İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə94/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   90   91   92   93   94   95   96   97   ...   1221
282- qqASHAB-I BEDİR ‡f" ¬_E.~ : Hz. Peygamber (A.S.M.) ile Be­dir Muharebesinde bulunan sahabeler (R. Anhüm) (Bak: Bedr Muharebesi)

283- qqASHAB-I EYKE yU<~ ¬_E.~ : (Ashab-ı Leyke) Hz. Şuayb (A.S.)’ın Allah tarafından kendilerine gönderil­diği kavmin adı. Yerleri ağaçlı olduğundan bu isim verilmiştir. Kur’anda (26:176) (38:13) (50:14) âyetle­rinde zikredilir. (Bak: Şuayb)

qq284- ASHAB-I FİL u[4 ¬_E.~ : İslâmiyet’ten önce Kâbe-i Muaz­zama’yı tahrib için Mekke’ye hücum eden Habeş Ordusunun ismi.

Önlerinde fil bulunduğundan, zırhlı vasıtalar gibi ondan faydalandıkların­dan bu isim verilmiş olduğu nakledilir. (Bak: Ebabil) Kur’an-ı Hakim’de bazı hâdisat-ı tari­hiye suretinde zikredilen cüz’î hâdiseler, küllî düsturların uçlarıdır. Kıyamete kadar benzer hâdiseleri hatırlatır ve ders ve­rir. Ezcümle:

«(105:1) ¬u[¬S²7~ ¬_«E².«_¬" «tÇ"«‡ «u«Q«4 «r²[«6 >«h«# ²v«7«~ cümle-i kudsiyesi Re­sul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm’a hitaben: “Senin mübarek vatanın ve kıblegâhın olan Mekke-i Mükerreme’yi ve Kâbe-i Muaz­zama’yı hâ­rikulâde bir su­rette düş­manlardan kurtarmasını ve o düşmanları nasıl bir tokat ye­diklerini görmü­yor mu­sun?” diye mânâ-yı sarihiyle ifade ettiği gibi, bu asra dahi hitab eden o cümle-i kudsiye mânâ-yı işarîsiyle der ki: “Senin dinin ve İslâmiyet’in ve Kur’anın ve ehl-i hak ve hakikatın cebbar düşmanları olan dünyaperest ve dünyanın menfaatı için mukaddesatı çiğneyen o ashab-ı dün­yaya senin Rabbin nasıl tokatlarla cezala­rını verdiğini görmüyor musun? Gör, bak!” diye mânâ-yı işarîsiyle, bu cümle aynen ma­kam-ı cifrîsiyle tam 1359 tarihiyle aynen âfat-ı semaviye nev’inde semavî tokat­larla İslâmiyet’e ihanet cezası ola­rak, diye mânâ-yı işarî ifade ediyor. Yalnız “Ashab-ul Fil” yerinde “Ashab-üd Dünya” gelir. (Fil) kalkar, (Dünya) gelir.(*)» (S.T.56)

285- «Bütün tarih-i beşeriyede kat’iyen misli görülmemiş ve Kavm-i Lut’un ba­şına yağan semavî taşlardan daha müdhiş taşlar, dinsizlik hesabına milyon­larla ehl-i imanı ve masumları edyan-ı semaviye ve kavanin-i İlahiye haricine dehşetli vasıta­larla sevkeden bir memleketi semavî taşlarla tokatla­masının bir mukaddemesi ola­rak, resmi gazetelerin kat’i haber verdikleri bir hâdise-i semaviyeyi, âdetime muhalif olarak bir Nur şakirdi bana haber verdi. Dedim: Yirmibeş sene gazetelerin hava­dislerini merak etmedim. Fakat bu taşlar, Risale-i Nur’un dinsizlere manevi tokatla­rını temsil ettiği cihette ve beş-altı sene evvel ondan haber verdiği için o şakirde de­dim: “Git, yalnız o hâdiseyi tamamıyla oku, tahkik et.”

O tahkik etti, geldi. Diyor ki: Bu baharda Rusya’nın Viladivostok Or­manla­rına, zemin yüzünde hiç emsali görülmeyen büyüklükte semadan taşlar düşmüş. Ve en büyüğü, 25 metre uzunluğunda ve 10 metre boyundadır. Düştüğünde et­rafındaki ağaçları devirmiş ve otuz kadar büyük çukurlar hu­sule getirmiş. Tedkik edilen par­çalarında; demir, çelik ve başka maddeler ka­rışık olarak mi­zansız bulunmaktadır.

İşte resmi gazetelerin kat’i verdikleri bu haber, 1360 sene evvel Sure-i Fil’in mucizane (105:4) ¯?«‡_«D¬E¬" ²v¬Z[¬8²h«# cümlesi ile, 1359 tarihinde dün­yayı dine ter­cih eden ve dinsizliği esas tutan, bir nevi medeniyet hesabına beşeri yoldan çıka­ranların başlarına, Ebabil kuşları gibi semavî tayyarelerden bom­ba­lar başlarına ine­cek ve semavî taşlar yağdırmasına mukaddemesi olacak diye haber veriyor. Ve (105:2) ¯u[¬V²N«# |¬4 aynen 1360 tarihini gösterip, da­lâletin cezası olarak Kavm-i Lut’un ba­şına gelen ahcar-ı semaviyeyi andıran semavi taşlar o tarihlerden sonra geleceğini haber verip tehdid ediyor. Ve Ri­sale-i Nur’un Sure-i Fil nüktesine ait be­yanatı içinde haşiyeli bu cümle var:

«Evet bu tokatlardan pür-şer beşer, şirkten şükre girmezse ve Kur’ana tar­ziye vermezse, melaike elleriyle de ahcar-ı semaviye başlarına yağacağını, bu sure bir mânâ-yı işarî ile tehdid ediyor.”

İşte bu fıkra doğrudan doğruya bu taşlara işareti olmasına iki emare var:

Birincisi: Şimdiye kadar gelen semavî taşlar bir-iki karış oldukları halde, böyle 25 metre uzunluğunda ve 10 metre genişliğinde dağ gibi taşlar, elbette semavatın dinsizliğe karşı bir alâmet-i hiddetidir. Sure-i Fil mu’cizane ona bakması, onun tef­siri ona işaret etmesi hakikattır. O hâdisenin o ihbara liyakatı var. Çünki emsalsiz­dir.

İkinci emaresi: Bütün zemin yüzünü ve nev-i beşeri tehdid eden dehşetli bir dinsizliğin merkezlerine gelmesidir. Ve dinsizler bunu hissetmişler ki; kü­çücük hâ­diseleri ehemmiyetle neşrettikleri halde, bir-iki aydır bu acib deh­şetli hâdi­seyi, elle­rinden geldiği kadar şaşaalandırmamağa çalışmışlar.» (E.L.I 230) (Yıl­dız enkazları olan göktaşları, bak: 4008.p.)

286- Bir şiir parçası:

«Fillerle varıp Kâbe’ye hem Ebrehe zâlim

İsterdi ki yapsın nice bin türlü mezalim

İsterdi ki o beyt yıkılıp şöhreti sönsün

Halk Kâbe’yi terkederek kiliseye dönsün

İsterdi ki çeksin doğacak nura bir sed

Hem doğmadan ölsün diye Mahbub-u Müebbed

Günlerce gidip Kâbe’ye hem yaklaşan ordu

Birdenbire bir tehlike sezmiş gibi durdu

Sür’atle gelip bir sürü kuş, semt-i bahirden

Taş harbine başlar pek acib hepsi birden

İndikçe havadan o muamma gibi taşar

Cansız yıkılıp yerlere yatmış nice başlar

Şahıyla beraber kocaman orduyu Mevla

Olsun diye Mahbub’a nişan, eyledi mevta.» (E.L.I.116)


Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   90   91   92   93   94   95   96   97   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin