E. Elçilik:
Diplomasi anlamında elçilik, tarih boyunca bütün toplumlarda ve devletlerde görülen kadim kurumlardan birisidir. Bir devlet veya toplum, başka devlet veya topluluklarla bağlantılarını elçilerle kurar. İslam medeniyetinde elçiye “resul, vâfid, sefîr” gibi adlar verilmiş ki, sırasıyla bunların çoğulu olan rusul, vüfûd ve süferâ’dır.
Hz. Peygamber 6/628 yılında gerçekleşen Hudeybiye Antlaşmasından sonra o dönemin nüfuzlu hükümdarlarına elçiler ve onlarla beraber İslam’a davet mektupları göndermiştir. Hz. Peygamber elçilerde liyakatli olmaları yanında hitabet, ikna kabiliyeti, dürüstlük ve bilgi hasletleri aradığı gibi elçinin gideceği yerin coğrafî yapısını, dilini ve kültürünü de bilmelerine özen gösterirdi.
Hulefâ-yı Râşidîn döneminde de komşu devletlere İslam’a davet ve barış antlaşması yapmak için elçiler gönderilmiştir. Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde de çeşitli devletler özellikle de Bizans İmparatorluğu ile diplomatik ilişkiler kurulmuş, karşılıklı olarak birçok elçi gidi gelmiştir.
İslam dünyasında ilk dönemlerde başlayan ve Emeviler ve Abbasilerle birlikte iyice zenginleşen diplomasi geleneği Türk-İslam devletlerinde de devam etmiştir. Eyyûbîler, Gazneliler, Anadolu Selçukluları, Memlukler ve Osmanlılarda da elçilik önemli bir kurumdu.
F. Haciblik:
Yüksek dereceli bir memur olan hacib’in görevi, halifeyi korumak, makamlarına ve halifeyle görüşecek olanları konunun önemine göre insanları halifenin huzuruna almaktı. Haciblik görevi ve hacib unvanının Emeviler döneminde Bizans ve İran tesirleri altında ilk hükümdar Muaviye ile birlikte saray hayatının ortaya çıkmasıyla başladığı bilinmektedir.
Haciblik Abbasiler döneminde ve Endülüs’te de ilk zamandan itibaren mevcuttu. Bu dönemde sarayda en başta gelen iki görevli vezir ile hacib idi; ancak hacib vezirin altında bir rütbeye sahipti. Abbasiler döneminde haciplerin sayısı artırıldı ve onların maiyetinde sayıları 500’e kadar ulaşan hacib vekilleri bulunuyordu. Abbasilerden sonraki Tolunoğulları, Endülüs Emevileri, Samânîler, Karahanlılar, Gazneliler, Büveyhîler, Selçuklular, Harzemşahlar ve diğer İslam devletlerinde de haciblik bulunuyordu. Haciblik kurumu Osmanlılarda mabeyincilik adı altında devam etmiştir.
Dostları ilə paylaş: |