VII. HİZMETKAR’IN ELEMİ VE ÖLÜMÜ (Bölüm 14-15) A. İsa’yı Öldürme Planı (14:1-2)
Tarihi önem taşıyan haftanın Çarşamba günüydü. Yedi günlük Mayasız Ek-mek bayramına öncülük eden Fısıh bayramına iki gün kalmıştı. Dinî liderler Rab İsa’yı yok etmeye kararlıydılar, ama dinî bayram sırasında yapmak istemi-yorlardı. Çünkü halkın çoğu hâlâ O’nu bir peygamber sayıyordu.
Başkâhinlerle din bilginleri O’nu bayramda öldürmemeye kararlı olmalarına rağmen, Tanrı etkili oldu ve Tanrı’nın Fısıh Kuzusu o zaman öldürüldü (bkz. Mat.26:2).
B. İsa Beytanya’da Meshediliyor (14:3-9)
Bir kuyumcunun elması, siyah kadifeye koyması gibi, Kutsal Ruh ve yazar Markos, bir kadının Rabbimize olan sevgisinin parlaklığını, dinî hiyerarşinin ve Yahuda’nın karanlık planları arasında ustaca vurguluyor.
14:3 Cüzamlı Simun, Kurtarıcının şerefine, belki de iyileştirilme olayına duyduğu minnet nedeniyle bir ziyafet verdi. İsimsiz bir kadın (Beytanyalı Mer-yem olması olası, Yuhanna 12:3) çok değerli bir yağı İsa’nın başından aşağı bolca döktü. Kadının İsa’ya olan sevgisi büyüktü.
14:4-5 Konuklardan bazıları bunun büyük bir savurganlık olduğunu düşündüler. Kadın kayıtsız ve müsrifti. Yağı niçin satıp parasını yoksullara vermemişti? (Üç yüz dinar bir yıllık ücrete eşitti). İnsanlar günümüzde de hâlâ kişinin yaşamının bir yılını Rab’be vermesinin savurganlık olduğunu düşünüyorlar. Kişinin yaşamının tamamını Rab’be vermesini kim bilir ne kadar büyük bir savurganlık olarak görüyorlardır!
14:6-8 İsa, onları bu davranışlarından dolayı azarladı. Kadın, Kurtarıcı’ya bu armağanı vermek için altın bir fırsat yakalamıştı. Yoksullar için bu kadar çok endişe ediyorlarsa, onlara daima yardım edebilirlerdi; çünkü yoksullar her za-man aralarında olacaktır. Ama Rab yakında ölüp gömülecektir. Bu kadın vakti varken Kurtarıcı’ya olan sevgisini göstermek istedi. Rab’bin bedenine öldükten sonra bakamayabilirdi, bunun için İsa henüz hayattayken sevgisini göstermeliydi.
14:9 O yağın kokusu bizim kuşağımıza kadar geliyor. İsa onun evrensel olarak anılacağını söyledi. Bu kadın bugüne kadar Müjde kayıtları aracılığıyla anılmıştır.
C. Yahuda İskariyot’un İhaneti (14:10-11)
Kadın Kurtarıcı’ya çok değer verdi. Yahuda ise tam tersine O’na çok az değer verdi. Yahuda, Rab İsa’yla en azından bir yıl yaşamış olmasına ve O’ndan yalnızca iyilik görmüş olmasına rağmen, şimdi başkâhinlere Tanrı’nın Oğlu’nu onların eline verme garantisiyle kirlendi. Onlar da teklifi memnuniyetle kabul edip ona ihaneti karşılığında ödeme yapmayı teklif ettiler. Şimdi yapılması gereken tek şey ayrıntılarda anlaşmaktı.
Ç. Fısıh Bayramına Hazırlık (14:12-16)
Kronolojinin tam anlamıyla kesin olmamasına karşın, şimdi Fısıh Haftasının Perşembe gününe gelmiş olmamız olasıdır. Öğrenciler bunun, şimdiye kadar olmuş olan bütün Fısıh bayramlarının gerçekleşmesi ve zirvesi olacağını pek anlamadılar. Rab’be Fısıh yemeğinin nerede hazırlanmasını istediğini sordular. O da onları su testisi taşıyan bir adamı –genellikle su testisini kadınlar ta-şıdığından bu çok nadir bir şeydi– aramalarıyla ilgili bilgiyi vererek Kudüs’e gönderdi. Bu adam onları doğru eve götürecekti. Sonra da evin sahibine Öğretmenin, öğrencileriyle birlikte Fısıh yemeğini yiyeceği odayı onlara göstermesini söyleyeceklerdi.
Rab’bin bu şekilde seçmesini ve buyurmasını görmek harika bir şey. İnsanların ve malın mülkün Mutlak Yöneticisi olarak hareket ediyor. Kendilerini ve mallarını O’nun hizmetine adayan hazır yürekleri görmek de gerçekten teşvik edici. Yaşamımızın her odasına her an girebilecek olması bizim için ne kadar muhteşem bir olaydır!
D. İsa Ele Verilişini Önceden Bildiriyor (14:17-21)
Aynı günün akşamı onikilerle birlikte, hazırlanmış olan üst kattaki odaya geldi. Sofraya oturmuş yemek yerlerken İsa, öğrencilerden birinin O’nu ele vereceğini bildirdi. Hepsi doğalarındaki kötü eğilimleri kabul etti. Her biri suçlunun kendisi olup olmadığını sordu. İsa o zaman hainin kendisiyle birlikte ekmeğini sahana batıran, yani bir parça ekmek verdiği kişi olduğunu açıkladı. Daha önce yazılmış olduğu için İnsanoğlu’nun ölüme doğru gittiğini, ama O’nu ele veren kişinin sonunun daha kötü olacağını söyledi. Aslında hiç doğmamış olsaydı daha iyi olurdu...
E. Rab’bin İlk Sofrası (14:22-26)
14:22-25 Yahuda lokmayı aldıktan sonra geceleyin dışarı çıktı (Yu.13:30). İsa o zaman Rab’bin Sofrası olarak bildiğimiz olayı hazırladı. Bu olayın anlamı üç sözcükle güzel bir şekilde ifade edilir: (1) Aldı-İnsanlığı üzerine aldı; (2) Böldü-Çarmıhta bölünmek üzereydi; (3) Verdi-Kendisini bizim için verdi.
Ekmek, verdiği bedenini, kâse de dökülen kanını simgeledi. Kanıyla Yeni Antlaşma’yı onayladı. O’nun için yeryüzüne tekrar gelip Egemenliğini kuruncaya kadar bir daha bayram sevinci olmayacaktı.
14:26 O anda bir ilahi söylediler, Mezmur 113 ile 118 arasındaki bir kısım olsa gerek. Sonra da Kudüs’ten çıkıp Kidron’un karşısındaki Zeytin dağına doğru gittiler.
F. Petrus’un Kendine Güveni (14:27-31)
14:27-28 Kurtarıcı yolda öğrencilerini, hepsinin ilerleyen saatlerde O’nun izleyicileri olarak bilinmekten korkacaklarına ve utanacaklarına dair uyardı. Zekarya’nın daha önceden söylemiş olduğu gibi olacaktı; Çoban vurulacaktı ve koyunları da darmadağın olacaktı (Zek.13:7). Ama onlara sahip çıkacağı konusunda güven verdi; ölümden dirildikten sonra onları Celile’de bekleyecekti.
14:29-30 Petrus, Rab’bi inkâr etme düşüncesine öfkelendi. Başkaları yapabilirdi, ama o asla! İsa “Asla”yı “Yakında” şeklinde düzeltti. Horoz iki kez ötmeden Petrus Kurtarıcı’yı üç kez inkâr etmiş olacaktı.
14:31 Petrus “Bu inanılmaz bir şey, ölmem bile gerekse, Seni inkâr etmem!” diye bağırdı. Bu şekilde övünen yalnızca Petrus değildi. Hepsi de kendilerine güvenerek aynı aceleci iddiada bulundular. Bizim de yüreklerimizin korkaklığını ve zayıflığını öğrenmemiz gerekir.
Dostları ilə paylaş: |