İNSAN ÜZERİNDE ETİK DIŞI TIBBİ ARAŞTIRMALAR
Prof. Dr. Ayten Altıntaş
Hekimlik dünyanın en önemli mesleklerinden biridir. Hekimin çalışma materyali insan olduğundan mesleğini uygulayan hekim hem en büyük onur ve sevinci hem de faydalı olamamanın verdiği hüzünle her zaman beraber yaşar. Hekim insanlara daha faydalı olabilmek için tarihin her döneminde yeni arayışlar ve tıp araştırmaları içindedir. 20. yüzyıldan itibaren tıp araştırmaları ve tıptaki yenilikler tarihte görülmemiş şekilde ivme kazandı. Yeni teknikler, teşhis ve tedavideki farklı uygulamalar baş döndürücü hızla artmakta. Tıp fakültesini bitiren hekim kendini çok hızla işleyen bir araştırma platformu içinde buluyor. “Ya Yayın Yap Ya Yok ol” sloganının sessizce işlediği bu ortamda ve kariyerinin her aşamasında araştırma yapmak zorunluluğunda. Hekim ihtisasta ve sonraki akademik gelişmelerinin her aşamasında araştırma yapmak zorunluluğunda olduğu gibi, yeni gelişmeleri öğrenmek için gittiği her kongrede kendi de yeni bir araştırma sunma durumunda. Ayrıca üniversiteler elemanlarından her sene sonunda o yıl yaptığı araştırmaları bildirmesini ister. Dolayısıyla hekim çok kısa zamanda kendini tıp araştırmalarının hızlı trafiği içinde buluyor. Hekimin yapmak zorunda olduğu bu klinik araştırmalarda kullandığı esas materyal insan. Araştırmanın merkezi olarak insanın yer aldığı bu çalışmalarda hekim büyük bir ikilemle karşı karşıya. Bir taraftan mesleğinin ona verdiği bilgi ile rutin tedaviyi yapması gerekir ki bu uzun çalışmalar ve deneyimler neticesinde oturmuş teşhis ve tedavi usulleridir. Ya bu tedaviyi uygulayacak veya yeni bir araştırmada yer alacak. Bazen de rutin teşhis ve tedavinin yanında yeni bir araştırmayı ilave edecek. Hekim böyle durumlarda etik açıdan ikilem yaşıyor. Bu çelişkili durum hastanın “Gönüllü” olması ile çözülmüş gibi görünse de, hasta açısından pek çok sakınca var. Hem hekimin yeni teşhis ve tedavi yöntemlerini deneyebilmesi hem de hastaya “öncelikle zarar verme” prensibine uyması için yeni etik prensipler getirilmiştir. 1950’li yıllardan itibaren tartışılan bu prensipler günümüzde hem dünyada hem de Türkiye’de “Uyulması gereken yasal kurallar” haline getirilmiş, bir çok soruna bu kurallar yol gösteriyor.
Dostları ilə paylaş: |