KiTÂBU't-tevhîD



Yüklə 0,76 Mb.
səhifə38/43
tarix03.01.2019
ölçüsü0,76 Mb.
#89032
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   43

Açıklamalar

Daha önce zikredilmiş olan zamana sövmekle benzer­lik arzetmektedir. Ancak o konu zaman içinde meydana gelen tüm olayları kapsarken bu, yalnızca rüzgârla alakalıdır. Rüzgâra sövmek haram olmakla birlikte, insanın aklî ve fikrî seviyesizliğinin de bir göstergesidir. Çünkü rüzgâr Allah'ın emri ve İdaresi altındadır. Dolayısıyla rüzgâra sövmek, dolaylı olarak rüzgârı İdare edene de sövmek demektir. Rüzgâra söven kimse genel olarak böyle bir maksadı gönlünden geçirmese de durum bundan daha kötüdür. Müslümanm gönlünden böylesi bir düşüncenin geçmesi mümkün değildir.



Ellidokuzuncu Bâb

«Allah'ın hakkında gerçekle ilgisi bulunmayan cabiliyye zan-nında bulunuyorlar ve 'bu işte bize bir yarar var mı?1 diyorlar. De kî: 'bütün is. Allah'a aittir. Onlar içlerinde sana açıklayamadıkları Şeyleri saklıyorlar. Diyorlar ki: 'eğer bu işten bize bir yarar olsaydı, burada öldürülmezdik.' De ki: 'eğer siz evlerinizde olsaydınız bile, üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar yatacakları (ölecekleri) yerlere çıkıp gidecekti. Allah bunu göğüslerinizdekini denemek ve kalpleri-nizdekini temizlemek için yaptı. Allah göğüslerin özünü bilir.» (Âl-i

İmrân, 154)

Ayeti Hakkında Bâb

«(Bir de bunlar) Allah hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Müslümanlar için bekle­dikleri kötülük çemberi başlarına gelsin! Allah onlara gazap etmiş, lanetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir!» (Fetih, 6)

Ibnu'l-Kayyım birinci âyet hakkında şunları kaydeder: Bu âyetteki zan, Allah'ın peygamberine destek vermeyeceği ve davasının yok olup gideceği şeklinde tefsir edilmiştir.

Ayrıca başa gelenin Allah'ın kaderi ve hikmeti çerçeve­sinde gerçekleşmediği düşüncesinde olmak şeklinde de tefsir edilmiştir.

Kaderin, hikmetin, Rasûluüah'ın davasının tamama er­mesinin ve Allah'ın onu din konusunda muzaffer kılmasının inkarı olarak da tefsir edilmiştir.

Fetih Sûresi'nde münafıkların ve müşriklerin sahip olduk­ları bildirilen kötü zan budur.

Bu gerçekten kötü bir zandır. Çünkü Allah'ın zatına, hik­metine, hamdına ve vaadine layık olmaktan oldukça uzaktır. Yakışıksızdır.

Batılı hak üzerine çıkarıp da böylelikle hakkın yok ola­cağını zanneden veya olan bitenin Allah'ın kaza ve kaderi çerçevesinde cereyan ettiğini inkar eden ya da kaderin hamdı gerektiren üstün bir hikmete mebni olduğunu kabul etmeyip bunun sadece soyut bir dilemeye bağlı bulunduğunu ileri sürenlerin zan ve inkarları küfür ehlinin zannıdır. Küfür ehli olanların tek nasibi cehennemdir.

Çoğu insan, kendileriyle ya da başkalarıyla ilgili hususlar­da Allah hakkında su-i zanda bulunmakradır. Bu musibetten tek kurulabilen Allah'ı, isimlerini, sıfatlarını, hikmet ve ham­dının gereklerini hakkıyla tamyabİlenierdir.

Nefsine nasihat eden akıllı kimse bu hususlara özen gös­termelidir. Allah'a tevbe edip rabbi hakkında su-i zanda bu­lunmaktan dolayı istiğfar dilemelidir.

Şöyle bir araştırılsa kadere karşı bir hoşnutsuzluk, bir kınama sözkonusu olduğu görülebilir. 'Şöyle olması lazımdı; böyle olması gerekti' gibi sözler duyulabilir. Karşılaştığı şeyleri azımsayan ya da çok bulan kimseler olduğu müşahede edilebi­lir. Kendini bir yokla bakalım! Bu söylenenlerle senin alakan ne kadar?

Kurtulmuşsan bundan Amışsın yükü sırtından Yoksa saymam seni ben Kurtulmuş olanlardan



İlgili Meseleler



1. Al-i İmrân Sûresi'nde bulunan âyetin tefsiri.

2. Fetih Sûresi'nde bulunan âyetin tefsiri.

3. Zannın sayılamayacak kadar türü bulunduğu.

4. Su-i zandan ancak kendisini ve isim ve sıfatlarıyla rab-bini tanıyan kurtulabilir.

Açıklamalar

«Allah'ın hakkında gerçekle ilgisi bulunmayan cahilİyye zan-nında bulunuyorlar»

İnsan, Allah'ın kendisi hakkında bildirdiği isim, sıfat, mükemmellik gibi hususların tümüne İnanmadan, rabbînin bildirdiği her şeyi, yapacağı fiilleri, dinin muzaffer kılınıp hak­kın gerçekleştirileceği, batılın yok edileceği yönündeki vaadleri tasdik etmeden imanı ve tevhidi gerçekleştiremez. Bunlara İnanmak imandandır. Kalbin bu hususlar karşısındaki huzuru İmandandır.

Buna aksi yöndeki tüm zanlar, tevhide aykırı cahiliyye zannıdır. Çünkü Allah hakkında kötü zan beslemek, mükem­melliğine aykırı bir kanıda bulunmak, verdiği haberi yalanla­yıp vaadinde şüphe etmek demektir. Allah en iyisini bilir.



Altmışıncı Bâb

Kader İnkarcıları Hakkında Bâb

Ibn Ömer radıyallâhu anh; "Ibn Ömer'in canını elinde bu­lundurana yemin olsun ki! (Kader İnkarcılarından) birinin Uhut Dağı kadar altını olsa sonra bunu Allah yolunda infak etse, kadere iman etmedikçe Allah bunu kabul etmez." Dedi ve daha sonra Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'in şu hadisinin delaletine baş vurdu: «îman Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, abiret gününe inanman; hayrı ve şerri ile kadere

İman etmendir.» 160 Müslim rivayet etmiştir.

Rivayete göre 'Ubâde b. Sâmit tadiyallâhu anh oğluna şöyle demi§tir: "Yavrucuğum! Başına gelenlerin gelmemesinin müm­kün olduğunu; başına gelmeyenlerin de gelmesinin mümkün olduğunu bilmeden imanın tadına eremezsin. Rasûlullah sal-lallâhu aleyhi ve sellem'İn şöyle buyurduğunu duymuştum: «Allah ilk Önce kalemi yarattı. Yaz' dedi. Kalem 'Ne yazayım, ya rabbi?' dedi. 'Kıyamet kopana kadar her şeyin kaderini yaz!' buyurdu.» Yavrucuğum! Rasûlullah'ın; «Bundan başka bir durum üzere ölen benden değildir.» Dediğini duydum."161

İmam Ahmed'in bir rivayeti şu şekildedir: «Allah ilk önce kalemi yaratmış ve Yaz!' demiştir. 0 anda kıyamete dek olacaklar cari olmuştur.»162

İbn Vehb'in rivayetine göre Rasûlullah saüailâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: «Hayrı ve şerri ile kadere inanmayanı Allah cehennem ateşi ile yakar (yaksın!)»

Müsned ve Sünenlerde rivayet edildiğine göre İbnu'd-Deylemî şöyle anlatmaktadır: "Ubey b. Ka'b radıyaJlâhu anh'm yanına gittim. 'Kader hakkında bende bir (şüphe) şey var. Bana bir şeyler anlat! Belki Allah kalbimden bu şüpheyi gide­rir. Bunun üzerine Ubey b. Ka'b radıyallâhu anh şunları söyledi: 'Uhut Dağı miktarınca altın infak etsen de kadere iman etme­dikçe ve başına gelenin gelmeme imkânının, başına gelmeye­nin de gelme imkânının bulunduğunu bilmedikçe Allah bunu kabul etmez. Bundan başka bîr hal üzere ölürsen, cehennem ehlinden olursun.' Ibnu'd-Deylemî anlatmaya devam eder: 'Daha sonra Abdullah b. Mes'ûd, Huzeyfe b. Yemân ve Zeyd b. Sabit radıyallâhu anhum'un yanına gittim. Hepsi de Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'den rivayet ettikleri aynı hadisi anlattı­lar. 163 Hadis sahihtir. Hakim Sahîh'inde rivayet etmiştir.


Yüklə 0,76 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin