KIPÇAK TÜRKLERİ ve ÜLKELERİ
Tatarlar, Hun ve Hazar Türklerinin bakiyeleri ile Orta Asya’dan 900’lü yıllarda gelmiş Bulgar Türkleri ve çoğunluklu olarak yine Orta Asya’dan 1000’li yıllarda gelmiş Kıpçak Türklerinden meydana gelmiş bir halktır. Tatarlar, Kıpçak Türk dilinin bir lehçesini konuşmaktadırlar ve yaşam tarzlarında da Kıpçak izleri hakimdir. Altın Orda Devleti ile Rusya İmparatorlukları zamanında tarihsel olarak geniş bir coğrafyaya dağılmışlardır. Ayrıca Kazan’ın 1552’de Ruslar tarafından ele geçirilmesinden sonra, uyguladıkları siyasi ve dini baskılar sonucunda daha doğuya ve güneye göç etmişler, böylece Tataristan’da nüfus Rusların lehine artarken, Tatarların aleyhine olarak gerilemiştir. Tatarlar, Polonya’dan Sibirya’ya kadar geniş bir coğrafya da yaşamaktadırlar. Asıl lokomotif yaşam alanı Rusya Federasyonu içindeki, Tataristan Özerk Cumhuriyeti’dir. Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nin:
Yüzölçümü : 68.000km2
Nüfusu : 3.800.000 (2.000.000 Tatar %52, 1.600.000 Rus %42)
Başkenti : Kazan’dır.
Tataristan’da 2.000.000, Komşu cumhuriyet Başkurdistan’da 1.120.000, Kazakistan’da 350.000, Özbekistan’da 300.000, Rusya’nın Çelyabinsk şehrinde 250.000, Yekaterinaburg şehrinde 200.000, Orenburg şehrinde 170.000, Perm şehrinde 175.000, Ulyanovsk şehrinde 150.000, Tümen şehrinde 150.000, Samara şehrinde 120.000, Moskova şehrinde 180.000, Hantı-Mansi eyaletinde 100.000 ve eski Sovyetler Birliği’nin çeşitli yerlerinde 1.500.000 kişi olmak üzere toplamda 7,5 milyona yakın Tatar yaşamaktadır.
Antropolojik bakımdan Tatarlar arasında koyu tenli-Moğol tipi (% 60) ve beyaz tenli-Ural tipi (% 30) ve sarışın-Avrupa tipine (%10) ait olanlar vardır. Güney Sibirya'da Ural ve Moğol tipine çok fazla rastlanır.
Özellikle Astrahan ve Sibirya Tatarları arasında halkın konuşma dili üç şiveden oluşmaktadır: Bunlar; Mişer, Orta (Kazan-Tatar) ve Doğu Sibirya Tatar lehçeleridir. Astrahan Tatarları'nın dilinde bazı özellikler görünür: Astrahan Tatarları'nın dili Nogay ve İdil-Ural şiveleri karışımından oluşmaktadır. Karagaş şivesi temelde Nogay şivesi olup, Tatar dilinin etkisi altında kalmıştır. Litvanya Tatarları'nın Türkçesi ise 16. yy.'da kaybolmuştur. Bunlar, Beyaz Rusların dilinde konuşmaktadır. 19. yy.'ın başında ise bazıları Polonya ve Rus dilini kullanıyorlardı. Genel olarak İdil-Ural, Sibirya ve Astrahan Tatarları'nın dili Ural-Altay Türk dillerinin Kıpçak grubuna dahildir.
Tataristan ekonomisi tarım ve hayvancılığa bağlı olmakla birlikte, deri, kumaş, metal işleme ve petrol üretimi, doğal gaz, uçak fabrikası, bilgisayar ve optik aletler fabrikaları bulunmaktadır. Endüstri de gelişmiştir. Ortalama yılda 100 milyon ton petrol üretmektedir. Gıda, içki, tütün, dokuma, orman ürünleri, kağıt, lastik, plastik, sanayii, kimya, gübre, cam, elektrik, gemi inşaat, demirçelik, çimento, elektronik, uçak, imalat, sanayii kollarıda gelişmiştir.
BAŞKURDİSTAN ve BAŞKURTLAR
1917 Bolşevik ihtilaline kadar Tatarlar ile Başkurtlar arasında hiçbir faklılık olmamasına rağmen, Ruslar tarafından Başkurt Türk boy adı, bir özerk cumhuriyetin adı haline dönüştürülmüş ve İdil-Ural Türkleri arasında suni bir ayrılık başlatılmıştır. Başkurdistan Özerk Cumhuriyeti’nin;
Yüzölçümü : 143.600km2
Nüfusu: 4.000.000 (880.000 Başkurt %22, 1.120.000 Tatar %28, 1.480.000 Rus %37)
Başkenti: Ufa’dır.
Başkurtların 880.000’ni kendi cumhuriyetlerinde bulunmalarına karşın 700.000’ne yakın da bu cumhuriyete komşu olan Rusya’nın diğer bölgelerinde yaşamaktadır. Toplam da 1,5 milyonun üzerinde Başkurt Türkü bulunmaktadır.
Başkurdistan'ın ekonomik yapısı tarım, hayvancılık ve sanayiye dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri, çavdar, yulaf, darı, keten, şeker pancarı, patates, ayçiçeğidir. Başkurdistan önemli petrol, doğal gaz ve boru hatlarına sahiptir. Rafineriler ve petro-kimya fabrikaları ekonominin ana unsurudur. Ülkede ayrıca, kömür, bakır, boksit, altın, manganez krom vardır. Yılda 40 milyon ton petrol, 3.5 milyon m3 doğal gaz üretilmektedir. İmalat sanayii gelişmiş olup, petrol, doğal gaz, demir-çelik, kömür, elektrik, çimento, şeker, kereste, pamuklu ve yünlü dokuma ekonomide önemli yer tutmaktadır. Uçak imalatı, gübre, deri, tütün, gemi inşa, demir ve karayolu taşıtları yapılmaktadır.Ufa, Sterlitamak, İsinbay, Kumertau, Karmavoua'da büyük enerji santralleri bulunmaktadır.
Bağımsızlıklarını Kazanabilirler mi?
Bağımsızlıklarının önündeki en büyük engel jeopolitik konumlarıdır. Büyük Rus denizinin tam ortasında olup, Moskova’ya 1000 km. mesafededirler. Rusya’yı doğuya ve Kafkasya’ya bağlayan temel kavşak konumundadırlar. Tataristan ve Başkurdistan’ın bağımsızlığı, Rusya’nın Orta Asya ve Kafkasya’dan kopması anlamına gelmektedir.Ayrıca yukarıda açıkladığım gibi bu iki ülkenin muazzam yer altı kaynakları vardır. Rusya’nın petrol ve doğalgaz üretiminin büyük kısmı burada gerçekleşmektedir. Ayrıca gelişmiş endüstrisi İdil-Ural bölgesinde bulunmaktadır. Rusya Federasyonunda yaşayan kalabalık Müslüman Kıpçak Türk halklarından olan Tatarlar ile Başkurtların bağımsızlıklarını kazanması neredeyse imkansızdır.
KAZAKİSTAN ve KAZAKLAR
Kazak adı, hür, müstakil, mert, yiğit ve cesur manalarına gelmektedir. Kazak Türkçesi Tatar, Başkurt, Nogay, Kumuk, Karaçay-Balkar gibi Kıpçak Türk dil grubunda yer alır. Kazaklar, Kazak bozkırlarında yaşamış olan eski Türk devletleri halklarının bakiyeleri olmakla beraber Nogay adlı Kıpçak Türkleri ve Cengiz Han Moğollarının katkısı ile oluşmuş Türk boylarıdır. Kuzey Kazakistan’da Cengiz Han’ın torunlarının kurmuş olduğu Ak Orda devleti zamanla Kıpçak Türk çoğunluğu içinde Türkleşmiş ve bu devlet Kasım Han zamanında Kazak Hanlığı adını almıştır. Bütün Kazaklar kendilerinin Alaş-Alaç adlı bir atadan türediklerine inanırlar. Sosyal yapılarının, töre ve zang(örfi hukuk)larını bu büyük ata tarafından kurulduğunu iddia ederler. Buna rağmen 19. yüzyılda toplanan Kazak secereleri büyük farklılıklar göstermektedir. Ancak herkesin birleştiği ortak nokta , bu ilk atanın üç oğlu olduğu ve bunların soyundan üç büyük Kazak boyunun meydana geldiğidir. Kazakistan’ın;
Yüzölçümü : 2.717.300 km2
Nüfusu : 17.000.000
Başkenti : Astana (Akmola)’dır.
Yüzölçümü Türkiye’nin 3,5 katıdır. Türkiye’nin nüfus yoğunluğu km.2 ye 87 kişi, Kazakistan’ın ise km.2 ye 6,2 kişidir. Nerdeyse bu büyük ülke boş anlamına gelmektedir.
Toplam nüfus 17.000.000. dur. Nüfus dağılımı şöyledir;
Kazak : 8.000.000 (%47)
Rus : 5.780.000 (%34)
Alman : 1.020.000 (%6)
Ukrain : 850.000 (%5)
Özbek : 340.000 (%2)
Tatar : 340.000 (%2)
Uygur : 250.000 (%1,5)
Koreli : 120.0000 (%0,7)
Ve diğerleri…
Kazakistan’ın nüfus dağılım tarihçesi:
|
1926
|
%
|
1939
|
%
|
1959
|
%
|
1970
|
%
|
1979
|
%
|
1989
|
%
|
1993
|
%
|
Kazak
|
3.713
|
57.1
|
2.300
|
37.9
|
3.787
|
30
|
4.234
|
32.6
|
5.289
|
36.0
|
6.535
|
39.7
|
7.296
|
45.6
|
Rus
|
1.280
|
19.7
|
2.440
|
40.2
|
3.972
|
42.7
|
5.522
|
42.4
|
5.991
|
40.8
|
6.227
|
37.8
|
6.054
|
36.7
|
Ayrıca, Özbekistan’da 900.000, Rusya’da 700.000, Türkmenistan ve Kırgızistan’da 150.000, Doğu Türkistan'da 1.100.000 ve Moğolistan’da 200.000 KAZAK yaşayıp, Kazak Türklerinin toplam nüfusu 11.000.000’dur.
Bağımsızlığın ardından siyasi ve ekonomik istikrara kavuşan Kazakistan’da bölgenin en büyük petrol, uranyum, demir,altın ve kurşun rezervleri bulunmaktadır. Kazakistan doğal kaynakları ve coğrafyası itibarıyla çok umut verici bir ülkedir. Hacim ve çeşit bakımından mineral ve hammadde yatakları ile dünyanın sayılı ülkelerinden biridir. Kazakistan’da 1225 çeşit mineral ihtiva eden 493 yatak bulunmaktadır. Doğal kaynaklar yönünden zengin olan Kazakistan'da krom, çinko, bakır, kurşun, wolgram, asbest, barit, berilyum, bizmut, altın, demir, kömür, alüminyum, titanyum, bor, ferrokrom, petrol ve doğalgaz çok miktarda çıkarılmaktadır. Demir üretimi %9.8'lik bir payla önemli bir yere sahiptir.Uranyum, krom, kurşun ve çinko yataklarının zenginliği itibarıyla dünya ikincisi, mangan itibarıyla dünya üçüncüsü, bakır itibarıyla de beşincisidir. Kömür, demir ve altın rezervleri itibarıyla Kazakistan dünya sıralamasında ilk on ülke arasında, doğalgaz, petrol ve alüminyum rezervleri itibarıyla da, sırası ile ilk on iki, ilk on üç ve ilk on yedi ülke arasında yer almaktadır. Ülkenin mineral ve hammadde üretimi ise, kendi ihtiyacının çok üstündedir. Bu nedenle metalik bizmut, süngersi titanyum, kil ve rafine bakır, mangan ve konsantreleri üretiminin yüzde 90'ı, petrol, metalik kurşun ve çinko üretiminin yüzde 80'i ile doğalgaz, kömür, demir cevheri ve krom üretiminin de yüzde 50'den fazlası ihraç edilmektedir. Kazakistan toprakları altında keşfedilmiş maddi zenginlik 2 trilyon ABD Dolarından fazladır. Kazakistan'ın 160 bölgesinde 2.1 milyar ton petrol rezervi bulunmaktadır ve Hazar petrolleriyle birlikte ve tahmini toplam 4.5 milyar tona ulaştığı saptanmıştır. 1993 yılından sonra petrol üretimi 23 milyon tonu, doğalgaz üretimi de 6,7 milyar m3'e ulaşmıştır. Kazakistan'da Hazar gaz yataklarıyla birlikte toplam rezervin 6 trilyon metre küpe ulaşacağı hesap edilmektedir. Ayrıca yirminin üzerinde termik santral günde 300 bin ton kömür tüketerek Urallar, Batı Sibirya ve Orta Asya'ya elektrik enerjisi sağlamaktadır.
Kazakistan işlenebilir geniş topraklara sahiptir. Önemli ölçüde tarım ürünü ihracatçısı ve üreticisidir. Aynca bölgenin en zengin maden kaynaklarını elinde tutmaktadır. Geniş ölçüde maden çıkarma ve bunları işleme durumundadır. Ülkede metalurji, makine, petro kimya, tekstil, tarımsal ürünleri işleme sanayi'yi gelişmiştir.
Ülkenin ekonomik yaşamında devlet sektörü ağırlığını korumakta (% 90), özel sektörde ve kollektif şirketlerde ise % 10 bir pay bulunmaktadır. Ancak bu oranlar hergün özel girişim yönünde değişmektedir. 1991 ve 1992 de Kazak Hükümeti özelleştirmeye, mülkiyet ve serbest pazar ekonomisine girmeye başlamış ve ileri boyutlar kazanmıştır.
Ülkenin bir problemi nükleer kirlenmedir. Yönetim nükleer denemeleri büyük ölçüde yasaklamış olmakla birlikte hâlen topraklarında çalışmaya devam eden uzay istasyonları da etrafa bir miktar nükleer atık yaymaktadır. Baykonur uzay üssü, Kazakistan’dadır.
İç problemi: Kazakistan’ın şu andaki nüfus dağılımı: %47 Kazak ve %34 Rus şeklindedir. Bu nüfus dağılımı ülke için daima büyük komşu Rusya tarafından tehdit edicidir. Kazakistan'daki etnik çeşitlilik ülke için potansiyel bir problemdir. Bağımsızlık sonrasında Ruslar Kazakistan'dan ayrılmak istediklerini bildirmişlerdir. Yönetim bunları şimdilik cumhuriyet bünyesinde kalmaya razı ettiyse de gelecekte bu konunun yeniden gündeme gelmesi söz konusudur. Kazaklarla Ruslar arasında kökü oldukça eskiye dayanan bir düşmanlık vardır. Özellikle Rusların yönetimde söz sahibi olduğu dönemlerde Kazaklara baskı yapmaları iki toplum arasındaki düşmanlık duygularını pekiştirmiştir. Bağımsızlık sonrasında etnik unsurlar arasında milliyetçi anlayışların güçlenmesi yönetimi ciddi şekilde endişeye sokmaktadır. Bu yüzden yönetim bütün unsurları ortak bir zemin üzerinde birleştirecek bir Kazakistanlılık kimliği oluşturmaya çalışmaktadır. Ancak gelişmeler bu çabanın pek başarılı olamayacağı intibaı vermektedir. Bu problemin çözümü için bence şöyle olabilir: Önce Kazakistan dışında yaşayan Kazakları ülkeye getirmeli ve daha sonra bağımsızlığını kazanamayacak konumda olan Müslüman Türk topluluklarından olan Tatarlar ve Başkurtlar ile Uygurları, Rusya Federasyonu’ndan ve Çin’den ülkeye davet etmek gerekmektedir. Böylece, 3 milyon Kazak, 7 milyon Tatar, 1,5 milyon Başkurt ve 11 milyon Uygur Türkü Kazakistan topraklarına gelecektir. Rusya’nın İdil-Ural bölgesinden gelecek olan 4 milyon Tatar-Başkurt Türkünün yerine bu bölgeye karşılığında nüfus mübadelesi yapılarak Kazakistan’dan 4 milyon Rus gönderilmelidir. İnsan sayısı az olan bu büyük ülkeye yeni Türk topluluklarının gelmesi ile ülkenin iş gücü de artacaktır. Kazakistan’ın nüfusu 17 milyondan 35,5 milyona çıkacaktır. Nüfus yoğunluğu ise kilometrekare başına 6 kişiden 13 kişiye yükselecektir.
Nüfus dağılımı da şöyle olacaktır:
Türkler= Kazak: 11.000.000 (% 31), Uygur:11.000.000 (% 31), Tatar: 7.000.000 (% 19,7), Başkurt:1.500.000 (% 4,2), Özbek:340.000 % 1
Slavlar= Rus:1.780.000 (% 5), Ukrain: 850.000 (% 2,4), Belarus:175.000 (% 0,5) , Polonyalı: 50.000 (% 0,1)
Alman:1.050.000 (% 3), Koreli:120.000 (% 0,3), Çeçen: 50.000 (% 0,1), Rum: 50.000 (% 0,1), Diğerleri: 535.000 (% 1,5)
Yeni şekillenmede, Türk nüfusun toplam nüfusa oranı %87 olacak ve Rus nüfusu ise %5’e ineceği için bu zengin Türk ülkesinin Ruslar tarafından parçalanma tehlikesi ortadan kaldırılacaktır. Kazakistan; bir Japonya, bir Kanada, bir Avustralya olmaya adaydır.Petrol, doğalgaz ve verimli topraklar sayesinde ülkenin önü açıktır. Ülkedeki azınlıklar, anavatanları ile bir bağdır ve ilişkilerin güçlenmesi için bir köprü vazifesi yapacaktır.
KIRGIZİSTAN ve KIRGIZLAR
Göktürkçe yazıtlarda geçen Türk kavim adları içinde tarihleri çok eskiye dayanan ve Çin kaynaklarında zikredilenlerden biri de Kırgız boyunun adıdır. Çin yıllıklarında Kırgızları M.Ö. 2. ve 1. asırlarda Hunlar zamanındaki olaylar anlatılırken görmekteyiz. Çin kaynaklarında Kırgızların, Hunların yıkılışından sonra, “Hakan” adıyla zikredildikleri dikkati çeker. Kırgızlar M.Ö. 2. ve 1. yüzyıllarda Tanrı Dağlarının doğusu ile Tannu-Ola arasında bulunmuşlardır.13. yüzyıldaki Moğol Cengiz Han’ın istilasından sonra da bugünkü yurtlarına gelmişlerdir. Eski Çin kaynakları Kırgızların Eski Türk çağında Yukarı Yenisey bölgesinde olduklarını kaydederler. Kırgız Türkçesi, Türk dilinin Kıpçak grubunda yer alır ve diğer Kıpçak lehçelerinden biraz farklıdır. Kırgızistan’ın;
Yüzölçümü : 198.500 km2
Nüfusu : 4.800.000
Başkenti : Bişkek’dir.
Ülkenin nüfus dağılım şöyledir;
Kırgız : 3.200.000 (% 66)
Özbek : 672.000 (%14)
Rus : 576.000 (%12 )
Alman : 101.000 (% 2)
Tatar : 82.000 (%1,7)
Ve diğerleri…
Ekonomisi zayıftır ve önemli bir yeraltı zenginliği yoktur.
DİĞER KIPÇAK TÜRKLERİ
Dostları ilə paylaş: |