BiSMİllahirrahmanirrahiM قَالَ رَسُول الله


Çağdaşlarının Onunla İlgili Sözleri



Yüklə 0,84 Mb.
səhifə4/38
tarix29.08.2018
ölçüsü0,84 Mb.
#75836
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   38

Çağdaşlarının Onunla İlgili Sözleri


İmam'ın (a.s) çağdaşı olan alimler, fakihler ve tarihçiler onun şahsiyetinden edindikleri izlenimleri, yüceltme ve tazim etme ifadeleriyle dile getirmişlerdir. Bu hususta, onu samimiyetle sevenlerle, içlerinde ona karşı kin ve düşmanlık besleyenler arasında herhangi bir fark yoktur. Aşağıda onunla (a.s) ilgili söylenen bazı sözleri sunuyoruz:

1- Değerli sahabi Cabir b. Abdullah el-Ensari şöyle der: "Peygamberlerin evladı içinde Ali b. Hüseyin (a.s) gibisi görülmemiştir."2

2- Abdullah b. Abbas, ilerlemiş yaşına rağmen, İmam'a (a.s) büyük saygı gösteriyor, saygısının ve onurlandırmasının bir ifadesi olarak önünde eğiliyordu. Onu gördüğünde, saygıdan ayağa kalkıyor ve yüksek sesle şöyle diyordu: "Hoş geldin! Ey sevgili oğlu sevgili!"1

3- Muhammed b. Müslim el-Kuraşi ez-Zuhri fakih olarak nitelendirilir, önder İmamlardan biri ve Hicaz ve Şam bölgelerinin alimi olarak isimlendirilirdi.2 Ayrıca Ehl-i Beyt (a.s) çizgisine bağlı da değildi. Bununla beraber o, bir çok ifadesinde İmam'ın (a.s) niteliklerini saymış, değerli kişiliğine, büyük örnekliğine işaret etmiştir. Bu sözlerinden bir kaçını aşağıya alıyoruz:

"Haşimoğullarından Ali b. Hüseyin gibisini görmedim…"3

"Ehl-i Beyt'ten, Ali b. Hüseyin'den daha üstün olan bir adama rastlamadım…"4

"Ondan daha fakih birini görmedim…"5

4- Said b. Müseyyeb Medine'de öne çıkmış parlak fakihlerden biriydi. Raviler onunla ilgili şu değerlendirmeyi yaparlar: "Tabiin kuşağı içinde ilmi ondan daha geniş olan biri yoktu".6 İmam'la (a.s) arkadaşlık etmiş, onun takvasına, dindeki hassasiyetine tanık olmuştu. Gözlemlerini şu sözlerle dile getirmiştir:

"Ali b. Hüseyin'den daha faziletli birini görmedim. Onu her gördüğümde mutlaka nefsime öfke duydum."7

"Ondan daha muttaki birini görmüş değilim."8

Bir gün Said bir yerde oturmuştu, yanında da Kureyşli bir genç vardı. İmam (a.s) çıkageldi. Kureyşli genç, Said'e gelenin kim olduğunu sordu. Said: "O, abidlerin efendisi (Seyyidu'l-Abidin)’dir," dedi.9

5- Zeyd b. Elsem: Medine fukahasının önde gelenlerinden biri ve Kur'an müfessiriydi.10 Bir çok konuşmasında İmam'ın (a.s) üstün meziyetlerine değinmiştir. Bu sözlerinden bazılarını aşağıya alıyoruz:

"Kıble ehlinden onun gibi birisiyle bu güne kadar oturmuş değilim."1

"Onların (Ehl-i Beyt'in) içinde Ali b. Hüseyin gibisini görmedim."2

"Ali b. Hüseyin gibi anlaması ve ezberi güçlü birini görmüş değilim."3

6- Hammad b. Zeyd: Basra fıkıhçılarının önde gelenlerinden biriydi. Müslümanların İmamlarından biri kabul edilirdi.4 İmam (a.s) hakkında şöyle demiştir: "Ali b. Hüseyin, gördüğüm Haşimilerin en faziletlisiydi."5

7- Yahya b. Said: Tabiin büyüklerinden biriydi. Fukaha ve ulemanın faziletlilerinden sayılırdı.6 Şöyle diyor: "Ali b. Hüseyin'i dinledim. Gördüğüm Haşimilerin en faziletlisiydi."7

8- Düşmanları, ona kin güden kimseler de İmam'ın (a.s) faziletlerini itiraf etmek zorunda kalmışlardır. Örneğin Yezid b. Muaviye, Şamlıların İmam'la (a.s) konuşması için ısrar edince, ondan korktuğunu şu sözleriyle dile getirmiştir: O, ilmi yutmuş bir ailedendir. O, beni ve Ebu Süfyan soyunu rezil etmeden kürsüden inmez…"8

9- Abdulmelik b. Mervan: Bu da İmam'ın (a.s) bir diğer düşmanıdır. İmam'a şöyle diyor: "Kuşkusuz sen, hem ailene, hem de bütün çağdaşlarına karşı büyük bir üstünlüğe sahipsin. Sana öyle bir fazilet, ilim, dini anlayış ve takva verilmiş ki, senden önce hiç kimseye verilmemiştir. Sadece senden önceki babalarında senin gibi birisine rastlamak mümkündür."9

10- Mansur ed-Devaniki: Bu da, Ehl-i Beyt (a.s) düşmanlarından biridir. Zünnefsi'z-Zekiye'ye gönderdiği bir mektupta İmam'ın (a.s) faziletinden şöyle söz ediyor: "Resulullah'ın (s.a.a) vefatından sonra içinizde (Aleviler / Ali'nin soyundan gelenler arasında) onun (Zeynülabidin) gibisi doğmuş değildir."1


ALİMLERİN VE TARİHÇİLERİN GÖRÜŞLERİ


1-Yakubi şöyle der: İnsanların en faziletlisi ve en çok ibadet edeniydi. Zeynülabidin olarak isimlendirilirdi. (Çok ibadet ettiği için) alnı nasırlı diye de isimlendirildi. Çünkü alnında secde izi vardı.2

2- Hafız Ebu'l Kasım Ali b. Hasan eş-Şafii (İbn Asakir olarak bilinir), İmam'ın (a.s) hayatını anlatırken şöyle der: "Ali b. Hüseyin güvenilir, emin bir kimseydi. Çok hadis rivayet eden, üstün ve yüce bir şahsiyetti…"3

3- Zehebi şöyle der: "Hayret verici bir heybeti vardı. Allah'a yemin ederim ki o heybetli görüntüye layıktı. O büyük İmamlığa layık biriydi. Bunu, şerefiyle, efendiliğiyle, ilmiyle, kendini Allah'a adamışlığıyla ve aklının mükemmelliğiyle hak ediyordu."4

4- Hafız Ebu Nuaym şöyle der: "Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib (a.s), abidlerin süsü (Zeynülabidin), kendini ibadete verenlerin aydınlatıcı ışığıydı. Hakkını vererek ibadet eden bir abid ve içinde en ufak bir olumsuzluk taşımayan büyük bir kerem sahibiydi."5

5- Safiyuddin şöyle der: "Zeynülabidin, büyük bir yol gösterici ve Salihlik karakterine sahip bir şahsiyetti."6

6- Nevevi şöyle der: "Alimler, onun her konuda müthiş bir heybete sahip olduğu hususunda görüş birliği içindedirler."7

7- İmadu'ddin İdris el-Kuraşi şöyle der: "İmam Ali b. Hüseyin Zeynülabidin, Resulullah'ın (s.a.a) Ehl-i Beyt'inin, Hasan ve Hüseyin'den sonra en faziletlisi, en takvalısı, en zahidi ve en abidiydi. Salat ve selam üzerlerine olsun."8

8- Ünlü nesep bilgini İbn Anbe şöyle der: "Onun (a.s) faziletleri sayılmayacak ve bir nitelikle kuşatılmayacak kadar çoktur."9

9- Şeyh el-Müfid şöyle der: "Ali b. Hüseyin, babasından sonra ilim ve amel olarak insanların en üstünüydü. Ehli sünnet alimleri, ondan sayılmayacak kadar çok ilim rivayet etmişlerdir. Öğüt, dua, Kur'an'ın fazileti, helal, haram, gazveler ve alimler arasında meşhur olan tarihi günlerle ilgili çok sözü hıfzedilmiştir."1

10- İbn Teymiye şöyle der: "Ali b. Hüseyin'e gelince, o, tabiinin büyüklerindendi, ilim ve din bakımından onların önderlerinden biriydi. Derin bir huşuya sahipti, gizlice sadaka vermek gibi, bilinen sayısız üstünlüğü vardı."2

11- Şeyhani el-Kadiri şöyle der: "Efendimiz Zeynülabidin Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib, cömertliği ve keremiyle ün salmıştı. İyilikleri ve cömertliğiyle adeta semada pervaz olmuştu. Çok değerliydi. Tahammülü ve göğsü genişti. Apaçık kerametleri vardı. Onun zamanında yaşayanların bizzat gördüğü bu kerametler mütevatir rivayetlerle de kanıtlanmıştır."3

12- Muhammed b. Talha el-Kuraşi eş-Şafii şöyle der: "Zeynülabidin, zahidlerin önderi, muttakilerin seyidi, müminlerin İmam'ıdır. Huyu, onun Resulullah'ın (s.a.a) sülalesinden geldiğinin somut tanığıdır. Karakteri, Allah'a yakın makamını ispat etmektedir. Alnındaki nasır, ne de çok namaz kıldığının, gecelerini namazla geçirdiğinin ispatıdır, dünya nimetlerinden yüz çevirdiğinin göstergesidir. Dünyadan el etek çektiğini haykırmaktadır. Takva esaslı ahlak süzülmektedir davranışlarından, bu alanda yükseldikçe yükselmektedir. İlahi desteğin göstergesi nurlara mazhar olmuş ve bu nurlarla yolunu takip etmiştir. İbadet virdleri onunla bütünleşmiş, onun sohbetinden ayrılmaz olmuştur. Kulluk vazifeleri adeta onunla ittifak kurmuş gibi, ibadet giysisine bürünmüştür. Geceleri, ahirete yolculuk etmek için bir binek olarak kullanır. Nefsin isteklerine cevap vermemesi bakımından bir yol göstericidir ki, insanlar onunla doğru yolda hareketlerini sürdürebiliyorlar. Nice gözle görülmüş kerametleri ve olağanüstülükleri vardır. Bunlar mütevatir düzeyindeki rivayetlerle de kanıtlanmıştır. Bütün bunlar, onun ahiret sultanlarından biri olduğunun tanıklarıdır."4

13- İmam Şafii şöyle der: Ali b. Hüseyin, Medine halkının en fakihidir.5

14- el-Cahiz şöyle der: "Ali b. Hüseyin'e gelince, onun hakkında Şiî gibi düşünmeyen bir harici, mutezili gibi düşünmeyen bir Şiî, avam gibi düşünmeyen bir mutezili, havas gibi düşünmeyen bir avam, kısacası, onun faziletlerinden kuşku duyan, onun öncülüğünden şüphelenen bir tek kişi görmedim…"2

15- Sibt İbnu'l Cevzi şöyle der: "O, İmamların babasıdır. Künyesi Ebu'l Hasan, lakabı, Zeynülabidin'dir. Resulullah (s.a.a) onu seyyidu'labidin …Seccad (çok secde eden) olarak isimlendirmiştir. Alnı nasırlı diye de isimlendirilmiştir. Arınmış ve emin olarak bilinir. Bilindiği gibi es-Sefinat: Devenin üzerine çöktüğü organlarında meydana gelen nasıra ve dizlerindeki kabarıklığa verilen isimdir. İmam Zeynülabidin de uzun süre secde de kaldığı için secde organları nasır tutmuştu."3


Yüklə 0,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin