Malatya sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması



Yüklə 5,65 Mb.
səhifə24/37
tarix30.12.2017
ölçüsü5,65 Mb.
#36479
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   37

Çizelge 142. Ayçiçeği ve Mısırdaki Gelişmeler





2000 Gerçekleşme

2001 Gerç. Tahmin

2002 Tahmin

Yıllık Artış (%)

M (1)

D (2)

M (3)

D (4)

M (5)

D (6)

2001 (4/2)

2002 (6/4)

Talep

Ayçiçek

1.322

245.487

834

154.869

1.150

213.548

-36,9

37,9

Mısır

3.582

181.776

2.746

139.351

3.100

157.316

-23,3

12,9

Üretim

Ayçiçek

800

148.555

700

129.986

800

148.555

-12,5

14,3

Mısır

2.300

116.718

2.200

111.643

2.300

116.718

-4,3

4,5

İhracat

Ayçiçek

-

-

-

-

-

-

-

-

Mısır

-

-

-

-

-

-

-

-

İthalat

Ayçiçek

524

35.390

135

9.120

350

23.645

-74,2

159,3

Mısır

1.286

39.412

550

16.856

800

24.518

-57,2

45,5

M: Miktar (Bin ton) D: Değer (Milyar TL) 1998 yılı fiyatlarıyla

Kaynak: Ekonomik ve Sosyal Sektörlerdeki Gelişmeler. 2002, DPT

 Tohum ıslahı konusu oldukça önemlidir. Bugün için tohumluk ihtiyacının buğdayda % 30, pamukta % 83 ve patateste ise % 63 kadarı yerli üretimle karşılanmaktadır.
Sertifikalı tohum üretimine yönelik olarak yatırımı önerilen tesisin, tarımsal alanda gelişmiş ve söz sahibi olan dünya ülkelerinde örnekleri bulunmaktadır. Zira bu ülkeler, kaliteli tohum üretimlerini gerçekleştirebilmenin sonucunda tarımsal alanda söz sahibi olmuşlardır.
Her ne kadar ülkemiz bir sanayi ülkesi görünümünde ise de, tarım ve hayvancılık potansiyelimiz ağırlıklı olarak kendini hissettirmekte ve bu alandaki hammaddeler sonuç olarak sanayi ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ülkemizin, tarım sektöründeki en önemli problemlerinden biri olarak ortaya çıkan sertifikalı tohum yetersizliğini ortadan kaldırabilmek amacıyla, “Sertifikalı Tohum Üretim Tesisi” yatırımı önerilmektedir.
Bu tesiste, hububata dayalı kaliteli tohum üretimleriyle birlikte, yaprağı yenen sebzeler, baklagil sebzeler, meyvesi yenilen sebzeler, soğansı, yumru ve kök sebzeler ile çiçeklere ait sertifikalı tohum üretimleri de birlikte düşünülmelidir.
Bu tesisin toplam yatırım tutarının yüksek olması sebebiyle sermayenin mutlak surette bir araya getirilmesi ve yabancı sermaye ile birlikte yatırıma gidilmesi gerekliliği bulunmaktadır.

9.1.2. Hayvancılık Sektöründe Yapılabilecek Yatırımlar
ülkemizde, yıllardır bitkisel ve hayvansal üretim arasında denge kurulamamış, son yıllarda bu denge hayvancılık aleyhine bozulmuştur. Tarımsal üretim içerisinde hayvancılığın payı 1970 yılında % 36,9 iken bu oran 1999 yılında % 21,6'ya düşmüştür. Bu olumsuz yapının ortadan kaldırılmasına yönelik besicilik yatırımlarının artırılması gerekmektedir.
Hayvancılık sektöründe yapılabilecek 9 yatırım belirlenmiştir.


  • Su Ürünleri Üretimi,

  • Arıcılık ve Bal Üretimine Yönelik Yatırımlar,

  • Saanen ve Damascus Irkı Süt Keçisi Yetiştiriciliği,

  • Et Besiciliği,

  • Süt Besiciliği,

  • Yumurta Tavukçuluğu,

  • Et Tavukçuluğu,

  • Hindi Yetiştiriciliği,

  • Devekuşu Yetiştiriciliği.


Su ürünleri, dengeli ve sağlıklı insan beslenmesi için yüksek oranda kullanılması gereken ve aynı zamanda da ülkemizin coğrafi durumu sebebiyle ekonomimize sürekli girdi sağlaması mümkün olan doğal canlı kaynaklardır. Bu kaynakların devamlılığı; kaynakların korunmasıyla, geliştirilmesiyle ve kaynakların sosyal ve ekonomik doğrultuda kullanılmasıyla gerçekleşebilmektedir.


Son yıllarda yapılan baraj ve göletler sebebiyle su ürünleri yetiştiriciliği artmıştır. Daha önce ırmak balıkçılığı şeklinde yapılan küçük balıkçılık, Karakaya Baraj Gölü'nün oluşmasıyla kenar köylerde yaşayan halkın geçim kaynağı olabilecek şekilde büyümüştür. Bu amaca yönelik 7 adet su ürünleri kooperatifi kurulmuştur. Bu kooperatiflerin 2001 yılı sonunda su ürünleri üretimi yaklaşık 390 ton/yıl olarak gerçekleşmiştir.

Önümüzdeki dönemlerde su ürünlerindeki gelişmelere bağlı olarak balık işleme tesisi de düşünülmelidir.


Ülkemiz su ürünlerindeki gelişmeler Çizelge 143 ve Şekil 29'da verilmiştir.
Çizelge 143. Su Ürünlerindeki Gelişmeler





2000 Gerçekleşme

2001 Gerç. Tahmin

2002 Tahmin

Yıllık Artış (%)

M (1)

D (2)

M (3)

D (4)

M (5)

D (6)

2001 (4/2)

2002 (6/4)

Talep

575

317.866

622

340.728

640

348.094

7,2

2,2

Üretim

582

323.903

628

349.390

647

359.846

7,9

3,0

İhracat

8,4

6.570

9,2

8.886

10,5

11.994

35,0

35,0

İthalat

0,9

533

2,9

315

2,3

242

-41,0

-23,2

M: Miktar (Bin ton) D: Değer (Milyar TL) 1998 yılı fiyatlarıyla

Kaynak: Ekonomik ve Sosyal Sektörlerdeki Gelişmeler. 2002, DPT



Şekil 29. Su Ürünlerindeki İç Talep, Üretim, İhracat ve İthalat Değerleri

Arıcılık; bitkisel kaynakları, arıyı ve emeği birlikte kullanarak, insanoğlunun varoluşundan bugüne beslenme, sağlık koruma ve sağaltma amacıyla kullanmaktan vazgeçemediği bal, polen, arısütü, propolis, arızehiri gibi ürünler ile günümüzde arıcılığın önemli gelir getiren elemanlarından olan ana arı, oğul, paket arı gibi canlı materyal üretme faaliyetidir.


Arıların tozlaşmadaki etkin rolü de düşünülürse arıcılığın tarım sektörü içerisinde asla küçümsenmemesi gereği ortaya çıkmaktadır.
Arı yetiştiriciliğinde sermaye başta olmak üzere gerekli tüm ekipman ve canlı materyal ülke kaynaklarından sağlanmakta ve dışa olan bağımlılık ise söz konusu olmamaktadır. Arıcılık, arazi varlığına bağlı bir iş kolu da değildir. Bu özelliği ile herkes için bir istihdam, gelir ve sağlıklı beslenme aracı olma özelliğindedir.
Arı yetiştiriciliğine yönelik olarak yapılacak yatırımlarda bölge talebi de düşünülmelidir.

Arı üretimi yanında bal üretimine yönelik yatırımlar da düşünülmelidir. Bitki kompozisyonunun çeşitli olduğu ve bal üretimi için doğal bir alt yapıya sahip olması ciddi avantaj teşkil etmektedir. Özellikle Arapgir ile Yeşilyurt ilçesi Karlık yaylasının balları son derece kaliteli ve aranılan özelliklere sahiptir.


Bugün için ortalama 563 ton/yıl bal potansiyelinin değerlendirilebileceği küçük ölçekli bal ambalajlama tesisi de yapılabilir görülmektedir.


Küçükbaş hayvan varlığı yanında büyükbaş hayvan potansiyeli düşük görülmektedir. Koyun varlığının hemen hemen tamamı yerli ırklardan oluştuğu halde, sığırcılıkta ise ıslah çalışmaları olumlu neticeler vermeye başlamıştır. Uygulanmakta olan projeler ile verimi düşük yerli ırkların verimi, yüksek ırk damızlıklarla, suni tohumlama yapılarak daha verimli melez ırkların elde edilmesi sağlanmıştır.
Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği konusunda, özellikle Saanen ve damascus ırkı süt keçisi yetiştiriciliğine önem verilmesi gerekmektedir. Keçiler ülkemizde et, süt, yapağı ve deri üretimi bakımından önemli olmakla birlikte büyük bir üretici kitlesinin besin ve geçim kaynağıdır.
Ülke keçi populasyonunun büyük çoğunluğunu kıl keçileri oluşturur. Bu keçiler genellikle ilkel şartlarda yetiştirilmektedirler.
Saanen keçileri ise, İsviçre'nin Saanen vadisinde geliştirilmiştir. Dağlık bir bölgede ve sert iklim koşulları altında geliştirilmiş olduğundan, sağlam yapıdaki hayvanlardır. Bu keçi türü İsviçre'nin dışında A.B.D, İngiltere, Almanya ve İsrail gibi ülkelerin yanında daha bir çok ülkede de yetiştirilmektedir.
Genellikle aile işletmelerinde 2-5 hayvanlık gruplar halinde yetiştirilir. Bu keçilerin daha büyük gruplar halinde (15-20 hayvan) yetiştirilmesi de mümkündür.
Saanen keçisi yüksek süt verimi (6 kg/gün) yanında, yüksek doğurganlık verimine de sahiptir. İkiz ve üçüz doğumlar çoğunluktadır. Doğuran her 100 keçiden 180-190 oğlak elde edilmektedir.
Deniz seviyesinden 1.400 metre rakıma kadar olan tüm bölgelerde yetiştirilebilme imkanına sahiptir.
Damascus ırkı keçi ise Saanen keçisi gibi benzer özellikleri içermektedir.
Her iki tip keçinin diğer bir özellikleri ise, ormana zarar vermemeleridir. Yani kafası yere bakan tiplerdir. Bütün bu özellikler değerlendirildiğinde, yatırımın yapılabilirliliği ortaya çıkmaktadır.
Et ve süt besiciliğini geliştirmek için gerekli tedbirler alınmalı ve bu alanda da yatırımlar yapılmalıdır.
Hayvancılığın geliştirilmesi sonucu potansiyel olarak karşımıza çıkacak olan küçük ve büyükbaş hayvan besiciliğinin önemini daha iyi kavrayabilmek açısından, aşağıda kırmızı ve beyaz et ile işlenmiş içme sütüne ait veriler incelenmeye çalışılmıştır.
Türkiye, kırmızı ve beyaz et ile işlenmiş içme sütü talep, üretim, ihracat ve ithalatı Çizelge 144’de verilmiştir.

Çizelge 144. Türkiye Kırmızı ve Beyaz Et ile İşlenmiş İçme Sütü Talep, Üretim, İhracat ve İthalatı





2000 Gerçekleşme

2001 Gerç. Tahmin

2002 Tahmin

Yıllık Artış (%)

M (1)

D (2)

M (3)

D (4)

M (5)

D (6)

2001 (4/2)

2002 (6/4)

Talep

Et-BB

294

369.377

277

348.015

284

356.805

-5,8

2,5

Et-KB

75

89.620

72

86.040

75

89.520

-4,0

4,0

KH-Eti

766

435.217

650

369.562

653

371.359

-15,1

0,5

Süt*

370

61.501

365

60.670

375

62.332

-1,4

2,7

Üretim

Et-BB

294

369.377

277

348.015

284

356.805

-5,8

2,5

Et-KB

76

90.840

72

86.040

75

90.000

-4,9

4,2

KH-Eti

766

435.217

660

375.167

665

378.009

-13,8

0,8

Süt*

370

61.501

365

60.670

375

62.332

-1,4

2,7

İhracat

Et-BB

0,1

43

0,1

43

0,1

50

0,0

16,7

Et-KB

1,0

1.140

0,3

336

0,4

448

-70,5

33,3

KH-Eti

1,8

610

10,0

3.391

12,0

4.069

455,6

20,0

Süt**

0,3

115

0,3

132

0,3

141

15,4

6,7

İthalat

Et-BB

0,0

7

0,0

7

0,0

9

0,0

25,0

Et-KB

-

-

-

-

-

-

-

-

KH-Eti

1,4

770

0,1

75

0,3

160

-90,3

114,3

Süt**

0,1

52

0,1

31

0,1

42

-40,0

33,3

BB: Büyük Baş Hayvan, KB: Küçük Baş Hayvan, KH: Kümes Hayvanları, * :İşlenmiş İçme Sütü, ** :Süt ve Krema

M: Miktar (Bin ton) D: Değer (Milyar TL) 1998 yılı fiyatlarıyla

Kaynak: Ekonomik ve Sosyal Sektörlerdeki Gelişmeler. 2002, DPT

2001 yılında hayvansal üretim bir önceki yıla göre % 2,5 oranında azalmış, ihracat % 422,6 artmış, ithalat ise % 10,8 oranında azalmıştır.
Hayvancılık sektöründe arzulanan verim artışlarının sağlanmasında mevcut genetik kapasite; suni ve tabii tohumlama uygulamaları ile artırılırken, bu konuda bakım ile beslenme şartlarının iyileştirilmesi ve çeşitli girdi fiyatları ile ürün fiyatları arasındaki dengenin korunması hususları önemini sürdürmektedir.

Önümüzdeki yıllarda, et besiciliğine yönelik büyükbaş hayvan yatırımlarının, öncelikle talebi karşılamaya yönelik olarak faaliyet göstermesi ve artan yapağı talebini karşılamaya yönelik de küçükbaş hayvancılık yatırımlarına ağırlık verilmesi gerekecektir.



Hayvan varlığı içerisinde dikkati çeken bir konu ise; 1998'den 2001 yılı sonuna gelindiğinde tavuk sayısında % 13 gibi ciddi azalmanın olduğudur.


Bu olumsuz yapının ortadan kaldırılmasına yönelik olarak mutlak surette yatırım yapılması gerekmektedir.
Yumurta tavukçuluğu ile et tavukçuluğunda iç pazar imkanları bulunduğu gibi, tavuk eti ve mamulleri ile yumurtada ihracat imkanlarının da bulunduğu düşünüldüğünde bu alana yatırım yapılabileceği söylenebilir.
Son yıllarda hindi yetiştiriciliği konusunda ciddi anlamda problemler yaşanılmakta ve hindi sayısında da % 70'lere varan azalmalar görülmektedir.
Özellikle kırsal kesimde nüfusu barındırmak ve gelir temin etmek açısından önemli olan hindi yetiştiriciliğinde yetiştirme, koruma, civciv temini ve pazarlama gibi sorunlar çözümlendiği taktirde potansiyelde artışlar görülecektir.
Yörede yetiştiriciliği yapılan ve çiftlik şartlarında ortalama 6-9 kg canlı ağırlığa ulaşabilen yerli ırka alternatif olarak; yoğun üretime müsait, daha kısa sürede gelişen, yediği yemi daha iyi ete çeviren, yüksek yaşama gücüne sahip, ortalama 20-25 kg canlı ağırlığa ulaşan, sosis, salam, sucuk gibi et işleme teknolojisine müsait, daha az yağlı, kolesterolü düşük ve daha kaliteli eti olan beyaz hindi özellikle dar gelirli ve arazisi olmayan yetiştiriciler için önemli bir gelir kaynağı oluşturabilecektir.
Önümüzdeki dönemlerde artan miktara bağlı olarak hindi işleme tesisinin yapılabilirliliği gündeme gelecektir.
Son yıllarda en gözde yatırım alanlarının başında devekuşu yetiştiriciliği gelmektedir. Halen Türkiye’de yaklaşık 600 civarında devekuşu çiftliğinin olduğu tahmin edilmektedir. Bunların % 90’ı küçük ölçekli çiftliklerden oluşmaktadır.
Etinin ve yumurtasının gıda sektöründe, derisinin ayakkabı ve çanta üretiminde, iç yağının kozmetik sanayinde, yumurta kabuğunun ve kemiklerinin hediyelik eşya üretiminde, tüylerinin de tekstil sektöründe kullanılması bu “dev” kuşların değerini oldukça artırmaktadır.
Bu projede çiftliğin verimli olması için yatırımcının bir erkek ve iki dişiden oluşan 10 trio devekuşu alması gerekmektedir. Dolayısıyla 10 trio, 30 damızlık devekuşu anlamına gelmekte ve bunun 20 tanesi dişilerden oluşmaktadır. Damızlık bir devekuşunun fiyatı 3 bin $ olduğu düşünülürse 90 bin $ devekuşlarının alımı için gerekmektedir.
Devekuşu yetiştiriciliğinde çiftlik sahibi arzu ettiği takdirde üretimin en fazla % 20’sini elinde tutarak damızlık hayvan sayısını artırabilir veya isterse biraz daha büyütüp damızlık olarak üçüncü şahıslara da satabilir. Diğer bir nokta ise, bir devekuşu yaklaşık 35 yıl boyunca yumurta verebildiği için, yatırımcı kuracağı çiftlikle uzun yıllar para kazanabilecektir.
Bu projenin en önemli özelliği, yatırımcıların alıcı şirketlerle sözleşme yaparak pazarlama sıkıntısı yaşamayacak olmasıdır. Bu arada Kayseri'de ihracata yönelik kurulan et entegre tesisinin varlığı da önemli bir avantaj temin etmektedir.
Diğer hayvanlara oranla üretimde kalma süresinin uzunluğu ve yıllık yavru üretiminin yüksek olması sebebiyle oldukça karlı olan devekuşu yetiştiriciliğine yatırım yapmanın doğru olacağı ve sayısındaki artışların akabinde de bir entegre tesisin kurulması düşünülmelidir.
Devekuşunun avantajları Çizelge 145’de verilmiştir.
Çizelge 145. Devekuşunun Avantajları


Et

Devekuşu yılda 30-40 civciv yapmaktadır. Kesimlik yaşa geldiğinde ortalama 45 kg. karkas et vermektedir. Bir damızlıktan elde edilen karkas et miktarı civcivleri ile birlikte hesaplandığında 1.350-1800 kg arasında gelmektedir. Dünya pazarlarında devekuşu eti 18-48 $/Karkas fiyat bulmaktadır.




Deri

Kesimlik yaşta bir devekuşundan 1,2-2 m2’lik kaliteli deri elde edilmektedir.

Yumurta

Bir dişi devekuşundan yılda ortalama 1.500 gram olan 50’nin üzerinde yumurta elde edilmektedir.

Tüy

İlk yıllarda giyim sektöründe kullanılması nedeniyle yüksek fiyatlarla alıcı bulan tüyler, dünyada 44-66 $/kg arasında alıcı bulmaktadır.

Yağ

Kozmetik sanayinde kullanılmaktadır.

Diğerleri

Gelişmiş ülkelerde, devekuşu gözleri göz enstitülerinde katarakt tedavisi amacıyla kullanılmaktadır. Devekuşunun gagası, tırnakları ve bağırsakları da çeşitli alanlarda alıcı bulmaktadır.





Kaynak: Dünya Gazetesi. 23/Temmuz/1999.
Devekuşunun dezavantajları ise, Çizelge 146’da verilmiştir.
Çizelge 146. Devekuşunun Dezavantajları


Hastalık

Devekuşları, diğer kanatlı besi hayvanlarına göre daha dayanıklıdır. Kolay hastalanmamalarına rağmen, tedbirli olunmasında fayda görülmektedir. Halsizlik ve hastalık belirtileri gözlendiğinde hemen tedaviye başlanırsa ölüm oranı % 10 mertebelerinde kalmaktadır. Tedavi ihmal edildiğinde bu oran % 90’lara kadar çıkmaktadır. Teşhis ve tedavinin gerçekleşmesi için sık sık veteriner kontrollerinin yapılması gerekmektedir.




Yemleme

Bütün kanatlılarda olduğu gibi, devekuşlarında da ani yem değişikliği risk yaratmaktadır. Bakıcı personelin besicililik konusunda mutlaka eğitimli olması gerekmektedir. Diğer yandan az yem tükettikleri için, taze ve kaliteli yem kullanmaktan kaçınılmamalıdır.




Pazarlama

Yetişkin devekuşlarında kilo alma hızı oldukça düşüktür. Dolayısıyla, zamanında pazarlanamayan devekuşları gereksiz giderlere yol açabilmektedir.




Ziyaretçiler

Devekuşları, ilginç yapıları nedeniyle ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Ziyaretçilerin plastik, sigara izmariti gibi her türlü maddeyi mideye indirebilen devekuşlarına bu tür yabancı maddeler vermeleri önlenmelidir. Aksi taktirde hastalanabilirler.




Kaynak: “Girişim Fikri” Dergisi, No: 54 1999.
Devekuşu etinin diğer etlerle olan karşılaştırması Çizelge 147’de verilmiştir.
Çizelge 147. Devekuşu Etinin Diğer Etlerle Olan Karşılaştırması (*)





Protein

(%)

Yağ

(gr)

Kalori

(Kcal)

Demir

(mg)

Kolesterol

(mg)

Tavuk

28,9

7,4

190

1,2

89

Hindi

29,3

5,0

170

1,8

76

Sığır

29,9

9,3

211

3,0

86

Dana

31,9

6,6

196

1,2

118

Kuzu

26,6

16,1

260

2,5

106

Geyik

30,2

1,9

146

3,6

73

Antilop

29,5

2,7

150

4,2

126

Bizon

28,4

2,4

143

3,4

82

DEVEKUŞU

26,9

2,8

142

3,2

83

* : 100 gr Yağsız Et.

Kaynak: “Girişim Fikri” Dergisi, No: 54 1999.


Devekuşları ot obur hayvanlardır. Bu nedenle, besinleri bitkisel kökenlidir. Genellikle yonca, mısır, şekerpancarı ve fiğ gibi proteince zengin yeşil bitkiler ve kış aylarında ise kuru ot ile özel fabrikasyon yemlerle beslenirler.
9.1.3. Tarım Ürünleri Artıklarına Dayalı Yapılabilecek Yatırımlar
Bu alanda yapılabilecek 1 yatırım belirlenmiştir.


  • Ayçiçeği Saplarından Yonga Levha Üretim Tesisi.

Ayçiçeği Saplarından Yonga Levha Üretimi Tesisi


Ayçiçeği saplarından yonga levha üretimine yönelik genel bir araştırma ve çalışmalar Kahramanmaraş-Sütçü İmam Üniversitesince yapılmış ve sonuçları aşağıda ifade edilmiştir;
Ayçiçeği sapları, kızılçam ve kavak odunları ile % 25, % 50 ve % 75 oranlarında karıştırılarak üç tabakalı yonga levhalar üretilmiştir.
700 kg/m3 yoğunlukta üretilen deneme levhalarında yapılan istatistik analizler sonucunda, 24 saat suda bekletme sonucu kalınlık artışı % 21-45, su alma miktarı % 72,6-97,3, eğilme direnci 143,5-264,5 kg/cm2, elastikiyet modülü 21.412,9-31.489 kg/cm2, vida tutma gücü 42,3-109 kg/cm2, yüzeye dik çekme direnci 2,59-6,09 kg/cm2, janka sertlik 353-552 kg/cm2 arasında değerler elde edilmiştir.
Yapılan karşılaştırmalarda, deneylerde elde edilen bulguların, standart yonga levhaların özelliklerine uygun olduğu tespit edilmiş ve özellikle Malatya ve GAP bölgesinde önemli miktarlarda üretimi gerçekleştirildiği halde, verimli şekilde değerlendirilemeyen bu ürünün, yonga levha sanayinde temel bir hammadde olacağı belirlenmiştir.
Önümüzdeki dönemlerde böyle bir tesise yönelik ön fizibilite çalışmaları yapılacak ve çıkan sonuçlar müteşebbislere Ticaret ve Sanayi Müdürlüğü ile Ticaret ve Sanayi Odası aracılığı ile aktarılacaktır.


9.2. TALEBİ KARŞILAMAYA YÖNELİK YATIRIMLAR
Bazı sanayi ürünleri Malatya'da üretilmekle birlikte bazı ürünler ise diğer illerden temin edilmektedir. Bu ürünlerden yoğun talep alan ve üretilmesi mümkün olanları üretmeye yönelik yatırımlar, yatırım grupları temelinde aşağıda verilmiştir.
9.2.1. Gıda Sanayinde Yapılabilecek Yatırımlar
Tarım sektöründe yapılacak yatırımlar konusunda da bahsedildiği gibi, tarımın öncelikle tarımsal sanayiye girdi sağlayacak bir yapıya ulaştırılması gerekmektedir.
Tarıma dayalı kanola, ayçiçeği ve soya üretimine bağlı olarak yağ üretim tesisi ile özellikle sebze-meyve konservesi, dondurulmuş sebze ve meyveler ile reçel üretimine yönelik yatırımlara önümüzdeki dönemlerde tarım sektöründeki gelişmeler ve ihracat rejimindeki gelişim projeksiyonlarına bakılmak suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.
Gıda sanayinde gerçekleştirilebilecek 3 yatırım tespit edilmiştir.


  • Makarna Üretim Tesisi,

  • Süt ve Süt Mamulleri Üretim Tesisi,

  • Kayısı İşleme ve Entegre Tesisi.

Makarna Üretim Tesisi
Gıda sanayinde önerilen makarna üretim tesisi ile ilgili olarak, Türkiye talep, üretim, ihracat ve ithalat ile ilgili istatistik bilgileri, yatırım önerisinin geçerliliğini ortaya koymak açısından Çizelge 148 ve Şekil 30’da verilmiştir.
Çizelge 148. Türkiye Makarna Talep, Üretim, İhracat ve İthalatı





2000 Gerçekleşme

2001 Gerç. Tahmin

2002 Tahmin

Yıllık Artış (%)

M (1)

D (2)

M (3)

D (4)

M (5)

D (6)

2001 (4/2)

2002 (6/4)

Talep

414

57.982

418

58.520

425

59.500

0,9

1,7

Üretim

440

79.512

445

80.415

455

82.222

1,1

2,2

İhracat

25,8

3.340

27,0

3.489

30,0

3.877

4,5

11,1

İthalat

-

-

-

-

-

-

-

-

M: Miktar (Bin Ton) D: Değer (Milyar TL) 1998 yılı fiyatlarıyla

Kaynak: Ekonomik ve Sosyal Sektörlerdeki Gelişmeler. 2002, DPT
Üretim her ne kadar talebin üzerinde görülse de ihracat potansiyeli her zaman için mümkün görülmektedir. Bunun dışında makarna, un ve unlu mamuller içerisinde yer aldığından ithalat görülmemektedir. Halbuki özellikle son yıllarda ithalatta da artma eğilimi dikkati çekmektedir.
Günümüzde makarna üretimleri ileri teknoloji ürünü, sert üretim yapan modern makinelerle yapılmaktadır. Ülkemizde belli başlı fabrika niteliğine sahip olan 22 adet makarna tesisi bulunmaktadır. Bunların içerisinde sadece 6 tesisin günlük kapasiteleri 100 tonun üzerindedir.
Makarna sektörünün dünyadaki en büyük üreticileri İtalya ve ABD’dir. Türkiye ise üretici ülkeler içerisinde 5. sırayı almaktadır.
Yatırımın gerçekleşmesi durumunda sert buğday konusunda tesisin darboğaz yaşayabileceği düşünülmektedir. Kurulacak tesisin özellikle ihracat ağırlıklı düşünülmesi gerekmektedir.
Makarna üretim tesisine ait profil bilgileri:
Yatırımın konusu, durum buğdayı irmiğinin su ve diğer zenginleştirici maddelerle karıştırılıp, istenilen şekil verildikten sonra kurutularak elde edilen yarı hazır bir gıda maddesi olan makarnanın üretilmesidir.
Makarnanın kalitesini, % 80 oranında hammaddesi olan durum buğdayı ile % 20 oranında da kullanılan teknoloji belirler.
Ülkemizde üretilen makarnalar, bu sektörde dünya lideri olan İtalya’daki makarna üretim şekliyle aynıdır. Teknolojik olarak üretim şekline göre iki tip makarna bulunmaktadır. Bunlardan birincisi kalıplarla ve basınçla yapılanlardır. Çubuk makarna, spagetti, tırnak ve bamya çeşitleri bu yolla üretilmektedir.
Diğer üretim şekli ise, pasta hamuruna muhtelif şekiller verilerek hazırlanır. Bu şekilde, pasta hamuru kalıptan geçmez ve silindirler arasından açılarak değişik şekillerde kesilir. Şehriyeler ve fiyonk şeklinde olan makarnalarda bu yolla işlenmektedir.

Yatırımı önerilen tesisin kapasitesi, 250 işgünü ve tek vardiya çalışma esasına göre 3.855 ton/yıl makarna üretmektir. Tesiste 23 kişi istihdam edilebilecek ve toplam yatırım tutarı da 1,5 Milyon $ olacaktır.


Yatırım kapasitesinin daha düşük tutulması durumunda, düşünülen kapasiteyle orantılı olarak daha az bir sabit yatırımla yatırımı gerçekleştirmek mümkün olacaktır.

Şekil 30. Türkiye Makarna Talep, Üretim ve İhracat Değerleri
Süt ve Süt Mamulleri Üretim Tesisi
İlin, en önemli hayvansal ürün potansiyeli olan sütün yıllık üretimi 160.000 tondur. Bu değer, Türkiye yıllık süt üretiminin % 1,6’sına karşılık gelmektedir.
Süt toplama merkezlerinin bulunmaması problem olarak görülmekte ve öncelikle bu darboğazın giderilmesi yönünde tedbirler alınmalıdır.
Mevcut potansiyelin değerlendirilmesi ve hayvancılık alanında yapılacak yatırımlarla birlikte artması düşünülen süt üretiminin değerlendirilmesine yönelik süt ve süt mamulleri üretim tesisi yapılabilir görülmektedir.
Türkiye süt ve süt mamulleri ile ilgili talep, üretim, ihracat ve ithalat verileri Çizelge 149, Şekil 31 ve Şekil 32’de verilmiştir.
Çizelge 149. Türkiye Süt ve Süt Mamulleri Sanayi Talep, Üretim, İhracat ve İthalatı





2000 Gerçekleşme

2001 Gerç. Tahmin

2002 Tahmin

Yıllık Artış (%)

M (1)

D (2)

M (3)

D (4)

M (5)

D (6)

2001 (4/2)

2002 (6/4)

Talep

-

922.989

-

916.780

-

947.341

-0,7

3,3

Üretim

-

906.593

-

914.537

-

940.339

0,9

2,8

İhracat

-

6.042

-

7.137

-

7.948

18,1

11,4

İthalat

-

14.202

-

8.973

-

11.722

-36,8

30,6

M: Miktar (-) D: Değer (Milyar TL) 1998 yılı fiyatlarıyla

Kaynak: Ekonomik ve Sosyal Sektörlerdeki Gelişmeler. 2002, DPT


Üretimin talebi karşılayamaması ve buna karşılık ithalatın önemli boyutlarda olması dikkat çekicidir.

Süt ve süt mamulleri üretim tesisine ait profil bilgileri
Ülkemizde süt işleyen tesislerin genellikle küçük kapasitede ve mandıra niteliğinde bulunması, standart bir üretim yönteminin bulunmaması ve üretim öncesi ve sonrası sanitasyon alışkanlığı ile oto kontrol sistemlerinin de yeterli olmaması sebebiyle standart ürün elde edilememektedir. Yatırımı önerilen bu tesis, standart üretim yöntemlerinin uygulandığı ve standart ürünün elde edilebileceği bir tesis niteliğindedir.
Bu proje kapsamında hammadde olarak çiğ süt kullanılacaktır. Mamul madde olarak da pastörize süt, beyaz peynir, kaşar peyniri, tereyağı, yoğurt ve ayran üretimi gerçekleştirilecektir.
Tesis tek vardiyada yılda 12.000 ton/yıl süt işleme kapasitelidir. Yine tek vardiyada üretim kapasitesi ise 40 ton/gün‘dür. Tesis işletmeye açıldığı zaman tam kapasitede 76 kişi istihdam edilecektir. Böyle bir tesisin toplam yatırım tutarı da 1.970.000 $ olacaktır.
Yatırım kapasitesinin daha düşük tutulması durumunda, düşünülen kapasiteyle orantılı olarak daha az bir sabit yatırımla yatırımı gerçekleştirmek mümkün olacaktır.

Şekil 31. Türkiye Süt ve Süt Mamulleri Talep ve Üretim Değerleri


Şekil 32. Türkiye Süt ve Süt Mamulleri İhracat ve İthalat Değerleri

Kayısı İşleme ve Entegre Tesisi




Yüklə 5,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin