Lutfen dikkat! En asagidaki Bolum



Yüklə 488,71 Kb.
səhifə3/5
tarix01.09.2018
ölçüsü488,71 Kb.
#76381
1   2   3   4   5

Lutfen dikkat!...

DAHA ONCE KENTLi VE KENT HAKKI iNSASINA DOGRU BOLUMU ALTINDA VERiLEN BU ALANDAKi HABERLER, ARTIK BURADA TUKETiCi HAKLARI VE SAGLIGI KORUMAK BASLIGI ALTINDA, BAGIMSIZ OLARAK YER ALACAKTIR... ILGi VE DESTEGiNiZLE...

*

 

 



4. Bolum - Suyun Gundemi HABERLERi

 

 


DERSiMLiLER’E VE YASAM SAVUNUCULARI’NA

GUZEL BiR HABER

Ankara 8. Idare Mahkemesi Munzur vadisinde yapilmasi planlanan Bozkaya HES projesini Esastan goruserek, baraj projesinin iptaline karar verdi... (Dersimden Ovacik bolgesine giderken 1,3... km deki baraj )Bu kararin diger baraj projeleri icin emsal karar olmasi bekleniyor..

Sevgili Dostlar Sermayenin dogaya saldirisinin yogun olarak yasadigi bu donemde Dersimden bizim yuzumuzu gulumsetecek bir haber geldi. her ne kadar Devlet kendi koydugu kanunlara bile uymazken turlu hileler ve dalaverelerle olmadik yasalari cikarsalar da asagidaki kararda goruldugu gibi hakliligimiz her gecen gun daha da kamuoyu tarafindan anlasilmaktadir. Bilimsel raporlar ve yargi kararlarina karsin, gozunu rant hirsi burumus sirketler ve siyasi iktidar bu projelerden vazgecmiyor. Aksine vadilerimiz, dogal yasam alanlarimiza karsi saldirilarini pervasizca surduruyorlar.

Bizler Yasam alanlarimizda Doganin yasalarinin hukum surdugu insanin dogaya egemen degil dost oldugu gune kadar Mucadelemizi her gecen gun buyuterek devam ettirecegiz…

Munzur Koruma Kurulu (DEDEF) Devami asagida…

Sevgiyle ve Dostlukla Kaliniz

Hasan Sen

kizilayi@gmail.com

T. C.

ANKARA


8. IDARE MAHKEMESI

ESAS NO : 2012/419

KARAR NO : 2012/1687

DAVACILAR : 1- Mustafa TURAN 3- Taylan YUCEL

2- Fikri TAS 4- Erdal MERIC

[VEKILI] : Av. Bulent TAS

Mogultay Mah.CumhuriyetCad.Kilic Ishani Kat:3 / TUNCELI

DAVACILAR : 5- Sevim CETIN 8- Adil YURUK

6- Huseyin CETIN 9- Erdem CETINDERE

7- Sinan PARLAK

V [EKILI] : Av. Adnan CETIN

Eski Belediye Ishani Kat:1 / TUNCELI

DAVACILAR : 10- Ali Ihsan BAYIR 13- Serdar ERDOGAN

11- Murat POLAT 14- Ayhan KAHRAMAN

12- Burhan KILINC

[VEKILI] : Av. Enver Erdal SIMSEK

Mogultay Mah. Emniyet Sok Gultekinler Ap. Kat:3 No:11 TUNCELI

DAVACILAR : 15- Metin TURAN 18- Haydar CETINKAYA

16- Hasan KAPLAN 19-Hasan CICEK

17- Mustafa YUKSEL

[VEKILI] : Av. Ozgur Ulas KAPLAN

Mogultay Mah. Opr.Dr M. Kahraman Cad. No:8 Ic Kapi No:10 TUNCELI

DAVACILAR : 20 - Ali Cem EVCIN 23- Suleyman BARUT

21- Ozgur ATES 24- Ali Kamer BALTA

22- Huseyin ALPARSLAN

[VEKILI] : Av. Ozgur TAS

Ataturk Mah. Egitimciler Cad. No:7 Ic Kapi No:8 / TUNCELI

DAVALILAR : 1- Orman ve Su Isleri Bakanligi / ANKARA

2- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanligi / ANKARA

3- Devlet Su Isleri Genel Mudurlugu / ANKARA

DAVANIN OZETI : Davacilar tarafindan, Tunceli Ili Munzur Vadisi Milli Parki uzerinde yapimi devam eden Bozkaya Baraji ve Hidroelektrik Santrali insaatinin durdurulmasi ve baraj projesinin iptali istemiyle yapilan basvurunun reddine iliskin 22.06.2010 tarih ve 5109 sayili Cevre ve Orman Bakanligi (Devlet Su Isleri Genel Mudurlugu) islemi ile zimnen reddine iliskin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanligi isleminin; soz konusu projelere devam edebilmek icin CED raporunun alinmasi gerektigi, anilan santrallerin CED raporundan muaf tutulmalarinin mumkun olmadigi, Munzur Vadisinin Cevre Kanunu ve ilgili mevzuat uyarinca korunmasi gereken alan oldugu, bolgenin Turkiye' nin en buyuk milli parki oldugu, uretilmek istenilen enerjinin gunes ve ruzgar enerjisi ile daha ucuza uretilebilecegi, soz konusu alanda yapilacak barajlar ile ekolojik dengenin bozulacagi ileri surulerek iptali istenilmektedir.

ORMAN VE SU ISLERI BAKANLIGI

SAVUNMA SI NIN OZETI : Usul yonunden, davanin Devlet Su Isleri Genel Mudurlugu husumetiyle yurutulmesi ve Bakanligin husumet mevkiinden cikartilmasi gerektigi, esas yonunden ise, dava konusu islemlerin hukuka uygun oldugu ileri surulerek davanin reddi yonunde karar verilmesi gerektigi savunulmaktadir.

ENERJI VE TABII KAYNAKLAR BAKANLIGI

SAVUNMA SI NIN OZETI : Usul yonunden, davanin Devlet Su Isleri Genel Mudurlugu husumetiyle yurutulmesi ve Bakanligin husumet mevkiinden cikartilmasi gerektigi, esas yonunden ise, dava konusu islemlerin hukuka uygun oldugu ileri surulerek davanin reddi yonunde karar verilmesi gerektigi savunulmaktadir.

DSI GENEL MUDURLUGU

SAVUNMA SI NIN OZETI : Usul yonunden, davacilarin ehliyetli olmadigi, islemin kesin ve yurutulebilir nitelikte olmadigi, davada sure asimi bulundugu, davanin gorum ve cozumunde Ankara Idare Mahkemesinin yetkili, Malatya Idare Mahkemesi'nin ise yetkisiz oldugu, esas yonunden ise, dava konusu islemlerin hukuka uygun oldugu ileri surulerek davanin reddi yonunde karar verilmesi gerektigi savunulmaktadir.

TURK MILLETI ADINA

Karar veren Ankara 8. Idare Mahkemesi ' nce durusma icin onceden belirlenen 27.11.2012 tarihinde davacilar vekili Av. Bulent TAS, Av. Adnan CETIN, Av. Ozgur ULAS KAPLAN ve Av. Ozgur TAS'in geldigi, davali Orman ve Su Isleri Bakanligi'ni temsilen Hukuk Musaviri Gulfidan AYTURK'un, davali Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanligi'ni temsilen Hukuk Musaviri Nazli Candan GULSUN'un, davali Devlet Su Isleri Genel Mudurlugu'nu temsilen Hukuk Musaviri Mehmet Ali HAYTA'nin geldigi goruldu, taraflara usulune uygun olarak soz verilip aciklamalari dinlendikten sonra durusmaya son verilerek dava dosyasi incelenmek suretiyle isin geregi gorusuldu.

Dava; davacilar tarafindan, Tunceli Ili Munzur Vadisi Milli Parki uzerinde yapimi devam eden Bozkaya Baraji ve Hidroelektrik Santrali insaatinin durdurulmasi ve baraj projesinin iptali istemiyle yapilan basvurunun reddine iliskin 22.06.2010 tarih ve 5109 sayili Cevre ve Orman Bakanligi (Devlet Su Isleri Genel Mudurlugu) islemi ile zimnen reddine iliskin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanligi isleminin iptali istemiyle acilmistir.

2873 sayili Milli Parklar Kanunu'nun 1. maddesinde; Kanun'un amaci, yurdumuzdaki milli ve milletlerarasi duzeyde degerlere sahip milli park, tabiat parki, tabiat aniti ve tabiati koruma alanlarinin secilip belirlenmesine, ozellik ve karakterleri bozulmadan korunmasina, gelistirilmesine ve yonetilmesine iliskin esaslari duzenlemek" olarak hukme baglanmis, 2. maddesinin (a) bendinde; milli park, bilimsel ve estetik bakimindan, milli ve milletlerarasi ender bulunan tabii ve kulturel kaynak degerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarina sahip tabiat olarak tanimlanmistir.

Ayni Kanun'un 4. maddesinde; "Bu Kanun hukumlerine gore milli park olarak belirlenen yerlerin ozellik ve nitelikleri goz onunde tutularak, koruma ve kullanma amaclarini gerceklestirmek uzere, kurulus, gelistirme ve isletilmelerini kapsayan gelisme plani, ilgili

bakanliklarin olumlu gorusleri ve gerektiginde fiili katkilariyla, Tarim ve Orman Bakanligi'nca hazirlanir ve yururluge konur." duzenlemesine yer verilmis, "Kamu Kurum ve Kuruluslarina Verilecek izinler" baslikli 7. maddesinde de, "Milli park veya tabiat parklarinda, planlarina uygun olmasi sartiyla, kamu kurum ve kuruluslari tarafindan yapilacak her turlu plan, proje ve yatirimlara Tarim ve Orman Bakanligi'nca izin verilebilir ve uygulamalar bu Kanun hukumlerine gore denetlenir." denilmistir.

Kanun'un "Yasaklanan Faaliyetler" baslikli 14. maddesinde ise; "Bu Kanun kapsamina giren yerlerde;

a)Tabii ve ekolojik denge ve tabii ekosistem degeri bozulamaz.

b)Yaban hayati tahrip edilemez.

c)Bu sahalarin ozelliklerinin kaybolmasina veya degistirilmesine sebep olan veya olabilecek her turlu mudahaleler ile toprak, su ve hava kirlenmesi ve benzeri cevre sorunlari yaratacak is ve islemler yapilamaz.

d)Tabii dengeyi bozacak her turlu orman urunleri uretimi, avlanma ve otlatma yapilamaz.

e)Onaylanmis planlarda belirtilen yapi ve tesisler ve Genelkurmay Baskanligi'nca ihtiyac duyulacak savunma sistemi icin gerekli tesisler disinda kamu yarari acisindan vazgecilmez ve kesin bir zorunluluk bulunmadikca her ne suretle olursa olsun hicbir yapi ve tesis kurulamaz ve isletilemez veya bu alanlarda var olan yerlesim sahalari disinda iskan yapilamaz." hukmu yer almistir.

Anilan Kanun uyarinca yururluge konulan Milli Parklar Yonetmeligi'nin 5. maddesinde; bu Yonetmeligin uygulandigi yerlerde tabii kaynaklarin isletilmesinin yasak oldugu, kamulastirma ve tahsislerin ise Kanun'un 5. ve 6. maddelerine gore yapilacagi, kamu yarari acisindan vazgecilmez ve kesin bir mecburiyet dogmasi halinde, planda yer almayan herhangi bir yatirim projesinin uygulanmasina, projenin cevreye yapacagi tesir etud edilerek, cevre ve kaynak koruma politikalariyla kabul edilemez bir tezat teskil etmeyeceginin tespit edilmesi halinde, planda gerekli degisIklikler yapildiktan sonra Bakanlikca izin verilecegi belirtilmis, 21. maddesinde; "Milli park ve tabiat parklarinda, planlarina uygun olmasi sartiyla kamu kurum ve kuruluslari tarafindan yapilacak her turlu plan, proje ve yatirimlara Bakanlikca izin verilebilecegi ve uygulamalarin Kanun ve Yonetmelik hukumlerine gore denetlenecegi belirtilmistir.

Buna gore Milli Parklar Kanunu ve ilgili Yonetmelik uyarinca milli park sayilan yerlerde tabii kaynaklarin isletilmesi yasak olup, kamu yarari acisindan vazgecilmez ve kesin bir zorunluluk dogmasi durumunda ilgili Bakanligin izin vermesi kosuluyla istisnai olarak bu tur yerlerde bir proje uygulanabilmektedir.

Dava dosyasinin incelenmesinden; 1983 yilinda onaylanan Tunceli-Munzur Projesi Master plani raporu kapsaminda aralarinda Bozkaya Baraji ve HES projesinin de oldugu enerji amacli alti adet baraj ve sekiz adet HES Projesi hazirlandigi, Bozkaya Baraji ve HES Projesiyle ilgili 03.06.2008 tarihinde Hidroelektrik Kaynak Katki Payi toplantisi yapilarak projenin en uygun teklifi veren Hazal Hidroelektrik Uretim AS. uzerinden yurutuldugu, anilan firmaya Enerji Piyasasi Duzenleme Kurulunun 06.05.2010 tarih ve 2550-2 sayili karariyla Bozkaya Baraji ve HES Projesi icin uretim lisansi verilmesinin uygun bulundugu, proje calismalari devam etmekte iken davacilar tarafindan 13.05.2010 tarihli dilekceler ile Bozkaya Baraji ve Hidroelektrik Santrali insaatinin durdurulmasi ve baraj projesinin iptali istemiyle yapilan basvurularin reddi uzerine bakilmakta olan davanin acildigi anlasilmaktadir.

Bakilan davada; dava konusu Bozkaya Baraji ve Hidroelektrik Santrali projesinin yuklenicisi olan Hazal Hidroelektrik Uretim AS.'nin, projenin cevresel etkisiyle ilgili Enerji

Piyasasi Duzenleme Kuruluna sunulmak uzere Cevre ve Orman Bakanligindan yazi istedigi, Cevre ve Orman Bakanligi Cevresel Etki Degerlendirmesi ve Planlama Genel Mudurlugunun 24.08.2010 tarih ve 8377/506406 sayili yazisinda; 17.07.2008 tarih ve 26939 sayili Resmi Gazetede yayimlanarak yururluge giren CED Yonetmeliginin Gecici 3. maddesinde yer alan " 07/02/1993 gunlu 21489 sayili Resmi Gazete'de yayimlanan Cevresel Etki Degerlendirmesi Yonetmeliginden once uygulama projeleri onaylanmis veya cevre mevzuati ve ilgili diger mevzuat uyarinca yetkili mercilerden izin, ruhsat veya onay ya da kamulastirma karari alinmis veya yatirim programina alinmis veya mevzi imar planlari onaylanmis projelere veya bu tarihten once uretim ve/veya isletmeye basladigi belgelenen projelere Cevre Kanunu ve ilgili diger yonetmeliklerde alinmasi gereken izinler sakli kalmak kaydiyla bu Yonetmelik hukumleri uygulanmaz." hukmu geregince DSI Genel Mudurlugu tarafindan 21.01.1983 tarihinde onaylanan Tunceli-Munzur Projesi Master Plan Raporunda yer alan Kaletepe Baraji ve HES ile Bozkaya Baraji ve HES projelerine ait genel yerlesim plani, enerji yapisi-govde kesitleri, jeolojik kesitleri ile gol alanlari jeolojik haritasi onay tarihlerinin 07.02.1993 tarihinden once oldugu, soz konusu projelerin CED Yonetmeligi kapsami disinda degerlendirildiginin belirtildigi ve dava konusu Bozkaya Baraji ve Hidroelektrik Santrali projesinin cevresel etki degerlendirme raporundan muaf tutuldugu gorulmustur.

2872 sayili Cevre Kanunu'nun 10. maddesine dayanilarak yururluge konulan 17.07.2008 gunlu, 26939 sayili Resmi Gazete'de yayimlanan Cevresel Etki Degerlendirmesi Yonetmeliginin Gecici 3. maddesinde: 07/02/1993 gunlu 21489 sayili Resmi Gazete'de yayimlanan Cevresel Etki Degerlendirmesi Yonetmeliginden once uygulama projeleri onaylanmis veya cevre mevzuati ve ilgili diger mevzuat uyarinca yetkili mercilerden izin, ruhsat veya onay ya da kamulastirma karari alinmis veya yatirim programina alinmis veya mevzi imar planlari onaylanmis projelere veya bu tarihten once uretim ve/veya isletmeye basladigi belgelenen projelere Cevre Kanunu ve ilgili diger yonetmeliklerde alinmasi gereken izinler sakli kalmak kaydiyla bu Yonetmelik hukumlerinin uygulanmayacagi ongorulmus ise de, Danistay Idari Dava Daireleri Kurulu'nun 07.10.2010 gunlu, E:2010/968 sayili karariyla: Cevresel Etki Degerlendirmesi Yonetmeliginin Gecici 3. maddesi hukmunun, 07.02,1993 gunlu. 21489 sayili Resmi Gazete'de yayimlanan Cevresel Etki Degerlendirmesi Yonetmeligi'nin Gecici 1 maddesinde de yer aldigi ve 1983 yilinda yururluge giren 2872 sayili Yasa'dan sonra yapilan ilk duzenleme oldugu, diger bir ifadeyle daha once bu konuda cikarilmis bir yonetmelik bulunmamasi nedeniyle CED raporu hazirlanmadan uygulanmasina baslanilmis faaliyetlerin ve yatirimlarin Yonetmelik kapsami disinda birakildigi ve bu istisna hukmune daha sonra yapilan tum Yonetmelik degisIkliklerinde de yer verildigi, CED sureci izlenilmesi zorunlu olan projeler yonunden dahi anilan Yonetmeliklerde yatirima baslanilmasi icin belirli bir sure ongorulmekte iken, 07.02.1993 tarihinden once uygulama projeleri onaylanmis veya cevre mevzuati ile ilgili diger mevzuat uyarica yetkili mercilerden izin, ruhsat, onay ya da kamulastirma karari alinmis veya yatirim programina alinmis veya mevzi imar planlari onaylanmis projelere, yatirima baslanmasi icin belirli bir sure ongorulmeksizin aradan gecen bunca zamana ragmen, CED surecinden muafiyet saglayan duzenlemede, cevrenin korunmasi ilkesi acisindan hukuka uyarlik gorulmedigi gerekcesiyle" dava konusu Yonetmeligin Gecici 3. maddesinin yurutmesinin durdurulmasina karar verilmis ; ancak, CED surecinin planlama asamasinda yer alan projelere uygulanmasi gerekliligi karsisinda, planlama asamasi gecmis olan, diger bir anlatimla, uretim ve/veya isletmeye basladigi belgelenen projelere anilan madde hukmuyle muafiyet taninmasinda mevzuata aykirilik bulunmadigi da anilan kararda belirtilmistir.

Bu durumda; 17.07.2008 gunlu 26939 sayili Resmi Gazete'de yayimlanan Cevresel Etki Degerlendirmesi Yonetmeliginin Gecici 3. maddesi hakkinda, 07.02.1993 tarihinden onceki projeler icin belirli bir sure ongorulmeksizin CED surecinden muafiyet saglanmasinda cevrenin

korunmasi ilkesi acisindan hukuka uyarlik gorulmedigi gerekcesiyle yurutmenin durdurulmasi karari verilmesi karsisinda, soz konusu projelere devam edilebilmesi icen CED raporunun alinmasi gerektigi ve dava konusu Bozkaya Baraji ve Hidroelektrik Santrali projesi icin CED raporu alinmadigi anlasildigindan, davacilar tarafindan yapilan basvurunun reddine iliskin islemlerde hukuka uyarlik bulunmamaktadir.

Aciklanan nedenlerle , d ava konusu islemin iptaline, asagida dokumu yapilan 47 9 ,90 TL yargilama gideri ile Avukatlik Asgari Ucret Tarifesine gore belirlenen 1.200,00 TL avukatlik ucretinin davali idare lerden alinarak davaci lara verilmesine, artan posta ucretinin kararin kesinlesmesi halinde davaci lara iadesine, kararin tebligin i izleyen gunden itibaren 30 gun icerisinde Danistay'a temyiz yolu acik olmak uzere , 13/12/2012 tarihinde oybirligi yle karar verildi.

Baskan

AYSE BAYRAK



38038 Uye

EKREM MUSAOGLU

101822 Uye

BEDRI OZATA

101756

YARGILAMA GIDERLERI :



Basvurma Harci : 17,15 TL

Karar Harci : 17,15 TL

Vekalet Harci : 66,00 TL

YD Harci : 28,15 TL

Posta Gideri : 361,45 TL

TOPLAM : 479,90 TL

02.01.2013

Bu dokuman elektronik imzalidir !


HASANKEYFTE__ECDADIN_KEMiKLERi_SIZLIYOR'>HASANKEYF'TE

ECDADIN KEMiKLERi SIZLIYOR

Ozgur Gurbuz / ozzgurbuz@gmail.com

Memlekette bir “ecdat” merakidir gidiyor. Kimi ecdadi gibi ata binmek istiyor kimi yedi cihani fethetmek. Turk Dil Kurumu sozlugune gore ecdat dediginiz kisiler gecmisteki buyukleriniz, atalariniz. Boyle olunca benim hesabima gore Neandertallere kadar yolumuz var. Yolumuz uzun ama hafizamiz kisa ve secici. Oyle olunca Kanuni'yi hatirliyor, akil hastasi padisahlari “es” geciyoruz. Ne de olsa biz ecdadin da “akli yerinde” olanini severiz. Halbuki, her seyi oldugu gibi, dogrusu ve egrisiyle kabul etmeyi bir ogrensek, yani iyilessek ne guzel olacak su memleket.

Son ecdat vurgusu Basbakan Recep Tayyip Erdogan'dan geldi. Erdogan, gecen persembe gunu Cevre ve Sehircilik Bakanligi'nin Ankara'daki bir torenine katildi. Torende belediyelere temizlik araclari, cop kamyonlari dagitildi. Anahtarlar elde fotografcilara poz verildi, Erdogan cop kamyonu kullandi. Kimse alinmasin ama bir basbakanin cop kamyonu anahtari dagitmaktan daha onemli isleri olmasi gerektigini dusunenlerdenim. Bir ulke hayatinda ilk kez cop kamyonu goruyorsa o zaman baska. Cop kamyonu dagitmak zaten hukumetin, yerel yonetimlerin gorevleri arasinda. Insan isini torenle yapar mi? O zaman herkes her gun ise giderken evinin kapisinin onunde toren duzenlesin, bir de uzerine komsulara nutuk atsin. Tasarruf tedbirleri arasina bu temel atma, kapi acma ve benzeri torenlerin de alinmasini talep ediyorum. Ey Ankara duy sesimi, devir tasarruf devri.

BASBAKANA MUJDE

Erdogan torendeki konusmasinda, “Guclu sehirleri saglam taslar insa etmez. Guclu sehirleri guclu insanlar insa eder. Biz iste boyle sehirlerin hayalini kuruyoruz. Selcuklu'da, Osmanli'da insa ettigimiz boyle sehirlerin hayaliyle yasiyoruz. Ecdadimizin insa ettigi, ilham aldigi o guclu sehirleri biz, bugun ayni sekilde imar etmek icin mucadele ediyoruz” dedi. Sayin basbakanim mujde! Ben boyle bir kent biliyorum. Adi Hasankeyf. TUBITAK kizar korkusuyla ecdadi Neandertallerde arayamayanlar icin Hasankeyf muthis bir baslangic noktasi olabilir.

Ecdadiniz Greklerse, Hasankeyf'in de icinde oldugu bu topraklara “iki nehir arasi” anlamina gelen Mezopotamya diyen onlardir. Ecdadiniz Araplarsa, o topraklara “ada” anlamina gelen El-Cezire diyen ecdadimiz Araplardir.

2009-2011 yillari arasinda Hasankeyf'teki hoyuk alaninda yapilan kazilarda kentin bilinen tarihin 10 bin yil oncesine uzandigi goruldu. Kanuni bugun yasasaydi 518 yasinda olacakti. Hasankeyf hala hayatta ve 10 bin yasinda. Ecdadin en yaslisi Hasankeyf'tir. Ecdadin kenti ornek alinacaksa Hasankeyf yasatilmali, baraj sularina birakilmamalidir.

Ecdadimiz Artuklulara dayaniyor diyorsaniz Artuklularin ilk baskenti Hasankeyf'tir.

Ecdadimiz Eyyubilerse, Hasankeyf Eyyubi hanedanina uzun sure ev sahipligi yapmistir. Eyyubilere ait sayisiz eser Hasankeyf'te korunmayi beklememktedir.

Basbakan Erdogan gibi hayaliniz ecdadin yaptigi gibi kopruler, camiler ve kentler yapmaksa Hasankeyf sizin baskentinizdir. Artuklularin zamaninda yapilan kopru ortacagin en guzel mimari orneklerinden biridir. Akkoyunlular ecdadinizsa onlarin kente armagan etigi Zeynel Bey Turbesi sizin en onemli ibadethanenizdir. Eyyubi Sultani Suleyman'in mezarina da ev sahipligi yapan Sultan Suleyman Cami ve kulliyesi ecdadin eseri degil midir? Imam Abdullah Turbesi, Koc Cami, Roma donemine ait eserler, Er-Rizk Cami ve daha onlarcasi kimin ecdadinin eserleri acaba? Robotik ilminin kurucusu kabul edilen Islam alimi ve muhendisi Cezeri Hasankeyf'te yasamadi mi? Yoksa, otomatik sulama makinelerini gelistiren Cezeri'yi ecdat kabul etmiyor muyuz?

Basbakan'in hayal ettigi sehir yasiyor. Erdogan henuz gormemis olsa da, isaret ettigi Selcuklu ve Osmanli gibi onlarca medeniyetin tarihini paylasan Hasankeyf hala neden sular altinda birakilmak istendigini anlamaya calisiyor?

Hasankeyf'te yasayan 34 yasindaki Izzet Yilmaz hayatini boyacilik yaparak kazaniyor. Izzet'e “burasi sular altinda kalirsa ne yaparsin” diye sordum. TOKI'nin kentin kuzeyinde yaptigi evlere gitmeyecegini, mecburen Batman'a goc edecegini soyledi. TOKI'nin evlerinin bedelini odemek parayla. Hasankeyf su altinda kalinca is-guc olacak mi supheli. O yuzden herkes Izzet gibi goce hazirlaniyor. “Batman'da tanidigin var mi” sorusunun yaniti ise “yok”. Iki cocuguna nasil bakacagini da bilmiyor. Tek umudu, sularin evinin oldugu yere kadar ulasmamasi.

Mehmet Ali Bulat'a carsida rastladim. 36 yasinda, sofor ve dort cocuk babasi. “Goc edecek misin” diye sordugumda, “Goc edip nereye gidecegiz” diye soruyor. Izzet kadar umutlu degil, daha kizgin. Bulat, “Evleri onarmamiza SIT alani diye izin vermiyorlar. Arsam var, otel yapabilirim ama izin yok. Kazi Isleri binasi yeni yapildi, onlara izin verildi. Cifte standart var. Su anda Hasankeyfliler olarak yogun bakimdayiz. Komadan cikar miyiz belli degil. Hic kimse bizi bilgilendirmiyor, kaymakam dahi ne olacagini bilmiyor” diyor.

Ilisu Baraji'nin dev baraj govdesinde insaat hukuka ragmen suruyor. Ecdatla konusma, soylesi yapma sansim yok ama onun yasadigi yerleri gorme sansim var; simdilik. Baraj biterse o sansim da kalmayacak. Ecdadin yasadigi kentlere ovguler dizilen ulkemde, o kentlerde yasayan insanlarin gelecek umudu yok.
HASANKEYF

YOK EDiLEMEZ

http://www.ozgur-gundem.com/index.php?haberID=62316&haberBaslik=Hasankeyf%20yok%20edilemez&categoryName=Dosya&categoryID=7&authorName=Yusuf%20G%C3%9CRSUCU&authorID=369&action=haber_detay&module=nuce

Yusuf GURSUCU Guncellenme : 22.01.2013 09:36Danistay, CED’ ten (Cevresel Etki Degerlendirme) muaf tutulmasiyla yapim sureci devam eden Ilisu Baraji insasinin yurutmesini, “CED raporu duzenlenmesi gereklidir” karariyla durdurdu. Danistay’daki davayi TMMOB’dan Mimarlar Odasi ile Peyzaj Mimarlari Odasi birlikte acmisti. Peyzaj Mimarlari Odasi’nin avukati sevgili Emre Baturay Altinok’un konuya iliskin yaptigi aciklama soyle; “Buyuk bir cevresel ve kulturel yikima sebep olacak olan Ilisu Baraji projesinin CED surecinden gecmeden ve olumlu CED karari alinmadan insa edilemeyecegi, bu kararla sadece altyapi ve ust yapi tesisleri degil ayni zamanda enerji nakil hatlarinin da CED’i olmadan projenin yurumeyecegi aciga cikmistir. Yurutmeyi durdurma kararinin Cevre ve Sehircilik ile Orman ve Su Isleri Bakanliklari tarafindan ivedilikle uygulanmasi icin girisimlerde bulunacagiz.”

Bu yasananlar guzel gelismeler ancak CED raporlarinin nasil hazirlandigini ve hazirlanan raporlarin da kimler tarafindan kabul edildigini hatirlayarak temkinli olmamiz gereken bir surecte oldugumuzu bilmemiz gerekmektedir. Muhtemelen gerceklestirmek zorunda kalacaklari CED surecinde kendi arzulari dogrultusunda bir raporun hazirlanmasini saglamak proje sahipleri icin hic de zor degil. Projeyi daraltarak ve itirazlari en aza indirmeye calisip sorunu asmaya yoneleceklerini simdiden gormeliyiz. Projenin tamamen iptal edilmesi disinda uzlasmaya yonelik her turlu adim reddedilmelidir. Hasankeyf’i ve Dicle Vadisi’ni onemseyen ve yok olmasini istemeyen, doganin ve sularin calinip metalastirilmasina, tarim topraklarimizin yok edilmesine “hayir” diyen her kesim bu surece karsi durmak zorundadir.

Ilisu


Ilisu Baraji, dunyanin en buyuk su projelerinden biri ve GAP’in en onemli ayagi oldugunu yonetenler ovunerek belirtmekteler. GAP’i gerceklestirmek istedikleri bolge Turkiye sularinin yuzde 28,5’lik kismini barindiran Firat-Dicle havzasidir. Ilisu Baraji’nin uluslararasi anlasmalarla yapilacagi aciklanmisti fakat projede bircok finans sorunu yasandi, ancak buna ragmen projeye devam edilmesinin kosullarini yarattilar.

Firat ve Dicle, Turkiye ve diger ulkeler ile sermaye guruplarinin goz diktikleri ve kontrol altina almak istedikleri cok onemli bir bolgedir. 45 milyon M3 suyu kontrol edecegi ifade edilen Ilisu Baraji Ortadogu’da yasanan sureclere yonelik emperyalist-kapitalist devletlerin halklari terbiye etmesinin, yani kendilerine biat ettirmenin en onemli araclarindan biri olmasi arzuladiklari bir seydir.

AB ile yurutulen muzakerelere konu olan Firat-Dicle sularinin AB ile birlikte yonetilme istegi, cevre faslinin acilmasinda kosul olarak AB tarafindan dayatilmis ve hukumetce de kabul edilerek cevre fasli sureci baslatilmistir. Bir donem bazi kurum ve kuruluslar AB fonlari ile Hasankeyf’e sahip cikma cabasina girdiler. Burada AB tarafindan yapilmak istenen sey, bir manipulasyon ve dezinformasyonla insanlarda kafa karisIkligi yaratmaktir. Sulari kontrol etmek isteyen emperyalist bir yapilanma olan AB neden Ilisu Baraji’na karsi ciksin. Mesele suya kimin ve ne amacla sahip olmak istemesi meselesidir. Her turlu degeri bu ugurda kullanmaktan ve yok etmekten geri durmayacaklardir.

1200 MW enerji uretilmesinin hedeflendigi projeyi “elektrige cok ihtiyacimiz var” soylemleri ile gerceklestirme cabasindalar. Ulkenin en kucuk su kaynagini bile kontrol edip boru icine hapsederek sozde enerji uretimi yapmak istediklerini ifade ediyorlar. Evet, elektrik de uretecekler ancak, sudan enerji uretmekten cok asil niyetleri suyun kontrol edilmesi ve ticari degeri yuksek bir meta haline getirilip sermayenin hizmetine sunulmak istenmesidir. Bilim insanlarinin aciklamalarinda, yakin gelecekte yani 20-30 yil gibi bir zaman icinde dunyada ve ozellikle bolgemizde cok ciddi su kitliginin yasanacagi acikca ifade edilmektedir.

Suyu aynen petrol boru hatlari gibi boru icine alip bolgeler arasi transferini saglamanin hazirliklari yapiliyor.

Istanbul’un suyunu Melen Cayi’ndan ve Istranca’lardan, Ankara’nin suyunu Kizilirmak’tan saglamaya calistiklari gibi ya da Kibris’a dosemeye calistiklari boru hatti gibi yollarla su tasinabilir ticari bir meta haline getiriliyor. Ilisu Baraji hasbelkader yapilirsa Suriye ve Irak halklari uzerinde bir “Demokles’in Kilici” islevi gormesi hedefleri icindedir. Bolgede petrol ve dogalgaz cikarilmasi icin de cok yogun suya ihtiyaclari oldugu bir gercek. Diyarbakir Saribugday koyunde yapilan dogalgaz sondaj calismalari ardindan dogalgaz uretim surecinde yaklasIk 160 Km2’lik bir alanda yogun su kullanimi baslayacaktir. Tum bu yasananlar sermayenin ve onun iktidarinin su uzerinde hakimiyet kurma cabasi icinde oldugunu gostermektedir. Sularin dogadan calinip surdurulemez hale gelen kapitalizmin ve somuru duzenlerinin idamesini saglamaya calisanlara karsi, sularimiza sahip cikip suyun metalastirilmasini, dogadan sokup alinmasini onlemek zorundayiz.

Hasankeyf

Kurt mitolojisinde Gunes Tanrisi Mitra, Su Tanrisi ise Anahita’dir. Gunesin ve suyun, yasamin kaynagi olduklarini dusunen ve bilen halk en onemli tanrilarini gunes ve su olarak belirlemislerdir. Mitolojide gunes ve ates ozdeslestirilirmis ve bu nedenle yaktiklari atesi su ile sondurmezler ve atesin kendi kendine sonmesi beklenirmis. Bugun Hasankeyf su altina birakilarak, insanligin ve Kurt halkinin gunesi, Dicle nehrinin sulari ile sondurulmek isteniyor.

Mezopotamya; Firat ve Dicle nehirlerinin arasinda asirlardir bolgeye hayat veren, insanligin ilk yerlesim alanlarindan biridir. Hasankeyf’te bolgenin en eski yerlesimidir. 12.000 yillik insanlik tarihine isIk tutacak bircok veriyi icinde barindiran bolgenin sular altinda kalmasiyla insanligin ve ozelde Kurt halkinin gecmisle olan baglari da koparilacaktir. Basbakan Erdogan ve Su Isleri Bakani Veysel Eroglu gecmiste yaptiklari aciklamalarda, Hasankeyf’in sular altina kalmayacagina yonelik soyledikleri yalanlardan cabuk vazgectiler ve bolgede bulunan bazi tarihi eserleri ve insanlari farkli bir bolgeye tasiyarak sozde soruna care uretmeye kalkistilar.

Eski cumhurbaskanlarindan Cevdet Sunay’in Hasankeyf’i ziyareti sirasinda bolge halkinin yasadigi zor kosullara sozde tepki gosterip su cumleyi kurmus: “Benim cumhurbaskani oldugum ulkede insanlar magarada yasayamaz buraya tez elden ev yapilsin” Cevdet Sunay’in bu soyleminin, bolge insansinin koklerinden koparilarak asimilasyona ugratilmasi uygulamalarinin bir parcasi oldugu bugun cok daha net gorulmektedir. Ise, asa ve ozgurluge susamis bir halki “dusunenleri” Cumhuriyet tarihi boyunca uyguladiklari politikalarla yeterince tanidik. Hazretin tez elden ev yapila buyrugu, o donem ki halkin temel taleplerini tarif etmekten cok uzaktir.

Hasankeyf’in gecmisi aynen Allianoi gibi ya da yarisi Birecik Baraji’na feda edilen Zeugma antik kenti gibi sular altina gomulmek isteniyor. Bu iktidarlara bunlari yaptiran sey tarihten bu kadar korkuyor olmalarimidir ya da kar hirsi ile yasama dusmanlasan ac gozlulukleri midir? Evet, her ikisi de, hem gecmisten korkuyorlar hem de ac gozluler gibi ne bulurlarsa yok etmek icin adeta savasiyorlar. Zeugma’yi bazi fresklerini sokerek sozde kurtardilar. Allianoi’in balcikla sivanarak korunabilecegini soyleyenler, Zeugma’yi kurtardiklarini sananlar ayni yalan ve dolanla Hasankeyf’i de yok etmek istiyorlar. Heykelleri ucubelere benzeten ve sermayeye biat etmeye adeta yemin etmis olan bir iktidarin oldugu ulkede butun bunlarin yasanmasi cok dogal. Kapitalizmin dolayisiyla sermayenin cikarlari icin yapamayacaklari feda edemeyecekleri hicbir sey yok. Cunku sermaye sulari istiyor, enerji istiyor, gaz istiyor, petrol istiyor, toprak istiyor ve iste sirf bu nedenlerle Turkiye’nin dort bir yanini talana aciyorlar.

Sermaye bir de kendine biat eden sessiz kole insan istiyor. Gecmis, tarih, insanlarin hangi kosullarda neler yasadigini bize deney ve tecrubelerini aktarirken, kendine saygiyi da bizden bekliyor, tabii ki “insanlardan” insan olandan bunu bekliyor. Yasami, sermaye biriktirmek ve buyutmek oldugunu sananlardan boyle bir saygi beklemek ham hayaldir. Tarihin sular altina gomulerek yok edilmesini isteyen de, bolgede yasayan insanlari topraklarindan kovup sehirlerin gettolarinda birer yedek ucuz is gucu olarak birikmelerini isteyen de yine bu talani yaratanlardir. Bolgede yasayan bircok hayvan, kus ve bitki turleri, Dicle nehrinin gectigi en onemli bolgelerden biri olan Hasankeyf’te ve Dicle vadisinde binlerce yildir yasamlarini surduruyor. Insanligin, Kurt halkinin gecmis izlerinin onemli bir bolumunun yok edilecegi ve bircok canli turun soyunun tukenecegi ve halkin goc etmesine yol acacak olan Ilisu Baraji yapilmamalidir.

Gecmis hukumetlere rahmet okutan bugunku iktidarin tek farki, Basbakan’in dilinden dusurmedigi “kazan kazan” yaklasimidir. Hem emperyalizmin su uzerindeki talepleri, hem sermaye icin yeni birikim alanlari yaratma cabasi hem de Kurt halkinin tarihinden koparilma girisimleri ile Kurt halkinin kapitalizmin zincirli koleleri haline getirilme cabalari mevcut hukumetin politikalarina denk dusen onemli girisimlerdir. Kurtce yazilmis tarihi mezar taslarini su altinda birakarak gerceklerin uzerini balcikla kapama girisimi olarak ta dusunulmesi gereken Ilisu Baraji’na asla izin verilmemelidir.

Bizler yasanilanlari gorup sularimizi, Dicle’yi, Firat’i, Hasankeyf’i yukarida soz ettigimiz gercekler isinda, her seye ragmen savunursak bu saldirilari gerceklestirmeleri mumkun degildir. Tum bu nedenlerle Danistay’in verdigi karari buyutmek ve projenin iptalini gerceklestirmek icin hemen harekete gecmek ertelenmemesi gereken cok onemli bir sorumluluktur.


Yüklə 488,71 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin