İsmail arabaci kiMDİR



Yüklə 2,91 Mb.
səhifə163/269
tarix07.01.2022
ölçüsü2,91 Mb.
#83021
1   ...   159   160   161   162   163   164   165   166   ...   269
TÜRKİYE’Lİ ARAPLAR 
Türkiye’deki Araplar Osmanlı İmparatorluğu dağılıp Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra misak-ı milli sınırları içinde kalan Araplar’dır. Türkiye’deki Arapları 3 guruba ayırarak incelemek gerekir:

1. Sünni Araplar, 2. Alevi Araplar (Nusayriler) 3. Hıristiyan Araplar.


1. SÜNNİ ARAPLAR 

Sünni Araplar; Urfa, Mardin, Siirt ve Bitlis illerimizde yaşamaktadırlar. Yaşadıkları yerler; Urfa merkez ve köyleri, Harran, Akçakale, Hilvan ilçe merkezleri ve köyleri, Mardin merkez ve Yeşilli, Ömerli ve Midyat ilçeleri ile Siirt merkez ve Bitlis merkez de yaşamaktadırlar. Ayrıca Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde de bulunmaktadırlar. Sünni Arapların sayısının 500.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye’li Arapların en ünlüleri arasında eski Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, Siirt’li Fadıl Akgündüz (Jet Fadıl lakablı) ve Başbakanımızın eşi Emine Erdoğan bulunmaktadır. Urfa yöresindeki Araplar da aşiret vurgusu ön plandadır. Mardin ve Siirt’te daha çok il merkezinde yaşadıklarından dolayı maddi ve kültürel açıdan diğer bölge halkına göre daha iyi durumdadırlar.


2. ALEVİ ARAPLAR (NUSAYRİLER) 

Halk arasında; “Fellah”, “Arap Uşağı” ya da “Nusayri” denen topluluk, Arap Alevileri’dir. Türkiye’nin; Hatay, Adana ve Mersin yöresinde yaşamaktadırlar.

Nusayrilerin Türkiye’deki sayısının 1 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir. Adana’da Akkapı, Yamaçlı, Güneşli, Seyhan, Haydaroğlu, Cumhuriyet, Havuzlubahçe, Havutlu, Mirzaçelebi, Sucuzade, Mıdık mahalleleri ile Yüreğir ve Karataş ilçelerinde; Mersin’de Cumhuriyet, Turgutreis, Alsancak, Hamidiye mahalleleri; Tarsus’da Eski Ömerli, Eski Hatay, Musalla ve Yeşil mahalleleri; İskenderun’un Arsuz, Karaağaç ve Nardüzü beldeleri; Antakya’nın başta Harbiye olmak üzere büyük bir bölümü, Samandağ ve Aknehir yöresinin tamamında Nusayriler oturmaktadır. Nüfus oranı Samandağ’da %90, Antakya’da %65, İskenderun’da %35, Adana’da %20, Tarsus’da %70, Mersin’de %20, Suriye’nin Lazkiye ve Halep bölgelerinde ise %15’dir.

Nusayri adı, Muhammed bin Nusayri’den gelmektedir. Muhammed bin Nusayri, Ehlibeyt müridi, İman Hasan Askeri’nin öğrencisidir. Doğumu kesin olarak bilinmeyen Muhammed bin Nusayri 873’de ölmüştür. Türkiye dışında; Suriye ve Lübnan’da da Nusayriler bulunmaktadır. Türkiye’deki Nusayriler’in Arap olduğunu yazan kaynaklar olduğu gibi; “Adana, Tarsus ve Mersin’de kalabalık bir grup olan Nusayriler’in çoğunluğu Arapça konuşurlar ancak kendilerini Arap olarak görmezler” diyen araştırmacılarda vardır. Bunlardan Dr. Ali Tayyar Önder; “Kendi ifadelerine göre ataları Harun Reşit’in yerine geçen oğlu Mutasım’ın Türk annesinin Horasanlı kavimleridir. Tarihi veriler de grubun açıklamasını doğrulamaktadır.” diyor. Yani iddiaya göre; Arap Aleviler olan Nusayriler etnik olarak Arap değil, Abbasiler döneminde sarayla ilişkileri iyi olan Türkmenlerin tarihsel süreç içinde Araplaşmışmalarıdır. Yani Araplaşmış Türkmenlerdir. Anadilleri Arapça olduğu halde kendilerini Arap değil de Türk diye ifade etmeleri bu tarihsel durumdan kaynaklanıyor olabilir. Hatay Nusayrilerinde, Hafız Esad’ın Hatay’ın Samandağ ilçesi doğumlu olmasından dolayımıdır bilinmez kendilerini Adana, Mersin ve Tarsus Nusayrilerinden farklı olarak Arap olarak tanımlayanlarının oranı daha fazladır.

Arap Alevileri ile Türk Aleviler arasında Alevilik ile ilgili bazı farklar vardır. Ama bunlar daha çok biçimsel farklılıklardır. Arap Aleviler’de Arap kültürünün etkileri görülmektedir. Bu Arap coğrafyasının etkisidir. Örneğin Türkmen Aleviler’de kadına hiçbir ayrımcılık yok iken Arap Aleviler’de kadın ikinci plandadır. Kadın-erkek birlikte ibadet yapmaz, semah dönmez, saz çalınmaz, dedelik yerine şeyhlik bulunmaktadır.

Hatay, Adana ve Mersin’deki Arap Alevileri’nin toplumsal yaşamları Siirt, Mardin ve Urfa yöresindeki Sünni Araplardan oldukça farklıdır. Bu da Alevi olmalarının dışa vurumundan kaynaklanmaktadır.


3. HIRİSTİYAN ARAPLAR

  Musevilik ve Hıristiyanlık tarih olarak İslamiyet’ten daha öncedir.Bu üç tek tanrılı dinde aynı coğrafyada Ortadoğu’da ortaya çıkmıştır. Bu bölgede ise daha çok Araplar yaşamaktadır. Museviliği de, Hıristiyanlığı’da, İslamiyet’i de benimseyen Araplar olmuştur. Hatay ilk Hıristiyanlık merkezleri sayılır. Kilikya coğrafyası içindedir. Arap Hıristiyanlarına Nasrani adı verilir.

Hatay’ın Türkiye’ye 1938’de katılmasından sonra Hıristiyan Arapların çoğu Lübnan ve Suriye’ye göç etmiş ve oradan da Fransızlar aracılığıyla Avrupa, Arjantin ve Avustralya’ya gitmişlerdir. Hatay Hıristiyanlıkta kutsal kenttir. Antakya Patrikliği daha sonra Şam’a taşınmıştır. Dünyada Arap Hıristiyanlarının sayısının bir milyon kişi olduğu ifade edilmektedir. Türkiye’de ise Arap Hıristiyanların sayısının 10 bin kişi civarında olduğu tahmin edilmektedir. 19. yüzyıldandan beri Arapça, Ortodoks Arap Kilisesinin ayin dili olarak kabul edilmiştir.Katolik Melkitlerinin Bizans ayinlerinden miras aldıkları ayinlerin yapıldığı dil de Arapça’dır.

Arap Ortodoks Kilisesi’nin 1930 yıllarında Hatay’da 300 bin kişi olduğunu bazı kaynaklar yazmaktadır. Daha önce; Erzurum, Diyarbakır, Mersin ve Antakya’daki Piskoposluklar zamanla etkisini kaybederek kapanır. Son yıllarda “inanç turizmi” ve benzer yöntemlerle bölge Hıristiyanlık açısından turistik anlamda olsa da çekim merkezi yapılmaya çalışılmaktadır. 


Kaynak: Cemal ŞENER. Türkiye ‘de Yaşayan Etnik ve Dinsel Gruplar. ETİK YAYINLARI. www.karacaahmet.org


Yüklə 2,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   159   160   161   162   163   164   165   166   ...   269




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin