Demek ki duygu, özveri ve feragat; ancak bencillik, çıkar planları ve gösteriş için olmaması şartıyla değerlidir.
Dostları ilə paylaş: |