Leasing leasiNG’İn tanimi ve geliŞİMİ



Yüklə 293,11 Kb.
səhifə2/3
tarix15.01.2018
ölçüsü293,11 Kb.
#38573
1   2   3

6. TÜRKİYE’DE LEASING



6.1 LEASİNG’İN ÜLKEMİZE GİRİŞİ VE GELİŞMESİ
Türkiye’de yakın zamanda önemli bir sektör haline gelen leasing sektörünün temelleri, diğer ülkelerdeki gibi ihtiyaç sonucunda doğal bir şekilde başlamamış, devletin müdahalesi doğrultusunda 1985 yılında 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu ile atılmıştır.
Türkiye’de yurtiçi ve sınır ötesi kiralamaların dağılımı incelendiğinde yurtiçi işlemlerin çeşitli sektörlere yayıldığı gözlemlenirken, sınır ötesi kiralamanın daha çok hava taşıtlarında yoğunlaştığı görülmektedir.
Yurtiçi kiralamaların mal gruplarına dağılımında kara ulaşım araçları 1992’ye kadar sürekli ilk sırayı alırken bu yıldan sonra durum değişmiştir. Finansal Kiralama Kanununun çıkarılmasındaki asıl amaç özellikle orta ve küçük çaplı işletmelere yatırım finansmanında kolaylık sağlamak ve bu sayede sanayi sektörünün gelişmesine katkıda bulunmaktı. Buna karşılık leasing sektörü birçok ülkede olduğu gibi kara taşıtlarındaki leasing işlemleriyle gelişmeye başladı. Leasing sektörünün daha çok üretim mallarına kaymasını isteyen devlet 1992 yılında kara taşıtlarındaki %1 lik KDV oranını %10’a yükseltmiştir. Bu tarihe kadar kişisel alımlar büyük oranda iken amortisman ve vergi kazancı sağlayamayan şahısların vergi artışıyla birlikte alımlarını durdurdukları görülmüştür. Söz konusu avantajlardan yararlanabilen kurumlar ise alımlarını sürdürmüştür.35
Ülkemize girişinden bugüne hızlı bir gelişme gösteren leasing, özel sektör yatırım finansmanı içindeki payını giderek artırmıştır. 1992 yılında leasingle finanse edilen yatırımların toplam yatırıma oranı %3.3’tür. Yani sabit sermaye yatırımlarının %3.3’ü leasing yoluyla gerçekleşmiştir. Bu oran 1993 yılında %5.9’a çıkmıştır. Aslında bu değer dünya ortalamasına göre düşüktür. Türkiye dünya sıralamasında 30 ülke içinde 26. sırada yer almıştır. 1994 yılında kriz nedeniyle yatırımlar azalmasına rağmen leasing göreli olarak artışını sürdürmüştür.
Ülkemizde leasing faaliyetlerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla 1994 yılında Finansal Kiralama Derneği kurulmuştur. Derneğin üyeleri Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde faaliyet gösteren şirketlerin üyeleridir. Özel finans kurumları ve yatırım bankaları bu kapsamın dışında kalmaktadır. Dernek kurulmuş bulunan dokuz adet komite aracılıyla aylık toplantılar ile faaliyetlerini sürdürmektedir.
6.2 LEASİNG’İN YASAL YAPISI
10/6/1985 tarihli 3226 nolu kanun ile ülkemizdeki leasing faaliyetleri düzenlenmiştir. Kanunun bazı hükümleri aşağıdaki gibidir:
Finansal kiralamanın konusu : Taşınır ve taşınmaz mallar leasinge konu olabilir fakat patent gibi fikri ve sınai haklar bu sözleşmeye konu olamaz.
Finansal kiralama bedeli: Bedelin saptanması taraflara bırakılmıştır. Yalnız yurtdışından yapılan finansal kiralamalarda kira bedeli yıllık 25.000$’dan fazla olamaz.
Finansal kiralama süresi: Sözleşme en az dört yıl süreyle feshedilemez. Ancak Bakanlar Kumlu tarafından çıkarılan yönetmeliğe göre:


  • Amortisman süresi 4 yıldan kısa olan mallar,

  • Teknolojik niteliği itibariyle kullanımı dört yıldan kısa olan ve HDTM tarafından onaylanan mallar sözleşme süresi sonunda yeniden finansal kiralama konusu olan mallar 4 yıldan daha kısa sürede kiralanabilir.


Sözleşme şekli ve tescili : Sözleşme noterlikçe yapılır. Taşınır mallara ilişkin sözleşme kiracının ikametgahı noterliğinde özel sicile tescil edilir. Taşınmaz mala ilişkin finansal kiralama sözleşmesi ise taşınmazın bulunduğu tapu kütüğünün beyanlar hanesine, gemiye ilişkin sözleşmeler ise gemi siciline yazılır
Sözleşmenin sona ermesi : Sözleşme aşağıdaki hallerde sona erer:
Sözleşme süresinin dolması, leasing şirketinin tüzel kişiliğinin son bulması, kiracının iflas etmesi, kiracının ölümü ya da işletmesini tasfiye etmesi- kira bedelinin ödenmemesi, taraflardan birinin sözleşmeye aykırı harekette bulunması
Yatırım teşvikleri : Finansal kiralama kanunu kiralayanı da teşvik tedbirlerinden yararlandırarak finansal kiralamayı önleyen önemli bir sakıncayı ortadan kaldırmıştır. Leasing’e konu olan teşviğe tabi yatırım malının mülkiyeti leasing şirketine ait olduğundan yatırım teşviklerinden şirket de yararlanır. Finansal kiralamada teşvikten yararlanılabilmesi için malın yeni olması gerekir.
Gümrük vergisi : Teşvik belgesi ile gümrük vergisi indiriminden yararlanması öngörülmemiş malın Türkiye’ye girişinde gümrük mevzuatının süre kısıtlaması hariç sözleşme süresine bağlı olarak geçici muafiyet rejimine dair hükümler uygulanır. Bu şekildeki mallar için ileride doğabilecek vergileri karşılayacak miktarda teminat alınır.
Sözleşme süresi sonunda leasinge konu olan malların kesin ithalatı halinde vergi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki cari kur ve normal fiyat üzerinden hesaplanacak gümrük vergileri tahsil edilir.
KDV : Finansal kiralama işlemlerinde katma değer vergisi oranı %1 olarak belirlenmiştir.
Yurtdışından yurtiçine yapılacak leasingde vergi kesintisi : Bakanlar Kurulu dar mükellefiyete tabi kurumların, finansal kiralama kanununun uygulanmasından doğacak kazanç ve ücretlerinden yapılacak vergi kesintisi oranlarını sıfıra kadar indirmeye veya Kurumlar Vergisindeki orana kadar yükseltmeye yetkilidir.
Vergi, resim, harç bağışıklığı : Finansal kiralama sözleşmesi her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulmuştur.

LEASİNG’E SAYISAL ÖRNEKLER

1) Başlangıcı 01.01.2003 tarihi olan bir bilgisayar kiralamasında;

    -Kira sözleşmesi 5 yıl iptal edilememektedir.

    -Yıllık kira ödemeleri, yıl sonunda ödenmek üzere 250.000.000 TL’dir.

    -Kiralanan varlığın cari değeri 100.000.000.000 TL’dir.

    -Varlığın ekonomik ömrü 10 yıldır.

    -Kiracının ilave borçlanma oranı yıllık %25’dir.

    -Normal amortisman yöntemi uygulanmaktadır.

    Toplam kira ödemeleri; 250.000.000 * 5 = 1.250.000.000 TL’dir. 

    Kira sözleşmesinin bugünkü değeri;

                               (1+0,25)5 -1

     250.000.000  -------------------------- =  250.000.000 * 4 =  1.000.000.000

                            (1+0,25)5-1*0,25

    Kira ödemelerinin bugünkü değeri cari değerin %90’ından fazla olduğu için, bu kiralama işlemi finansal kiralama olarak kabul edilir.

2) Finansal kiralamda sistematik, bugünkü değerin, belli vadelerde, genelde eşit taksitlerle veya kiralayanın mali durumuna göre yapılandırılarak yapılacak bir geri ödeme planına göre geri ödenmesi prensibine dayanır. Burada vadeye yayılan mal bedeli, belirli bir faiz oranından yıllık/aylık anüite formülü yardımıyla hesaplanır.

    İş makinesi peşin fiyatı : 25.000.000.000 TL

    Aylık faiz oranı : %7 (Yıllık %84, aylık birleşik faiz)

    Geri ödeme süresi : 2 yıl

    Taksit sayısı ve tutarları : 24 eşit taksit 

    Anuite formülünden yararlanırsak; 25.000.000.000

    A = 2.179.725.519 TL’dir. 

3) Aylık Kira Tutarının Hesaplanması

    Mal bedeli : 500.000.000

    Geri Ödeme Süresi : 6 ay (ilk kira 1 ay sonra)

    Aylık faiz : %5

    Aylık kira = ? 

    500.000.000  =

Y (1/(1+0,05)+1/(1+0,05)2+1/(1+0,05)3+1/(1+0,05)4+1/(1+0,05)5+1/(1+0,05)6)

                          =Y (0,952381+0,907029+0,863838+0,822702+0,783526+0,746215)

                                =Y (5,075691)

    Y =98.508.754

4)  KİRACI AÇISINDAN LEASİNG’İN DEĞERLENDİRMESİ

    MİTCHELL ELECTRONİCS COMPANY (LESSEE)


  • Mitchell, 10.000.000 $ değerindeki, 5 yıl ömrü olan teçhizatı tedarik etmek istemektedir.

  • Gerekli olan 10.000.000 $’ı %10 borçlanma oranıyla 5 yıl içinde ödeyecektir.

Yıllık borçlanma tutarını hesaplarsak;

10.000.000 = Y ( 1/(1+0,10) + 1/(1+0,10)2 + 1/(1+0,10)3 + 1/(1+0,10)4 + 1/(1+0,10)5 )

         = Y (0,909090909 + 0,826446281 + 0,7513148 + 0,683013455 +  

         0,620921323)

10.000.000 = Y (3,790786768)

Y = 2,637,974.81 olur.



  • Alternatif olarak, Mitchell, teçhizatı 5 yıl için yıllık 2.800.000 $’dan kiralayabilir. (kira yıl sonunda ödenebilir)

  • Net salvage value =715.000 $

  • Mitchell, teçhizatı satın alırsa her yıl sonunda sabit 500.000 $ bakım işi ücreti ödeyecektir.

  • Vergi oranı = %40’dır. Teçhizattan, MACRS’e (Moified Accelerated Cost Recovery System) göre yıpranma payı alınmaktadır.

YEARS

1.COST OF  OWNING

0

1

2

3

4

5

1.Net purchase price

10,000$

 

 

 

 

 

2.Maintenance cost

 

500$

500$

500$

500$

500$

3.Tax savings from maintenance

 

200

200

200

200

200

4.Tax savings from depreciation

 

800

1.280

760

480

440

5.Net cash flow

10.000$

500$

980$

460$

180$

140$

6.PV of owning

at %6


8.023$

 

 

 

 

 

 

  1. Eğer, Mitchell teçhizatı satın alırsa, t = 0’da 10.000.000 $ ödemek zorundadır.

  2. Her yıl sonunda 500 $ bakım işi ücreti(maintenance cost) ödenmek zorundadır.

  3. Maintenance cost = 200.000 $dır.

  4. Yıllık vergi tasarrufu (tax savings) = 0.4 (Deprciation expense)

    (MACRS rates for five-year property are 0,20 , 0,32 , 0,19 , 0,12 , 0,11)

    Örnek olarak 2. yıl için hesaplarsak; 0,32 * 10.000.000$ = 3.200.000 $

                                                                 0,4 *  3.200.000 = 1.280.000 $ dır.


  1. satır ilk 4 satırın toplanmasıyla elde edilir.

YEARS

2.COST OF LEASING

0

1

2

3

4

5

7.Lease payment

2.800$

2.800$

2.800$

2.800$

2.800$

2.800$

8.Tax savings from lease payment

1.120

1.120

1.120

1.120

1.120

1.120

9.Cost to exercise option

 

 

 

 

 

715$

10.Net cash flow

0

1.680

1.680

1.680

1.680

2.395

11.Pv cost of leasing at %6

7.611$

 

 

 

 

 

 
 

    7. Her yıl için kira ödemesi 2.800.000 $ dır.

    8. (Tax rate) (Lease payment) = 0,4 (2.800.000 $) = 1.120.000 $

    9. Cost to exercise option = 715.000 $

    10. satır 7+8+9 şeklinde hesaplanır.  
 

    COST COMPARISON

    12. Net advantage to leasing = PV cost of owning – PV cost of leasing

                                                  = $ 8.023 - $ 7.611 = $ 412 = $ 412.000



    NAL, pozitif olduğu için leasing avantajlıdır.

6.3 TÜRKİYE’DE LEASİNG UYGULAMALARI VE SORUNLARI
6.3.1 Hukuki Sorunlar
Bu sorunlar finansal kiralama alanında önemli ve ağırlıklı bir yer tutmakta olup başlıcaları şöyle sıralanabilir:
a) 23.6.1985 tarih ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu sadece leasing sözleşmesinin hukuki yapısını, tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerini düzenlemiş diğer konulan kapsam dışı bırakmıştır. Böylece kanun metninde, cevap bekleyen pek çok konu açıkta kalmıştır.
b) Finansal Kiralama Kanunu, Türk hukuk düzenine sonradan girdiği için, diğer temel kanunlarla özellikle Türk Medeni Kanunu, Borçlar kanunu, Türk Ticaret kanunu ve İcra ve İflas Kanunu ile uyum sağlayamamıştır. Hatta bazen 3226 sayılı Kanun hükümleri sözü edilen kanunlarla çatışma haline düşmektedir.
6.3.2 İktisadi Sorunlar
a) 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu düzenlenirken, Türkiye’de yatırımların finansmanı orta ve uzun vadeli kaynaklara göre ayarlanmış ve kanunda yer alan 48 aylık süre buna göre belirlenmiştir. Halbuki Türkiye’de yaşanan şiddetli enflasyon nedeniyle Türk lirasına göre orta ve uzun vadeli plasman yapılamamaktadır.
b) Teoride leasing bir yatırım ve finansman yöntemi olduğu halde Türkiye’de finansal kiralamanın mahiyet ve fonksiyonu gerektiği gibi anlaşılmamıştır. Nitekim uygulamada leasing çok değişik şekilde anlaşılmakta ve yorumlanmaktadır. Bazen leasing sözleşmesi “kira” veya “uzun vadeli kira” bazen “taksitli satış” veya “mülkiyeti muhafaza kaydı ile satış” şeklinde anlaşılmakta ve uygulanmaya çalışılmaktadır Gerçekte leasing bunlara benzer yönleri olmakla birlikte, bunlardan hiçbiri değildir ve dünya uygulamasında olduğu üzere bir yatırım ve finansman yöntemidir.
c) Türkiye’de son yıllarda gelişmeye başlayan finansal kiralama işlemleri KKDF Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu kararı ile durgunluk dönemine girmiş ve sektöre yeni bir mali külfet getirmiştir. Bakanlar Kurulu kararı ile %6’lık fon kesintisi getirilmiş ve bu kesinti leasing işlemleri için büyük bir engel olmuş ve yatırımların azalması sonucunu doğurmuştur
d) Leasing sabit kira esasına dayanmaktadır. Sağlanan bir dış kaynaklı finansal kiralama işleminde kur riski leasing şirketi üzerinde kalmakta ve döviz kurlarında aşırı artışlar sonunda şirket mali zorluklarla karşılaşmaktadır. Bu zararın kiralayanla kiracı arasında paylaşılması adilane bir çözüm yolu olacaktır.
6.3.3 Teşvikli Yatırımlar
Türkiye’deki uygulamada finansal kiralamaya konu olan malın sahibi hukuken leasing şirketi olduğu için, teşvikli yatırımlarda yatırım indirimi, gümrük muafiyeti ve kredi olanaklarından yararlanmaktadır. Fakat kiracı durumunda olan yatırımcı teşvik belgesinde gösterilen koşullara uymadığı veya yatırımı tamamlayamadığı hallerde, Hazine ile leasing şirketi karşı karşıya kalmakta ve yaptırımlar şirketten istenmektedir. Leasing şirketi Hazineden elde ettiği teşvikleri, kiracısı olan yatırımcıya devrettiği halde, zor bir durumda kalmakta ve sağladığı avantajları cezası ile birlikte Hazineye geri ödemektedir. Leasing şirketi
Hazine’den elde ettiği teşvikleri , kiracısı olan yatırımcıya devrettiği halde, kendisi sorumlu duruma düşmektedir. Bu çelişkinin düzeltilmesi gerekmektedir.36
6.3.4 İcra Takibatı
Türkiye’deki uygulamaya göre, leasing, finansal kiralama şirketi ile kiracı arasında yapılan bir sözleşme ile gerçekleşir. Sözleşme noterlikçe yapılır. Menkullere ait işlemler noterlikçe özel bir sicile kaydedilir. Taşınmaz mallara ait sözleşme ise tapu kütüğünün beyanlar hanesine, gemilere dair sözleşmeler ise gemi siciline kaydedilir.
3226 sayılı kanunun 23’üncü maddesine göre, kiracı finansal kiralama bedelini ödemede sıkıntıya düşerse , şirket 30 günlük süre içinde ödenmemesi halinde sözleşmeyi feshedebilir. Sözleşmenin sona ermesinin sonuçları aynı kanunun 24’üncü maddesinde gösterilmiştir. Bu maddeye göre, sözleşmeden doğan satın alma hakkını kullanmayan veya bu hakkı bulunmayan kiracı, finansal kiralama konusu olan malı derhal geri vermekle mükelleftir.
6.3.5 Vergi Sorunları
Türkiye’de finansal kiralama uygulaması nedeniyle mükellef durumunda bulunan kiracı ile vergi idaresi arasında büyük anlaşmazlıklar çıkmıştır. Bu bakımdan leasing’in vergi sorunları büyük önem ve ağırlık taşımaktadır.
6.3.6 Diğer Sorunlar
Gayrimenkul amortisman oranlarının düşüklüğünden ötürü leasing şirketleri gayrimenkul leasinginden kaçınmaktadır Büyük bir potansiyel olan gayrimenkul leasingi vergi riskinden ötürü gelişme gösterememiştir.
Finansal kiralama kuruluşları gemi leasingi yapmaları halinde halka açılmaları mümkün olmamaktadır. Finansal kiralama işleminde alıcı ile satıcı arasına giren leasing şirketi satıcıya malın bedelini ödemekte ve alıcıdan mal bedellerini kira yoluyla elde etmektedir. Taşıt Alım Vergisine tabi mallardan işlemin bu niteliği dolayısıyla iki defa vergi alınmaktadır. Leasing şirketinden hem satıcı hem de alıcı adına Taşıt Alım Vergisi alınmaktadır.


  1. FAKTORİNG

Faktoring iç ve dış ticaret işlemlerine uygulanan ve özellikle kısa vadeli mal satışlarında baş vurulan bir finansman yöntemidir. Ticaret işlemlerinde, alacakların tahsilatına yönelik olarak verilen hizmetlerin bütünü olarak tanımlanan faktoring; faıtoring hizmetini talep eden 'müşteri' , hizmeti veren 'Factor' ve müşteri alacaklarının yönelmiş olduğu 'borçlu' arasında işlemektedir. Kısaca faktoring, kredili satış yapan firmaların, bu satışlardan doğan alacak haklarının faktoring şirketleri tarafından satın alınması esasına dayanan bir finansman yöntemidir.

Faktoring şirketi, devraldığı alacakların muhasebesinin tutulması, borçluya ihtarda bulunulması, alacağın tahsili ve gereğinde cebri icra yoluyla elde edilmesi gibi hizmetleri de üstlenir. Üstlenilen bu hizmetler karşılığında müşteriden faktoring harcı denilen ve alacağın fatura değerinin %0.5 - % 2.5 arasında değişen bir komisyon talep eder.37



  1. FAKTORİNG'İN TARİHÇESİ:

Faktoringin dünyada bilinen ilk uygulamaları Mezopotamya'da M.Ö.4000'li yıllarda "alacağın temliki" şeklinde görülmüştür. Daha sonra, Roma dönemlerinde factor kelimesinin "mümessil, başka birinin ticari işlerini takip eden" anlamında kullanıldığı bilinmektedir. 18.yüzyılda konşimento üzerinde malların alıcısı olarak factor'un belirtilmesi, uluslararası ticarette factor sözcüğünün Flamanca'daki orjinal kullanımıyla yasal belgelerde yer alışının başlangıcıdır. 19.yüzyıl sonlarında Avrupalı tekstil üreticilerinin mallarını komisyoncular aracılığı ile değil doğrudan satmaya başlamalarıyla, günümüzdeki tanımı çerçevesinde faktoring ilk olarak tekstil sektöründe kullanılmıştır.

Modern faktoring 2. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'da kabul görmeye, 1960'larda ise yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Başlangıçta "en son kredi kaynağı" (lender of last resort) olarak kabul edilen faktoring, verdiği hizmetler sayesinde zaman içerisinde vazgeçilmez bir finansman tekniği olarak benimsenmiştir.



  1. TÜRLERİ:

    1. TAM SERVİS FAKTORİNG

Bu uygulamada, işletmeler Faktoring' in üç ana hizmetinden de yararlanabilirler.Alacak riskinin Faktor tarafından üstlenildiği bu modelde Faktor, satıcının başvurusu ile birlikte bir ön çalışma yaparak alıcıların kredibilitesi doğrultusunda her biri için ayrı limitler belirler. Belirlenen limitler çerçevesinde, alıcıların ödememe riskini Faktor'a devreden satıcı, ticari riskini en aza indirirken talep ettiği anda alacaklarının belirli bir yüzdesini hemen nakit olarak alabilir. Tahsilatın takip sorumluluğunun Faktor'a ait olduğu bu uygulamada, alacaklar vade tarihinde Faktor tarafından tahsil edilir.

Alıcının mali güçlüğe düşmesi nedeniyle tahsil edilemeyen, limit dahilindeki alacaklar Faktor tarafından satıcıya ödenir. Burada dikkat edilmesi gereken husus Faktor'un verdiği garantinin alıcının ödeme güçlüğü içinde bulunması halini kapsamasıdır. Malların nitelik ve niceliğinde bir kusur bulunması ile ilgili risk Faktor tarafından kabul edilmez.

Tüm hizmetlerin bir bütün olarak sunulduğu bu uygulamada, Faktor'un satıcı ve alıcı arasındaki tüm satış kayıtlarını tutabilmesi için, o alıcıya olan tüm satış işlemlerinin Faktor'un kayıtlarında bulunması gerekmektedir.



    1. RÜCULU FAKTORİNG

İşletmelerin yalnızca finansman ve tahsilat ihtiyaçlarına cevap verildiği Rüculu Factoring uygulamasında, alıcı riski Faktor tarafından üstlenilmez. Bu sistemde, satıcı vadeli satışlarından doğan alacaklarını Faktor'a rüculu devreder ve bu alacakların karşılığının belirli bir yüzdesini nakit olarak alır. Tahsilat işlemleri Faktor tarafından yürütülür,ancak tahsili gerçekleşmeyen alacaklar için Faktor'un satıcıya rücu etme hakkı saklıdır.

    1. BİLDİRİMSİZ FAKTORİNG

Bildirimsiz Faktoring, alıcıya ödeme bildiriminin yapılmadığı çalışma biçimidir. Bu uygulamada satıcı, vadeli satışını nakte çevirmekte, alıcı riskini Faktor'a devretmekte ancak vade tarihinde tahsilat takibini kendisi yapmaktadır.



    1. VADE FAKTORİNGİ

Tahsilat ve riskin üstlenilmesi hizmetlerinin verilmesi esasına dayanan vade faktoringi uygulaması işletmelere finansman hizmeti sağlamaz.



    1. TOPLU İSKONTO

İşletmenin o anda elinde bulunan kısa vadeli alacaklarının Faktor tarafından satın alınarak yalnızca finansman sağlandığı çalışma biçimidir. Borçlulara; Faktor'a ödeme yapmaları için bildirimde bulunulmasına rağmen, işlem rücu etme esasına göre yürütüldüğünden Faktor, borç tahsilatından ve alıcı riskinden sorumlu değildir.



    1. FATURA İSKONTOSU

Tahsilat hizmetine ve riskten korunmaya ihtiyacı bulunmayan işletmelere sadece finansman kolaylığının sağlandığı çalışma biçimidir. Toplu iskonto yönteminden farkı borçlulara bildirimde bulunulmamasıdır.



    1. ARACILI FAKTORİNG


Borçlunun ödememe riskine karşı korunma ve finansman hizmetinin sağlandığı bu çalışma şeklinde satıcı, Faktor'un acentası olarak hareket etmekte ve tahsilat takibini faktor adına yapmaktadır.

  1. YURTİÇİ FAKTORİNG:

Yurtiçi Faktoring uygulamasında, sisteme konu olan taraflar üç tanedir. Bunlar alıcı, satıcı ve Faktor'dur. Satıcı, alıcısı ile ilgili bilgileri Faktor'a verir.Faktor yaptığı çalışmalar ve istihbaratlar neticesinde alıcıya bir limit belirler.Bu limit dahilinde satıcı Faktor'a alacaklarını devreder ve talep ettiği anda belli bir yüzdesini nakit olarak kullanır. Satıcı, alıcıların vade tarihinde borçlarını Faktor'a ödemeleri konusunda bildirimde bulunur. Alacak riskinin Faktor tarafından üstlenip üstlenilmemesi, kullanıcının talebine ve alıcıların kredibilitesine bağlıdır. Faktor, riski uygun görmediği durumlarda yurtiçi işlemler için satıcıya rüculu çalışma şartı önerebilir. Bu uygulamada, alacak riski Faktor tarafindan üstlenilmez, gelen talepler doğrultusunda işletmelere finansman veya tahsilat hizmetleri sunulur.

  1. ULUSLARARASI FAKTORİNG:

    1. İHRACAT FAKTORİNGİ
      (SADECE MAL MUKABİLİ İHRACATLAR İÇİN UYGULANIR)

Yurtiçi ve ihracat faktoringi arasındaki en büyük fark, ihracat işlemlerinde yurtdışı muhabir faktorun 4.taraf olarak sisteme katılmasıdır. Satıcı açısından iki uygulama arasında fark yoktur. Tahsilat takibi, riskin üstlenilmesi ve finansman konularında satıcı firmanın muhatabı yine Faktor olacaktır.

Faktor, garanti ve tahsilat servislerini çoğu zaman yaygın muhabir ağı kanalını kullanarak vermekte, gerekli durumlarda bu servisleri kendisi de üstlenebilmektedir..

Bu modelde, satıcı yurtdışına mal satmak istediği alıcılarla ilgili bilgileri Faktora verir. Faktor, yurt dışındaki Muhabir Faktor'a bu bilgileri yollayarak alıcılar için limit talep eder. Muhabirden alınan limitler dahilinde Faktor alıcıların ödememe riskini üstlenir. Satıcı, alıcısına yollayacağı mallarla ilgili kesmiş olduğu faturaları Faktora devreder. Bu alacaklar karşılığında Faktor, isteğe bağlı olarak satıcıya fatura meblağının belirli bir yüzdesini fatura üzerindeki döviz cinsinden öder. Vade tarihinde fatura meblağı alıcıdan tahsil edilir ve bakiye tutar satıcıya ödenir. Alıcının mali güçlüğe düşmesi nedeniyle tahsil edilemeyen alacaklar ise uluslararası kurallar ile belirlenen dönem sonunda Faktor tarafından satıcıya ödenir. Mal ayıbından dolayı tahsili gerçekleşmeyen alacaklar satıcıya rücu edilir.


Faktoring'in ana hedefi olan kesintisiz nakit akışı, dış piyasaya satış yapan işletmeler için daha da önem kazanmaktadır. Farklı dillerin konuşulduğu, farklı kanunların geçerli olduğu yurtdışı piyasalarda alacakların tahsil kabiliyeti zayıflamakta, ihracatçılar bir yandan risklerini en aza indirme yollarını araştırırken, diğer taraftan uluslararası firmalarla rekabet etmek durumunda kalmaktadırlar. Özellikle günümüzde, ortak pazar sisteminin kabulu ile birlikte yurt dışı piyasalarda ihracatçıların akreditifli satış imkanları oldukça kısıtlanmakta, alıcılar vadeli ve mal mukabili alımları tercih etmektedirler. Alıcı riski taşıma ve finansman gibi iki büyük problemle karşı karşıya kalan işletmelere verdiği hizmetler sayesinde faktoring, kesin ve en uygun çözümleri getirmektedir.

    1. İTHALAT FAKTORİNGİ

İthalat Faktoringi uygulamasında, ithalatçı ile ilgili başvuru yurtdışı muhabirinden ya da satıcıdan Faktor'a gelir. Bu limit başvurusu ile ilgili olarak Faktor yurtiçindeki ithalatçı firma ile bağlantı kurar ve ortak çalışma şartlarını araştırır. Faktor tarafından ithalatçı adına yurdışına verilecek garanti limitinin ithalatçıya hiçbir maliyeti olmadığı gibi, işletmeyi akreditif, vesaik mukabili gibi maliyetli işlemlerden kurtarır. İthalat Factoring'i uygulamasında ithalatçılar adına yurtdışı muhabirlere garanti limiti verildiği gibi, işlemler sadece tahsilat amaçlı da olabilir.38



  1. FAKTORİNG'İN SUNDUĞU HİZMETLER:

  • Alacak Yönetimi : Faktoring firması alıcıların ödememe riskini üstlenerek, satıcının vadeli satışlarından doğan alacaklarını güvence altına alır. Borçlunun ödeme aczi içine düşmesi (iflası, konkordota ilan etmesi, v.s. gibi) durumlarında satış bedeli faktor tarafından alacaklıya eksiksiz biçimde ödenir. Böylece alacağın riski devredilmiş olur. 39

  • Tahsilat Yönetimi :Faktor, riskini üstlendiği veya üstlenmediği alacakların tahsilatını gerçekleştirir. Bu yöntem çerçevesinde, satıcı tahsilata ayırdığı zaman ve elemandan tasarruf ederek tahsilat takibini Faktor aracılığı ile yapar.

  • Nakit Yönetimi : Satıcı vadeli olarak satışını yaptığı malların fatura ve yükleme belgesini factor’a gönderdiğinde, önceden belirlenmiş kredi limitleri içinde satış bedelinin %80’i gibi bir bölümü kendisine peşin olarak ödenir. Böylece alacakların nakte dönüşmesi hızlanmış ve satıcı şirketin likitide ihtiyaçları karşılanmış olur.

Söz konusu yöntemle satıcı firma, ödenmeme riskini factore devrederek iç ve dış pazardaki satışlarını genişletebilir. Factor tarafından yapılacak ön ödeme ile de ham madde peşin alınabilir, bu da maliyetleri düşürerek rekabet gücünü arttırır. Ayrıca factoring yoluyla sağlanan finansman banka kredilerine göre daha düşük maliyetlidir. Bu da firmanın vadeli satışlarını genişletici bir etkendir.

İthalatçı ödemeyi kendi ülkesindeki factore yapacağı için akreditif açmaya gerek kalmaz. Bu da ihracatta açık hesap ve mal mukabili satış gibi vadeli satış olanakları getirmekte, rekabeti arttırmakta ve ihracatçının daha güvenilir biçimde yeni Pazar ve yeni müşterilere ulaşmasına olanak sağlamaktadır.40

Dış alıcıların ödeme güçlüğü içine düşmeleri durumunda ihracat bedellerinin ödenmesi factoring şirketleri tarafından garanti edilmiş olduğundan, ülkenin bu kanaldan uğrayabileceği döviz kaybının da önüne geçilir.

İç factoring açısından bakıldığında ise, factoring ödenmeme riskini ve tahsilat sorunlarını ortadan kaldırarak işletme yöneticilerinin üretim, kalite ve pazarlama gibi asıl işlevlerine dönmelerine olanak verir.41



  1. FAKTORİNG'İN TARAFLARI:

Faktoring işleminde üç taraf vardır ;

  • Müşteri ( firma ) : Faktoring işlemini talep eden ve alacaklarını faktoring şirketine devreden firma.

  • Faktoring Şirketi : Müşterinin alacaklarını devir ve satın alarak karşılığını peşin olarak ödeyen şirket.

  • Borçlu : Müşterinin alacaklığı olduğu kişi veya işletme.

  1. Yüklə 293,11 Kb.

    Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin