Birkaç atıf notu:
-İnsanın suret-i Rahman üzere yaratıldığı rivayetinin izahı, bak: 1688.p.
-Cenab-ı Hakk’ın sıfat ve esmasının marifeti neden enaniyete bağlıdır, bak: 820,821.p.lar.
-Allah’ın zatını düşünmek, iktidar-ı beşerin üstünde olduğunu bildiren rivayet, bak: 3918.p.sonu.
2761- Demek Cenab-ı Hakk’ın evsaf ve şuunatı hakkındaki bazı teşbih ve temsiller, mirsad-ı tefekkür, vesile-i tefhim ve teshildir. Hakikat-ı halin künhünü ifade etmek için değildir. Hatta bir nevi müşebbihe anlayışında olanlar, Hâlikı mahluka benzetmek tahayyülüyle, mahlukatın umumunda vasf-ı müştereke ve zaruriye olan yaratılmayı, Vacib’e de teşmil edeceklerini, Peygamberimiz (A.S.M) bir hadis-i şeriflerinde şöyle haber vermişlerdir:
‰_ÅX7~ «ƒ«h²A«< ²w«7 «yÁV7~ «s«V«' ²w«W«4 ¯š²|«- ¬±u6 s¬7_«' yÁV7«~
~«g«; ~Y7YT«< |ÅB«& «–YV«=_«K«B«<
Yani: İnsanlar birbirlerine birtakım sualler sormaktan vazgeçmiyecekler. Hatta: Herşeyi yaratan Allah’tır, fakat Allah’ı kim yaratmıştır? diyeceklerdir.” (252)
Halbuki böyle bir sual, ilme ve mantığa aykırıdır. Çünki Allah ezelî olmazsa, (Bak: Ezeliyat) sonradan yaratılmış olsa; ilm-i Kelâm’da muhaliyeti isbatlanan teselsül, yani zincirleme sonsuz yaratıcılar tahayyül edilecek. Çünkü aynı sual, o mevhum hâlıklar içinde sorulacak. Bu ise aklen muhal, ilmen de tamamen delilsiz bir safsatadır. Kur’anın (16:17) âyeti, “yaratan, yaratamıyana benzer mi” (E.T. 3092) mealindedir.
Dostları ilə paylaş: |