Istanbul Üniversitesi Matbaası


Doç. Dr. Yeşim IŞIL ÜLMAN



Yüklə 1,58 Mb.
səhifə141/329
tarix07.01.2022
ölçüsü1,58 Mb.
#88912
1   ...   137   138   139   140   141   142   143   144   ...   329
MODERN DÖNEM OSMANLI TIBBI (1827-1923)

Doç. Dr. Yeşim IŞIL ÜLMAN



Osmanlı Devleti’nde Reformlar ve Tıp Eğitimi


19. yüzyıl Osmanlı toplumunun hemen her alanında modernleşmeye doğru bir değişme, dönüşme çağı olmuştur. Önceki yüzyılların toplumsal anlamda içe dönük yaşama biçimi yerini, Batının çağdaş bilimlerine ve tekniklerine uyum sağlama çabasına bırakmıştır. Modernleşme, Batının önde gelen toplumlarına her bakımdan yetişebilmek için bir devlet projesi olarak benimsenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu bir yandan sonu gelmeyen savaşlar, askeri yenilgilere bağlı kitlesel göçler, düşük hayat standardı ile baş etmeye çalışırken, toplumu ilerideki kuşaklara başarıyla taşıyabilecek önemli adımlar da bu yüzyılda atılabilmiştir. Bunda devletin bekâsını modernleşmenin benimsenmesinde gören siyasanın büyük payı vardır. Bu sürecin en önemli göstergesi 1839 yılında ilan edilen reform bildirgesi “Tanzimat Fermanı”dır. Aynı eğilim tıp eğitiminin ve öğretiminin yeniden ele alınarak, kurumsal olarak yeniden düzenlenmesinde de kendini göstermiştir. 19. yüzyıl ve takip eden dönem tıp tarihimiz açısından, modern tıp düşüncesinin ve anlayışını kurumsallaştırma çabasına sahne olmuştur.

Geleneksel usta-çırak usulü eğitimin hakim olduğu darüşşifalardaki eğitimin çağın gereklerini karşılayamadığının görülerek, modern bir tıp eğitimi tesis edebilmek için ilk adımlar yüzyılın ilk çeyreğinde atılır. 14 Mart 1827’de, İstanbul’da, Tıphane-i Amire ve ardından Cerrahhane-i Mâmure’nin kurulması, bugün Türkiye’de çağdaş tıp eğitiminin başlangıç noktası olarak kabul edilir. Tıp eğitiminde modernleşmenin zorunlu hale geldiğini bilen Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi, devrin padişahı II. Mahmud’a (1808-1838) verdiği raporlarla bu gerekliliğe dikkat çekmiştir. Mustafa Behçet Efendi (1774-1834), Buffon, Plenck, Marshall gibi devrinin Batılı bilim adamlarının çiçek hastalığı, sifilis tedavisi, tabiat tarihi konulu eserlerinden Türkçeye çeviriler yapmış ve yayınlamıştır. Mustafa Behçet Efendi’nin çağdaşı, hekim, bilimadamı ve tarihçi Şânizâde Mehmed Ataullah Efendi (1771-1826), yaptığı tercümeler sayesinde, Jenner’ın modern çiçek aşısı yöntemini ülkemize getirmiş; anatomi, fizyoloji, teşhis ve tedavi konularında birçok kitap yazmıştır.

Bu fikri zeminde doğan Tıphane’de öğrenciler önce, okuma, yazma, Türkçe ve Arapça grameri; İtalyanca ve Fransızca öğrenirlerdi. Daha sonra tabiat tarihi, kimya, botanik, tıbbi bitkiler konularında ders alırlardı. Bunu anatomi, fizyoloji dersleri izler; kurşun çıkarma, ampütasyon, kırık ve çıkıkların yerleştirilmesi, yara pansumanı gibi operasyonları öğrenirlerdi. Kadavra üzerinde diseksiyon yapmak yasak olup; anatomi derslerini modeller üzerinde görürlerdi. Bu okulda dördüncü sınıf, ancak kuruluşundan altı yıl sonra, 1833’te açılabilmişti. Okula sadece Müslümanlar kaydediliyordu.

Toplumda geniş çaplı reformların uygulamaya konulması anlamına gelen Tanzimat Fermanı (1839)’nın ilanıyla eş zamanlı olarak tıp eğitiminde de yeniden yapılanma ve yenileşme çalışmaları başlatıldı. Tıp Okulu, daha önce bir Saray Okulu (Enderun Ağaları Mektebi) olarak hizmet vermiş olan Galatasaray’daki binaya taşındı (1838). Tıp eğitiminin gereklerine göre tadil edilen bu bina, Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şâhâne adını aldı ve 1839’da öğretime başlandı. Kısaca Galatasaray Tıbbiyesi olarak da anılan bu okulda yapılan yenilikler ve tıp eğitimine getirdiği katkılar şöyle sıralanabilir.



Yüklə 1,58 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   137   138   139   140   141   142   143   144   ...   329




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin