1928'de onaylanan Komintern Programı, kapitalizmin 1920'lerde yaşadığı geçici istikrarın temel bir etkeni olarak nitelediği II. Enternasyonal revizyonizminin daha 1920'lerde vardığı yeri tanımlarken, adeta modern revizyonizmin bugünkü aşamasını da tanımlamış oluyordu:
"Teori alanında, sosyal-demokrasi Marksizmi tamamen bir kenara bırakmıştır. Revizyonizm aşamasını geride bırakmış, burjuva liberal sosyal-reformculuğa ve sosyal-emperyalizme varmıştır. Marks'ın kapitalizmin çelişmeleri teorisinin yerine uyumlu kapitalist gelişme burjuva teorisini geçirmiştir. Marks'ın buhranlar ve proletaryanın yoksullaşması teorisi rafa kaldırılmıştır. Canlı, önünde durulmaz sınıf mücadelesi teorisinin yerini, yavan bir şekilde sınıf barışının savunulması almıştır. Sınıf çelişmelerinin keskinleşmesi teorisi bir kenara bırakılmış, bunun yerine kapitalizmin demokratlaştırılması yolunda ahmakça masallar konmuştur. Kapitalizmde savaşların kaçınılmaz olduğu(264)şeklindeki teorinin karşısına sosyal-demokrasi, burjuva barışçılık yalanını ve "ultra-emperyalizm" aldatmacasını çıkarmıştır. Kapitalizmin devrimci çöküşü teorisinin yerine, barışçı yollardan sosyalizme geçen "sağlıklı" kapitalizm sahtekarlığını geçirmiştir. Devrimin yerine evrimi, burjuva devletinin parçalanmasının yerine onunla faal bir şekilde işbirliği yapılmasını, proletarya diktatörlüğü teorisinin yerine burjuvazi ile ittifak kurma teorisini, uluslararası proletaryanın dayanışması teorisinin yerine emperyalist anavatanın savunulması edebiyatını, Marks'ın diyalektik materyalizminin yerine idealist felsefeyi ve burjuvazinin sofrasından dökülen dinsel artıklarla beslenme eğilimini koymuştur."