İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə92/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   88   89   90   91   92   93   94   95   ...   1221
277- qqASAYİŞ k<_,³~ : Cemiyet hayatında umumî emniyet, güvenlik, korku ve endişeden uzak hal. Kanun, nizam hâkimiyeti. (Bak: Anarşizm, Müsbet Hareket)

Asayişi temin eden veya bozan çeşitli sebebler vardır. Asayişi isteyenler, asayişi bozan sebeblerden uzaklaşmaları ve asayişi temin eden sebeblere ria­yet etmeleri ge­rektir.

Asayişi temin eden, «İslâmiyet’in pek çok kanun-u esasîsinden bi­risi:

>«h²'­~ «‡²ˆ¬— °?«‡¬ˆ~«— ­‡¬i«# «ž«— âyet-i kerimesinin hakikatıdır ki; bi­risinin cina­ye­tiyle başkaları, akraba ve dostları mes’ul olamaz. Halbuki şimdiki siya­set-i hazırada particilik tarafdarlığı ile, bir caninin yüzünden pek çok ma­sumla­rın zara­rına rıza gösteriliyor. Bir caninin cinayeti yüzünden, tarafdarları veyahut akrabaları dahi şeni gıybetler ve tezyifler edilip, bir tek cinayet yüz ci­nayete çevrildiğinden, ga­yet deh­şetli bir kin ve adaveti damarlara dokundu­rup, kin ve garaza ve mukabele-i bilmisile mecbur ediliyor. Bu ise hayat-ı içtimaiyeyi ta­mamen zir ü zeber eden bir zehirdir ve hariçteki düşmanların par­mak ka­rıştır­malarına tam bir zemin hazırla­maktır...

Bu tehlikeye karşı çare-i yegane: Uhuvvet-i İslâmiyeyi ve esas İslâmiyet milliye­tini o kuvvetin temel taşı yapıp, masumları himaye için, canilerin cina­yetlerini ken­dilerine münhasır bırakmak lâzımdır.

278- Hem emniyetin ve asayişin temel taşı, yine bu kanun-u esâsiden geli­yor. Meselâ: Bir hanede veya bir gemide bir masum ile on cani bulunsa, hakiki adaletle ve emniyet ve asayiş düstur-u esasîsi ile o masumu kurtarıp tehlikeye atmamak için, gemiye ve haneye ilişmemek lâzım; ta ki masum çı­kıncaya ka­dar. İşte bu kanun-u esasî-i Kur’anî hükmünce, asayiş ve emniyet-i dahiliyeye ilişmek, on cani yüzünden doksan masumu tehlikeye atmak, gazab-ı İlahiyenin celbine vesile olur...

İslâmiyet’in ikinci bir kanun-u esasîsi şu hadis-i şerif­tir: ²v­Z­8¬…_«'¬•²Y«T²7~­f¬±[«, (24) hakikatıyla, memuriyet bir hizmetkârlıktır; bir hâkimiyet ve benlik için bir tahakküm âleti değil. Bu zamanda terbiye-i İslâmiyenin noksaniyetiyle ve ubudiyetin za’fiyetiyle benlik, enaniyet kuvvet bulmuş. Memuriyeti hizmet­kârlıktan çıkarıp, bir hakimiyet ve müsdebidâne bir tahakküm ve mütekebbirane bir mertebe tarzına ge­tirdiğinden, abdestsiz, kıble­siz namaz kılmak gibi, adalet adalet olmaz, esasıyla da bozulur ve hukuk-u ibad da zir ü zeber olur. Hukuk-u ibad, hukukullah hükmüne geçemiyor ki, hak ola­bilsin; belki nefsanî haksızlıklara vesile olur.» (E.L.II.172)



279- İşte böylesine siyasî gruplaşmalar arasındaki mücadelelerle ve idare eden­lerle edilenler arasında ortaya çıkan gerginliklerle cemiyet hayatında asa­yiş bozula­cağı gibi, din terbiyesinin terkiyle ve mimsiz medeniyetten doğan gafilane ve çılgın sefahet hayatına atılmakla bozulan ekser gençliğin tahribatı da bunlara ilave olunca, büyük bir aile hayatına benziyen cemiyetin de ta­mamen bozulacağı muhakkaktır.

Bu meseleler üzerinde mükerren ve hassasiyetle duran Bediüzzaman Haz­retleri ezcümle şöyle diyor: «Hem herbir şehir kendi ahalisine geniş bir hanedir. Eğer iman-ı âhiret o büyük aile efradında hükmetmezse; güzel ahlâ­kın esasları olan ihlas, samimiyet, fazilet, hamiyet, fedakârlık, rıza-yı İlahî, sevab-ı uhrevî yerine garaz, menfaat, sahtekârlık, hodgâmlık, tasannu, riya, rüşvet, aldatmak gibi haller meydan alır. Zahirî asayiş ve insaniyet altında, anarşistlik ve vahşet mânâları hükmeder; o hayat-ı şehriye zehirlenir. Ço­cuklar haylazlığa, gençler sarhoşluğa, kaviler zulme, ih­tiyarlar ağlamağa baş­larlar... Nev-i beşerin hayat-ı içtimaiyesiyle alâkadar olan içtimaiyyun ve ahlâkıyyunların kulakları çınla­sın!..» (Ş.227)

Hem «bu millet ve vatan hayat-ı içtimaiyesi ve siyasiyesi anarşilikten kur­tulmak ve büyük tehlikelerden halas olmak için, beş esas lâzım ve zaruridir: Bi­rincisi: mer­hamet.. ikincisi, hürmet.. üçüncüsü, emniyet.. dördüncüsü, ha­ram ve helalı bilip ha­ramdan çekilmek.. beşincisi, serseriliği bırakıp itaat et­mektir.» (K.L.241)

Bu maddede bir nebze bahsedilen müsbet sebeblere riayet etmek gerekir­ken, aksine, asayişi bozan sebeblere gençliği teşvik edenler, asayişperverlik id­dialarında samimi olamazlar. Nitekim bir vecizede ifade edildiği gibi, “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.”

Bir başka vecize de şöyledir: «Bazan zıd, zıddını tazammun eder: Zaman olur zıd zıddını saklarmış. Lisan-ı siyasette lafız, mânânın zıddıdır. Adalet külahını, zu­lüm başına geçirmiş. Hamiyet libasını, hıyanet ucuz giymiş. Cihad ve hem gazaya, bagy ismi takılmış. Esaret-i hayvanî, istibdad-ı şeytanî, hürriyet nam verilmiş. Zıdlarda emsâl olmuş, suretlerde tebâdül, isimlerde teka­bül, makamlarda becayiş-i mekânî...» (S.707)


Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   88   89   90   91   92   93   94   95   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin