Aynı oyun Amerikan-Sovyet ilişkileri için de geçerli. ABD askeri bakımdan esas olarak Batı Almanya'daki varlığı ile Avrupa'da bulunuyor. Bu ise Almanya'nın bölünmüş kalması ile mümkündür, iki Almanya'nın birleşmesi durumunda bir gün mutlaka ABD'nin Batı Almanya'yı terk etmesi gündeme gelecektir. Gorbaçov Malta Zirvesi'nde Bush'la bunun pazarlığını yaptı. Şu anda bu konuda iki süper devlet arasında bir çıkar benzerliği sözkonusu.
Gorbaçov'un "Ortak Avrupa Evi" projesi de ilk sancıları yaşanan hegemonyacı çekişmenin bir aracı olarak anlam kazanıyor. Son gelişmeler AET'nin gün görme olasılığını hızla tehlikeye doğru götüren faktörler taşıyorlar. Gorbaçov Batı'dan taviz koparmak için bu projeyi koşullar gerektirdikçe ileri sürebilir. Atlantik'ten Ural'a kadar bir Avrupa Birliği, örneğin, ABD'nin çıkarlarıyla çelişir. Bu aşamada, ivedi ve potansiyel tüm çelişkiler görmemezlikten gelinerek Doğu Avrupa'da yaşanan değişimin mevcut çığırından çıkmamasına çalışılıyor. Bu güne kadar Avrupa'da iki askeri blokun varlığı ile sağlanan statüko bazı iştahları törpüleme fonksiyonu görüyordu. Önümüzdeki dönemde eğer işçi sınıfı ve halkların mücadelesi burjuvaziyi dizginleyecek boyutta olmazsa, Avrupa'da kötü ihtimaller de mümkündür.