2.Süslemelerinde arabesk, Kusayr Amra sarayı örneğinde olduğu gibi insan ve hayvan figürlerine yer verilmesi.
3. Kubbe ile at nalı ve yuvarlık dilimli kemerleri başarılı şekilde uygulanması.
Araplar, Berberîler ve İspanyollardan oluşan Endülüs toplumu ise özgün eserler ortaya koymuşlardır. Kurtuba Camii Endülüs’teki özgün eserlerin en güzel örneklerden birisidir.75 Endülüs mimarîsi Mağrib usulü şeklinde Murabıtlar (1031-1150) ve Muvahhitler (1150-1250) elinde yeni bir kıvama kavuşarak Kuzey Afrika’da varlığını sürdürmüştür.
Abbasîler başkenti Şam’dan Bağdat’a yani Fars ve Arap dünyasının kavşak noktasına taşımasıyla İslam sanat ve kültür anlayışında önemli değişiklikler olmuştur. Bu dönemde İslam mimarîsinde Fars ve Türk etkisi daha fazla kendisini hissettirmeye başlamıştır. Abbasiler yapı malzemesinde Mezopotamya geleneği olan tuğla ve kerpiç, süslemede stuk (alçı dekorasyon), çini ve mozaik kullanmışlar, kemer yerine düz damı tercih etmişlerdir.
Farslar (İranlılar): Bunların İslam mimarisine katkısı daha çok Abbasiler kanalıyla olmuştur. Farslar mimarî tecrübelerini bir yandan Müslümanlara taşırken bir yandan da kendi bölgelerinde eserler vücuda getirmişlerdir. Bu mimarîden Hazer kıyısında Damgan Camii, İsfahan’ın doğusundaki Nayin Camii ve Buhara İsmail Sâmânî Camii günümüze kadar ulaşmıştır.