KirkçEŞme tesisleri



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə443/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   439   440   441   442   443   444   445   446   ...   889
MALTA KÖŞKÜ

Beşiktaş îlçesi'nde, Yıldız Parkı içerisinde, Yıldız Sarayı'nı(-0 ayıran duvarın doğu yönünde yer alan iki pavyondan biridir.

Beşiktaş sahilindeki Çırağan Sarayı(~») Abdülaziz (hd 1861-1876) tarafından kagir olarak yeni baştan yaptırıldığında, onun yüzyıllar boyunca arka bahçesini oluşturmuş olan büyük koruluğun içerisine günübirlik kullanımlar için iki tane de seyir ve istirahat köşkü yaptırılmıştı. Bunlardan kuzey yönünde geniş manzaralı bir terasa oturan iki katlı güzel binaya "Malta Köşkü" adı verilmiştir. Bu ismin nereden geldiği bilinmemektedir. Osmanlı hanedanının, fethedilen ya da buna teşebbüs edilen diyarlarının adım saray içerisinde bir binaya (Topkapı Sarayı'ndaki Bağdat ve Revan köşkleri gibi) verme geleneği hatırlanacak olursa, Malta Köşkü' nün de eski bir saray âdetiyle bu ismi taşıdığı kabul edilebilir. Binada banyo ve üst katta tuvalet bulunmayışı, burasının sadece, günlük geziler için kullanıldığının açık kanıtıdır. Hekim ismail Paşa'nın kızı olan Leyla Saz Hanım, hatıralarında, "Harem takımının koruya hava almaya çıkarılması için yapılan gezileri", II. Abdülha-mid'in (hd 1876-1909) kızı Ayşe Sultan da hatıralarını topladığı kitabında, "Cuma selamlıklarından sonra padişahtan alınan izinle buralara piknik yapmaya gelişlerini" anlatır.

Binanın bu iç kullanımlar dışında tarih sahnesine çıkışı, 19. yy'da sadece iki ke-

re olmuş, ikisi de, genç Abdülhamid'in saltanatının ilk dönemlerine rastlamıştır.

Çırağan Sarayı'nda hapsedilen V. Mu-rad'ı (hd 1876), tekrar tahta çıkarabilmek üzere, Ali Suavi'nin(->) garip bir organizasyonla düzenlediği saray baskını, 1878'de başarısızlıkla sonuçlanıp, isyancıların pek çoğu öldürülünce, tahta henüz oturmuş olan genç yaştaki hükümdar, ağabeyini deniz kenarındaki güvensiz ve korumasız sarayda bırakmayı uygun bulmadı, dışarıyla haberleşmede ve bu gibi tertiplerde parmağı olduğu anlaşılmış bulunan eski valide sultanla oğlunu, gözünün önünde bir yerde muhafaza edebilmek üzere, Malta Köşkü'ne kapattı. Ruhsal bunalımlar geçiren sabık hükümdarla validesinin, burada ne kadar kalabildikleri belli değildir. Ancak bu zorunlu ikamet, herhalde uzun da sürmemiş ve ana-oğul, tekrar Çırağan'a iade edilmekle beraber, bu kez görkemli hünkâr dairesine değil, haremin bulunduğu fer'iye binasına kapatılmışlardır (bak. Çırağan Olayı).

Malta Köşkü'nün tarih sahnesine tekrar çıkışı, bundan birkaç yıl sonra, Midhat Paşa'nın tevkifi, tutuklanması ve yargılanması dolayısıyladır. Hazırlık sorgulaması, parkın batı ucundaki Çadır Köşkü'nde ya-

Malta


Köşkü'nün giriş

cephesinden

görünümü.

Nazım Timuroğlu,

1994

pılan Midhat Paşa ve kader arkadaşlarının yargılanması için, yine padişahın gözünün önünde, özel bir mahkeme kurulmuş ve duruşmalar Malta Köşkü arkasındaki düzlüğe kurulan büyük bir çadırda yapılmıştı. Duruşmalar arasında Sadrazam Midhat Paşa, Malta Köşkü'ne alınmış, kaygılı ve üzüntülü saatlerini, koruluk içerisindeki bu güzel binada geçirmiştir.

Bu olaydan sonra, harem gezileri için birkaç saatliğine kullanılan köşk, Abdülhamid'in düşürülmesinden ve sürgüne yollanmasından itibaren, 40 yılı aşkın zaman boş kaldı. 1941'de Yıldız Sarayı'nı ayıran büyük ara duvarın deniz tarafına düşen geniş koruluk "Yıldız Parkı" adı verilerek, Maliye Bakanlığı tarafından istanbul Belediyesi'ne devredildikten sonra halkın kullanımına açıldı ancak Malta Köşkü ödenek yokluğundan ve ziyaretçi azlığından ele alınamadı. 1950'deki büyük politik değişiklikten sonra, Ankara'daki yeni iktidarın yönetici sınıfı, İstanbul'u ziyaretlerinde, deniz banyoları için, Kilyos gibi o zamana kadar kapalı kalmış olan plajları, bir avuç meraklısının hizmetine açarken, Malta Köşkü'nü de davetler için kullanmaya uygun buldular. Hilton Ote-

li'nin 1955'teki açılışına gelen sinema yıldızlarının ziyaretinde olduğu gibi, burası belirli vesilelerle, davetler ve ağırlamalar için kullanılmaya başlandı. Ancak köşkün bünyesinde, bu dönemde bir değişiklik yapılarak, gece kalışlar için de ortam hazırlamaya çalışılmış ve üst katta merdivenden çıkılınca, sol tarafta bahçeye bakan oda, parkeleri sökülerek ve tavan işlemeleri tahrip edilerek, içinden bir duvarla ayrılıp, banyo haline sokulmuştur. Yine aynı dönemde, bina bir onarımla elden geçirilmiş, ancak Batılı ressamların elinden çıkmış ve dönemin Avrupa boyalarıyla yapılmış, natürmort ve peyzaj gibi resimler, yerli malzemeyle ve acemi ellerle onarılmaya çalışılarak, resim kalitelerine çok zarar verilmiştir. El değmeden kalan iki tavan, sadece alt kattaki orta taşlık ile, üst kattaki büyük salonun tavanlarıdır. Kısa süreli bu kullanımlardan ve özellikle 1960'tan sonra, köşk tekrar kapalı kaldığı 15-20 yıl içinde, tavandan sızan yağmur suları ve onarılmayan su borularının neden olduğu tahriplerle, çok zarar gördü. 1979'da, köşkün arka bahçesine park şefi için beton bir villa yapılmış, köşk içinde de zemin katında bir oda bekçiye verildikten sonra, onun karşısındaki odaya, bekçi tarafından koyunları ve keçileri yerleştirilmiş bulunuyordu.

1979'da Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu ile istanbul Belediye Başkanı Ay-tekin Kotil'in imzaladığı ilk işbirliği protokolünde, öncelikle, çok bozuk durumdaki bu değerli yapı ele alınmış, aynı yılın ocak ayında başlatılan onarım çalışmaları, 5 ay gibi kısa bir sürede bitirilerek, tamamen boş halde devralınan tarihi bina, onarım sırasında piyasadan toplanan, dönemine ait mobilyalar, avizeler, aynalar ve yağlıboya tablolar ile dekore edilmiştir. Üst katın büyük orta sofasına asılan bakara avize ile zeminin tavamndaki renklere uyacak büyük yeşil halısı, Meşrutiyet döneminin ünlü karikatüristi Cem'in Mo-da'daki evinden satın alınmış, aynı salona, binanın ilk sahibi Abdülaziz'in özgün bir yağlıboya portresi de konulmuştur. Yapılan döşemenin kayda değer diğer eşyaları, alt katın iki yan odasındaki Kü-çüksu Kasrı'yla, Kâğıthane'ye ait iki anonim Türk tablosu, üst katın büyük sofa-sındaki Fransız sanatçı Felix Ziem imzalı hayali İstanbul peyzajı, Prieur Bardin'in İstanbul yakınında bir köy tablosu ve dönemin Fransa elçisi ile 19. yy'm sonunda İstanbul'a gelmiş olan bir rahip ressamın, İstanbul Limanı'nı gösteren, çok seçkin ve değerli büyük tablosudur.

ÇELİK GÜLERSOY



Mimari

Mimarı bilinmemektedir, ancak yapının üslup özellikleri dikkate alınırsa, 1866'da Abdülaziz'in Beylerbeyi Sarayı(-») için getirtmiş olduğu İtalyan mimar G. Stampa' nın Fossati etkili bir projesi veya bir Fos-sati projesi uygulaması olabilir. Malta Köşkü ilk yaptıran Abdülaziz tarafından çok az kullanılmıştır. II. Abdülhamid'in parkı Yıldız Sarayı'na bağlaması, özellikle harem

halkı tarafından kullanımını artırmıştır. Ancak II. Abdülhamid'in saray iç bahçesinden çıkıp bu parkı ve yapıları kullandığına dair hiçbir delil yoktur.

Çadır Köşkü'ne göre daha sade bir dış mimariye sahip Malta Köşkü'nün, yarım daire kemerli yüksek pencereleri, bunların arasındaki İyonik kolonlar şeklindeki pilastrları ve pencere kemerleri üzengi seviyesinde çepeçevre yapıyı dolaşan korniş, belirleyici dış mimari öğeleri olarak görülmektedir. Yapının iç mimarisi ise özellikle alt katın havuzlu orta sofasında çok zengindir. Bu sofa ve iki tarafındaki odaları, üst kat merdiveni girişinin sağ ve solundaki selsebilleri ile 1979 öncesinde, terk edilmiş olduğu dönemde bile görkemini korumakta idi. Yapının plan şeması simetrik olup üst katında aynı orta sofa ve her iki tarafında odalar düzeni devam etmektedir. Yapılmış olan 1979 restorasyonu, çevre ve iç düzenlemelerde her ne kadar kişisel tercihlerin etkili olduğu bilimsel yanı çok ağır olmayan bir müdahale olmasına rağmen, bu restorasyon sonrasında verilen işlev ve bunu yürütmede ve tanıtmada gösterilen becerinin, Malta Köşkü'nün korunmasında ve yaşatılmasında en önemli bir unsur olduğu unutulmamalıdır.

CAN BİNAN


Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   439   440   441   442   443   444   445   446   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin