Dr. Mustafa Kemal akgül mpm (Grup Yönetmeni) Cengiz aydin milli Kütüphane Neziha Çarkit meb cemal gemci cymsoft aysim hançer kızılay Kemal karakoçak kamuBİb yk temsilcisi Burçin ÖKSÜz software ag ersin Tufan yalvaç Maliye Bakanlığı



Yüklə 0,77 Mb.
səhifə125/128
tarix09.01.2022
ölçüsü0,77 Mb.
#97379
1   ...   120   121   122   123   124   125   126   127   128

4. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME


Bilgi’yi ve Bilginin Toplumsal Etki Düzeyini Anlamak

Günlük yaşam içindeki uygulamaları kolaylaştırmak güvenli ve hızlı sonuçlar elde edebilmek amaçlı olarak icat edilen ve geliştirilen bilgisayar teknolojileri 1960’lı yıllarda bu amaçla çıktığı teknoloji yolculuğunda, son 20 yılda bir anlamda amaçlarından uzaklaştırılmış olarak “sadece teknoloji üreten teknoloji” döngüsüne sokulmuştur.

Ticari kaygılarla bu noktaya gelmiş olan bilgi teknolojileri endüstrisi; son 5 yıldan bu yana bize, kişisel kullanım amaçlı olarak sunduğu teknolojik yeterliliklerinin yanı sıra, kurumsal ve toplumsal boyutta da, ne tür olumlu değişiklikler getirdiği yönleri ile sorgulanmaya başlanmıştır.

Benzer şekilde; son 15 yıldır sosyal bilimcilerin “bilgi toplumu” olarak adlandırdıkları yeni toplum yaklaşımı anlayışına, aradan bunca zaman geçmiş olmasına rağmen gelişmiş ülkelerde dahi henüz yeterince geçilememiştir. Bu durum; ‘bilgi teknolojilerinin’ olabildiğince süratli gelişmesinin yanında, ‘bilgiyi’ toplumsal etki düzeyinde yeterince oluşturamadığı ve toplumsal gereklilik biçimine dönüştüremediği gerçeğini de apaçık ortaya çıkarmıştır.

‘Bilgi’nin toplumsal etki düzeyini değerlendirirken, bilgi, veri ve enformasyon kavramlarının tek başına neyi tanımladığı konusunda da ortak bir anlayış birliği sağlanması gerekmektedir.

Bilgi kavramını iyi anlayabilmek için, çoğu zaman karıştırılan ‘veri’, ‘enformasyon’ kavramlarının iyi anlaşılması gerekmektedir. ‘Bilgi’ bilenlerin düşüncelerinden, yargılarından ortaya çıkar ve bir soyut değer olarak uygulamaya geçirilir. ‘Bilgi’ organizasyonların işlevi içinde, genellikle yalnızca belgelerde ya da depolarda değil rutin çalışmalarda, süreçlerde, uygulamalarda ve normlarda kendini gösterir.

Bilgi’ nin Varlık Olma Durumu

Bir varlığa, oluşuma (rakipler, müşteriler) ait bir şeyleri bilmek enformasyonu, o varlığın bir değişime nasıl tepki göstereceğini bilmek ise bilgiyi ifade eder. Diğer bir deyiş ile; bilgi bir olgu hakkında bir şeyler bilmenin (enformasyonun) ötesinde bilişsel bir süreçten geçirilerek onu (enformasyonu) yargıya dönüştürülmeyi de gerektirmektedir. Bu bilişsel süreç öznel bir süreci ifade eder. İşte, ortam, hafıza ve bilişsel sürecin ilişkisini gerektiren ‘bilgiyi’ enformasyondan ayıran temel özellik budur.

Diğer yandan; bilgi çağını yaşadığımızı söylediğimiz günümüzde, ‘teknolojik modaların’ etkisinden arınmış olarak, asıl sorgulanması gereken şey; binlerce yıldır kutsal olarak bilinen “bilginin” toplumda ne denli kabul ve değer gördüğüdür.

Geçmiş yüzyıllardan bu yana ve hala, ‘görünen’ yani fiziksel olarak algıladığımız malların bir değer ifade ettiği bir gerçektir. Ancak ‘bilginin’ bir güç olduğu söylemine rağmen gelişmiş ülkelerde bile ‘bilginin’ maddi karşılığı olan bir değer olarak görülmesi ne yazık ki sınırlı bir iş çevresinde kalmaktadır.

Yetişmiş İnsan Gücünün Varlık tanımı; Entelektüel Sermaye

Sosyolojik tanım içerisinde karşılık bulan “entelektüel sermaye” aslında beşeri sermaye olarak da adlandırılan, bildiğimiz ‘yetişmiş insan gücüdür’. Günümüz rekabet anlayışında bilginin gerçek bir güç olduğu anlayışı, aslında bilgi donanımlı bireylere sahip işletmelerin gelecekteki ürünleri kurgulama yeteneklerine sahip olmalarının bir tanımıdır. Öyle ki, günümüzde örnekleri bulunan birçok firma, gelecek on yılda piyasaya sürecekleri ürünlerinin araştırma geliştirme tasarımlarını bu günden kurgulamış bulunmaktadırlar. Geleceği yönetmek olarak da adlandırabileceğimiz bu donanmışlık yapısı, gerçek anlamda entelektüel sermaye birikiminin bir sonucudur. İşte bu nedenledir ki Microsoft ve Google gibi firmaların, bir kaç milyar dolar olan fiziksel değerlerinin onlarca kat üzerinde şirket değerleri oluşabilmektedir.

Günümüz dünyasında ve ülkemizde, hala sürmekte olan talebin artırılmasına dayalı –ki çoğu zaman da bu talebin yapay olarak artırılması söz konusudur- rant ekonomilerinin oluşturmakta olduğu katma değerden yüzlerce kat fazlası, gelişmiş ülkelerdeki rekabetçi firmalarda ‘entelektüel sermaye’ birikimiyle sağlanabilmektedir.

Somut olarak söylemek gerekirse; iyi konumdaki bir gayrimenkul varlığının bir firmaya veya topluluğa sağlayacağı rantın bazen ne büyük değerlere ulaşabildiğini görebilmekteyiz. Ancak bu değerlerin zaman içinde şekil değiştirmesi veya azalması her zaman mümkün olabilmektedir. Diğer yandan ise, geleceği kurgulayan entelektüel sermayenin üretmekte olduğu yenilikçi düşünce değerleri (yüksek katma değer oluşturan bilgi birikimi), öngörülmeyecek miktarlarda yüksek katma değerler üretebilmektedir.




Yüklə 0,77 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   120   121   122   123   124   125   126   127   128




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin