Elbette ki vergi kesintisi için bu kadar sebep bütçe açıklarını üretmektedir. Geçmiş dönemlerde bu etki hissedilmiştir. Ancak bu konuda şimdi çok farklı düşünülmektedir. Arz Yönlü İktisatta vergi kesintilerinin sebebi, marjinal vergi oranlarını indirmek şeklindedir. Bu gerçek bir katkı anlamına gelir. Ayrıca Arz Yönlü İktisadın ulaşmak istediği sonuç, nispi fiyatlarda toplam talepten daha fazla bir değişiklik yapmaktır.
Elbette ki vergi kesintisi için bu kadar sebep bütçe açıklarını üretmektedir. Geçmiş dönemlerde bu etki hissedilmiştir. Ancak bu konuda şimdi çok farklı düşünülmektedir. Arz Yönlü İktisatta vergi kesintilerinin sebebi, marjinal vergi oranlarını indirmek şeklindedir. Bu gerçek bir katkı anlamına gelir. Ayrıca Arz Yönlü İktisadın ulaşmak istediği sonuç, nispi fiyatlarda toplam talepten daha fazla bir değişiklik yapmaktır.
Bunu şöyle açıklayabiliriz; öncelikle nispi fiyatlar kişilerin gelirlerini tüketim ve tasarruf arasında nasıl tahsis edecekleri üzerinde etkilidir. Cari tüketime tahsis etmek için ayrılan ek gelir, gelecekteki tüketimden vazgeçmek ve tasarruf oluşturmaktır. Gelecekteki gelirden vazgeçmenin değeri, marjinal vergi oranı tarafından etkilenir.
Bunu şöyle açıklayabiliriz; öncelikle nispi fiyatlar kişilerin gelirlerini tüketim ve tasarruf arasında nasıl tahsis edecekleri üzerinde etkilidir. Cari tüketime tahsis etmek için ayrılan ek gelir, gelecekteki tüketimden vazgeçmek ve tasarruf oluşturmaktır. Gelecekteki gelirden vazgeçmenin değeri, marjinal vergi oranı tarafından etkilenir.
Daha yüksek marjinal vergi oranı ek cari tüketimde bir kişi için daha ucuz vazgeçmektir. Nispi fiyatlar, insanların zamanlarını çalışma, boş durma, eğlence veya yeteneklerini artırmak üzerinde yönlendiricidir. Eğer kişi zamanının bir kısmını boş durmaya ayırırsa, bu, çalışarak kazandığı cari gelirin bir kısmından vazgeçmek demektir. Cari gelirden vazgeçmenin gaydası marjinal vergi oranının bir fonksiyonudur.
Daha yüksek marjinal vergi oranı ek cari tüketimde bir kişi için daha ucuz vazgeçmektir. Nispi fiyatlar, insanların zamanlarını çalışma, boş durma, eğlence veya yeteneklerini artırmak üzerinde yönlendiricidir. Eğer kişi zamanının bir kısmını boş durmaya ayırırsa, bu, çalışarak kazandığı cari gelirin bir kısmından vazgeçmek demektir. Cari gelirden vazgeçmenin gaydası marjinal vergi oranının bir fonksiyonudur.
Arz Yönlü İktisadın ikinci yönü de altın standardına geri dönülmesi düşüncesidir. Altın standardını savunanlara göre, bu standart para arzının aşırı artışına ve enflasyona mani olur. Para sadece ihtiyaç duyulduğunda ve altın mevcudu kadar basılır. Öncelikle para arzı kontrol altına alınır ve enflasyon ortadan kaldırılır.
Arz Yönlü İktisadın ikinci yönü de altın standardına geri dönülmesi düşüncesidir. Altın standardını savunanlara göre, bu standart para arzının aşırı artışına ve enflasyona mani olur. Para sadece ihtiyaç duyulduğunda ve altın mevcudu kadar basılır. Öncelikle para arzı kontrol altına alınır ve enflasyon ortadan kaldırılır.
Altın standardı, açık bütçeler parasal genişlemeye sebep olduklarından hükümetlerin açık harcama yetkilerini de ortadan kaldırır. Böylece parada istikrar ve bütçede de denge oluşturulur. Özel sektör vergi teşviki nedeniyle yatırıma yönlenir. Bunu istihdam ve ekonomik büyüme takip eder (Kımzey,1983: 21). Ancak arz yönlü iktisadın bu ikinci yönü fazla taraftar bulamamıştır ve uygulamaya konamamıştır.
Altın standardı, açık bütçeler parasal genişlemeye sebep olduklarından hükümetlerin açık harcama yetkilerini de ortadan kaldırır. Böylece parada istikrar ve bütçede de denge oluşturulur. Özel sektör vergi teşviki nedeniyle yatırıma yönlenir. Bunu istihdam ve ekonomik büyüme takip eder (Kımzey,1983: 21). Ancak arz yönlü iktisadın bu ikinci yönü fazla taraftar bulamamıştır ve uygulamaya konamamıştır.
Laffer Eğrisi
Arz Yönlü İktisadın en temel yaklaşımlarından birisi vergi oranları ile vergi gelirleri arasındaki ilişkidir. Buna göre bu ilişki ters orantılıdır. Ancak, Arz Yönlü İktisatta Laffer eğrisiyle ifade edilen bu ilişkinin Artur Laffer’le başladığı söylenemez.
Nitekim (İbn-i Haldun’un görüşleri yanında) iktisadın bir bilim haline gelmesini sağlayan ünlü İktisatçı Adam Smith yine iktisadın bilim haline gelmesini sağlayan ünlü kitabı “Milletlerin Zenginliği” (1776) adlı kitabında bu konudaki görüşlerini açıklamıştır: “Yüksek vergiler bazen üzerinden vergi alınan malı ve dolayısıyla tüketimi azaltır. Bazen de kaçakçılığı teşvik eder ve kamu gelirlerinin tahmin edilenden daha az olmasına yol açar.”
Nitekim (İbn-i Haldun’un görüşleri yanında) iktisadın bir bilim haline gelmesini sağlayan ünlü İktisatçı Adam Smith yine iktisadın bilim haline gelmesini sağlayan ünlü kitabı “Milletlerin Zenginliği” (1776) adlı kitabında bu konudaki görüşlerini açıklamıştır: “Yüksek vergiler bazen üzerinden vergi alınan malı ve dolayısıyla tüketimi azaltır. Bazen de kaçakçılığı teşvik eder ve kamu gelirlerinin tahmin edilenden daha az olmasına yol açar.”
Ancak konunun esaslı olarak gündeme gelmesi 1974 yılında Arthur Laffer’in kendi ismiyle anılan eğriyi çizmesiyle olmuştur. Wanniski Roma İmparatorluğu’nun yüksek vergiden yıkıldığı ve 1929 büyük deprasyonuna da yine yüksek vergilerin neden olduğu görüşündedir. Ona göre; sıfır vergi oranında üretim maksimum düzeyde olacaktır.
Ancak konunun esaslı olarak gündeme gelmesi 1974 yılında Arthur Laffer’in kendi ismiyle anılan eğriyi çizmesiyle olmuştur. Wanniski Roma İmparatorluğu’nun yüksek vergiden yıkıldığı ve 1929 büyük deprasyonuna da yine yüksek vergilerin neden olduğu görüşündedir. Ona göre; sıfır vergi oranında üretim maksimum düzeyde olacaktır.