İsmail hakki iZMİRLİ 4 İsmail hakki tekkesi 4



Yüklə 1,27 Mb.
səhifə16/38
tarix17.01.2019
ölçüsü1,27 Mb.
#97993
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   38

İSMET-İ BUHARİ

Hâce Fahruddîn İsmetuilâh b. Hâce Mes'ûd Buhârî (ö. 840/1436-37) iranlı şair.

Buhara'da doğdu. Buhara'nın seçkin ailelerinden birine mensup olup soyu Cafer b. Ebû Tâlib'e ulaşmaktadır. Asıl adı İsmetuliah'tır; Hâce İsmet ve Hâce Fahreddin İsmetuilâh diye de anılır. Tahsiline Buhara'da başladı. Hayatı boyunca çeşit­li ilimlerle ve bu arada inşâ sanatıyla da meşgul oldu. Timur'un 807'de (1405) ölümü üzerine Semerkant'ta tahta geçen Nasîrüddin Halil Sultan ile yakın dostluk kurdu ve özellikle edebî bilgiler alanında sultana hocalık yaptı. Halil Sultan'ın 812 (1409) yılının ilk aylarında kendi adamla­rı tarafından esir edilmesi üzerine endi­şeye kapılarak Semerkant'ı terketti. Aynı yılın sonlarında Halil Sultan amcası Şâh-ruh tarafından Rey valiliğine tayin edilince onun maiyetine girdi. Haiil Sultan'ın ölü­münden sonra Semerkanfa gitti, ardın­dan Buhara'ya döndü. Burada sakin bir hayat yaşamayı tercih eden İsmet-i Buhâ-rî, bazı kaynaklara göre Uluğ Bey'in dave­ti üzerine bir müddet onun Semerkanftaki sarayında bulundu; âlim. şair ve me­ziyet sahibi bir kişi olarak itibar gördü; özellikle Buhara'da geçirdiği son yılların­da büyük bir üne kavuştu. Ölüm tarihi Devletşah'ın tezkiresinde ve diğer bazı kaynaklarda 826 (1423) olarak kaydedil-mekteyse de doğrusu Habîbü 's siyer'de gösterilen 840 (1436-37) yılıdır.

Şîa imamları hakkında methiyeleri, Ti­mur için bir mersiyesi bulunan İsmet-İ Buhârî, Timurfu sultan ve şehzadelerine dair birçok methiye kaleme almış, hak­kında en fazla methiye söylediği Nasîrüd­din Halil Sultan tarafından kendisine Na-sîrî mahlası verilmiştir. Bazı şiirleriyle gazellerinin tamamında İsmet mahlasını kullanan şairin özellikle tasavvuf? rumuz­larla süslediği âşıkane gazelleri çok beğe­nilmiştir.

Şiirlerinde Emîr Hüsrev-İ Dihlevî'nin üs­lûbunu sürdüren İsmet-i Buhârî, Bisâtî-i Semerkandî, Rüstem-i Hûriyânî ve Hayâ-lî-i Buhârî gibi yetişmelerine yardımcı ol­duğu şairler başta olmak üzere dönemin­deki şairleri etkilemiştir. 7500 kadar be­yitten meydana gelen ve İstanbul Üniver­sitesi Kütüphanesi'nde iki 197 Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphane­si'nde bir nüshası 198 bulu­nan divanı Ahmed Keremî tarafından ya­yımlanmışt.

Bibliyografya :

Ali Şîr Nevâî, Mecâlisii'n-nefâis (nşr. Suyima Ganieva),Taşkentl961,s. 13-14;Devletşah, Tez­kire, s. 357-361 ;Hândmîr, Habîbii's-sİyer(nşr. M. DebîMSiyâki), Tahran 1353, III, 550; Lutf AIİ Beg, Âteşkede. Tahran 1337 hş., s. 329-330; Tebrîzî, Reyhânetü'l-edeb, Tebriz 1347 hş., II, 170; W. Barthold, Uluğ Bey ve Zamanı (trc. Ak-des Nimet [Kurat||. İstanbul 1930, s. 114;Rypka. HİL, s. 21 A; İhsan Yârşâtır, Şi'r-i Fârsl der'Ahd-i Şâhruh, Tahran 1334 hş., s. 51, 63, 64; FME, s. 346-348; Safa, Edebiyyât, IV, 286-293. Adnan KakaismailoĞlu



İSMET EFENDİ, FINDIKLILI

(1845-1904) Biyografi yazarı.

17 Zilhicce 1261 (17 Aralık 1845) tari­hinde İstanbul Fındıklı'da doğdu. Daha zi­yade "Findıklılı" diye anılır. Mekteb-i İ'dâ-dî-i Askeri muallimlerinden Çorumlu Hoca Osman Efendi'nin oğludur. Biyografi ve menâkıba daha çocuk yaşlarında ilgi duy­maya başladı. Bir tutku haline gelen bu alâka sonucu askerî idâdîyi yarıda bırakarak girdiği alay kâtipliğinden emekli ol­du, bir süre sonra Yıldız Sarayı Kütüpha­nesi memurluğuna getirildi. Uzun süre­dir müptelâ olduğu mide hastalığından kurtulamayarak 14 Aralık 1904'te vefat etti ve Karacaahmet Mezarlığı'nda baba­sının kabri yanına defnedildi.

İsmet Efendi hayatı boyunca pek çok kabristan dolaşmış, pek çok tarihî eser in­celemiş ve ünlülerden çok kişiyle görüş­müştür. Mezar taşı okumak için büyük güçlüklere katlanır, en ücra köşelerdeki kütüphaneleri açtırır ve oralardaki eser­leri incelemeye çalışırdı. Âlî Paşa ve Ebüz-ziya Mehmed Tevfik'in sohbetlerine katı­lır, daha sonra da duyduklarını kaleme alırdı. Kırk-kirk beş yıl süren bu çalışma­ları sayesinde âdeta bir canlı tarih haline gelmişti. İbnülemİn Mahmud Kemal, dö­nemin ünlü biyografi yazarlarından Si-cill-i Osmânî müellifi Mehmed Süreyya ile Fındıklılı İsmet Efendi'yi bir beytin iki mısraına benzetmiş, fakat mâna hangi­sinde tamam olursa İsmet Efendi o mısradır demiştir.199 Ah­med Cevdet Paşa tarafından takdir edi­len İsmet Efendi'ye İbnülemin "kâmûs-ı meşâhîr" unvanını vermiştir.

Tasavvufla da alâkası olan İsmet Efendi Celvetî tarikatına mensuptu ve bu ta­rikatın büyüklerinden Ruşen Efendi'nin müridiydi. Mevlevîliğe de muhabbeti ol­duğunu dostu Bursalı Mehmed Tâhir'e söylemiştir. Devrinde "ayaklı kütüphane" diye anılan İsmet Efendi, sağlığında hazîne-i hâssa ve İbnülemin tarafından oto­biyografisi defalarca istendiği halde, ha­yatta iken tercüme-i hâli yazılanların faz­la yaşamayacağı bâtıl inancıyla bu talep­lere olumlu cevap vermemiştir. Fakat İb­nülemin Mahmud Kemal gözlemlerine dayanarak, bazan da kendisini konuştu­rarak İsmet Efendi'nin biyografisini Ke­mâlü'l-İsme adıyla 1904'te yazmış ve neşretmiştir (İstanbul 1328). Bursalı Meh­med Tâhir. İbnülemin Mahmud Kemal ve Ali Emîrî efendilerin ondan istifade et­tikleri bilinmektedir.

Biyografi dalında birçok eseri olan İs­met Efendi'nin asıl şöhreti Tekmiîetü'ş-Şekâik il hakkı ehH'1-haköik'ten kay­naklanır. Şeyhî Mehmed Efendi'nin Vekâ-yiu'l-fuzalâ' zeyli olan bu eser, Mecdî'nın Şekâik tercümesi olan Hadâiku'ş-Şekâik'm son zeylidir. Şeyhî'nin eserini gördüğünü ve bazı başlıklarını tamamla­dığını belirten 200 İsmet Efendi'nin bu zeyli, aslında 1143-1314 (1730-1896) yılları arasında yaşamış âlim ve şeyhle­rin biyografilerini ihtiva eden sekiz ciltlik bir çalışmadır. Fakat kitap 1314 (1896) Fındıklı yangınında yanmıştır. Müellif, sonradan hatırlayabildiği kişilerin tercü­me-i hâlini dört ciltte topladığını Bursalı Mehmed Tâhir'e söylemiştir.201 Tekmiletü'ş-Şekâ-ik'te, sermayesiz kaldığından eserinin 25. cüzünü doğum yıldönümünde Abdülhamid'e takdim ettiğini belirten İsmet Efendi hangi zatın biyografisinde kaldığı­nı hatırlayamadığını, 26. cüzden de bazı kısımları bu padişaha sunduğunu ifade etmektedir.202 İsmet Efendi zeyli­nin bilinen tek nüshası İstanbul Üniversi­tesi Kütüphanesi'nde kayıtlı olup 203 kütüphanenin kıymetli ve nâdir eserlerinin muhafaza edildiği müzesin-dedir. Sayfa numaralan düzenli olmayan 204 ve 6, 18-20, 223, 268, 301-303, 320-321,347, 357. sayfalan boş olan nüs­ha, İbnülemin Mahmud Kemal tarafından Yıldız Sarayı evrakı içinde bulunan bazı formaların ciltlenmesiyle meydana gel­miştir.

İsmet Efendi'nin dili sade ve açıktır. İfa­desinin diğer bir özelliği, günümüz ansik­lopedik madde yazımı anlayışına uygun olarak biyografisi verilen her şahıs için takdim cümlesine benzer kısa tanıtım cümleciği koymuş olmasıdır. Bu cümle­ciklerin genellikle o şahsın aslî görevini belirttiği dikkati çekmektedir. Bir başlık altında asıl biyografi sahibinin dedesin­den, babasından, hatta oğullarından da uzunca bahsedilmesi eserin bir başka özelliğidir.

Tekmiletü'ş-Şekaik, Ahmed Tevhîd Efendi tarafından Türk Tarih Encüme­ni Mecmuasında kısmen yayımlanmış fakat muhtemelen Ali Canip'in (Yöntem) bir tenkit yazısı dolayısıyla sonu gelme­miştir. Bu basılmış kısımda altmış beş ki­şinin biyografisi vardır. Eserin faksimile neşri indeksiyle birlikte, Şekâik-ı Nu'mâ-niyye ve Zeyilleri ana başlığı altında bu külliyatın beşinci kitabı olarak Abdülka-dir Özcan tarafından gerçekleştirilmiştir (İstanbul 1989).

İsmet Efendi'nin diğer biyografik çalış­maları da yine daha önce yazılmış önem­li eserlerin zeyli durumundadır. Şeyhülis­lâm Ebûishakzâde Esad Efendi'nin Atra-bü'1-âsâr'ı ile Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin Efendi'nin Tuhfe-i Hattatın adlı eserini 1314 (1896) yılına kadar ge­tirmiş, ancak her İki zeyil de Fındıklı yan­gınında yanmıştır.

Bibliyografya :

İsmet, Tekmiletü 'ş-Şekâİk, s. V-VII; ayrıca bk. tür.yer.; İbnülemin. Kemâlü'l-îsme, İstanbul 1328; a.mlf.. Son Asır Türk Şairleri, III, 109; Os­manlı Müellifleri, III, 109; Babinger (Üçok). s. 416-417; Ahmed Tevhid. "Tekmîletü'ş-Şakaikfî hakkı ehli'I-hakâik, Şeyhî'nin Zeyli", TTEM, XV/12(89) (134l/l925|. s. 391; Behçet Gönül, "İstanbul Kütüphanelerinde al-Şaka'ik al-Nuc-mâniya Tercüme ve Zeyilleri", TM, V1I-V1II/2 (1945], s. 168; Cengiz Orhonlu, "Fındıklı Semti­nin Tarihi Hakkında Bir Araştırma", TD, sy. 11 -12(1955). s. 68. m

Abdülkadir Özcan


Yüklə 1,27 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin