İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə627/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   623   624   625   626   627   628   629   630   ...   1221
İki atıf notu:

-Cihazat-ı insaniyeyi asıl vazifelerinde istihdam etmek, bak: 3598.p.

-Hakiki kemalat, kalbin bir kumandan olması ve bütün cihazatını istihdam etmesi iledir, bak: 3667.p.

-Bozuk cemiyetin menfi tesiri, Bak 710/1.p.

1970-Hem kazanılan kemalat nisbetinde gaye-i İlahiye ve hakikatler idrak ve tasdik edilir. (Bak: 1305.p.) Sefahet ise, kemalatın zıddına olarak tedenniye ve tefeyyüzat-ı maneviyeden mahrumiyete sebebdir. (Bak: 985.p.) Beşeriyet âleminde kemalatı kazanıp manevi imtiyaza sahib olan mümtaz kullar vardır. (Bak: Istıfa)

1971- Bütün enva’-ı kemalatın mercii olan Allah, sonsuz kemalat sahibi olup te­celli-i kemaliyle kâinatı envaen tezyin etmiştir. Evet”madem mevcu­dat, zeminin yü­zünde büyük bir nehir gibi, kemalatın lem’alarıyla parlar ge­çer. O nehir, güneşin cilveleriyle parladığı gibi; şu seyl-i mevcudat dahi, hü­sün ve cemal ve kemalin lem’alarıyla müvakkaten parlar gider. Arkalarından gelenler aynı parlamayı, aynı lem’aları gösterdiklerinden anlaşılıyor ki: Cere­yan eden suyun kabarcıklarındaki cil­veler, güzellikler, nasıl kendilerinden de­ğil; belki bir güneşin ziyasının güzellikleri, cilveleridir. Öyle de şu seyl-i kâi­nattaki muvakkat parlayan mehasin ve kemalat, bir Şems-i Sermedî’nin lemaat-ı cemal-i esmasıdır.” (S.621)

1972- “Keza ilim sıfatını ihsan edenin ilimsiz, şuuru ihsan edenin şuur­suz, ihti­yarı verenin ihtiyarsız, iradeyi verenin iradesiz, kâmil şeylerin sânii gayr-ı kâmil ol­duğunu telakki etmek muhaldir... Maahâza, masnudaki kemalat, tamamen Sâni’deki kemalden akan bir feyizdir.” (M.N. 184) (Bak: 1429.p.)

1973- “Ve keza bakıyoruz ki, kâinatta her hangi bir şey, hadd-i kemale vâsıl ol­mayınca hareket etmekten durmuyor. Kemaline vâsıl olduğu zaman hareketi terk edip sükûnda oturur. Bundan anlaşılıyor ki, vücud, kemali ister. Kemal da sübutu iktiza eder. Öyle ise vücudun vücudu kemal iledir. Kema­lin kemali de devam ile olru. Öyle ise bir Vâcib-i Sermedî Kâmil-i Mutlak var ki, mümkinatın bütün kemalatı onun nur-u kemalinin cilvelerine birer gölgedir. Öyle ise Cenab-ı Hak za­tında, sıfatında, ef’alinde Kâmil-i Mut­lak’tır.” (M.N. 62)

Atıf notları:

-Eslaf-ı izamın yüksek kemalatına ihtiyaç duymamak hatası, bak: 1066.p.

-İbadetin şahsî kemalata sebeb oluşu, bak: 1454.p.

-Mübareze ve tekâmül kanunu, bak: 1292.p.

-Keşif ve kerametler hakiki kemalatın mihengi değil, bak: 1989.p.

-Kemalat arşına giden dört yol, bak: 2251.p.

-Hak dinler olmasaydı insanlar hayvan olarak kalacaktı, bak: 143.p.

-Cenab-ı Hak her şey için bir nokta-i kemal tayin etmiştir, bak: 2981.p.


Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   623   624   625   626   627   628   629   630   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin