Koçgiri İsyanı'nda Milliyetçilik Etkeni Koçgiri İsyanı, "Milliyetçi" bir temele dayanır. Kürt bağımsızlık hareketidir. Bağımsız Kürdistan devleti amaçlamıştır. Kürt bağımsızlık hareketinin ilk aşaması, Koçgiri Ayaklanması'yla denenmiştir. Koçgiri ayaklanması olarak başlayan ve yayılan bu eylem, giderek Dersim sorununa dönüşmüştür. Hareketin önderlerinden Nuri Dersimi'ye göre; "Koçgiri Kürt bağımsızlık savaşı, Kürdistan bağımsızlık savaşının bir aşamasıdır. Onunla bir meydan savaşı yitirilmiştir; ama savaş bitmemiştir." (Dersimi 1986: 105)
Koçgiri İsyanı, İngiliz destekli ve yönlendirmeli "Kürt Teali Cemiyeti'nin ürünüdür. Haydar Bey Mondros Mütarekesi sıralarında "Kürt Teali ve Teavün Cemiyeti"ne yazılmış, bu örgütün bir kolunu kendi yöresi olan İmranlı'da kurmuş ve başına geçmiştir. Bütün aşiret başkanlarını bu örgüte üye yapmıştır. "Jin" (Hayat) gazetesi yörede dağıtılmış ve "Jepin" adlı bir gazete çıkarılmıştır. Gazetede Kürt bağımsızlığına ilişkin yazılar yer almaktadır. Derneğin sekreterliğini üslenen Alişir, gazetenin dağıtımını ve okutulmasını da yürütmektedir. Dernek, İstanbul'daki genel merkezle ve Seyyid Abdülkadir Bey'le de ilişki içerisindedir.
Alişir de İstanbul'daki "Kürt Teali Cemiyeti" ve başkanı Seyyid Abdülkadir'le doğrudan ilişkidedir. Ermeni Mıgırdıç yoluyla Seyyid Abdülkadir'den talimat getirtmiş, 1920'lerde Refaiye'nin Şadıllı aşireti başkanlarından Paşa Bey'i on kadar insanla Ovacık ve Hozat'a göndererek ve "Hilafet Ordusu Müfettişi" sanını takınarak propaganda yaptırmış, "Avrupa'nın Kürtler'e verdiği özerkliği Ankara hükümeti'nin tanımasını, aksi durumda ayaklanacaklarını" duyurmuş ve bu alanda Kürtçe konferanslar vermiştir. Amaçlarının bağımsız Kürdistan olduğunu dile getiren bir muhtırayı "Kürt Teali Cemiyeti" aracılığıyla İtilaf Devletleri temsilciliğine iletmiştir.
Genel Kürt hareketi ve Koçgiri hareketinin öncülerinden ve düzenleyicilerinden Nuri Dersimi, "Kürdistan'ın bağımsızlığını resmen ilan etmek istediklerini" açıkça belirtir. Dersim'e geçerek aşiretleri olaya çekmeye çalışmıştır. Ovacık aşiretleri tümüyle katılmasına karşın, Seyyid Rıza bu anda katılmamıştır. Burada oluşturulan birlik sonucu Ankara Hükümeti'ne bir ültimatom gönderilmiş (15.11.1920) ve Kürt devletini kurma doğrultusunda ulusal isteklerde bulunmuşlardır. Ankara Hükümeti'nin Kürdistan özerkliğini tanımasını, Kürt çoğunluğu olan yerlere Kürt memurlarının atanmasını ve Koçgiri'deki askeri biriliğin çekilmesini istemişlerdir. Elazığ ili yoluyla da TBMM Başkanlığı'na bir telyazı çekerek (25.12.1920) Sevr Antlaşması'nın gereği olarak Doğu bölgesinde bir Kürdistan kurulmasını, aksi durumda bu hakkın silah yoluyla alınacağı bildirilmiştir. Koçgirili aşiretler de Koçgiri'ye bir Kürt valinin atanmasını istemişlerdir (08.04.1921). Miralay (Albay) Halis Bey öldürülmüş, askerleri esir alınmıştır. Bu, zafer kabul edilerek İmraniye merkezine "Kürdistan bayrağı" çekilmiştir. Seyyid Rıza'nın bölgesi olan Ağdat'ta da "Kürdistan bayrağı" sürekli çekili kalmıştır.
Bu tutum ve davranışlara bakıldığında; Koçgiri eyleminin doğrudan ulusal isteklerle ortaya çıktığı, bir Kürt devleti kurulmak istendiği, Koçgiri'nin kendisini Kürdistan'ın bir parçası olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Eylemi, bölgesel aşiret başkanları aracılığıyla "Kürt Teali Cemiyeti" yönetmiş ve yönlendirmiştir. Bu bir Kürt hareketidir. Etkin olan öğe Kürtlük'tür. Bu nedenle, olaya bir Kürt niteliği kazandırılmıştır. Ayaklanmacılar ayrı bir Kürt devleti için çalışmakla birlikte, Osmanlı içerisinde bir özerk yönetime de kısmen yakınlık duymuşlardır. Önce İstanbul Hükümeti'ni, gelişmeler sonucunda da Ankara Hükümeti'ni muhatap almışlardır. Hükümetten "özerklik" isteğinde bulunmuşlardır.