KURUMLAR VERGİSİ REHBERİ
(2017)
I- GİRİŞ
II- KURUMLAR VERGİSİNİN KONUSU
III- KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFLERİ VE MÜKELLEFİYET ÇEŞİTLERİ
A- KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFLERİ
B- MÜKELLEFİYET ÇEŞİTLERİ
IV- KURUM KAZANCININ TESPİTİ
A- TAM MÜKELLEF KURUMLARDA
B-DAR MÜKELLEF KURUMLARDA
C-KURUM KAZANCININ TESPİTİNDE ÖZEL DURUMLAR
-
Zirai faaliyette bulunan kurumlarda kazanç tespiti
-
Yurt dışı faaliyette kazanç tespiti
-
Yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinde kazanç tespiti
-
Yabancı ulaştırma kurumlarında kazanç tespiti
-
Kontrol Edilen Yabancı Kurum Kazancı
-
Türev Ürünlerinden Elde Edilen Gelirlerin Vergilendirilmesi
V- KURUMLAR VERGİSİNDE MUAFİYET VE İSTİSNALAR
A- MUAFİYETLER
1. Kurumlar Vergisi Kanununda Yer Alan Muafiyetler
2. Diğer Kanunlarda Yer Alan Muafiyetler
B- İSTİSNALAR
1- Kurumlar Vergisi Kanununda Yer Alan İstisnalar
a. İştirak kazançları istisnası
b. Yurtdışı iştirak kazançları istisnası
c. Tam mükellef anonim şirketlerin yurtdışı iştirak hisseleri satış kazancı kazançları istisnası
ç. Emisyon primi istisnası
d. Yatırım fon ve ortaklıklarının portföy işletmeciliği kazancı
e. Taşınmaz ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satış kazancı istisnası
f. Bankalara veya TSMF’ye borçlu durumda olan kurumların taşınmaz ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satış kazancı istisnası
g.Yurtdışı şube kazançları istisnası
h.Yurtdışı inşaat, onarma, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazanç istisnası
ı. Eğitim, öğretim ve rehabilitasyon merkezi işletmelerinde kazanç istisnası
i. Risturn istisnası
j. Sat-Kirala Geri Al İşlemlerinden Doğan Kazanç İstisnası
k. Kira Sertifikası İhracı Amacıyla Varlık ve Hakların Satışından Doğan Kazançlarda İstisna
l. Sınai mülkiyet haklarında istisna
2- Diğer Kanunlarda Yer Alan İstisnalar
a. Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin işletilmesi ve devrinden sağlanan kazanç istisnası
b. Teknoloji geliştirme bölgeleri kanununda yer alan istisna
c. Serbest bölgelerde elde edilen kazanç istisnası
ç. Tarım Satış Kooperatif ve Birliklerine tanınan kurumlar vergisi istisnası
d. 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu Kapsamında Düzenlenen Ürün Senetlerinde Kazanç İstisnası
e. Yatırım indirimi istisnası
f. Türk Akreditasyon kurumuna tanınan istisna
g. Elektrik Piyasası Kanununu kapsamında istisna
ğ. Araştırma altyapılarının kurumlar vergisi istisnası
h. Uluslararası anlaşmalarla sağlanan istisnalar ve uluslar arası kurumlara tanınan istisnalar
3- İstisnalarla İlgili Bazı Önemli Konular
a. Kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlara isabet eden giderlerin diğer kazançlardan indirilememesi
b. Mahsup önceliği bulunan kurumlar vergisi istisnaları:
c. Kurum kazancının yeterli olması durumunda uygulanacak indirim ve istisnalar
VI- KURUM KAZANCININ TESPİTİNDE İNDİRİLECEK GİDERLER
A- GELİR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE İNDİRİLECEK GİDERLER
1. Genel giderler
2. Personelle ilgili giderler
3. İşle ilgili zarar, ziyan ve tazminatlar
4. Seyahat ve ikamet giderleri
5. Taşıt giderleri
6. Ayni vergi, resim ve harçlar
7. Amortismanlar
8. İşveren sendikalarına ödenen aidatlar
9. Bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları
10.Gıda bankacılığı yapan dernek ve vakıflara yapılan bağışlar
11. Türkiye İş Kurumu tarafından işbaşı eğitim programlarından faydalananlara yapılan ödemeler
B- KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE İNDİRİLECEK GİDERLER
1. Hisse senetleri ve tahvillerin ihraç giderleri
2. Kuruluş ve örgütlenme giderleri
3. Genel kurul toplantıları, birleşme, fesih ve tasfiye giderleri
4. Sigorta teknik karşılıkları
5. Komandite ortağın kâr payı
6. Faizsiz olarak kredi verenler ile özel finans kurumlarına ödenen kâr payları
C- ZARAR MAHSUBU
1.Geçmiş yıl zararları
2.Devralınan kurum zararları
3.Yurt dışı zararlar
D. DİĞER İNDİRİMLER
1. Ar-Ge indirimi
2. Sponsorluk Harcamaları
3. Bağış ve yardımlar
4. Girişim Sermayesi Fonu İndirimi
5. Türkiye’den Yurtdışı Mukimi Kişi ve Kurumlara Verilen Hizmet Kazançlarına İlişkin İndirim
6. Korumalı İşyeri İndirimi
7. Nakdi Sermaye Artırımlarında İndirim
8. Teknogirişim Sermaye Desteği İndirimi (5746 sayılı Kanun madde 3/5)
9. Teknokent Sermaye Desteği İndirimi (4691 sayılı Kanun geçici madde 4)
10. Expo 2016 Antalya Ajansına Yapılan Bağış ve Yardımlar ile Sponsorluk Harcamaları
11. Yatırım İndirimi İstisnası
VII- KURUM KAZANCININ TESPİTİNDE İNDİRİLEMEYECEK GİDERLER
A- GELİR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE İNDİRİLEMEYECEK GİDERLER
B- KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE İNDİRİLEMEYECEK GİDERLER
1. Öz Sermaye Üzerinden Ödenen veya Hesaplanan Faizler :
2. Örtülü Sermaye Üzerinden Ödenen veya Hesaplanan Faiz, Kur Farkları ve Benzeri Giderler
3. Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlar
4. Her ne şekilde ve ne isimle olursa olsun ayrılan yedek akçeler
5. Hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları ile vergi cezaları ve gecikme zammı ve faizler
6. Menkul kıymetlerin itibari değerlerinin altında ihracından doğan zararlar
7. Bazı taşıtlara ilişkin giderler ve amortismanlar
8. Kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan tazminat giderleri
9. Basın yoluyla işlenen fiillerden dolayı ödenen tazminatlar
10. Bazı ürünlere ait ilan ve reklâm giderleri
11. Kurumların yönetim kurulu başkan ve üyelerine verilen temettü ikramiyeleri
12. Kanunen yasaklanmış fiiller nedeniyle katlanılan giderler
13. Dar Mükellef Kurumlara Özgü İndirilemeyecek Giderler
14. İndirimi Kabul Edilmeyen Diğer Giderler
VIII- KURUMLAR VERGİSİNİN HESAPLANMASI
I- GİRİŞ
Kurumlar vergisi mükelleflerinin 2016 yılında elde ettikleri kurum kazancının tespiti, muafiyet ve istisnalar, verginin hesaplanması ve beyanına ilişkin konular bu rehberin konusunu oluşturmaktadır.
II- KURUMLAR VERGİSİNİN KONUSU
Kurumlar vergisi; sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ve iş ortaklıklarının safi kazançları üzerinden alınır.
Kurumlar vergisi ayrıca, döner sermaye işletmeleri ve merkezi yurt dışında bulunup Türkiye’de şube ve acentası olan mükellef kurumların kazançları üzerinden de alınır.
Kurumlar vergisine konu olan kazanç Gelir Vergisi Kanununun (GVK) 2 nci maddesinde yer alan gelir unsurlarından oluşur. Bunlar;
1. Ticari Kazanç,
2. Zirai Kazanç,
3. Ücret,
4. Serbest Meslek Kazancı,
5.Gayri Menkul Sermaye İradı,
6.Menkul Sermaye İradı,
7. Diğer kazanç ve iratlardır.
Kurumlar vergisi yönünden burada sayılan kazanç ve iratlar ayrı ayrı ele alınmayıp tamamı kurum kazancı olarak nitelendirilir.
III- KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFLERİ VE MÜKELLEFİYET ÇEŞİTLERİ
A- KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFLERİ
Kurumlar Vergisi Kanununda (KVK) yer alan kurum ifadesi, tüzel kişileri ifade etmektedir. Bahsedilen kurumlar ve özellikleri KVK 1-2 nci maddelerinde belirtilmiştir.
Kollektif ve adi komandit şirketler tüzel kişilikleri olmasına rağmen şahıs şirketi olma özellikleri dolayısıyla kurumlar vergisi mükellefleri dışında bırakılmışlardır.
Kurumlar vergisi mükellefleri KVK 1 inci maddesinde sayılmıştır;
1. Sermaye Şirketleri ,
2. Kooperatifler,
3. İktisadi Kamu Kuruluşları,
4. Dernek ve Vakıflara Ait İktisadi İşletmeler,
5. İş Ortaklıkları.
İktisadi kamu kuruluşları, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ve yabancı kamu idare ve müesseselerine ait iktisadi işletmelerin;
-Kazanç gayesi gütmemeleri,
-Faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması,
-Tüzel kişiliklerinin olmaması,
-Özel muhasebeleri ve kendilerine tahsis edilmiş sermayelerinin veya işyerlerinin olmaması,
mükellefiyetlerini etkilememektedir.
İş ortaklığının kurumlar vergisi mükellefi sayılması için taşıması gereken şartlar 1 Seri No.lu KVK Genel Tebliğinde açıklanmıştır:
- Ortaklardan en az birisinin kurumlar vergisi mükellefi olması,
- Ortaklığın belli bir işi sonuçlandırmak üzere yazılı bir sözleşme ile kurulması,
- Ortaklık konusunun belli bir iş olması,
- Birlikte yapılacak olan işin belli bir süre içinde gerçekleştirilmesinin öngörülmesi, - İş ortaklığı ile işveren arasında bir taahhüt sözleşmesinin olması,
- İş bitiminde kazancın paylaşılması,
- Tarafların birlikte taahhüt edilen işin belli bir veya birden fazla bölümünden değil, tamamından işverene karşı sorumlu olmaları,
- Birlikte yapılması öngörülen ve taahhüt edilen işin bitimi ve Vergi Usul Kanununda belirtilen mükellefiyetle ilgili ödevlerin tamamının yerine getirilmesiyle mükellefiyetin sona ermesi gerekmektedir şeklinde sayılmıştır.
İş ortaklığı, devamlılık gösteren ve aynı nitelikte olan iş veya işler için değil, belirli bir sürede bitecek bir iş için kurulacak ve tam mükellefiyete tabi olacaktır.
Yukarıda sayılan unsurları taşımak kaydıyla, iş ortaklıkları her türlü iş için kurulabilecektir.
B- MÜKELLEFİYET ÇEŞİTLERİ
Kurumlar Vergisi Kanunu uygulamasındaki tam mükellefiyet ve dar mükellefiyet ayrımı, kurumun kanuni veya iş merkezinin Türkiye’de bulunup bulunmadığına göre yapılmaktadır. KVK’nın 3 üncü maddesinde de kanuni merkez ve iş merkezi tanımları yapılmıştır. Buna göre; Kanuni merkez, vergiye tabi kurumların kuruluş kanunlarında, tüzüklerinde, ana statülerinde veya sözleşmelerinde gösterilen merkezdir. İş merkezi ise iş bakımından işlemlerin bilfiil toplandığı ve yönetildiği merkezdir.
Kanuni veya iş merkezleri Türkiye’de bulunan kurumlar “tam mükellef” sayılır ve gerek Türkiye’de gerekse yabancı ülkelerde elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirilirler.
Kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye’de bulunmayanlar “dar mükellef” sayılır ve yalnız Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirilirler.
IV- KURUM KAZANCININ TESPİTİ
A- TAM MÜKELLEF KURUMLARDA
Kurumlar vergisi, KVK’nın 1 inci maddesinde belirtilen mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Safi kurum kazancı ise GVK’nın ticari kazanç hakkındaki hükümlerine göre tespit edilir. Kurumların elde ettikleri kazanç ve iratlar, GVK’nın 2 nci maddesinde sayılan gelir unsurlarından hangisine girerse girsin ayrım yapılmaksızın bir bütün halinde “kurum kazancı” sayılır.
Bu kazanç, ticari kazanç niteliği taşıdığından elde etmede tahakkuk esası geçerli olmaktadır.Tahakkuk ise gelirin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesidir. Kurum kazançları sadece gerçek usulde tespit edilir ve vergilendirme dönemi hesap dönemidir.
Gerçek usulde ticari kazanç, bilanço veya işletme hesabı esaslarına göre tespit edilir. Bilanço esası 1 inci sınıf tüccarlar, işletme hesabı esası ise 2 nci sınıf tüccarlar içindir. 1 inci ve 2 nci sınıf tüccar sınıfları Vergi Usul Kanununun (VUK) 177 nci maddesindeki esaslara göre belirlenir.
Bilanço esasında ticari kazanç (GVK md 38); teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir, işletmeden çekilen değerler ise farka ilave edilir.
İşletme hesabı esasında ticari kazanç (GVK md 39); bir hesap döneminde elde edilen hasılat ile giderler arasındaki müspet farktır. Burada elde edilen hasılat tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları; giderler ise, tediye olunan ve borçlanılan meblağları ifade eder.
B- DAR MÜKELLEF KURUMLARDA
Dar mükellef kurumlarda kurum kazancı, aşağıdaki kazanç ve iratlardan oluşmaktadır:
− Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye’de işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançlar, (Bu şartları taşısalar bile kurumların ihraç edilmek üzere Türkiye’de satın aldıkları malları Türkiye’de satmaksızın yabancı ülkelere göndermelerinden doğan kazançlar, Türkiye’de elde edilmiş sayılmaz. Türkiye’de satmaktan maksat, alıcı veya satıcının ya da her ikisinin Türkiye’de olması veya satış sözleşmesinin Türkiye’de yapılmasıdır.)
− Türkiye’de bulunan zirai işletmeden elde edilen kazançlar,
− Türkiye’de elde edilen serbest meslek kazançları,
− Taşınır ve taşınmazlar ile hakların Türkiye’de kiralanmasından elde edilen iratlar,
− Türkiye’de elde edilen menkul sermaye iratları,
− Türkiye’de elde edilen diğer kazanç ve iratlar.
Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinde belirtilen anılan kazanç ve iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye’de elde edilmesi ve Türkiye’de daimi temsilci bulundurulması konularında Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.
C- KURUM KAZANCININ TESPİTİNDE BAZI ÖZEL DURUMLAR
1- Zirai Faaliyette Bulunan Kurumlarda Kazanç Tespiti:
KVK’nın 6 ncı maddesine göre zirai faaliyetle uğraşan kurumların bu faaliyetlerinden doğan kazançlarının tespitinde GVK’nın 59 uncu maddenin son fıkrası göz önüne alınır. Buna göre zirai faaliyette kazanç tespiti işletme hesabı esasına göre de yapılabilir. İşletme hesabı esasına göre hasılat, indirilecek ve indirilemeyecek giderler GVK’nın 56, 57 ve 58 inci maddelerinde sayılmaktadır.
2- Yurt Dışı Faaliyetlerde Kazanç Tespiti:
Yurt dışı faaliyet sonucu sağlanan gelir GVK’nın 85 inci maddesine göre değerlendirilir. Bu maddeye göre yurt dışında elde edilen kazanç ve iratlar ;
1. Mükellefin bunları Türkiye’de hesaplarına intikal ettirdiği yılda,
2. Türkiye’de hesaplara intikal ettirilmesinin mükellefin iradesi dışındaki sebeplerden ileri geldiğinin ispat edilmesi halinde mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda elde edilmiş sayılır.
3- Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım İşlerinde Kazanç Tespiti:
Bir yıldan fazla süren inşaat ve onarma işlerinde elde edilen kazancın tespiti GVK’nın 42 nci ve 43 üncü maddelerinde belirtilmiştir. Buna göre, “Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat sayılır) ve onarma işlerinde kâr veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir”.
Bu tür işlerde kesin kâr veya zarar işin bitiminde belli olur. İşin devamı süresince elde edilen hasılat ve yapılan giderler izleyen yıllara devredilerek işin bittiği yıla kadar getirilir.
Yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinde işin bitimi GVK’nın 44 üncü maddesinde şöyle belirtilmiştir; “İnşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tâbi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarih , diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarih bitim tarihi olarak kabul edilir.
Bitim tarihinden sonra bu işlerle ilgili olarak yapılan giderler ve her ne nam ile olursa olsun elde edilen hasılat, bu giderlerin yapıldığı veya hasılatın elde edildiği yılın kâr veya zararının tespitinde dikkate alınır”
İşin bitim tarihinin belirlenmesi, kazanç tespiti yapılabilmesi ve yapılan stopajların mahsubu imkanı nedeniyle önem taşımaktadır. Bu tür işerde hasılat öncelikle KVK’nın 15 ve 30 uncu maddeleri hükümlerine göre kurumlar vergisi tevkifatına tâbi tutulur ve daha sonra işin bitim tarihinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilir.
4- Yabancı Ulaştırma Kurumlarında Kazanç Tespiti :
Dar mükellefiyette sadece Türkiye’de elde edilen kazançlar verginin konusunu oluşturur. Kazancın Türkiye’de elde edilmiş sayılması için işyeri veya daimi temsilci olmalı ve kazancın bu yerlerde ve bu temsilciler aracılığıyla sağlanmış olması gerekir. Yabancı ulaştırma kurumlarınca yapılan işler de ticari faaliyettir. Ancak, ülkeler arasında yapılan ulaştırma işlerinde, işin Türkiye’de yapılan veya değerlendirilen kısmını tespit etmek zor olacağından, bu kurumların Türkiye’de elde ettikleri kazançlar götürü usulde vergilendirilmektedir.
KVK’nın 23 üncü maddesine göre, yabancı ulaştırma kurumlarının vergiye matrah olacak kurum kazancı, Türkiye’de elde edilen hasılata ortalama emsal nispetlerinin uygulanmasıyla hesaplanır.
Ortalama emsal oranları, Türkiye’de daimi veya arızi olarak çalışan bütün kurumlar için ;
-Kara ulaştırmaları için % 12
-Deniz ulaştırmaları için % 15
-Hava ulaştırmaları için % 5
olarak uygulanır.
5- Kontrol Edilen Yabancı Kurum Kazancı:
Kurumlar Vergisi Kanununun 7 nci maddesiyle belli şartlar altında yurt dışı iştiraklere yatırım yapan mükelleflere bu iştiraklerinden fiilen kâr payı dağıtılmasa bile vergi uygulamaları açısından kâr payı dağıtılmış olduğu kabul edilmekte ve bu suretle bu iştiraklerin kazançlarının Türkiye’de kurumlar vergisine tabi tutulması sağlanmaktadır.
6- Türev Ürünlerinden Elde Edilen Gelirlerin Vergilendirilmesi:
5 Seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile 1 Seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 6.1 no.lu bölümünde ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
V- KURUMLAR VERGİSİNDE MUAFİYET VE İSTİSNALAR
A- MUAFİYETLER
1. Kurumlar Vergisi Kanununda Yer Alan Muafiyetler
Muafiyet, vergiye tâbi olan gerçek veya tüzel kişilerin, kanunla vergi dışı kalmasını ifade eder. Muafiyet geçici veya devamlı olabilir. Vergiden muaf kurumlar, muafiyetleri sırasında mükellefiyet tesis ettirmez ve beyanname vermezler.
Bir kurumun kurumlar vergisinden muaf olması bildirim, defter tasdiki, defter tutma ve benzeri diğer ödev ve yükümlülüklerine tesir etmez.
Kurumlar vergisi ile ilgili muafiyetler KVK’nın 4 üncü maddesinde sayılmıştır. Bu muaflıkların bir kısmı koşulsuz tanınırken bir kısmı bazı şartlara bağlanmıştır.
Aşağıda yazılı kurumlar, kurumlar vergisinden muaftır:
1. Kamu idare ve kuruluşları tarafından tarım ve hayvancılığı, bilimi, fenni ve güzel sanatları öğretmek, yaymak, geliştirmek ve teşvik etmek amacıyla işletilen kuruluşlar
2. Kamu idare ve kuruluşları tarafından genel insan ve hayvan sağlığını korumak ve tedavi etmek amacıyla işletilen kuruluşlar
3. Kamu idare ve kuruluşları tarafından sosyal amaçlarla işletilen kuruluşlar
4. Kamu idare ve kuruluşları tarafından açılan sergiler, fuarlar ve panayırlar
5. Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerine ait kreş ve konukevleri ile askeri kışlalardaki kantinler
6. Kanunla kurulan emekli ve yardım sandıkları ile sosyal güvenlik kurumları
7. Yaptıkları iş veya hizmet karşılığında resim ve harç alan kamu kuruluşları
8. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme Fonu, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü
9. Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü ile askeri fabrika ve atölyeler
10. İl özel idareleri, belediyeler ve köyler ile bunların oluşturdukları birlikler veya bunlara bağlı kuruluşlar tarafından işletilen işletmeler
11. Köyler veya köy birlikleri tarafından işletilen işletmeler
12. Spor kulüplerinin idman ve spor faaliyetlerinde bulunan iktisadi işletmeleri ile sadece idman ve spor faaliyetinde bulunan anonim şirketler .
13. Kooperatifler
Kooperatifler, üyelerin meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma ile sağlanması esasıyla kurulmaktadırlar. Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri dışında kalan kooperatifler belirli şartlarla kurumlar vergisinden muaf tutulmuşlardır.
Kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için ana sözleşmelerinde;
− Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına,
− Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesine,
− Yedek akçelerinin ortaklara dağıtılmamasına,
− Sadece ortaklarla iş görülmesine
dair hükümlerin bulunması ve bu kayıt ve şartlara da fiilen uyulması gerekmektedir.
Bu şartlara ana sözleşmelerinde yer vermeyen ya da yer vermekle beraber bu şartlara fiiliyatta uymayan kooperatifler, muafiyet hükümlerinden yararlanamayacaktır.
Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.
Üretim kooperatiflerinin, ortaklarından aldığı ürünleri, niteliğinde herhangi bir değişiklik yapmadan üçüncü kişilere satmaları ortak dışı işlem sayılmamaktadır. Ortaklardan alınan ürünlerin bir takım işlemlerden geçirildikten sonra niteliği değiştirilmiş olarak üçüncü kişilere satılması ise ortak dışı işlem sayılmaktadır.
Örnek 1: Ortaklardan alınan sütlerin niteliği değiştirilmeksizin üçüncü kişilere satılması ortak dışı işlem sayılmazken, bu sütlerin işlendikten sonra peynir olarak ortaklara veya üçüncü kişilere satılması halinde, bu satış işlemi ortak dışı işlem sayılmaktadır.
Örnek 2: Ortaklardan alınan zeytinlerin ayıklanma ve temizlenme gibi işlemlerle sofralık zeytin haline getirilerek üçüncü kişilere satılması ortak dışı işlem sayılmazken, bu zeytinlerin çeşitli işlemlere tabi tutarak zeytinyağı şeklinde ortaklara veya üçüncü kişilere satılması halinde, bu satış işlemi ortak dışı işlem sayılacaktır.
Örnek 3: Kooperatiflerin üçüncü kişilerden satın aldığı üretimde kullanılan girdileri (ilaç, gübre, tohum gibi) ortaklara vermesi ve bedelin ortakların kooperatife satacakları ürün bedeli ile ilişkilendirilmesi ortak dışı işlem sayılmayacaktır. Buna göre bir pancar üretim kooperatifi tarafından üçüncü kişilerden satın alınan gübrenin, kooperatif ortaklarından satın alınacak pancara ait ürün bedelinden mahsup edilmek üzere ortaklara dağıtılması, ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyecektir.
Kredi kooperatiflerinin kendi kaynaklarından veya banka, kredi kuruluşu benzeri üçüncü kişilerden sağladığı fonları, sadece ortaklarına kredi olarak vermesi halinde, bu faaliyetler ortak dışı işlem sayılmayacaktır. Kredinin, kooperatif ortağı olmayanlara verilmesi ise ortak dışı işlem olarak kabul edilecektir.
Yapı kooperatiflerinin, arsalarını kat karşılığı vererek işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılacaktır. Ancak, bu kooperatiflerin, her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmesi halinde, bu işlem ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyecektir. Yapı kooperatifi tarafından inşa edilen işyeri ve konutlarda yaşayan insanların sosyal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla sosyal tesislerin kat karşılığı inşa ettirilmesi de ortak dışı işlem sayılmayacaktır. Bu tesislerin yapımını müteakip, kooperatif tarafından işletilmesi halinde, işletilmeye başlandığı tarihte muafiyet şartı ihlal edilmiş sayılacaktır.
Kooperatiflerin konut inşa etmek üzere kum, çimento, demir v.b. malzeme satın alması, söz konusu inşaata finansman sağlamak üzere üçüncü kişilerden kredi temin etmesi de ortak dışı işlem olarak değerlendirilmeyecektir.
İşyeri veya konut inşa etmek üzere kurulan bir yapı kooperatifinin ortaklarından topladığı paraları değerlendirerek nemalandırması halinde, söz konusu nemaların Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesine göre vergilendirilmiş olması ve ortaklara dağıtılmayarak kooperatif amaçları doğrultusunda harcanması şartıyla, muafiyet şartları ihlal edilmiş olmayacaktır.
Kooperatife ait taşınmazların, ortaklara veya ortak olmayanlara kiraya verilmesi veya kooperatifin inşa ettiği konut veya işyerlerinin ortaklara dağıtımından sonra elinde kalan işyeri, konut veya arsaların satılması ortak dışı işlem sayılacaktır.
Kooperatifin amacını gerçekleştirmesinden sonra elinde kalan malzeme, alet ve edevatın satılması ortak dışı işlem olarak değerlendirilmeyecektir.
Öte yandan, bazı kooperatiflerin ana sözleşmelerinde, “ortakların sosyal, kültürel ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerekli tesisleri kurmak, işletmek veya kiraya vermek ….” hükmü yer alabilmektedir. Ana sözleşmelerinde söz konusu hüküm olsa dahi fiilen söz konusu tesislerin kurulup bizzat işletilmesi veya kiraya verilmesi ortak dışı işlem olarak değerlendirilecektir. Bu hükmün, ana sözleşmede yer alması tek başına mükellefiyet için yeterli olmayacaktır.
Dostları ilə paylaş: |