Hekim-Hasta İlişkisi Özel Bir İlişkidir
Ailemiz, öğretmenimiz, arkadaşlarımız ile olduğu gibi hekimlerin hastalarıyla olan ilişkileri de özeldir. Maddi manevi gücümüzü aştığından herkese yararlı olmak imkânsızdır, ama yakınlarımız söz konusu olduğunda durum değişir. O halde çoğu kere zorunlu olmayan yararlı olma yükümlülüğü özel ilişkilerde farklıdır. Örneği, anne-babalar hasta çocukları için başkaları için yapmayacakları pahalı tedaviler ve bakımlar satın alırlar. Doktorların da hastalarıyla ilişkisi “özel” bir ilişkidir ve hastalarına belirli yararları sağlama ödevleri vardır. Doktorlar mesleğe adım attıklarında başkalarının göze alamayacağı bir takım tehlikeleri üstlenmeyi önceden kabul etmiştir. Örneği, tüberküloz, AİDS gibi tedavisi güç, bulaşıcı hastalığı olanları muayene ve tedavi ederler. Doktorlar olağanüstü tehlikeleri kabule zorunlu mudur; böyle bir durumda hasta tedavisini reddetmek doğru mudur gibi sorular bazen etik tartışmalara sebep olur.
Hekimlik mesleğinin doktora getirdiği “hastasına yararlı olma yükümlülüğü” ona özel bir takım yararlı olma ödevleri yükler. Doktorun hastasına yararlı olma yükümlülüğü, deniz kenarında görevli bir cankurtaranın ya da bir itfaiyecinin tehlikeleri göze alarak boğulma, yanma tehlikesi içinde olanları kurtarma yükümlülüğü kadar güçlüdür. Hekim olmak demek, hastalara belirli yararları sağlamayı önceden kabul etmek demektir. Hastasının ihtiyacını karşılarken doktorun kendi sağlığının bozulması gibi bir takım tehlikeleri göze alması, bir annenin ölmekte olan evladına böbreğini vermesi gibi güçlü bir yükümlülüktür. Anne-babalar, eşler ve doktorlar-hastalar gibi özel ilişki içinde bulunanlar birbirine sahip çıktığında birtakım karşılıklı ödevleri de yüklenmişler demektir.
Dostları ilə paylaş: |