KKTC BAŞBAKANI SOYER:
-''KTHY'NİN DİREKT UÇUŞ BAŞVURUSUYLA İLGİLİ
GELİŞMELERİ YAKINDA AÇIKLAYACAĞIZ''
LEFKOŞA (A.A) - 10.01.2007 - KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, Kıbrıs Türk
Hava Yollarının (KTHY) İngiltere'ye direkt uçuşlar başlatabilmesi için yapılan
başvuruyla ilgili gelişmeleri önümüzdeki günlerde açıklayacaklarını söyledi.
Başbakan Soyer, Bakanlar Kurulu toplantısına girerken, gazetecilerin,
''Kıbrıs Türk Hava Yollarının İngiltere'ye direkt uçuş başvurusunun
reddedildiğine'' dair Rum basınında çıkan haberlerle ilgili sorusu üzerine, bu
konudaki resmi açıklamayı önümüzdeki günlerde yapacaklarını kaydetti.
Rum basınında çıkan haberlere göre hareket etmediklerini belirten Soyer,
resmi başvurunun ardından hukuk mücadelesine gireceklerini daha önce
açıkladıklarını hatırlattı.
''Dolayısıyla bu işlem bizim için sürpriz değil'' diyen Başbakan Soyer,
gerekli açıklamanın tüm olgular değerlendirilerek önümüzdeki günlerde
yapılacağını kaydetti.
KKTC CUMHURBAŞKANLIĞI MÜSTEŞARI PERTEV
MÖLLER İLE GÖRÜŞTÜ
LEFKOŞA (A.A) - 10.01.2007 - KKTC Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Raşit Pertev,
BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü (UNFICYP) Misyon Şefi
Michael Möller ile görüştü.
Möller ile Cumhurbaşkanlığında bir araya gelen Pertev, görüşmeden sonra
yaptığı açıklamada, ''görüşmenin 8 Temmuz sürecinin yeni yılda yeniden
başlatılmasına yönelik olduğunu'' belirtti.
Pertev, Rum yönetimi liderliği diplomatik büro şefi Tasos Conis ile ileriki
günlerde 2007'nin ilk görüşmesini yapacağını da açıkladı.
BM Genel Sekreterinin siyasi işlerden sorumlu yardımcısı İbrahim Gambari'nin
adaya ziyaretinde, taraflar arasında varılan 8 Temmuz 2006 anlaşması
çerçevesinde, Pertev ile Conis tarafından yürütülen görüşmelere, yeni yıl ve
bayram tatilleri dolayısıyla ara verilmişti.
ABD DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI:
''KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜM ÇABALARI CANLANIYOR''
WASHINGTON (A.A) - 10.01.2007 - ABD Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs sorununda
2004 yılındaki başarısızlıkla birlikte ivme yitiren çözüm çabalarının yeniden
canlanmakta olduğu görüşünü dile getirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean McCormack, yaptığı açıklamada, sorunun
çözümüne yönelik uluslararası çabaların yeniden başlatılması yönünde giderek
büyüyen bir isteklilik olduğunu belirterek, Washington'ın da bunu desteklediğini
söyledi.
Çabaların, Birleşmiş Milletler planının Rum tarafınca reddedildiği 2004'ten
sonra ivmesini yitirdiğini belirten sözcü, ''Ancak bugün artık, konuyla ilgili
yeteri kadar tarafın çözüme yönelik ilgilerini ortaya koymuş oldukları bir
noktaya geldik'' dedi.
Sözcü, BM'nin çözüme yönelik girişimlere başlaması durumunda, ABD'nin de
bunu destekler bir tutum alacağını bildirdi.
KKTC BAŞBAKANI SOYER: "PAPADOPULOS YÖNETİMİ
LOKMACI'DAKİ AYIBINI TEMİZLEMELİ"
-"KIBRIS TÜRK HALKININ EN BÜYÜK
DAYANIŞMA NOKTASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ"
(FOTOĞRAFLI)
LEFKOŞA (A.A) - 11.01.2007 - KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, Lokmacı
barikatındaki duvarı, "Enosis isteyenlerin yarattığı utanç duvarı" olarak
niteledirerek, Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos'a, "ayıbını temizle" çağrısı
yaptı.
Rum yönetiminin Lokmacı barikatındaki duvarı kaldırması gerektiğini ifade
eden Başbakan Soyer, "bu duvarın, Kıbrıs'taki acı, felaket ve savaşların sembolü
olduğunu" söyledi.
Türk Ajansı-Kıbrıs'ın (TAK) merkez binasının temel atma töreninde konuşan
Başbakan Soyer, Rum yönetimini tek taraflı olarak üye yapan AB'nin de bu ayıba
ortak olduğunu ifade etti.
Lokmacı'da bugün tek bir duvar olduğuna dikkat çeken Soyer, "Bu Berlin
Duvarı gibi duran bir utanç duvarıdır" dedi.
Soyer, "Burası simgesel olarak Kıbrıs'ı Enosis'le Yunanistan'a bağlamak
isteyenlerin, Kıbrıs'ta çatışmaları yaratanların oluşturduğu bir duvardır. Bu
duvar tek başına yaratıcılarının sembolü olarak orada duruyor. Orada duran duvar
Enosis hareketinin Kıbrıs'a, Türk-Yunan ilişkilerine yarattığı bütün gerici
hareketlerin sembolüdür. Orası Papadopulos'un tek başına duvarı değil, orası
Enosisçi hareketin ve Kıbrıs'ta çatışmayı doğuran mantalitenin yol açtığı bir
tapınaktır" dedi.
"Bu utanç duvarını kaldırmanın, Kıbrıs'ı felakete sokup, Kıbrıslı Türk ve
Rumların kanının dökülmesine, Türkiye ve Yunanistan'ın arasına düşmanlığın girip
kanlarının akmasına neden olanların görevi" olduğunu vurgulayan Başbakan Soyer,
"Bu ayıp burada duramaz" ifadesini kullandı.
Papadopulos yönetimini "ayıbını temizlemeye" davet eden Soyer, bu duvarın,
Kıbrıs'taki acı, felaket ve savaşların sembolü olduğunu söyledi.
-"RUM TARAFININ YOLU YANLIŞ"-
"Kıbrıs sorununun siyasal çözümünde siyasi eşit taraf olma devinimini
kararlılıkla sürdüreceklerini" belirten Soyer, çözüm olmadan AB üyesi olan Güney
Kıbrıs'ın hakimiyetçi anlayışının, Türkiye'nin AB üyelik sürecine Kıbrıs'taki
çözümsüzlüğü şantaj vesilesi yapıp, Kıbrıs Türk halkını da hakimiyeti altına alma
yolunun yanlış bir yol olduğunu vurguladı.
"Bu yol vicdani ve demokratik bir yol değildir" diyen Soyer, her şeyden
evvel bu yolun Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye'nin kabul edebileceği bir yol
olmadığını kaydetti.
Soyer, vicdani ve demokratik olan tek yolun, en kısa zamanda BM temelinde
görüşme sürecinin başlaması, Kıbrıs'ta kalıcı, karşılıklı, kabul edilebilir ve
eşitlik temelinde ortaklığa dayalı çözümün sağlanması olduğunu söyledi.
-TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN KATKILARI-
Soyer, İngiliz sömürge döneminde bütün zor koşullara rağmen kendi toplumsal
varlığı ve benliğini koruyup geliştirme mücadelesi veren Kıbrıs Türk halkının en
büyük dayanışma noktasının Türkiye Cumhuriyeti olduğunu vurguladı.
Soyer, Türkiye Cumhuriyeti'yle kültürel, manevi ve siyasi bağları her zaman
önde tutan Kıbrıs Türk halkının, kendi toplumsal varlığını koruyup geliştirirken
Türkiye'yle her düzeyde işbirliği ve dayanışmayı da kökleştirdiğini kaydetti.
"Hangi siyasi konjonktür olursa olsun, biz varız ve bir varlığız" diyen
Soyer, şöyle devam etti:
"Kıbrıs'ta Kıbrıs Rumları kadar varız ve Kıbrıs Rumları kadar varlığız.
Bunun için bu süreçte dünyanın değişen konjonktüründe Kıbrıs Türk halkı var olma
ve varlık olarak kendini geliştirme iddiasını, konjonktürün gereklerine göre,
bilim ve teknoloji çağının özelliklerine göre daha ileri bir dinamiğe götürmek
durumundadır. Bu dinamik kendi içinde vicdani, demokratik ve üretken bir öze
sahip olmalıdır."
Başbakan Soyer, Türkiye'nin Kıbrıs Türk halkına verdiği mali, maddi,
ekonomik ve diğer bütün desteklerin yanı sıra Türkiye ile KKTC arasında
geliştirilen tarihi, manevi ve kültürel bağların ağırlığı olduğunu ifade etti.
-EKONOMİK DESTEK-
Soyer, izolasyonlar altındaki Kıbrıs Türk halkının kendi toplumsal
devinimini daha ileriye götürebilmesinde Türkiye'nin ekonomik desteğinin büyük
önemi olduğunu vurguladı.
Türkiye'den gelen desteği ekonomik alt yapıya, üretken ve reel sektörlere
aktarıp, gayrı safi milli hasılanın, demokratik ve kültürel zenginliğin
gelişmesini sağlamanın görev olduğunu kaydeden Soyer, hükümet olarak bu bağlamda
Türkiye ile işbirliğini ileriye götüreceklerini söyledi.
LOKMACI'DAKİ ÜST GEÇİDİN KALDIRILMASI...
-PAPADOPULOS: ''TÜRK ORDUSU ÇEKİLMEDEN LEDRA AÇILMAZ''
-''TALAT İLE GÖRÜŞMEM İÇİN ÖN HAZIRLIK GEREKLİ''
-RUM SÖZCÜ PAŞARDİS: ''TALAT, GÜCÜNÜ SADECE
BİR KÖPRÜNÜN YIKILMASI İÇİN TÜKETMEMELİ''
LEFKOŞA (A.A) - 11.01.2007 - Kıbrıs Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos,
''işgal ordusu'' olarak nitelediği Türk ordusu çekilmeden ve semboller
kaldırılmadan Ledra Caddesi'nin (Lokmacı barikatı) karşılıklı geçişlere
açılmayacağını söyledi.
Rum basınına göre, Papadopulos, dün gece Larnaka'da yaptığı açıklamada,
''Türk 'işgal' ordusu çekilmeden ve 'işgal' sembolleri kaldırılmadan Ledra
Caddesi'nin geçişlere açılması mümkün değildir'' dedi.
Papadopulos, ''arzuladıkları şeyin, bölgede gerçekleştirilecek
dekonfrantasyonla (askerden arındırma) Ledra Caddesi'nin açılması olduğunu''
belirtti.
Rum tarafının sekiz ayrı geçişin açılmasını önerdiğini ifade eden
Papadopulos, ''imaj yaratmak için halkın güvenliğini kurban etmelerinin söz
konusu olmadığı'' görüşünü ileri sürdü.
''Talat'ın Türk ordusunun elinde oyuncak olduğunu'' iddia eden Papadopulos,
''Talat'ın köprü konusunda verdiği kararı sırf hayata geçirebilmek için köprünün
kaldırılmasını ileri götürdüğünü'' savundu.
Bir soru üzerine, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile görüşmesi için,
''ön hazırlık yapılmasının gerekli olduğunu'' ifade eden Papadopulos, ''Böylesi
bir görüşmenin anlamı ve niteliği nedir?'' sorusunu sorarak, ''askeri nitelikli
konuları siyasi liderlerin görüşmediğini'' kaydetti.
Tasos Papadopulos, Rum tarafının Kıbrıs sorununun çözümünü ''hevesle''
arzuladığını, kendilerinin gerçek anlamda yeniden birleşmeyi sağlayacak çözüm
için hazır olduklarını savundu.
-RUM SÖZCÜNÜN AÇIKLAMASI-
Kıbrıs Rum yönetimi sözcüsü Hristodulos Paşardis de ''Kıbrıs Türk Lideri
Mehmet Ali Talat'ın, Türk askeri rejimi üzerinde bir güce sahip olması durumunda,
yalnız başına Maraş'ın geri verilmesine de karar verebileceğini'' ifade ederek,
''Talat'ın, gücünü sadece bir köprünün yıkılması için tüketmemesi'' gerektiğini
savundu.
Paşardis yaptığı açıklamada, ''salı günü sadece köprünün merdivenlerinin,
bölgeden çekilmeyen Türk ordusu gözetiminde söküldüğünü, konunun köprünün
sökülmesi veya sökülmüş olması değil, Ledra Caddesi'nin açılması konusu olduğunu,
sadece köprünün sökülmesiyle de Ledra Caddesi'nin açılmasının sağlanamayacağını''
söyledi.
Konunun özlü ve esaslı boyutlarının, askeri dekonfrantasyon ve mayınların
temizlenmesi olduğunu ileri süren Paşardis, bunların henüz çözümlenmediğini
kaydetti.
''Rum tarafının önerilerinin, Türk tarafına ulaşmadığı'' şeklindeki
bilgileri yorumlaması istenen Paşardis, "önerilerine ilişkin olarak her iki
tarafla diyalog başlatması için yazılı ve sözlü olarak BM'ye çağrıda
bulunduklarını" belirtti.
Paşardis, "görüşmelerin doğrudan iki tarafla değil, Barış Gücü'nün her iki
tarafla ayrı ayrı görüşme yapmasıyla gerçekleştirildiğini" söyleyerek, "askeri
nitelikli konuların görüşülmesinde ise BM Barış Gücü'nün Türk tarafı ile
istişarelerde bulunurken, Kıbrıs Türk liderliği ile değil, Türk ordusu ile temasa
geçtiğini" savundu.
LOKMACI'DAKİ ÜST GEÇİDİN KALDIRILMASI...
-KKTC'NİN 1. CUMHURBAŞKANI DENKTAŞ:
-"KKTC'NİN SINIRINI TEŞKİL EDEN BARİKAT VE BUNU,
BARIŞI SAĞLAYAN ASKERLERİMİZİN, ANAYASAMIZDAN
KAYNAKLANAN HAK VE YETKİYE DAYANARAK KORUMASI
POLEMİK KONUSU YAPILAMAZ"
-"ASKERE, TÜRKİYE'YE DİL UZATANLAR UTANMALI"
LEFKOŞA (A.A) - 11.01.2007 - KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş,
"KKTC'nin sınırını teşkil eden barikat ve bunu, barışı sağlayan askerlerin
anayasadan kaynaklanan hak ve yetkilerine dayanarak korumasının polemik konusu
yapılamayacağını, tartışmaya açılamayacağını" vurguladı.
Rauf Denktaş, "Türkiyesiz var olamayacağımızı bilen herkesin kesin kararı bu
olmalı" ifadesini kullandı.
Denktaş, yaptığı yazılı açıklamada, "Lokmacı Barikatı konusunu, malum
kişiler, kurtarıcımız Anavatanımız Türkiye'ye ve bizler için can vermiş olan Türk
askerine dil uzatmak için bir fırsat bilmişlerdir" diyerek, bu konuda yapılan
açıklamaları "mide bulandırıcı" olarak niteledi.
"Açıklamaların anavatanına bağlı, Türklüğü ile övünen, 1571'den bu yana
anavatanla et ve tırnak gibi yaşayan insanları üzdüğünü ve tahrik ettiğini"
belirten Denktaş, "KKTC'yi tanıyan ve destekleyen Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC
arasındaki ilişkilerin, aynı milli davanın savunucuları olarak daima hoşgörü ve
karşılıklı işbirliği içinde yürütüldüğünü" kaydetti. Denktaş, bu ilişkilerde KKTC
hükümetinin kararını anavatanın daima desteklediğini vurguladı.
-"İSTİŞARE VE MUTABAKAT ESAS"-
Ateşkes durumu devam ettiği sürece KKTC'nin savunması konusunda anayasanın
öngördüğü şekilde askeri makamlara verilen görevler olduğuna dikkat çeken
Denktaş, bu konularda KKTC makamları ile Türkiye makamları arasında istişare ve
mutabakatın esas olduğunu belirtti.
Denktaş şöyle devam etti:
"Son gelişmelerde usulden kaynaklanan olayları istismar ederek, bunu KKTC
ile Türkiye Cumhuriyeti arasında bir yetki kavgasına dönüştürme heveslileri,
Türkiyesiz yaşayamayacağımızı, var olamayacağımızı bilmelidirler. Rum tarafı
Kıbrıs'ın tümüne sahip çıktığı iddiasındadır. Bu maksatla silahlanmaktadır.
Uzlaşma şartları her gün yayınlanmaktadır. Bunları kabul edecek şerefli tek bir
Türk var olamaz inancındayız. Durum bu iken askere, Türkiye'ye karşı dil
uzatanlar, kendilerinden utanmalıdırlar, halkımızı tahrikten vazgeçmelidirler."
-"BERLİN DUVARI BENZETMESİ YANLIŞ"-
"Lokmacı Barikatı'ndaki geçidin 'Berlin Duvarı'na benzetilmesini" de
eleştiren 1. Cumhurbaşkanı Denktaş, "Berlin Duvarı'nın bir milleti ayıran, ikiye
bölen, savaş nedeniyle Alman halkına dayatılan, kabul edilemez bir ceza olduğunu"
kaydetti.
Köprü inşasına gerek olup olmadığının tartışılabileceğini kaydeden Denktaş,
"Ancak KKTC'nin sınırını teşkil eden barikat ve bunu, barışı sağlayan
askerlerimizin, anayasamızdan kaynaklanan hak ve yetkiye dayanarak koruması
polemik konusu yapılamaz ve tartışmaya açılamaz. Türkiyesiz var olamayacağımızı
bilen herkesin kararı bu olmalıdır" ifadesini kullandı.
Dostları ilə paylaş: |