3997/5- Yeniçeri Ocağı’nın bozulma sebepleri incelendiğinde, bir hizmet cemaatının zamanla bozulma sebeplerine benzediği görülür. Meselâ ihlâsın zedelenmesi, keyfiyet yerine kemiyetin kazanması, dünyevî ve şahsî menfaatlerin üste çıkması, liyakatsızlık, adam kayırma, gayret ve terbiye noksanlığı, dış düşmanların içten bazı kimseleri kullanmaları, temel hizmet prensiplerine sadakatsızlık, itimadın zayıflaması veya kötüye kullanılması gibi.
İbrete şayan bir husus da şudur ki: Osmanlılarda İslâmiyetin canlı bir şekilde, bütün şeairi ile yaşandığı zamanda, Hristiyan çocuklarının devşirilip müslümanlaştırılması yolu ile bunların Hristiyan dünyasına karşı bir cihad unsuru olarak kullanılışının tam zıddı bir durumun, İslâmî hayatları zaafa uğramış müslüman memleketlerde ortaya çıkışıdır. Asrımız medeniyetinde ilerlemiş devletler içindeki menfî cereyanlar, müslüman halk çocuklarından kabiliyetli olanları imtihanla seçerek kendilerine bağlı yüksek okullarda, kendi düşünce ve ideolojilerine uygun bir tedrisat proğramı içinde yetiştirmelerini sağlamakta, bunların içinde üstün kabiliyet gösterenlere burslar tahsis ederek yabancı memleketlerde yüksek ihtisaslarını tamamlamalarını temin etmekte ve bu yolla bir kısmını kendilerine bağlı ve yaşayış şekillerine hayran bir zihniyete sahip kıldıktan sonra, bunlar vasıtası ile müslüman ülkelerin idaresini elinde tutmaya çalışmaktadırlar.
Bu sahada büyük rol oynayan Masonluk cereyanı bunları himaye etme, maddî destek sağlama faaliyetlerini ekleyerek, memleketlerin siyasî, kültür ve iktisadî hayatlarını bütünü ile kontrol ve idareleri altına almaya çalışmakta; müslümanların uyanış hareketlerinin görülmesi halinde, “irtica var” yaygaralarıyla sindirme yoluna gitmektedirler. Bu ise İslâm âleminde, aks-ül amele sebep olmakta ve İslâm birliği fikir ve hareketlerinin canlanmasına yol açmaktadır.
Unutmamak lâzım ki, bir zamanlar Fir’avun, kendi saltanatına son verebileceği korkusu ile, erkek çocukları katlettirmekteydi. Fakat nasıl ki Cenab-ı Hak, bir çocuğu Fir’avunun sarayında büyüttürüp onun saltanatına son vermişse, İslâm memleketlerini baskı altına almaya çalışan İslâm düşmanı bu cereyanlara karşı Mehdî-misal nuranî bir şahsiyet ve onun cereyanı çıkmakla deccaliyeti zir ü zeber etmesi mukadderdir, inşâallahü teâlâ. (Not. Kaynaklar: 1- İslâm Ansiklopedisi, Yeniçeri Maddesi, 2-Büyük Türkiye Tarihi, cilt:7, sahife:350-394)
Dostları ilə paylaş: |