Mimar Sinan ve Takipçileri Dönemi (Klasik Dönem)



Yüklə 1,17 Mb.
səhifə27/36
tarix27.12.2018
ölçüsü1,17 Mb.
#86722
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   36

CANİLER589

CANOĞULLARI

1599-1785 yılları arasında Buhara ve civarında hüküm süren bir Türk-İslam hanedanı.

Caniler olarak da anılan hanedan, adı­nı kurucusu Baki Muhammed'in babası Can Muhammed'den alır. Canoğulları'na, Volga nehri kıyısındaki anayurtları As-tarhan (Hacı Tarhan) şehrinden dolayı Astarhanlılar denildiği gibi ataları Cuci'nin oğlu Toga Timur'a nisbetle Toga "Omur­lular da denilmektedir.

Ruslar 963'te (1556) Astarhan'ı istilâ edip kendi topraklarına katınca Astar-han Hükümdarı Yâr Muhammed ile oğlu Can Muhammed Hârizm üzerinden Buha-ra'ya kaçarak Şeybânî Hükümdarı İsken­der Han'a sığındılar. Can Muhammed bu­rada İskender Han'ın kızı Zehra ile evlen­di. Can Muhammed'in kayınbiraderi olan 5eybânî Hükümdarı İl. Abdullah Han'ın 1598'de ölümü üzerine yerine geçen oğ­lu Abdülmü'min Semerkant'a gelerek bi-atları kabul etti.590

Abdülmü'min. Can Muhammed'in as­kerî ve idarî mevkilerde görev almış olan çocuklarını kendine rakip görerek berta­raf etmeye kalkıştı. Can Muhammed'i hapsettiği gibi dedeleri Yâr Muhammed'i de Belh dışına sürdü. Can Muhammed'in büyük oğlu Din Muhammed, Abdülmü-min'e biat etmeyi redderek Horasan'ı ele geçirmeye çalıştı. Abdülmü'min aynı yıhn haziran ayında Taşkent'ten döner­ken öldürülünce Mâverâünnehir ve Belh'-te Şeybânî hâkimiyeti sona erdi. Abdul­lah Han'ın akrabalarından Pîr Muham­med'in Belh'te, Abdülemîn'in de Buhara'da hüküm sürmesine rağmen ülke­nin batıdaki toprakları Safevf Hüküm­darı Sah 1. Abbas tarafından istilâ edi­lirken doğusu da Kazaklar'ın tehdidine mâruz kaldı. Şeybânîler'in bu çöküş dö­neminde Bakî Muhammed ve kardeşle­ri Horasan, Kûhistan ve Sîstan'da çok geniş bir alanda kontrolü ele geçirmek için seferber oldular. Bu sırada Herat valisi. Şah I. Abbas'ın Horasan üzerine yürüdüğünü görünce kapılarını Din Mu-hammed'e açtı ve ona Şeybânî tahtını teklif etti. O da Herafa yerleşerek bü­tün Mâverâünnehir'e sahip olmak için Horasan'ı kontrol altında tutmaya çalış­tı. Ancak Din Muhammed Pulisâlâr Sa-vaşı'nda Safevîler'e yenildi591 ve savaşta aldığı yara sebebiyle bir süre sonra öldü. Bü­tün Horasan İran'ın hâkimiyetine geç­ti. Yâr Muhammed ile bütün akrabala­rı Meymene şehrine kaçarak II. Pîr Mu­hammed'in hanlığı süresince burada kal­dılar. Bu gelişmeler üzerine ümitler Ba­kî Muhammed'e bağlandı. Baki Muham­med, son Şeybânî Hükümdarı Pîr Mu­hammed'i destekleyerek Buhara'yı mu­hasara etmekte olan Kazak kuvvetlerini geri çekilmeye mecbur edince kendisi­ne Semerkant valiliği verildi. Ancak 1598 sonbaharı ve 1599 kışında Buhara'da bazı karışıklıklar çıktı. Pîr Muhammed emirlerini tasfiye etmeye kalkışınca Ba­ki Muhammed'in müdahalesiyle karşı­laştı ve yapılan savaşta Pîr Muhammed'e bağlı kuvvetler bozgurta uğratıldı, ken­disi de sefer sırasında öldü.

Canoğulları ailesi 1599 baharında Mâ-verâünnehir'de ilk kurultayı topladı. Aile­nin en yaşlı siması Yâr Muhammed han­lık teklifini kabul etmeyince bu görevi oğlu Can Muhammed üstlendi ve Buha­ra-Semerkant arasındaki topraklar ha­nedan mensupları arasında paylaşıldı. "Sultân-ı sûrî (ismen hükümdar) Can Mu­hammed Semerkant'ta hüküm sürdü. Ailenin en güçlü siması ve Canoğulları hanedanının kurucusu kabul edilen "sul-tân-ı ma'nevT (gerçek hükümdar) Baki Mu­hammed ise iktâ'ı olan Buhara'da kalıp devlet idaresiyle ilgili politikalar geliştir­di ve idarî reform için hazırlıklar yaptı.

Can Muhammed 1603 sonbaharında ölünce babası Yâr Muhammed hanlık teklifini yine kabul etmedi. Bunun üze­rine Baki Muhammed han unvanıyla ha­nedanın başına getirildi592. Buhara'yı baş­şehir yaptı ve iktâını Semerkant'ı da içi­ne alacak şekilde genişleterek zamanı­nın büyük bir bölümünü burada geçirdi. Bu sırada Âl-İ Barak'tan (Suyunç) Kildî Sultan Muhammed, Canoğullan'nın top­raklarına saldırdı. Şâhrûhiye yakınların­da meydana gelen savaşı kaybeden Ba­kî Muhammed Buhara'ya çekildi. Kildî Sultan Muhammed Semerkant'ı bir sü­re muhasara ettikten sonra Taşkent'e döndü. Bazı idarî reformlar da gerçek­leştiren Baki Muhammed 1013 (1605) veya 1014 (1606) yılında öldü. Onun dö­neminde Osmanlı Devleti'yle iyi ilişkiler kuruldu. Baki Muhammed III. Mehmed'e elçi gönderip ondan Şah I. Abbas'a kar­şı top ve tüfek istedi (Orhonlu, s. 79-80). İmam Kulı Han döneminde (1611-1643) Canoğulları daha da güçlendi. Çağdaş kaynaklar onun zamanında ülkenin re­fah seviyesinin yükseldiğini kaydederler. Halefi Nezîr (Nezr) Muhammed Han, oğ­lu Abdülazîz karşısında tutunamayarak tahtını ona terketmek mecburiyetinde kalınca (1645) Bâbürtü Hükümdarı Şah Cihan'a müracaat edip ondan yardım is^ tedi. Bunun üzerine bölgeye gelen Bâ-bürlü kuvvetleri Canoğullan'na ait top­rakları istilâ etmeye başladılar. Bu ge­lişmeler üzerine Nezîr Muhammed Os­manlı Devleti'ne elçi gönderip yardım is­tedi. Osmanlı Padişahı IV. Mehmed ön­ce nasihat yollu bir nâme gönderdi, son­ra da Şah Cihan ile Safevî Hükümdarı II. Abbas'tan bu hususta aracılık etmeleri­ni istedi. Bu sırada Nezîr Han öldü ve Abdülazîz tahta geçti. Hanedanın en mü­him simalarından biri de Abdülazîz Han'­dır (1645-1680). Onun döneminde Osmanlılar'la iyi ilişkiler kuruldu ve kar­şılıklı olarak elçi teati edildi. Abdülazîz Han'ın ölümünden sonra mahallî beyler bağımsızlıklarını ilân ederek hanedanın otoritesinin sarsılmasına sebep oldular. Ülke ekonomik ve siyasî açıdan bir çö­küş dönemine girdi. 1681'de Hîve Hanı Ebü'l-Gazrnin oğlu Enûşe Han Buhara'-yı zaptederek yağmaladı ve adına hut­be okuttu. Özellikle Sübhan Kulı Han za­manında (1682-1702) Özbek kabileleri Canoğullan aleyhine güçlendiler. Enûşe Han bu dönemde Mâverâünnehir'İn mer­kezî bölgelerini üç defa işgal ettiği gibi iki defa da Semerkanfı ele geçirdi. Süb­han Kulı Han zamanında da Osmanlı-lar'la iyi ilişkiler sürdürüldü. Bu hüküm­dar 11. Ahmed'in çülûsu münasebetiyle Abdülmü'min adlı bir elçinin başkanlı­ğında kırk kişilik bir heyeti İstanbul'a göndermiş, tebriklerini arzederek hedi­yeler sunmuştur.593

Ubeydullah Han ı1702-171 lı merkezî hükümeti güçlendirmek ve devlet otori­tesini yeniden tesis etmek istedi. Fakat takip ettiği ekonomik politika 1708'de jşyana sebep oldu. 1710'da Fergana va­disi Buhara ile bağlantısını kopararak Hokand Hanlığı'nı oluşturdu. Ubeydul­lah Han 1712'de öldürülünce hanlık bey­likler halinde parçalandı. Beylikler bir­birleriyle savaşa girdiler. Halefi Ebü'l-Feyz'in otoritesi Buhara ve civarıyla sı-riiriı kaldı. Gerçek otorite, Özbek asıllı Mangrt kabilesi reisi ve saray nâzın Ata­lık Muhammed Hakîm Bey'e geçti. Oto-rtte boşluğundan faydalanan göçebe Ka­zaklar bazı yöreleri İşgale başladılar. Âsi Özbek kabileleri de bu karışıklıklardan istifade ederek yedi yıl boyunca Mâverâ-ünnehir'i ve özellikle Buhara'yı yağma­ladılar. Bu yüzden pek çok aile yurdunu terketmek zorunda kaldı. 1730'da Ka­zaklar geri çekildi. 1740'ta Nâdir Şah Buhara'yı işgal etti. Canoğullan Hüküm­darı Ebü'1-Feyz Han. Nâdir Şah'a itaat arretti, O da Ebü'1-Feyz Han'ı yerinde bı­raktı. Amuderya nehri sınır kabul edildi ve Canoğulları'nın Nâdir Şah'ın emrine Özbek ve Türkmenler'den oluşan 20.000 kişilik bir birlik vermesi kararlaştırıldı. Bu olaydan sonra Buhara tamamen Nâ­dir Şah'ın kontrolü altına girmiş oldu.

1747'de Nâdir Şah ve Ebü'1-Feyz Han'ın öldürülmelerinden sonra Canoğullan ha­nedanı yeniden bağımsızlığına kavuştuy-sa da ülkede gerçek hâkimiyet Mangıt-lar'dan Atalık Muhammed Rahîm'in eline geçti. Son Canoğullan hükümdarı Ebü'l-Gâzî (1757-1785) sadece ismen han idi.

Bu arada Afganistan Devleti'nin ku­rucusu Ahmed Şah Dürrânî 1770'te Bu­hara üzerine yürüdüyse de her iki hü­kümdar "hamiyyet-i İslâmiyye'ye binâ­en" savaşmadılar: Amuderya sınır kabul edilerek bir barış antlaşması imzalandı. Bu durum 1785 (bazı tarihçilere göre 1789i yılına kadar sürdü. Bu tarihten itibaren Canoğullan tarihe karıştı ve yerlerini, Ebü'1-Gâzî Han'ın kızıyla evli olan Man-gıt reisi Murad Ma'süm Şah'ın kurduğu Mangıtlar hanedanı aldı.

En güçlü dönemlerinde Semerkant, Buhara, Fergana. Bedahşan ve Belh'e hâkim olan Canoğullan. Sünnî bir hane­dan oldukları için İran'ın Şiîliği yayma gayretlerine karşı verilen mücadelelerde önemli rol oynadılar. Bu dönemde ede­biyat dili Özbek Türkçesi'nden çok Fars­ça idi ve tarih sahasında önemli eserler verildi.

Bibliyografya :

BA, Nâme-i Hümâyun, nr. 5. s. 119-124; Feridun Bey. Münşeat. II, 281 282. 358; Silâh-dar, Târih, I, 673; Zambaur, Manuel. s. 273; A. Zeki Velidî Togan. Bugünkü Türkili Türkistan? Yakın lurihı594. İstanbul 1981, s. 198-202; Uzunçarşılı. Osmanlı Tari­hi. İM/2, s. 254-260; S. Lane-Pool. The Mo hummadan Dynaslies, Beyrut 1966, s. 274-275; Cengiz Orhoniu. Osmanlı Tarihine Aid Bel-geicr Telhisler (1597-1607). İstanbul 1970, s. 79-80; A. Vambery. History of Bok hara. Men-deln 1979, s. 304-346; R. Grouaset. Bozkır im­paratorluğu Attilö Cengiz Han ''Timur595, İstanbul 1980. s, 448-449; Meh­met Saray, Rus İşgali Devrinde Osmanlı Dev­leti ile lürkislan Hanlıkları Arasındaki Siyası Münasebetler 1775-1875, İstanbul 1984, s. 1-22; B. Spuler. "Central Asia From tlıe Sixtonth Century to the Canquosts", CHIs.. I, 470 vd.. 484-485: a.mlf.. "Djânids", Eh' llng. 446; R, D, McChesney. "The Reform of Bâ-qı Muhammad Khân", CAJ. XXIV M4S0İ. s, 69-84; a.mlf. "'Abd dl-Mo'men b, 'Abdalları", I, 129-130; J. Audrey Burton. "Who vrero The: lirst Ashtdrkhâmd Rulers of Bukhara ?", BSOAS. LI/3 H9881, s. 482-498; Mirza Bala. "Buhara.", İA. II, 768; V. Minorsky. "Nâdir", İA. IX. 26; W. Barthold. "Şeybâniler", İA. XI. 457; a.mlf. [R. N. Frye], "Bukhârâ", El' ılng ı i. 1295; Yuri Bregel. "Bukhara", F.lr.. IV, 517-518.




Yüklə 1,17 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   36




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin