Menkıbeleri Türkler'e nakletmeleri, yeni



Yüklə 1,92 Mb.
səhifə24/68
tarix27.12.2018
ölçüsü1,92 Mb.
#87066
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   68

MENUÇİHR CAMİİ

Türkiye'nin Ermenistan sınırında Anadolu'daki ilk camilerden biri.

Ocaklı köyü (eski Ani) yakınında olup Şeddâdîler'den (Benî Şeddâd) Ebû Şücâ' Menûçihr tarafından Türkler'in Anado­lu'ya girmesinden az sonra 1072-1086 yılları arasında inşa edilmiştir. Cami eski şehrin hemen hemen merkezinde, orta surlarının güney burcuna ait kalıntıla­rın yakınında bulunmaktadır. Yapı, Pet-rograd (Leningrad) Üniversitesi kazı ekibi­nin burada araştırma yapmaya başladığı 1892 yılına kadar oldukça sağlam durum­daydı. Söz konusu incelemeler 1904'e ka­dar devam etmiş, bu süre zarfında yapı kazı evi olarak kullanılmış, ardından kazı başkanı Nikola Marr tarafından yapıya ait pek çok parça yerinden sökülerek Sov­yetler Birliği'ne götürülmüştür. Bugün sadece mihrap duvarı, batı yan duvarı ve kuzeybatı köşesindeki sekizgen kesitli, kalın gövdeli minaresinin bir kısmı sağ­lam durumdadır.

Caminin planı pek düzgün olmayan bir dikdörtgen şeklinde olup (18,5 x 15,7 m.) yapı çift katlı olarak düzenlenmiştir. Alt kattaki mahzen, örtüsü zengin bir tonoz sistemine sahip olan odalardan meyda­na gelmiştir. Üst kat mekânı (harim) kalın gövdeli, dorik forma benzer başlıkları bu­lunan bodur sütunlarla üç sahna ayrılmış­tı. Bu bölüm tahrip olmuştur. Sağlam du­rumda bulunan duvarlar üzerinde sivri kemerli dar ve uzun pencereler açılmıştır.

Caminin sonraları gözetleme kulesi ola­rak da kullanılan minaresi çift renkte taş­lardan yapılmıştır. Eski şehrin ortasında bir zafer anıtı gibi yükselen bu heybetli minarenin şekli Selçuklu mimarisinin er­ken devir özelliklerine uygundur. Minare camiye göre daha açık renkli taşlardan inşa edilmiş olup Emîr Fadlûn tarafından 1125 yılında yaptırıldığı kabul edilmek­tedir. Minarenin ilgi çekici tarafı, üzerinde beyaz renkte taşların sıralanmasıyla kûfî hatla yazılmış "bismillah" yazısının olma­sıdır. Eski kaynaklarda caminin batı du­varının üstünde yer alan inşa kitâbesiyle bundan başka iki kitabeden söz edilir.

İnşaatında kullanılan malzeme "volka­nik tüf" adı verilen, sağlam fakat hafif bir taştır. Bölgeye has olan, siyah, bej, kahverengi ve gri renklerdeki bu taşlar Horasan harcı ile kaynaştırılmıştır. Düz­gün bir sıralama göstermeyen taşlar ya­pının dış cephelerinde hareketli bir görü­nüm meydana getirmiştir. Camiye doğu kenarından bitişik olduğu bilinen med­rese de yapının son cemaat yeri gibi yı­kılmıştır. Bu yapılarla birlikte inşa edil­mesi muhtemel olan caminin yakınında­ki (kuzeydoğu) hamam 1968-1967yılları arasında yapılan arkeolojik kazılarda bulunmuştur. Köşelerinde kubbeli dört hal­veti bulunan haçvari planlı sıcaklığı, buna bitişik dikdörtgen planlı külhan ve su de­posu ile ılıklığının bir kısmı ortaya çıkarıl­mış olan hamam günümüzde harabe du­rumundadır.


Bibliyografya :

M. Brosset, Rapports sur un uoyage arche-ologique dans la Georgıe et dans l'Armenie, Petersbourg 1849, II, 138-140; a.mlf.. Lesruin-es d'Ani, capitale de l'Armenie sous les rots bagratides aux X. et XI. siecle, histoire et de-scription, Petersbourg 1860-61, I, 30-32; II, 138-139; M. Fahrettin Kırztoğlu, Kars Tarihi, İstanbul 1953,1, 363-364, rs. 70-71, 73; a.mlf.. Ani Şehri Tarihi, Ankara 1982, s. 55, rs. 15-24; a.mlf.. "Selçukluların Anİ'yi Fethi ve Burada­ki Selçuklu Eserleri", Selçuklu Araştırmaları Dergisi,]], Ankara 1970, s. 135-136, rs. 15-18; H. R lynch, Armenia, Trauels and Studİes, Bei-rut 1967,1, 376-377, rs. 80; Kars il Yıllığı, An­kara 1973, s. 123; M. Yılmazönge, Anadolu'da XII-XI11. Yüzyıl Türk Hamamları, Ankara 1995, s. 111-120; Beyhan Karamağaralı, "Ani Ulu Ca­mii (Menuçehr Camii)", 9. Milletlerarası Türk Sanatları Kongresi, Bildiriler, Ankara 1995, II, 323-340; İlhan Akçay, "Anİ'de Türk Eserleri", 7X, 11/22 {1964), s. 155-159; Kemal Balkan -Osman Sümer, " 1965 Yılı Ani Kazılan Hakkın­da Kısa Rapor", Türk Arkeoloji Dergisi, X1V/1-2, Ankara 1967, s. 104-105, rs. 7-13, plan 1-2; Kemal Balkan, "Ani'de İki Selçuklu Hamamı", Anadolu: Anatolia, XII, Ankara 1970, s. 39-57; Enis Karakaya, "Zwei Seldschukische Moscheen İn Ani", TTOK Belleteni, sy. 79/358 (1991], s. 38-41; W. Barthold. "Ani", M, 1, 436. Enis Kakakaya



MENÛÇİHRÎ

Ebü'n-Necm Ahmed b. Kûs b. Ahmed Menûçihrî Dâmegânî (ö. 432/1040-41 [?])

İranlı şair.

Belh'te dünyaya geldiği söylenmekle beraber kendisi doğum yerini şiirlerinde Dâmegân (Damgan) olarak belirtmiştir. Genç yaşta yazdığı bir şiirin Mes'ûd b. Mahmûd dönemine (1030-1041) ait oldu­ğunu söylediğine göre muhtemelen IV. (X.) yüzyılın sonları veya V. (XI.) yüzyılın ilk yıllarında doğmuştur. Tezkirelerde lakabı "şest-gele" (altmış sürü sahibi) kaydedil­miştir. Ancak bu lakabın ona ait olmadı­ğını ve bir başka şairle karıştırıldığını söy­leyenler de vardır.394 Menû­çihrî mahlasını almasının sebebi, Cürcân ve Taberistan'da hüküm süren Ziyârîler'-den Menûçihr b. Kâbus b. Veşmgîr'in sa­rayına İntisap etmiş olmasıdır. Menûçih-rî'nin hayatının ilk dönemleri hakkında bilgi yoktur. Avfî, onun çocukluğunda çok zeki olduğunu ve çok şiir ezberlemekle tanındığını belirtmektedir. Şiirlerinden iyi bir eğitim aldığı, dinî ilimler, Arap dili, tıp gibi alanlarda tahsil gördüğü, gençli­ğinde Cürcân ve Taberistan'da bulundu­ğu anlaşılmaktadır.

İlk dönemlerini Menûçihr b. Kâbûs'un sarayında geçiren Menûçihrrnin divanın­da bu padişahı öven kasideleri mevcut­tur. Onun ölümü üzerine (411/1020) Rey şehrine gitmiş, buranın ileri gelenlerin­den Ali b. Muhammed el-İmrânî hakkın­da methiye söylemiş ve bu ailenin yanın­da İtibar kazanmıştır. Bu sırada Sultan Mesud'un isteği üzerine şiirlerini ona gön­dermiş, ardından Gazne şehrine geçmiş­tir. Menûçihrî 421'dn (1030) sonra Gaz-neliler sarayına girmiş, ancak diğer saray şairleri onun gelişinden memnun kalma­yarak saray şairliğine giriş imtihanında kendisine zorluk çıkarmışlardır. Buna rağ­men Muhammed b. Mahmûd'un sara­yında tarhanlık mevkiine ulaşmıştır. Di­vanında Gazne sultanlarını övdüğü her­hangi bir şiiri yoktur; sadece Mahmûd-ı Gaznevî'nin yeğeni olan, Horasan sipeh-sâlârı diye nitelendirdiği Muhammed b. Nasr ile İlgili bir musammatı görülmek­tedir. Menûçihrî'nin divanında 430 (1038-39) yılından sonraki olaylara ait bir kayıt bulunmadığına ve Avfî kısa Ömürlü oldu­ğunu söylediğine göre ölüm tarihi 432 (1040-41) olarak kabul edilebilir.

Menûçihrî'nin günümüze 3000 be-yitlik bir divanı ulaşmıştır. Divanının da­ha geniş olduğu söylenir, ancak gençlik dönemine ait bazı şiirleri kaybolmuştur. Tasavvuf ehlinden sayıldığını belirten tez­kire yazarları varsa da birçokları bunu ka­bul etmemiştir. Unsûrînin hocası Ebü'l-Ferec Segezî'nin talebesi olan Menûçih-rî'nin hayatının ilk dönemlerinin geçtiği Dâmegân ve Hazar denizi kıyılan şiir dün­yasındaki duygularını etkilemiş, bu se­beple realist tabiat tasvirleri ortaya koy­muştur. Birçok Arap şairinin divanını ez­berleyen Menûçihrî'nin üslûbunun özelli­ği, dönemin İran şairleri arasında Arap edebiyatını en iyi bilen şair olmasından ileri gelmektedir. Bilhassa Câhiliye şiiri­ne hâkimiyeti bu şiirin bazı özelliklerinin kendi şiirlerine yansımasına sebep ol­muştur. Menûçihrrnin üslûbunun bir hu­susiyeti de kısa ve hareketli vezinlere ka­sidelerinde yer vermesidir. Uzun vezinler­le yazdıklarında da çok defa beyitlerde ara kafiyeler kullanarak bunları yine kısa vezinler kadar hareketli hale getirir. Di­vanın çoğunluğunu kasideler ve Farsça'­da ilk defa yazılan musammatlar oluştu­rur. Eski basmalarda ona ait olmayan bazı şiirler divanına dahil edilmiştir. Divanın ilk neşrini Rızâ Kulı Han beyitleri kafiye­lerine göre düzenleyerek bir mukaddi­me ile birlikte gerçekleştirmiştir. 395Divanın ayrıca Muhammed

Hüseyin 396 ve Debîr-i Siyakı 397 tarafından yapı­lan neşirleri vardır. Albin de Biberstein Kazimirski önce divandan seçmeleri 398ardından tamamını 399 Fransızca'ya çevirerek yayımlamış­tır. İngilizce çevirisi Jerome W. Clinton tarafından The Dîwan of Manüchihrî Dâmghönî: A Criticaî Study adıyla ya­pılmıştır.400

Bibliyografya :

Menûçihrî, Dîuân-ı Hakîm Ebü'n-Necm Ah­med Menûçihrî Dâmeğânî{üc. ve nşr. A. de Bib­erstein Kazimirski], Paris 1886; Avff, Lübâb, 11, 53-55; Devletşah, Tezkire, s. 40; Emîn-i Ah-med-i Râzî, Heft Iklım (nşr. Cevâd Fâzıl), Tahran 1341 hş./1962, II, 336-338; Brovvne. LHP, II, 153-156; Storey, Persian Literatüre, V/l, s. 187-191; Safa, Edebiyyât,\, 580-597; ŞiblîNıT-mânî, Şi'rü'i-'Acem (trc. M. Takı Fahr-i Dâî-yi Gîlânî), Tahran 1363 hş., 1, 144-158; Bedîüzza-man Fürûzanfer, Sühan İl Sühanoerân, Tah­ran 1369, s. 134-151; M. Rızâ Şefîî Kedkenî. Şuver-i Hayâl derŞi'r-i Fârsî,Tahran 1370 hş., s. 501-525; Abdülfıüseyİn Zerrînkûb, Bâ Kâr-uân-i Hülle, Tahran 1374 hş., 55-68; M. C. Hill-marın. "Manûchihri: Poet or Versfier", Edebi­yat, 1/1, Philadelphia 1976, s. 93-112; Ahmed Ateş. Minuçihri", İA, Vl!l, 340-344; J. W. Clin­ton, "Manücihri",£/?(İng.), VI, 453.

Rıza Kurtuluş


Yüklə 1,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   68




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin