2- Büyük bir kısmı cürüm haline dönüştürülerek Yeni Türk Ceza Kanununda korunmakla beraber, ilke olarak kabahatlerin Yeni Türk Ceza Kanunundan çıkarılıp, yargılama kurallarını da içerecek biçimde Almanya'daki Düzene Aykırılıklar Yasasına benzer bir yasa konusu yapılarak, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu olarak TBMM'nde kabul edilmiştir. Adli ve idari mevzuat bakımından yeni ve önemli bir gelişme olan bu kanun yaptırım olarak sadece idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi usulünü benimsemiştir. Belediye birim ve çalışanları açısından yakından ilgili olan bu kanun, uygulamada özellikle Zabıta birimi ve memurlarınca sıkça başvurulması durumunda kalınacağından, Kabahatler Kanununun getirdiği usul ve esasların bilinmesi ve gelişmelerin yakından takip edilmesi, 2- Büyük bir kısmı cürüm haline dönüştürülerek Yeni Türk Ceza Kanununda korunmakla beraber, ilke olarak kabahatlerin Yeni Türk Ceza Kanunundan çıkarılıp, yargılama kurallarını da içerecek biçimde Almanya'daki Düzene Aykırılıklar Yasasına benzer bir yasa konusu yapılarak, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu olarak TBMM'nde kabul edilmiştir. Adli ve idari mevzuat bakımından yeni ve önemli bir gelişme olan bu kanun yaptırım olarak sadece idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi usulünü benimsemiştir. Belediye birim ve çalışanları açısından yakından ilgili olan bu kanun, uygulamada özellikle Zabıta birimi ve memurlarınca sıkça başvurulması durumunda kalınacağından, Kabahatler Kanununun getirdiği usul ve esasların bilinmesi ve gelişmelerin yakından takip edilmesi,
Tüm kanunlar gibi, ceza kanunları da yürürlüğe girdikten sonraki eylem ve işlemlere uygulanır. Ancak, ceza kanunları bakımından geçerli olan lehe ait ceza hükümlerinin uygulanma kuralı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda da kabul edilmiştir. Buna göre, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır (md.7). 5252 sayılı "Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 9.maddesi (3).fıkrasında "Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir." denilmek suretiyle bu kural güçlendirilmiştir. Uygulamada bu hususa dikkat edilmesi, Tüm kanunlar gibi, ceza kanunları da yürürlüğe girdikten sonraki eylem ve işlemlere uygulanır. Ancak, ceza kanunları bakımından geçerli olan lehe ait ceza hükümlerinin uygulanma kuralı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda da kabul edilmiştir. Buna göre, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır (md.7). 5252 sayılı "Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 9.maddesi (3).fıkrasında "Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir." denilmek suretiyle bu kural güçlendirilmiştir. Uygulamada bu hususa dikkat edilmesi,
5237 sayılı Türk Ceza Kanununda da yer alan hukukun temel ilkelerinden; -Kanunilik ilkesi, -Belirlilik ilkesi, -Aleyhe Kanunun geçmişe yürümemesi ilkesi, -Kıyas yasağı, -İdarenin düzenleyici işlemleri ile suç ihdas edilememesi, -Suç ve cezanın orantılı olması, -Eşitlik ilkesi, -Suç ve cezanın şahsiliği ilkesi, -Cezai müeyyidelere gerçek kişilerin muhatap olacağı,
-Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz ilkesi (md. 4). (Yalnız bu maddenin ikinci fıkrası "ancak sakınamayacağı bir hata nedeniyle kanunu bilmediği için meşru sanarak bir suç işleyen kimse cezaen sorumlu olmaz" hükmü yer alıyorsa da, yeni ceza kanununun manevi unsur konusundaki temel anlayışına göre fiilin haksızlık muhtevasını bilen veya bilecek durumda olan bir kimsenin bu hatadan yararlanması söz konusu olamaz, örneğin, hiç kimse ırza geçmenin, adam öldürmenin, dolandırmanın serbest olduğunu söyleyemez. Buna karşılık, bir yabancının Türkiye'de uyuşturucu içmenin yasak olduğunu bilmesi beklenemez; ayrıca onun tamamen bize özgü bir kuralı bilebilmesi de beklenemez. Bu bağlamda (md. 4/2)'nin son derece sınırlı surette uygulama alanı bulabileceği kuşkusuzdur.) -Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz ilkesi (md. 4). (Yalnız bu maddenin ikinci fıkrası "ancak sakınamayacağı bir hata nedeniyle kanunu bilmediği için meşru sanarak bir suç işleyen kimse cezaen sorumlu olmaz" hükmü yer alıyorsa da, yeni ceza kanununun manevi unsur konusundaki temel anlayışına göre fiilin haksızlık muhtevasını bilen veya bilecek durumda olan bir kimsenin bu hatadan yararlanması söz konusu olamaz, örneğin, hiç kimse ırza geçmenin, adam öldürmenin, dolandırmanın serbest olduğunu söyleyemez. Buna karşılık, bir yabancının Türkiye'de uyuşturucu içmenin yasak olduğunu bilmesi beklenemez; ayrıca onun tamamen bize özgü bir kuralı bilebilmesi de beklenemez. Bu bağlamda (md. 4/2)'nin son derece sınırlı surette uygulama alanı bulabileceği kuşkusuzdur.)
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ceza bakımından temel kanun olarak değerlendirildiğinden, bu kanuna aykırı ceza hükümleri ihtiva eden kanun hükümlerinin uygulanamayacağı kuralına dikkat edilmesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ceza bakımından temel kanun olarak değerlendirildiğinden, bu kanuna aykırı ceza hükümleri ihtiva eden kanun hükümlerinin uygulanamayacağı kuralına dikkat edilmesi, Suçu kanıtlanıp sübut bulmadan kimsenin suçlu ilan edilemeyeceği prensibi uyarınca raporlarda sanık, suçlu, ...suçunu işleyen, yada benzer kesin hüküm belirten kavram ve ifadelerin kullanılmaması, bu tür ifadeler yerine görevin nevine göre; şikayet edilen(ler), hakkında araştırma/ön inceleme/ön inceleme/soruşturma yapılan(lar), ...suçu işlediği iddia edilen(ler), ...suçu atfedilen(ler), yada benzer ifade tarzının kullanılması,
Dostları ilə paylaş:
|