BiSMİllahirrahmanirrahiM قَالَ رَسُول الله


Sahife-i Seccadiye'nin Tarihsel Rolü



Yüklə 0,84 Mb.
səhifə36/38
tarix29.08.2018
ölçüsü0,84 Mb.
#75836
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   38

Sahife-i Seccadiye'nin Tarihsel Rolü


Dedik ki: Müslümanlar, İmam Zeynülabidin (a.s) zamanında, siyasi ve askeri alanın dışında iki büyük tehlikeyle yüz yüze gelmişlerdi. Dolayısıyla bu iki tehlikeye kararlılıkla karşı çıkmak bir zorunluluktu:

Birincisi; Müslümanların, Allah'ın dinine akın akın giren halklarla iletişime geçmeleri sonucu değişik kültürlerle, yasama gelenekleriyle ve farklı sosyal ortamlarla yüz yüze kalmalarından kaynaklanan tehlike. Bu nedenle, Müslümanlar bazında, onların fikri orijinalliklerini, kitap ve sünnetten kaynaklanan belirgin şeri kişiliklerini pekiştirmeye yönelik ilmi düzeyde bir faaliyet gerçekleştirmek kaçınılmazdı. Bu çerçevede Müslümanların zihinsel ufuklarını açacak içtihat eksenli bir düşünce hareketi gerekliydi. Müslümanların, basiretli, üretken ve zeki bir içtihat ruhuyla kitap ve sünnet meşalesini taşıyabilmeleri buna bağlıdı. Ancak o zaman, karşılarına çıkan her önemli soruna ilişkin yararlı bir hüküm ve değerlendirmeyi çıkarsamaları mümkün olabilirdi.

Şu halde İslâmî şahsiyeti kökleştirmek ve içtihat tohumlarını ekmek gerekiyordu. İmam Ali b. Hüseyin'in (a.s) yaptığı buydu. O, Resulullah (s.a.a) mescidinde bir araştırma ve ders halkası oluşturmuştu…

İkinci tehlike; bu büyük genişlemenin ve sağladığı zenginliğin neticesinde toplumu saran konfor ve refah dalgasıydı. Konfor ve refah dalgaları, her hangi bir toplumu sardığı zaman, onu dünyevi lezzetlerin paralelinde hareket etmeye, şu dünyevi hayatın sınırlı süslerine sahip olmada aşırı bir düşkünlüğe sürükler, dolayısıyla ahlaki değerlere bağlılık bilincinin sönmesine, Allah ve ahiret günü ile manevi bağın kesilmesine neden olur. Bu bağ da koptu mu, insanın önünde gerçekten büyük bir hedef kalmaz. Nitekim fiilen yaşanan da bu oldu. Durumu daha açık görmek için Ebu'l Ferec el-İsfahani'nin el-Eğani adlı eserine göz atmak yeterlidir.

İmam Ali b. Hüseyin (a.s) bu tehlikeyi sezdi ve derhal çözümüne yönelik faaliyetlere başladı. Bu çözüm yönteminin esasını da dua olarak belirledi. Nitekim Sahife-i Seccadiye bu yöntemin bir ürünü olarak ortaya çıktı. Bu büyük İmam (a.s), kendisine bahşedilen eşsiz belagat yeteneği, Arap dilinin üstün ifade yöntemlerini kullanma gücü, rabbani beceresi sayesinde, en parlak anlamları ve en ince mesajları, insanın rabbiyle olan bağını, yaratıcısı karşısında vicdani coşkusunu, yaratılışı ve ahiretiyle bağlarını göz kamaştırıcı bir şekilde ortaya koymuştur. Bunların somut ifadesi olan ahlaki değerleri, hakları ve görevleri gözler önüne sermiştir.

İmam Ali b. Hüseyin (a.s), kendisine bahşedilen bu yetenekler sayesinde, dua aracılığıyla, İslâm toplumunda manevi bir havanın meydana gelmesini sağlamıştır. Azgınlık dalgalarının iyici hırpaladığı Müslüman insanın şahsiyetinin kökleşmesini büyük ölçüde başarmıştır. Toprağın sürekli olarak kendine çektiği Müslümanı rabbine sıkı sıkaya bağlamıştır. Sahip olduğu, ama zamanla örselenmeye başlayan ahlaki değerleri pekiştirmiştir. Ki İslâm ümmeti, bağrına taş basarak yaşadığı yoksulluk dönemlerinde olduğu gibi zenginlik ve servet döneminde de İslâmî değerlerin güvenilir koruyucusu olsun.

Böylece anlıyoruz ki, Sahife-i Seccadiye, büyük bir toplumsal hareketin ifadesiydi. İçinde bulunulan aşamanın İmam'a (a.s) dayattığı bir yöntemdi bu. Bunun yanında eşsiz bir rabbani mirastır da. Zaman geçtikçe, ilahi bağışın kaynağı, yol gösterici meşalesi ve bir ahlak ve arınma mektebi işlevini görmüştür, görmeye devam edecektir. İnsanlık bu Muhammedi-Alevi mirasa her zaman muhtaç olacaktır. Şeytanın baştan çıkarıcılığı ve dünyanın kafa karıştırıcılığı arttıkça, insanlığın bu mübarek mirasa muhtaçlığı da aynı oranda artacaktır.1

Sahife-i Seccadiye'nin Rivayet Zinciri


Sahife-i Seccadiye'nin rivayet zinciri, İmam Ebu Cafer Muhammed el-Bakır'a (a.s) ve onun kardeşi Şehid Zeyd b. Ali b. Hüseyin'e (a.s) dayanır. Sahife'nin başında rivayet zinciri zikredilir ve bu rivayet zinciri tevatür niteliğini kazanmıştır. Hala alimler, bu rivayet zincirini zikrederek Sahife'yi nakletmeyi sürdürmektedirler.

Seyyid Muhsin Emin el-Amuli şöyle der: "Sahife'nin lafızlarının belagatı, rakipsiz fesahatı, içeriğinin yüceliği, yüce Allah karşısında tezellülü ifade eden, Ona övgüleri içeren olağanüstü ibareleri, Allah'ın affını, keremini talep ederken başvurulan akıl almaz yöntemleri ve Allah'a tevessül ederken esas alınan edebi üslubu en güçlü bir şekilde gösteriyor ki, İmam'a nispeti sahihtir; bu inci o denizdendir, bu mücevher o madenden çıkarılmıştır ve bu meyve o mübarek ağaçtandır. Bunun yanında hiçbir şüpheye yer bırakmayacak bir şöhrete de kavuşmuştur. Sonra değişik kanallardan asıl menşei olan İmam Zeynülabidin'e ulaştırılmıştır. Salat ve selam onun, tertemiz atalarının ve evlatlarının üzerine olsun." Güvenilir raviler, kendi rivayet zincirleriyle onu İmam Zeynülabidin'e (a.s) ulaştırmışlardır. Bir nüshası Şehid Zeyd'in yanındaydı, ondan sonra da çocuklarına miras kaldı, oradan Abdullah b. Hasan (el-Müsenna)'ın evlatlarına kaldı. Nitekim Safihe'nin hemen başında zikredilir. Ayrıca İmam Bakır'da (a.s) da bunun bir nüshası vardı. Alimlerin yanı sıra halkın geneli bu dua risalesine önem vermiş, onu rivayet etmeye gayret etmişlerdir. Lafızları ve nüshaları ezberlenmiştir. Gece, gündüz ve akşam sabah onun içerdiği dualarla dua etmeyi alışkanlık haline getirmişlerdi.1


Sahife-i Seccadiye'nin Şerhleri


Alimler, uzun süre Sahife'yi incelemek ve şerhetmekle, ifadelerinin maksatlarını tespit etmekle uğraşmışlardır. Bu alanda çok değerli kitaplar kaleme alınmıştır. Şeyhu'l Muhakkikin eş-Şeyh Ağa Bozorg et-Tahrani ez-Zeria ila't-Tesanifi'ş-Şia adıyla bilinen ansiklopedisinde bu kitaplardan söz eder ve bunlardan altmış altı tane şerhin adını verir.

Es-Sahife'ye "el-Kamile" Adının verilmesi


1- Anlatıldığına göre bu Sahife'ye "el-Kamile" adının verilmesinin nedeni, Zeydiye mezhebinin mensuplarının elindeki nüshanın eksik olmasıdır. Çünkü sözü edilen nüsha yarısına kadardır. Bu yüzden maruf olan Sahife "el-Kamile" (eksiksiz) olarak nitelendirilmiştir.2

2- Bazılarına göre Sahife'ye bu ismin verilmesinin nedeni, bir çok alanda ve taleplerin geneliyle ilgili olarak kulun rabbine yönelik ihtiyaçlarını tanzim eden eksiksiz bir bütün olmasıdır.3



Yüklə 0,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin