Hamidiye Kütüphanesi
yavuz Çelenk, 1994
bağlanan, kütüphanelerde sayım ve katalog işlerine önem verildi. 1839'da Tanzimat ve 1856'da Islahat fermanlarının başlattığı yeni düzenler, yüzyıllardır geleneklerin ve bazı anlayışların kontrol ettiği, başta İstan-bul kütüphanelerine, yeni kavram ve uygulamaların girmesini sağlamıştır. Bu yeni uygulamanın ilk adımı olarak 1869'da çıkarılan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi'ne göre, kütüphaneler, yasal denetim ve gözetim altında, eğitimin temel öğesi olarak ele alınmışlardı. Münif Efendi (Paşa) ve Ethem Pertev Paşa'nın Ali Paşa'ya sundukları layiha ile istanbul'da halka açık bir genel kütüphane istenmesi; 1879'da bir komisyon kararınca, 69 kütüphanenin 40 cilt halinde kataloglarının çıkarılışı; 1884'te Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nin(-») açılışı ve aynı yılda kütüphanelerin işlevini belirleyen talimatnamenin yayımlamşı, yeni düzenlerin kültür alanındaki çağdaş örnekleriydi. Bu yenilenmeleri hazırlayan etkenler a-rasında bazı kurum ve kişilerin payı da vardı. Münif Paşa'nın öncülüğünde kurulan Cemiyet-i llmiye-i Osmaniye(->) başta olmak üzere, özel kütüphanelerine Batı' dan kitap sağlayan Mühendishane, Tıbha-ne, Harbiye gibi kuruluşlar ile azınlık o-kullarmın kütüphanelerinde, uluslararası düzeyin izleri görülüyordu. 1861-1867 arasında yaşayabilen Cemiyet-i Ilmiye-i Osmaniye'de kütüphaneye değiş tokuş yoluyla dahi yayın sağlanıyordu. Şemseddin Sami, çeşitli yazılarında bir halk kütüphanesi olgusunu vurgulayıp, her basılı yayınımızın böyle bir yerde toplanması gereğini öne sürerken, bir yerde, yıllar son-
ra uygulama alanına yasayla giren derleme kütüphaneciliğine işaret ediyordu. İlk modem Türk müzesinin kurucularının Batı ile kurdukları kültürel ilişkiler, müze içinde, Batı'dan da dermesi olan ve bu şekilde işleyen zengin bir kütüphanenin doğmasına yol açtı (bak. Arkeoloji Müzeleri Kütüphanesi).
II. Meşrutiyet'in istanbul kütüphaneleri alanında önemli adımı, 20. yy'ın başlarında her yönüyle kütüphanecilikten u-zaklaşmış kütüphanelerin durumuyla ilgili olarak, Ahmed Zeki Bey'e 1909'da bir rapor hazırlattırması olmuştur. Raporda, ağırlıklı olarak İstanbul kütüphanelerin-deki yazmaların üzerinde durularak, bunların bir merkezde toplanmasının önemi kavranmış; hattâ Süleymaniye Kütüpha-nesi'nin böyle bir merkez için uygunluğu benimsenmiştir.
Cumhuriyet'in, İstanbul'da devraldığı kütüphaneler, gerçek anlamıyla çağdışıy-dı. Maarif Vekâleti Hars Dairesi Müdürü Hamit Zübeyr Koşay'ın hazırladığı öneriler dolu rapor, Cumhuriyet kütüphaneciliği ve İstanbul kütüphaneleri için, çağdaş kütüphaneciliğe ulaşmanın yollarını gösteren ö-nemli bir belge olmuştur.
1924'te, eğitim ve öğretimde birliği öngören yasanın kabulünden sonra tekke, zaviye ve türbelerin de bir kanunla kapatılmasıyla, buralardaki kitaplar Süleymaniye, Millet ve Beyazıt kütüphanelerinde toplanmaya başlandı. Yıldız Sarayı'ndaki koleksiyon İstanbul Üniversitesi Merkez Kü-tüphanesi'ne(->) devredildi.
1926'da, ilk kütüphanecilik kursunun İstanbul'da açılışı, Paris'te kütüphanecilik eğitimini bitirip dönen, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nin kurucularından Fehmi Ethem Karatay'ın sayesinde gerçekleşti. Tasnif ve teftiş komisyonları durmadan çalışıp, raporlar hazırladılar. Yurt yayınlarının tümüne ulaşımı hedefleyen Derleme Kanunu'nun 1934'te çıkarılmasıyla, Cumhuriyet'in en önemli kültür işi gerçekleşti. Bu kanuna göre, İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ile tüm kesimlerin başvurduğu Beyazıt Devlet Kütüpha-nesi'ne yayınların akışı başlatıldı. Böylelikle bibliyografya yayımcılığına da olanak sağlandı. 1932'de Eminönü, 1935'te ise Kadıköy halkevlerinin kurulmasıyla, bunların kütüphaneleri aracılığıyla verdikleri hizmetler ve gerçekleştirdikleri etkinlikler Cumhuriyet kütüphaneciliğinde önemli bir yer tuttu. 1935'te kurulan Tasnif Komisyonu, daha çok katalog çalışmalarına yönelerek kütüphanelerdeki yazmaların kataloglarını hazırladı.
1950'li yıllarda, İstanbul'daki kütüphaneciler arasında dernekleşme çabalan görülür. Bu yıllarda kurulan İstanbul Kütüphanecileri Cemiyeti günümüze ulaşmamakla birlikte; 1960'lı yıllarda örgütlenen Türk Kütüphaneciler Derneği'nin İstanbul şubesi, yıllarca etkinliğini sürdürerek günümüze ulaşmıştır. Kataloglama kuralları, Celal Esad Arseven, Fehmi Ethem Karatay ve Adnan Ötüken'in çeşitli girişim ve yayınlarında olgunlaşarak, 1950'de uygulanır hale getirildi. Aynı yılda ilk mikrofilm ve
fotokopi servisi Süleymaniye Kütüphane-si'nde hizmete girdi. Diğer yandan, bu kütüphane, 196l'de, Kütüphaneler Komisyonu raporu ile yazma eserler merkezi haline getirildi. Beyazıt Devlet Kütüphanesi, 1962'den itibaren Dewey Onlu Tasnif Sis-temi'nin İstanbul kütüphanelerinde uygulanışında önderlik etti.
İl Halk Kütüphanesi'nin(-0 bağlı birimleriyle örgütlenişi, gerçek anlamda 1960'lı yıllarda başladı. Bugün İstanbul'da İl Halk Kütüphanesi'ne bağlı 9 ilçe kütüphanesi ve bunlara bağlı 45 küçük kütüphane bulunmaktadır. Büyüklü küçüklü bu kütüphaneler aralarındaki eşgüdüm ve işbirliğini güçlendirmeye çalışmakta; bilgisayara dayalı son teknolojiyi kullanabilmek için, genel örgütlenmedeki hazırlıklarını sürdürmektedirler.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi içinde 1964-19ö5'te kurulan kütüphanecilik kürsüsü, İstanbul kütüphaneleri i-çin bilimsel anlamda dayanağını sürdürmüştür. Türkiye Yazmalan Toplu Katalogu (TÜYATOK) Projesi'nin 1978'de çalışma a-lanına geçişiyle, İstanbul'daki merkez, birçok katalog yayımlayarak, çalışmalarını günümüze kadar sürdürmüştür.
1980'li yılların başında, iş çevrelerinin halk kütüphaneceliğine katkısının güzel bir örneği olan, Taksim'de belediyeye bağlı olarak hizmet veren Atatürk Kitaplığı(-*), türleri içinde oldukça ileri düzeyli işleviyle, İstanbul'un büyük bir gereksinimini karşılamaktadır.
Merkez ve bağlılarıyla İstanbul'daki ü-niversitelerin kütüphaneleri, uzmanlık dallarındaki gereksinimi karşılamakla birlikte, çevre halkının başvurusunu da almaktadırlar. Birçok üniversitenin, yetersiz dermesi karşısında ise başvuru halk kütüphaneleri veya diğerlerine yapılmaktadır. Bunları göz önüne alan üniversite kütüphaneleri, bağlıları, İstanbul ve dışındaki diğer türleriyle eşgüdüm ve işbirliği yolunda, son teknolojiyi de uygulamaya yönelik projeler geliştirmektedir.
İstanbul'daki özel araştırma kütüphanelerinin hemen hemen hepsi hızlı bir gelişme içindedirler. Ancak, dermelerinin toplamı 50.000'i aşan hastane kütüphaneleri, henüz hastalar yararına değerlendirileme-mektedir. 40 dolayındaki sanayi ve ticaret kesimi kütüphanesinde 30.000'i aşkın derme mevcuttur. Bellibaşlı ilaç firmaları, bankalar ve ticaret kesimi, kütüphanecilikte en son teknolojiyi yakalama yarışı içindedirler. Gazeteciler Cemiyeti ve gazete kuruluşlarının bünyelerinde oluşturulan kütüphaneler, hizmet yarışlarını sürdürmektedirler. Yıldız'daki İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi'nin (IRCICA) (-») 25.000'i aşan çeşitli ve zengin dermesi, modern kütüphanecilik teknikleriyle hizmete sunulmakta; kuruluşunun üstünden ancak birkaç yıl geçen Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı Bilgi Belge Merkezi Kü-tüphanesi'nde, uzman kadroyla yapılan çalışma ve yararlandırma ilgi çekmektedir. Diğer yandan, Türkiye'de türlerinde ilk örnekler olarak, 1990'da her ikisi de vakıf yoluyla kurulan İstanbul Kitaplığı(->) ve
Dostları ilə paylaş: |