Gerçekte ise, ne sosyalizmin bilimsel kavranışına yönelik yol, ne de dünya devrimi bu liberalin umurundaydı. Onun sevinci, kafasındaki burjuva demokratik ölçülere uygun sistemi Gorbaçov reformlarında bulabilmesiydi. Bir başkası, Demokrat Arkadaş’ta (sayı:4), Glastnost ve Perestroyka’yı kasdederek, "Gorbaçov ileri bir topluma geçişin ikili gereksinimini olumlu bir yaklaşımla formüle edebiliyor." diye yazmıştı. Emek Dünyası ise, aynı konuda ve "Dünya Sosyalizminin Atılımı ve Yeni Dönem" başlığı altında şunları söylüyordu: “Önce Sovyetler Birliği'nden kaynaklanan bugünkü yeni devrimci atılım, olgunlaşmış sosyalizmden komünizme geçişin tarihi yürüyüşünün ilk adımlarını içeriyor." (sayı: 7, s. 3) Bunlar, Türkiye solunun önemli bir kesiminde Gorbaçov reformlarına bağlanan umutlara yalnızca birkaç örnek.