49 Ve öyle oldu ki ben Nefi, onlara artık babalarına karşı bir daha söylenmemelerini ve benden de yardımlarını esirgememelerini söyledim; çünkü Tanrı bana bir gemi inşa etmemi emretmişti.
50 Ve ben onlara: AEğer Tanrı, benim her şeyi yapmamı emretseydi, ben her şeyi yapabilirdim. Eğer bana bu suya toprak ol dememi emrederse, su toprak olur; ve söylersem bu olacaktır@ dedim.
51 Ve şimdi, eğer Rab'bin böyle büyük bir gücü varsa ve insançocukları arasında o kadar çok mucizeler yapmışsa, nasıl olur da bana bir gemi inşa etmesini öğretemez?
52 Ve öyle oldu ki ben Nefi kardeşlerime birçok şey söyledim; öyle şaşırıp kaldılar ki benimle uğraşmaya cesaret edemediler; günlerce, değil ellerini sürmeye, parmaklarıyla bile bana dokunmaya cesaret edemediler. Şimdi Tanrı'nın Ruhu o kadar güçlüydü ki karşımda kuruyup yok olmaktan korkarak bunu yapmaya cesaret edemediler; ve Tanrı'nın Ruhu onları böylesine etkilemişti.
53 Ve öyle oldu ki Rab bana şöyle dedi: Elini yine kardeşlerine doğru uzat ve onlar karşında kuruyup yok olmayacaklar, ama onları sarsacağım, diyor Rab ve bunu, Tanrıları Rab olduğumu bilmeleri için yapacağım.
54 Ve öyle oldu ki elimi kardeşlerime doğru uzattım ve karşımda kuruyup yok olmadılar; ancak Rab, dediği gibi onları sarstı.
55 Ve şimdi onlar: ARab'bin seninle birlikte olduğunu kesinlikle biliyoruz; çünkü bizi sarsan gücün Rab'bin kudreti olduğunu biliyoruz@ dediler. Ve ayaklarıma kapanıp neredeyse bana tapacaklardı; ancak böyle bir şeyi yapmalarına izin vermedim. Onlara: ABen sizin kardeşinizim, evet, hatta sizin küçük kardeşinizim; bu nedenle, Tanrınız Rab’be ibadet edin ve ananıza babanıza saygı gösterin ki ömrünüz Tanrınız Rab’bin sizlere vereceği bu topraklarda uzun olsun@ dedim.
18. BÖLÜM
Gemi biterYakup ile Yusuf'un doğumlarından söz edilirTopluluk vaadedilen diyara doğru hareket etmek üzere gemiye binerİsmail'in oğulları ve onların eşleri alem yapar ve isyan çıkarırlarNefi'yi bağlarlar ve gemi korkunç bir kasırgayla geriye doğru sürüklenirNefi serbest bırakılır ve onun duasıyla fırtına dururHalk vaadedilen diyara varır. m.ö. tahminen 591--589 yılları. Ve öyle oldu ki onlar Rab'be ibadet ettiler ve benimle birlikte işe koyuldular; ve ince bir işçilikle geminin kerestelerini işledik. Ve Rab bana zaman zaman geminin kerestelerini nasıl işleyeceğimi gösterdi.
2 Şimdi ben Nefi, keresteleri herkesin bildiği şekilde işlemedim; gemiyi de insanların yaptığı şekilde yapmadım; fakat onu, Rab'bin bana gösterdiği şekilde inşa ettim; dolayısıyla gemi insan eliyle yapılmış gemilere benzemiyordu.
3 Ve ben Nefi sık sık dağa çıktım ve Rab'be sık sık dua ettim; bu nedenle Rab bana büyük şeyler gösterdi.
4 Ve öyle oldu ki Rab'bin dediği gibi gemiyi yapıp bitirdikten sonra, kardeşlerim geminin güzel olduğunu ve çok ince bir işçilikle yapıldığını gördüler; bu nedenle Rab'bin önünde kendilerini yine alçalttılar.
5 Ve öyle oldu ki Rab'bin sesi babama gelerek toparlanmamızı ve aşağıya inip gemiye binmemizi söyledi.
6 Ve öyle oldu ki ertesi gün, Rab'bin bize buyurduğu gibi her şeyi, çölden getirdiğimiz epeyce meyve ve eti ve bol miktarda bal ve erzağı hazırladıktan sonra, bütün yükümüzü, tohumlarımızı ve yanımızda getirdiğimiz her türlü eşyayı alarak aşağı indik ve herkes yaşına göre gemiye bindi; bu nedenle, hepimiz eş ve çocuklarımızla birlikte gemiye bindik.
7 Ve şimdi, babamın çölde iki oğlu olmuştu; büyüğünün adı Yakup ve küçüğün adı ise Yusuf’tu.
8 Ve öyle oldu ki hepimiz aşağıya inip gemiye bindikten ve bize emredilen erzak ve eşyalarımızı yanımıza aldıktan sonra denize açıldık ve esen rüzgarın önünde vaadedilen diyara doğru sürüklendik.
9 Ve rüzgarın önünde günlerce sürüklendikten sonra, işte kardeşlerim, İsmail'in oğulları ve ayrıca onların eşleri öyle bir alem yapmaya başladılar ki dans ederek şarkı söylemeye ve çok terbiyesiz bir şekilde konuşmaya başladılar; evet, hatta hangi güçle buraya getirilmiş olduklarını bile unuttular; evet, son derece terbiyesizleştiler.
10 Ve ben Nefi, Rab kızıp bizi kötülüklerimizden dolayı cezalandıracak ve denizin derinlikleri de bizi yutacak diye çok korkmaya başladım; bu nedenle, ben Nefi, onlarla ciddi bir şekilde konuşmaya başladım; fakat işte onlar bana kızarak: AKüçük kardeşimizin başımıza hükümdar olmasını istemiyoruz@ dediler.
11 Ve öyle oldu ki Laman ile Lemuel beni tutup iple bağladılar ve bana çok sert davrandılar; ancak Rab, gücünü göstermek ve kötüler hakkında söylemiş olduğu sözlerini yerine getirmek için buna izin verdi.
12 Ve öyle oldu ki onlar beni öyle bağlamışlardı ki hiç kımıldayamıyordum; daha sonra Rab tarafından hazırlanmış olan pusulanın çalışması durdu.
13 Bu nedenle gemiyi ne tarafa yöneteceklerini bilemediler; derken büyük bir fırtına, evet, büyük ve şiddetli bir kasırga çıktı ve üç gün boyunca suda geri sürüklendik; ve denizde boğulmaktan çok korkmalarına rağmen beni çözmediler.
14 Ve geriye doğru sürüklenmemizin dördüncü gününde kasırga oldukça şiddetlenmeye başladı.
15 Ve öyle oldu ki denizin derinliklerinde yutulmak üzereydik. Ve dört gün suda geriye doğru sürüklendikten sonra, kardeşlerim Tanrı’nın onları cezalandırdığını ve yaptıkları kötülüklerden tövbe etmezlerse öleceklerini anlamaya başladılar; bunun üzerine yanıma gelip bileklerimdeki bağları çözdüler; ve işte, bileklerim çok şişmişti ve ayak bileklerim de çok şişmişti ve çok fena acıyordu.
16 Yine de Tanrıma güvendim ve bütün gün O'na şükrettim; ve çektiğim sıkıntılar yüzünden Rab'be söylenmedim.
17 Şimdi babam Lehi onlara ve ayrıca İsmail'in oğullarına pek çok şey söylemişti; fakat işte, onlar benim adıma konuşmak isteyen herkese tehditler savurdular; ve annemle babam yaşları ilerlediği ve çocuklarından yana çok dert çektikleri için çok yıkıldılar, evet, hatta hasta yatağına düştüler.
18 Çektikleri büyük üzüntü ve kederlerden dolayı ve kardeşlerimin kötülükleri yüzünden neredeyse bu yaşamdan ayrılıp Tanrı'larına kavuşmak üzereydiler; evet, onların ak saçları toprağın altına yatırılmak üzereydi; evet, hatta onlar üzüntüleriyle beraber sulu bir mezara atılmak üzereydiler.
19 Ve Yakup ile Yusuf küçüktüler, devamlı ilgiye ihtiyaçları vardı; annelerinin çektiği sıkıntılar onları sarsmıştı; ve beni çözmeleri için eşimin ve çocuklarımın gözyaşları ve yalvarıp yakarmaları da ağabeylerimin yüreğini yumuşatamamıştı.
20 Ve onları yok olmakla tehdit eden Tanrı'nın gücü dışında, hiçbir şey onların yüreklerini yumuşatamazdı; bu nedenle onlar denizin derinliklerinde boğulup gideceklerini anlayınca, yaptıklarından pişmanlık duyarak sonunda beni çözdüler.
21 Ve öyle oldu ki onlar beni çözdükten sonra, işte pusulayı elime aldım ve istediğim gibi çalışmaya başladı. Ve öyle oldu ki Rab'be dua ettim; ve ben dua ettikten sonra rüzgarlar kesildi, fırtına dindi ve ortalık tamamen sakinleşti.
22 Ve öyle oldu ki ben Nefi gemiyi yönettim ve yeniden vaadedilen diyara doğru yelken açtık.
23 Ve öyle oldu ki günlerce yol aldıktan sonra vaadedilen diyara vardık ve karaya çıkıp çadırlarımızı kurduk; ve buraya vaadedilen diyar adını verdik.
24 Ve öyle oldu ki toprağı işleyip tohum ekmeye başladık; evet, Yeruşalem ülkesinden getirmiş olduğumuz bütün tohumları ektik. Ve öyle oldu ki çok iyi büyüdüler; bu nedenle Tanrı bizi bollukla bereketledi.
25 Ve öyle oldu ki bu ıssız yerlerde yolculuk ederken bu vaadedilen diyardaki ormanlarda her çeşit hayvanların olduğunu, hem ineğin hem de sığırın ve eşeğin ve atın ve keçinin ve yaban keçisinin ve insan için yararlı her türlü yabani hayvanların olduğunu gördük. Ve her çeşit maden, hem altın hem gümüş, hem de bakır bulduk.
19. BÖLÜM
Nefi madeni levhalar hazırlar ve bunlara halkının geçmişini kaydeder İsrail'in Tanrısı, Lehi’nin Yeruşalem'den ayrılmasından altı yüz yıl sonra dünyaya gelecektirNefi, İsrail'in Tanrısı'nın acılarını ve çarmıha gerilişini anlatırYahudiler Rab'be geri dönecekleri son günlere kadar hor görülecek ve darmadağın edilecekler. m.ö. tahminen 588--570 yılları. Ve öyle oldu ki Rab bana emretti; bu nedenle halkımın kayıtlarını tutmak için madeni levhalar hazırladım. Ve hazırladığım levhaların üzerine babamın kayıtlarını ve aynı zamanda bizim çöldeki yolculuğumuzu ve babamın peygamberliklerini işledim; ve kendi peygamberliklerimin çoğunu da yazdım.
2 Ve ben bu levhaları hazırlarken, Rab’bin bunları yapmamı emredeceğini bilmiyordum; bu nedenle, babamın kayıtları, onun atalarının soyağacı ve çölde başımıza gelen olayların çoğu sözünü ettiğim bu ilk levhaların üzerine işlenmiştir. Dolayısıyla, bu levhaları hazırlamadan önce olan olaylar, ilk levhalarda doğru ve daha ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.
3 Ve aldığım emre uyarak bu levhaları hazırladıktan sonra ben Nefi, yapılan hizmetlerin ve peygamberliklerin, bunların daha değerli ve kolay anlaşılır kısımlarının, bu levhaların üzerine yazılması için bir emir aldım; ve yazılanlar, bu toprakları yurt edinecek halkımın eğitimi için ve aynı zamanda Rab tarafından bilinen başka bilgece amaçlar için korunup saklanacaktı.
4 Bu nedenle, ben Nefi, diğer levhaların üzerinde, halkımın savaşlarını, çekişmelerini ve yıkılışlarını anlatan, yani bunları daha ayrıntılı bir şekilde anlatan bir kayıt tuttum. Ve bunu yaptım ve halkıma ben öldükten sonra ne yapmaları gerektiğini emrettim; ve bu levhaların, Rab'den yeni bir emir gelinceye kadar, bir kuşaktan diğerine ya da bir peygamberden diğerine aktarılmasını emrettim.
5 Ve bu levhaları nasıl hazırladığım daha sonra anlatılacaktır; ve şimdi işte, kaldığım yerden sözlerime devam edeceğim; ve bunu, kutsal yazıların korunması ve halkımın bilgisine sunulması için yapıyorum.
6 Bununla birlikte, levhalara kutsal olmadığını düşündüğüm hiçbir şeyi yazmıyorum. Ve şimdi, ben hata yaparsam, benden önce yazanlar da hata yapmıştır; başkaları hata yaptı diye kendimi bağışlatmaya çalışmıyorum; ancak, insan olduğum için, içimdeki zayıflıklardan ötürü kendimi kusurlu buluyorum.
7 Çünkü bazı kimselerin gerek ruh gerekse beden açısından büyük değer verdiği şeyleri, başkaları hiçe sayıp ayakları altında çiğner. Evet, insanlar İsrail'in gerçek Tanrısını bile kendi ayakları altında çiğnerler. Ayakları altında çiğnerler diyorum, ama bunu başka bir şekilde söylemek gerekirse, O'nu hiçe sayarlar ve verdiği öğütlerin sesine kulak asmazlar.
8 Ve işte O, meleğin sözlerine göre, babam Yeruşalem’den ayrıldıktan altı yüz yıl sonra dünyaya gelecektir.
9 Ve dünya kendi kötülükleri yüzünden O'nu bir hiç olarak yargılayacaktır; bu nedenle, O'nu kamçılarlar ve O buna katlanır; ve O'na vururlar ve O buna katlanır. Evet, O’nun suratına tükürürler ve O buna sevgi dolu şefkati ve insançocuklarına olan sabrı yüzünden katlanır.
10 Ve Mısır'dan kölelikten çıkarılan ve ayrıca çölde O’nun tarafından korunan atalarımızın Tanrısı olan, evet, İbrahim'in, İshak'ın ve Yakup'un Tanrısı, Zenok'un sözlerine göre yukarı kaldırılmak ve Neum'un sözlerine göre çarmıha gerilmek ve öldüğü zaman denizdeki adalarda yaşayacak olanlara, özellikle İsrail Evi’nden olanlara verilecek işaret olan üç günlük karanlık hakkında konuşan Zenos'un sözlerine göre bir mezara konulmak için kendisini bir insan olarak, meleğin dediği gibi kötülerin eline teslim eder.
11 Çünkü peygamber şöyle konuştu: O gün Rab Tanrı hiç kuşkusuz, bütün İsrail Evi’ni ziyaret edecektir; doğrulukları nedeniyle bazılarına kendi sesiyle büyük sevinci ve kurtuluşu bildirecek, diğerlerine ise gücüyle gönderdiği gök gürültüleri ve şimşeklerle, kasırgalarla, ateşle ve dumanla ve karanlık sisle ve yerin yarılmasıyla ve yerden yükselecek dağlarla konuşacaktır.
12 Ve bütün bu şeyler kesinlikle olacaktır, diyor Peygamber Zenos. Ve yeryüzündeki kayalar çatlayıp yarılacak ve yerin iniltileri yüzünden denizdeki adalarda bulunan kralların çoğu Tanrı'nın Ruhu'nun etkisiyle: ADoğanın Tanrısı acı çekiyor!@ diye haykıracaklar.
13 Ve Yeruşalem’dekilere gelince, diyor peygamber: İsrail'in Tanrısını çarmıha gerdikleri ve yüreklerini başka bir tarafa çevirdikleri, işaretleri ve mucizeleri ve İsrail'in Tanrısı'nın gücünü ve görkemini reddettikleri için bütün halklar tarafından cezalandırılacaklar.
14 Ve yüreklerini başka bir tarafa çevirdikleri ve İsrail'in Kutsalı'nı hor gördükleri için, diyor peygamber: Ömür boyu göçebe gibi dolaşacaklar, ölecekler ve bir ıslık sesi, bir masal konusu olacaklar ve bütün uluslar tarafından nefret edilecekler.
15 Buna rağmen, onlar yüreklerini bir daha İsrail'in Kutsalı'ndan çevirmedikleri gün geldiğinde, diyor peygamber: O zaman İsrail'in Kutsalı, onların atalarıyla yapmış olduğu antlaşmaları hatırlayacak.
16 Evet, işte o zaman İsrail'in Kutsalı denizdeki adalarda yaşayanları hatırlayacak; evet ve peygamber Zenos’un söylediği gibi İsrail Evi’nden olan herkesi dünyanın dört bir tarafından toplayacağım, diyor Rab.
17 Evet ve bütün dünya Rab'bin kurtuluşunu görecek, diyor peygamber: Her ulus, sülale, dil ve halk kutsanacak.
18 Ve ben Nefi, bu şeyleri halkımı belki Fidye ile Kurtarıcıları Rab'bi hatırlamaya ikna edebilirim, diye yazdım.
19 Bu nedenle, öyle olur da bu şeyler İsrail Evi’nin eline geçer diye bütün İsrail Evi’ne sesleniyorum.
20 Çünkü işte, Ruh'un Yeruşalem'dekiler için içimde uyandırdığı kaygılar bütün eklemlerimi zayıflatacak bir şekilde beni yoruyor; çünkü Rab, merhamet ederek geçmişteki peygamberlere gösterdiği gibi onların başına gelecekleri bana da göstermeseydi, ben de ölüp giderdim.
21 Ve Rab, kuşkusuz onlarla ilgili her şeyi geçmişteki peygamberlere gösterdi; ve bizim başımıza gelecekleri de birçok kişiye gösterdi; bu nedenle, bunları bilmemiz gerekir; çünkü bütün olacaklar pirinç levhalarda yazılıdır.
22 Şimdi, öyle oldu ki ben Nefi kardeşlerime bunları öğrettim; ve öyle oldu ki onlara Rab'bin başka ülkelerde, eskiden yaşamış olan insanlar arasında neler yaptığını bilmeleri için pirinç levhalardaki yazıların çoğunu okudum.
23 Ve onlara Musa kitaplarında yazılı olan birçok şeyi de okudum; ama onları Fidye ile Kurtarıcıları Rab'be inanmaya tam olarak ikna edebilmek için İşaya peygamberin yazdıklarından okudum; çünkü faydalanabilmemiz ve bilgi öğrenebilmemiz için bütün kutsal yazıları kendimizle karşılaştırdım.
24 Bu nedenle, onlara şöyle diyerek konuştum: İsrail Evi’nin kırılan bir dalı, onlardan geriye kalan bir parça olan sizler, peygamberin sözlerini dinleyin; bütün İsrail Evi için yazılmış olan peygamberin sözlerini dinleyin ve onları kendinizle karşılaştırın ki kendilerinden koptuğunuz kardeşleriniz gibi sizin de umudunuz olsun; çünkü peygamber şöyle yazmıştır.
20. BÖLÜM
Rab, amaçlarını İsrail'e açıklar---Onlar acılar fırınından seçilenlerdir ve Babil’den çıkmaları gerekirİşaya 48. Bölüm ile karşılaştırın. m.ö. tahminen 588--570 yılları. İsraİl adıyla çağrılan ve Yahuda sularından ya da vaftiz sularından çıkan ey Yakup Evi kulak ver ve bunu dinle: Rab'bin adıyla yemin edersiniz ve İsrail'in Tanrısı'nın adını anarsınız; ama onlar ne hakikatla ne de doğrulukla yemin ederler.
2 Yine de kutsal şehirden olduklarını söylerler; fakat Orduların Rabbi olan İsrail'in Tanrısına dayanmazlar; evet, O'nun adı Orduların Rabbi’dir.
3 İşte, geçmişte olanları başlangıçtan beri bildirdim; ve onlar benim ağzımdan çıktılar ve onları gösterdim. Onları ansızın gerçekleştirdim.
4 Ve bunu, senin inatçı ve boynunun demir kirişten ve alnının tunçtan olduğunu bildiğim için yaptım.
5 Ve başlangıçtan beri sana bildirdim; olmadan önce olanları sana gösterdim; ve onları şöyle demenden korktuğum için sana gösterdim: Onları putum yapmıştır; ve oyma putum ve dökme putum onları emretmiştir.
6 Bütün bunları görüp işittin; ve bunları itiraf etmeyecek misin? Ve sana şimdiden yeni şeyler, hatta gizli şeyler gösterdim, ama sen onları öğrenmedin.
7 Onlar başlangıçta değil, şimdi yaratıldı; sen onları duymadan önce de sana bildirildi; öyle ki: Aİşte ben bunları biliyordum@ demeyesin.
8 Evet ve sen işitmedin; evet, bilmedin; evet, o zamandan beri kulağın açılmadı; çünkü çok hainlik edeceğini biliyordum ve daha ana rahminden sana yasayı çiğneyen deniliyordu.
9 Yine de, adımın hatırı için öfkemi geciktiriyorum ve saygınlığımdan ötürü seni kovup atmayayım diye kendimi tutuyorum.
10 Çünkü işte, seni arıttım; seni acılar fırınının içinden seçtim.
11 Kendi hatırım için, evet, bunu kendi hatırım için yapacağım; çünkü adımın kirletilmesine izin vermem ve görkemimi başkasına vermem.
12 Ey Yakup ve çağırdığım İsrail bana kulak ver: çünkü Ben O'yum; ilk Ben’im ve son da Ben’im.
13 Elim dünyanın temelini de attı ve sağ elim gökleri yaydı. Onları çağırınca, birlikte dikilip dururlar.
14 Hepiniz toplanın ve dinleyin; onların arasından kim bu şeyleri onlara bildirdi? Rab onu sevmiştir; evet ve bu kişi onlar aracılığıyla bildirdiği Rab'bin sözlerini yerine getirecektir ve Rab'bin murat ettiğini Babil'e yapacaktır; ve O’nun kolu Kildaniler'in üzerine inecektir.
15 Ayrıca, diyor Rab: Ben Rab, evet, konuştum; evet, bunları duyurması için onu çağırdım; onu getirdim ve o kendisini zengin edecek.
16 Bana yaklaşın; sizden saklı konuşmadım; başlangıçtan beri, bildirildiği zamandan beri konuştum; ve Rab Tanrı ve O'nun Ruhu beni gönderdi.
17 Ve Rab, seni Fidye ile Kurtaran, İsrail'in Kutsalı şöyle diyor: Onu Ben gönderdim, sana neyin faydalı olduğunu öğreten, yürüyeceğin yolda seni güden Rab Tanrın bunu yaptı.
18 Keşke emirlerimi dinleseydin! O zaman huzurun bir ırmak gibi, doğruluğun da denizin dalgaları gibi olurdu.
19 Soyun da kum gibi ve içinden çıkan evlatlar onun taneleri gibi olurdu; karşımdan adı kesilip atılmazdı ve yok olmazdı.
20 Babil'den çıkın; Kildaniler'den kaçın; ilahilerin sesiyle bildirin; dünyanın ucuna kadar anlatıp şöyle deyin: Rab, hizmetkârı Yakup'u fidye ile kurtardı.
21 Ve onları çöllerden geçirirken susamadılar; onlar için kayadan sular akıttı; kayayı da yardı ve sular fışkırdı.
22 Ve Rab bütün bunları yapmasına, hatta daha büyük şeyleri yapmasına rağmen, kötülere huzur yoktur, diyor Rab.
21. BÖLÜM
Mesih, Yahudi olmayan ulusların ışığı olacak ve tutukluları özgür bırakacakİsrail son günlerde Tanrı’nın gücüyle bir araya toplanacakKrallar onların lalaları olacakİşaya 49’la karşılaştırın. m.ö. tahminen 588--570 yılları. Ve yine: Kulak verin ey İsrail Evi! Halkımın çobanlarının kötülükleri yüzünden sürüden kopan ve kovulan sizler; evet, sürüden kopup başka ülkelere dağılmış olan sizler, siz ki benim halkımdansınız, ey İsrail Evi! Ey adalar, beni dinleyin ve uzaktaki siz insanlar kulak verin; Rab, beni ana rahmindeyken seçti; anamın karnındayken adımı andı.
2 Ve ağzımı keskin bir kılıç gibi yaptı; elinin gölgesinde beni gizledi ve beni cilalı bir ok yaptı; kendi ok kılıfında beni sakladı.
3 Ve bana şöyle dedi: Ey İsrail, sen benim onur duyacağım hizmetkârımsın.
4 Bunun üzerine: ABoşuna emek verdim, gücümü hiçbir şey için boşuna harcadım; elbette, yargım Rab’den ve görevim Tanrı’dandır@ dedim.
5 Ve şimdi, Yakup'u tekrar O'na getirip kendisinin hizmetkârı olmam için beni daha ana rahmindeyken oluşturan Rab şöyle diyor: İsrail toplanmasa bile, ben yine de Rab'bin gözünde onurlandırılacağım ve Tanrım benim gücüm olacak.
6 Ve O diyor: Yakup oymaklarını yeniden yerlerine dikmek ve İsrail'in esirgenmiş olanlarını geri getirmek için hizmetkârım olman o kadar zor değil. Seni ayrıca bir ışık olarak Yahudi olmayan uluslara vereceğim; öyle ki dünyanın uçlarına kadar benim kurtarışım olasın.
7 İnsanın hor gördüğü, ulusların iğrendiği, hükümdarların kölesi olan adama, İsrail'in Kurtarıcısı ve Kutsalı olan Rab şöyle diyor: Rab sadık olduğu için, krallar görüp ayağa kalkacak, prensler de secde edecekler.
8 Rab şöyle diyor: Zamanı geldiğinde sizi duydum, ey denizdeki adalar! Ve kurtuluş gününde size yardım ettim; ve sizi koruyacağım ve halka antlaşma olarak, dünyayı kurması ve ıssız kalmış olan mirasları paylaştırması için hizmetkârımı sana vereceğim.
9 Öyle ki tutuklulara: AÇıkın@, karanlıklarda oturanlara AKendinizi gösterin@ diyebilirsiniz. Onlar yollarda otlayacaklar ve her tepede otlakları olacak.
10 Ne acıkacaklar, ne de susayacaklar; ne sıcak ne de güneş onları vuracak; çünkü onlara merhamet eden onlara yol gösterecek, hatta onlara su pınarları boyunca rehberlik edecek.
11 Ve bütün dağlarımı yol edeceğim ve büyük yollarım yükselecek.
12 Ve o zaman, ey İsrail Evi, işte bunlar uzaktan; ve işte bunlar kuzeyden ve batıdan, şunlar da Sinim ülkesinden gelecekler.
13 İlahiler söyleyin, ey gökler! Neşeyle dol, ey yeryüzü! Çünkü, doğuda olanların ayakları artık yerini bulacak; ve ilahiler söylemeye başlayın ey dağlar! Çünkü onlar bir daha cezalandırılmayacak; çünkü Rab, halkını teselli etti ve sıkıntı çeken halkına merhamet edecek.
14 Fakat işte Sion: ARab beni bıraktı ve Rabbim beni unuttu@ dedi. Ancak Rab unutmadığını gösterecek.
15 Çünkü kadın emzikteki çocuğunu unutabilir mi ki, kendi rahminin oğluna acımasın? Evet, onlar unutabilirler, fakat Ben seni unutmayacağım, Ey İsrail Evi.
16 İşte, ellerimin ayasına seni işledim; duvarların daima karşımda.
17 Çocukların seni öldürenlere karşı tez gelecekler ve seni harap edenler ise çekip gidecekler.
18 Gözlerini kaldırıp çevrene bir bak! Bütün bu insanlar toplanıyorlar ve sana geliyorlar. Ve Ben nasıl varsam, diyor Rab: Onların hepsini süs gibi takınacaksın ve bir gelin gibi onları kuşanacaksın.
19 Çünkü viran ve ıssız yerlerin ve harap edilmiş ülken, orada oturanlar yüzünden şimdi bile çok dar gelecek; ve seni yutanlar uzaklaşacaklar.
20 İlk çocuğunu yitirdikten sonra sahip olacağın çocuklar, yeniden kulaklarına: ABurası bana çok dar geliyor; bana oturabileceğim bir yer ver@ diyecekler.
21 O zaman yüreğinden diyeceksin: Ben evlatlarından olmuş, tek başına tutsak olarak öteye beriye dolaşmakta iken bunları bana kim peyda etti? Ve bunları kim büyüttü? İşte, ben yalnız kalmıştım; bunlar neredeydiler?
22 Rab Tanrı şöyle diyor: İşte Yahudi olmayan uluslara elimi kaldıracağım ve halka sancağımı dalgalandıracağım; ve onlar senin oğullarını kollarında getirecekler ve kızların onların omuzlarında taşınacak.
23 Ve krallar sana lala ve onların kraliçeleri sana dadı olacaklar; önünüzde yere eğilip sizi selamlayacaklar ve ayağınızın tozunu yalayacaklar; ve sen bileceksin ki Rab Ben’im; çünkü beni bekleyenler utandırılmayacaklar.
24 Çünkü güçlünün elinden kurbanı alınacak mı, ya da yasalara göre tutsak alınanlar azat olacak mı?
25 Fakat Rab şöyle diyor: Güçlünün tutsakları bile elinden alınacak ve korkunç adamın kurbanı kurtarılacak; çünkü seninle uğraşanlarla, Ben uğraşacağım ve senin çocuklarını Ben kurtaracağım.
26 Ve sana işkence edenlere kendi etlerini yedireceğim; kendi kanları ile tatlı şarap içmiş gibi sarhoş olacaklar; ve bütün insanlık bilecek ki Ben Rab, senin Kurtarıcın ve seni Fidye ile Kurtaran’ım; Yakup'un Güçlüsü benim.
22. BÖLÜM
İsrail bütün yeryüzüne dağılacakYahudi olmayan uluslar İsrail’i son günlerde Sevindirici Haber’le besleyip büyüteceklerİsrail bir araya toplanacak ve kurtulacak---Kötüler saman gibi yanacakŞeytanın krallığı yok edilecek ve şeytan bağlanacak. m.ö. tahminen 588--570 yılları. Ve şimdi, öyle oldu ki ben Nefi, pirinç levhalara işlenmiş olan bu yazıları okuduktan sonra kardeşlerim bana gelip şöyle dediler: Bu okuduğun şeylerin anlamı nedir? İşte bunların bedene göre değil, ruha göre olacak ruhsal gerçeklere göre mi anlaşılması gerekiyor?
2 Ve ben Nefi onlara: Aİşte bunlar peygambere Ruh'un sesiyle açıklanmıştır; çünkü bedene göre insançocuklarının başına gelecek her şey Ruh aracılığıyla peygamberlere bildirilir@ dedim.
3 Bu nedenle, okuduğum şeyler hem geçici hem de ruhsal olaylarla ilgilidir; çünkü öyle gözüküyor ki İsrail Evi er ya da geç bütün yeryüzüne ve üstelik bütün ulusların arasına dağıtılacaktır.
4 Ve işte, Yeruşalem'dekilerin bilgisinden çoktan beridir uzak kalmış birçok insan var. Evet, oymakların büyük çoğunluğu uzaklara götürülmüş ve denizdeki adalara oraya buraya dağıtılmışlardır; ve nerede olduklarını hiçbirimiz bilmiyoruz; bütün bildiğimiz uzaklara götürülmüş olduklarıdır.