Enerji sektöRÜnde sera gazi azaltimi çalişma grubu raporu


BÖLÜM – VI TÜRKİYE’DE ENERJİ SEKTÖRÜNDEN KAYNAKLANAN SERA GAZLARI EMİSYONLARINI AZALTMAYA YÖNELİK SENARYOLAR VE SONUÇLARI



Yüklə 1,37 Mb.
səhifə12/13
tarix26.07.2018
ölçüsü1,37 Mb.
#58856
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   13

BÖLÜM – VI
TÜRKİYE’DE ENERJİ SEKTÖRÜNDEN KAYNAKLANAN SERA GAZLARI EMİSYONLARINI AZALTMAYA YÖNELİK SENARYOLAR VE SONUÇLARI
(Önemli not: Bu senaryoda veri olarak alınan değerler ve varsayımlar eski tarihli değerlerdir. Herhangi bir bağlayıcılığı yoktur, bir kamu kurumu tarafından yapılan bir çalışmadır.)
İDÇS görüşmeleri sürecinde, Türkiye`nin en çok sıkıntısını duyduğu konu, özellikle enerji sektöründe, sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik alternatif senaryoların belirlenmemiş olmasıydı. Bu konuyla ilgili olarak, 2000 yılında, Dünya Bankası desteği ile ETKB koordinatörlüğünde başlatılan “Enerji ve Çevre Projesi” kapsamında, enerji ile ilgili tüm sektörlerde enerji kullanımından kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik alternatif senaryoların oluşturulması ve bu senaryolara ilişkin olarak maliyetlerinin hesaplanması amaçlanmıştır. Söz konusu Proje ile ilgili çalışmalar, ağırlıklı olarak, ETKB, EÜAŞ ve TEİAŞ Genel Müdürlükleri tarafından ve başta Çevre Bakanlığı olmak üzere, ilgili kamu, özel kuruluşların ve üniversitelerin katılımıyla, bazı yerli ve yabancı firmaların danışmanlığında yürütülmüştür.

Söz konusu proje sekiz ayrı çalışmadan oluşmaktadır. Bunlar:



  1. Enerji Talep Tahmini,

  2. Kömür Kullanımı ve Çevresel Kontrol Teknolojileri,

  3. Türkiye`deki Kojenerasyon Potansiyeli,

  4. İletim ve Dağıtım Kayıplarının Azaltılmasına Dair Değerlendirme,

  5. Elektrik Dışı Sektörlerdeki Emisyon,

  6. Petrol Ürünleri Kalitesi,

  7. Enerji Sektörü Modellemesi,

  8. Türkiye`deki Depolama Gazının Toplanması, Bertarafı ve Kullanımı.

Sekiz ayrı çalışmanın yedincisi olan Enerji Sektörü Modellemesi konulu çalışmanın amacı; diğer çalışmalardan elde edilen bilgileri derleyerek değişik enerji ve çevre sorunlarına çözüm üretecek ve farklı tercihler içerecek entegre bir sistem analizini yapmak ve sonuçlarını karar vericilere sunmaktır.

Metodoloji: Bu çalışma Argonne Ulusal Laboratuvarı Enerji, Çevre ve Ekonomik Sistemler Analizi Merkezi (ANL-CEEESA) tarafından ETKB, EÜAŞ ve TEİAŞ desteği ve işbirliği ile tamamlanmıştır. Çalışmanın analitik metodolojisi entegre bir enerji, çevre ve ekonomik analiz modellemesi sistemi olan ENPEP programına (Energy and Power Evaluation Program) dayanmaktadır. ENPEP, Uluslararası Atom Enerji Ajansı (UAEA) desteği ile ANL tarafından geliştirilmiş ve ülkelerin analiz yeteneklerini artırmak, bu amaçla en uygun yapıyı kurmak, makro ekonomiden çevresel etkilere kadar geniş bir alanı kapsayacak alternatif çalışmalar yaparak kapsamlı bir sistem analizini gerçekleştirmek amacıyla gelişmekte olan ülkelerin hizmetine sunulmuştur. Ülkemizde ENPEP`in MAED (Model of Analaysis of Energy Demand) modülü genel enerji ve elektrik talebini planlamak için kullanılırken, WASP (Wien Automatic System Planning Package) modülü elektrik üretim planlaması için kullanılmaktadır. BALANCE modülü ise enerjinin çıkarılmasından nihai tüketim aşamasına kadar tüm safhaları kapsayan fosil ve yenilenebilir enerji akışını planlamakta, aynı zamanda bu enerji akışı sonucu oluşan sera gazı ve diğer gazların çevresel analizini yapmaktadır. Genelleştirilmiş bir denge modeli yaklaşımına dayanan model, üretimden tüketime enerji zincirinin her bir halkasındaki enerji miktarı ve fiyatında oluşan değişimi tanımlayan, eşzamanlı ve doğrusal olmayan bir ilişkiler sistemidir. Bunların dışında, elektrik sisteminin hidrolik ile ilgili kısmının değerlendirilmesinde VALORAGUA modeli kullanılmıştır.

Temel Makroekonomik ve Enerji Talep Yaklaşımları:



  • ETKB tarafından resmi olarak yayınlanan ve en son enerji talep serisi ve elektrik enerjisi talep tahminleri olan MAED Aralık 2001 sonuçları kullanılmıştır.

  • Ekonomik, sosyal ve nüfus gibi ana makro ekonomik veriler Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’ndan alınmıştır.

  • Referans ve tüm alternatif senaryolardaki ithal kömür, ham petrol ve doğalgaz fiyat projeksiyonları için kullanılan fiyat indeksleri Dünya Bankası Enerji Bilgi İdaresi’nden alınmıştır.

Yapısal, Politik ve Mali Yaklaşımlar

Referans Senaryo:



  • İlave yeni yerli katı yakıt rezervlerinin olmadığı,

  • Doğalgaz, ham petrol ve taş kömürü ithalatının sınırsız olduğu,

  • Elektrik üretimi enerji planlaması gaz arzında herhangi bir kısıtlama olmaksızın, planlama periyodu süresince tüm sistem için en düşük maliyetin göz önüne alındığı,

  • Ülkenin enerji fiyatı politikasında önemli bir değişikliğin olmayacağı,

  • Yeni bir enerji tasarrufu ve yenilenebilir enerji kaynakları programının olmayacağı öngörülmüştür.

Alternatif Senaryolar:

  • Temiz Kömür Senaryosu: 6 adet yeni 250 MW’lık dolaşımlı akışkan yatak ünitesinin sisteme dahil edilmesi,

  • Nükleer Santral Senaryosu: 6 adet yeni 1000 MW’lık nükleer ünitenin 2015 yılından itibaren devreye alınması,

  • Kojenerasyon Senaryosu: Kojenerasyon ünitelerinin 2005 yılından itibaren giderek daha yoğun kullanılması ve 2025 yılında elektrik üretiminin % 20`sinin kojenerasyon ünitelerinden karşılanması,

  • Karbon Vergisi Senaryosu: 2004 yılı itibarı ile her ton CO2 için 4$ karbon vergisi alınması,

  • Yenilenebilir Enerji Kaynakları Senaryosu: 2005 yılından itibaren daha yoğun yenilenebilir kaynakların kullanılması ve toplam elektrik üretiminin % 7`sinin küçük hidro, jeotermal ve rüzgar enerjisinden karşılanması,

  • Sınırlı Gaz Kullanımı Kritik Altı Santral Senaryosu: Doğalgaza sınırlama getirilmiş olup, Elbistan`daki tüm kömür kaynağının kullanılması ve tümü kritik altı 25.900 MW’lık ithal kömür ünitelerinin sisteme alınması,

  • Sınırlı Gaz Kullanımı Kritik Üstü Santral Senaryosu: Kritik altı senaryo ile aynı olup, sadece kömür ünitelerinin kritik üstü olması öngörülmüştür.

Ayrıca;

  • Talep Taraflı Yönetim senaryosunda (DSM), başlıca endüstri ve bazı konut sektöründeki verimlilik çalışmaları baz alınmış olup, İklim Değişikliği Ulusal Raporunda (1998) Elektrik İşleri Etüt İdaresi tarafından öngörülen maliyetler ve yaklaşımlar kullanılırken,

  • Teknik Verimliliğin Artırılması Senaryosunda, enerji sektöründe 2001 yılından itibaren mevcut termik santralların özgül ısı tüketimleri % 1-3 oranında iyileştirilmiş olup, bu orana karşılık gelen maliyetler için Dünya Bankası verileri alınmıştır.

Referans Senaryonun Sonuçlarına bakıldığında;

Toplam Enerji ve Elektrik üretimi 2000-2025 döneminde yaklaşık iki kat artarken, ithalat yaklaşık 6 kat artmıştır. İthalat ile üretim toplamı Birincil Enerji Arzını vermektedir. 2000 yılında 81,4 milyon ton eşdeğer petrol (mtep) olarak gerçekleşen Birincil Enerji Arzının 2025 yılında 332 mtep olması beklenmektedir. Planlama dönemi boyunca doğalgaz ve kömürde hızlı bir artış gözlenmektedir.

Nihai Enerji Tüketimi (NET) ise yıllık ortalama % 5,9 artışla 2000 yılında 65,5 mtep’ten 2025 yılında 273,5 mtep’e ulaşmıştır. Tüketim tüm sektörlerde artmasına rağmen, ayrı ayrı incelendiğinde toplamdaki payları sanayi hariç azalmaktadır. Sanayi sektörünün toplamdaki payı % 36`dan (23,9 mtep) % 54`e (148,9 mtep) ulaşmıştır. 2000 yılında 130 TWh olan toplam elektrik üretimi ise 2025 yılında 768 TWh olmaktadır. Aynı dönemde, üretimde doğalgaz ünitelerinin payı hızla artarak % 35,3`den (44 TWh) % 76,6`ya (588 TWh) ulaşmıştır. Taşkömürü ve linyit kaynaklı üretimin payı ise % 30,8`den % 7,8`e düşmüştür.

Senaryolar karşılaştırıldığında; alternatif senaryoların emisyon azaltımlarının ve maliyet verimliliklerinin değerlendirilmesi aşağıda belirtildiği şekilde yapılmıştır. Emisyon artışı, toplam maliyet artışı ve net enerji ithalatı artışları, alternatif senaryoların değerleri ile Referans Senaryo değerleri arasındaki fark alınarak hesaplanmıştır. Aradaki farkın alınması ile elde edilen negatif değerler referans senaryoya göre emisyon azaltımını gösterirken, pozitif sonuçlar emisyonlarda bir artış olduğunu göstermektedir. Birim azaltım maliyeti ise toplam maliyet artışının kümülatif emisyon artışına bölünmesi ile bulunmuştur.

Tablo-35’den anlaşılacağı gibi DSM, Kojenerasyon, Teknik Verimlilik Artışı Senaryoları iklim değişikliği ile ilgili politikaların uygulanacağı olası alternatifler olarak görülmektedir. Bunlar Referans Senaryo ile karşılaştırıldığında her yönü ile (ekonomik ve emisyon azaltımı) kazançlı senaryolar (win to win) olarak görülmektedir. Ayrıca her ne kadar ilgili tabloda verilmese de PM, SO2, NOx ve diğer kirleticiler yönünden de önemli yararlı etkilere sahiptirler. Bununla birlikte aşağıda belirtilen faktörler de göz önüne alınmalıdır:


Tablo- 35: Referans Senaryo ile Sera Gazı Emisyon Senaryolarının Karşılaştırılması

SENARYOLAR

Toplam Ekonomik Maliyet

Milyar 2000 ABD Doları



Net Enerji İthalatı Maliyeti

109 2000 ABD Doları



Kümülatif CO2 Emisyonları

(1000 ton)



% CO2 Azaltım

CO2 Maliyet Verimliliği

Kümülatif MTCE

Emisyonları

(1000 ton)


% MTCE Azaltım

MTCE Maliyet Verimliliği

($/ton)


Referans Senaryo

372,621

155,518

12.331.158

-

-

3.450.057

-

-12

Teknik Verimlilik S.

372,602

155,470

12283.253

-0,39

-0,41

3.437.654

-0,36

-1,57

Temiz Kömür Teknolojisi S.

372,578

155,436

12.328.841

-0,02

-18,9

3.494.353

1,28




Nükleer Senaryo

373,297

155,283

12.239.183

-0,75

7,3

3.424.960

-0,73

26.9

Kojenerasyon Senaryosu

372,558

154,602

11.739.055

-4,80

-0,1

3.286.279

-4,75

-0,4

Yenilenebilir Senaryo

372,850

154,025

12.148.768

-1,48

1,3

3.400.306

-1,44

4,6

CO2 Vergi Senaryosu

377,621

156,562

12.219.537

-0,91

43,16

3.417.015

-0,96

145,81

DSM Senaryosu

349,567

146,491

10.994.535

-10,84

-17,2

3.081.030

-10,70

-62,5

Sınırlı Gaz Kritik Altı S.

375,773

153,300

13.373.636

8,45

n.a

3.739.435

8,39

n.a

Sınırlı Gaz Kritik Üstü S.1

375,591

153,087

13.251.120

-0,99

-1,5

3.705.501

-0,98

-5,4

Sanayide kojenerasyon uygulamasının yaygınlaşması ve elektrik sektöründe teknik verimlilik artışının sağlanması son derece sınırlıdır. Senaryo sonuçları, 2000-2025 periyodunda, sırasıyla % 5 ile % 1’den daha az CO2/Sera gazı emisyon azaltımını öngörmektedir.

  • DSM Senaryosunun veri tahminleri her ne kadar yetersizse de, planlama dönemi boyunca % 10 civarındaki CO2/Sera gazı emisyon azaltımı ile çevre açısından en uygun olanıdır. Çalışmada yalnızca konut ve sanayi sektörü göz önüne alınmış olup, ulaştırma sektörü ise veri yetersizliği nedeniyle hariç tutulmuştur.

  • Sera gazı emisyonlarının azaltılması açısından daha fazla doğalgaz kullanımı, kömür ve linyite göre çok daha avantajlı olmaktadır. Kritik Altı ve Kritik Üstü Sınırlı Gaz Senaryoları, Referans Senaryo’ya göre % 7-8 daha fazla CO2/sera gazı emisyonuna ve daha yüksek ekonomik maliyete sahip olmasına rağmen, bu iki senaryo birbiriyle karşılaştırıldığında, Kritik Üstü Senaryonun Kritik Altı Senaryoya göre daha az maliyet ve emisyon yükü getirdiği görülmektedir.

  • Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı seragazı emisyonlarının azaltılmasında alternatif olarak düşünülebilir. Söz konusu dönemde, CO2/Sera gazı emisyonlarında % 2’lik bir azaltım sağlanmaktadır. Net ithalat maliyeti düşük olmasına rağmen, sistemin toplam ekonomik maliyetine ilave bir artış getirmektedir.

  • Karbon vergisi uygulaması da tüketicilerin daha az karbon içerikli yakıt kullanmasına neden olurken, sistemin ekonomik ve ithalat maliyetini artırmakta, dolayısıyla iyi bir alternatif olmamaktadır. Bu çalışmaya göre, 4 $/ton CO2 vergi oranı uygulandığında, planlama döneminde % 1’den daha az bir emisyon azaltımı sağlandığı görülmektedir. Bununla birlikte, başka bir alternatif çalışmada daha fazla vergi oranı uygulanarak önemli bir emisyon azaltımı sağlanabilir.

Tablo-35 `deki senaryolar ile Tablo-36`daki senaryolar birlikte göz önüne alındığında şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Her ne kadar Tablo-36`da yer verilmemişse de, yerel kirliliklerin azaltılmasında DSM, Kojenerasyon ve Teknik Verimlilik Senaryolarının olumlu katkıları olmuştur. Sınırlı Gaz Kullanımı Kritik Altı ve Kritik Üstü Senaryolarında, enerji ithalatının net maliyeti daha düşük olmasına rağmen, toplam ekonomik maliyeti ve PM, SO2, NOx emisyonları ve külün yüksek olması nedeniyle, doğal gaz kullanımı kömür ve linyite göre daha çok tercih edilmektedir.

Yerel Kirlilik Azaltım Senaryoları:


Tablo 36. Referans Senaryo ile Yerel Kirlilik Azaltım Senaryolarının Karşılaştırılması




Toplam Ekonomik Maliyet

Milyar 2000 ABD Doları



Net Enerji İthalatı Maliyeti

109 2000 ABD Doları



Kümülatif SO2 Emisyonları

Nominal-1000 ton

(Maliyet Verimliliği-$/ton)


Kümülatif SO2 Emisyonları

İskontolu-1000 ton

(Maliyet Verimliliği-$/ton)


Kümülatif NOx Emisyonları

Nominal-1000 ton

(Maliyet Verimliliği-$/ton)


Kümülatif NOx Emisyonları

İskontolu-1000 ton

(Maliyet Verimliliği-$/ton)


Kümülatif PM Emisyonları

Nominal-1000 ton

(Maliyet Verimliliği-$/ton)


Kümülatif PM Emisyonları

Nominal-1000 ton

(Maliyet Verimliliği-$/ton)


Referans Senaryo

372,621

155,518

67.748

23.038

27.268

8.728

21.582

7.388

Petrol Ürünleri Kalitesi Senaryosu

372,339

155,518

56.803

(65,6)


20.190

(252,1)


27.271

8.729

21.578

7.388

AB Standartları Senaryosu-

Yalnız Elektrik Sektörü İle



373,259

155,598

54.067

(47)


20.023

(211)


26.556

(895)


8.613

(5.506)


20.262

(483)


7.096

(2.182)


AB Standartlar Senaryosu-Elektrik ve Petrol Sektörleri İle

373,997

155,550

43.122

(55)


17.176

(231)


26.559

(1.910)


8.613

(11.755)


20.259

(1.024)


7.096

(4.631)


Nükleer Senaryo ile, PM, SO2 ve NOX emisyonlarında azalma sağlanmakla beraber, nükleer atıklar, kazalar, yakıtın taşınması ve depolanması ile ilgili riskler modelde dikkate alınmamıştır.

Karbon vergisi uygulaması sera gazı emisyonlarının yanı sıra yerel kirliliğin azaltılmasına da katkıda bulunmaktadır.

Petrol ürünleri kalitesinin artırılması, 2000-2025 döneminde kükürt emisyonlarında % 16’lık bir azalmaya neden olurken, ton başına 252 $ ek maliyet getirmektedir.

AB Standartlarının enerji ve petrol sektörüne uygulanması, planlama dönemi boyunca kükürt emisyonlarında % 36’lık bir azalmaya neden olmaktadır. Bununla birlikte 231 $/ton azaltım maliyeti getirmektedir. Ayrıca toz emisyonlarında % 6, NOx emisyonlarında ise % 2 oranlarında azalma olmaktadır.

AB Standartlarının yalnızca elektrik sektörüne uygulanması ise, kükürt emisyonlarında daha düşük bir azalmaya neden olmaktadır (% 20). Kükürt emisyonunun azaltım maliyeti ise 211 $/ton olarak gerçekleşmektedir. Yine toz ve NOx emisyonlarında % 6 ve % 2 oranlarında azalma sağlamaktadır.

Türkiye Enerji ve Çevre İncelemesi Projesi sonuçlarının BALANCE modeli kullanılarak analiz edilmesiyle kısaca aşağıdaki hususlar söylenebilir:

2000 yılında 81,4 mtep olan Birincil Enerji Arzı 2025 yılında 332 mtep’e ulaşmaktadır. Yerli üretim yaklaşık iki kat artarken, ithalat yaklaşık altı kat artmaktadır. Bir başka ifade ile çalışma dönemi sonunda, ithalatın payı % 83’lere ulaşmaktadır.

Sistemin enerjiden kaynaklanan toplam ekonomik maliyeti 372,621 milyar ABD Dolarıdır. Enerji ithalatının net maliyeti ise 155,518 milyar ABD Dolarıdır.

Toplam CO2 emisyonları yıllık ortalama % 5,8 artışla 871 milyon ton/yıl’a ulaşmaktadır. Sanayi sektörü, emisyonların ana kaynağını oluşturmaktadır.

Toplam SO2 emisyonları 2003 yılında 1,83 milyon ton/yıl ile en düşük değere ulaşırken, 2025 yılında iki katından fazla artarak 3,85 milyon ton/yıl olmuştur. Emisyonların artmasının ana kaynağını sanayi sektöründe kullanılan fuel-oil ve katı yakıt oluşturmaktadır. Elektrik sektörünün payı 2000-2025 döneminde % 55`den % 24`e düşmüştür.

Sera gazı emisyon senaryoları ayrı ayrı incelendiğinde, hiçbirisi etkili bir azaltım politikası olarak görülmemektedir. Her ne kadar DSM, Kojenerasyon ve Teknik Verimlilik Senaryoları ekonomik ve emisyon azaltımı yönünden etkili olarak görülse de farklı senaryoların birlikte uygulanması daha etkili bir politikanın belirlenmesinde faydalı olacaktır. Bunların yanı sıra, doğalgaz kullanımının yaygınlaştırılması, rüzgar ve küçük hidrolik santral yatırımlarının artırılması da sera gazı emisyonlarının azaltılmasında önemli olmaktadır.

Sera gazlarının azaltılması senaryolarında olduğu gibi yerel ve bölgesel kirliliğin azaltılmasıyla ilgili olarak tek bir senaryonun uygulanması önemli bir etki yaratmamaktadır. Aynı şekilde farklı senaryoların birlikte uygulanması gerekmektedir.

Ayrıca; yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının artırılması için bazı önlemler alınması gereklidir. Öncelikle, enerji politika, program ve projeksiyonlarında bu kaynaklara yer verilmesi önem taşımaktadır. Bunun dışında, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriğin satın alınmasıyla ilgili düzenlemelerin getirilmesi de olumlu bir etkide bulunacaktır.

Yasal düzenlemeler yapılırken, bu kaynakların en azından başlangıçta özendirmeye gereksinim duyabileceği dikkate alınmalıdır. Öte yandan, bu kaynakların teknolojik gelişmelerinin sürdüğü de düşünülerek, AR-GE çalışmalarının yoğunlaştırılması ve bu konularda sanayi, üniversite, devlet işbirliğinin geliştirilmesi üzerinde durulmalıdır.

Güneş, rüzgar, jeotermal, küçük ölçekli hidroelektrik ve biyokütle enerjileri, Türkiye için önemli potansiyeli olan yenilenebilir enerjilerdir. Bu kaynaklardan enerji üretiminin ve kullanımının artırılmasına yönelik yenilenebilir enerji kaynakları potansiyelinin saptanması, bu potansiyel doğrultusunda yenilenebilir enerji planları hazırlanması ve hedefler konması, çıkarılacak yasa ve düzenlemelerle yenilenebilir enerji sektörünün önünün açılması, öncelikli teknolojilerin ve AR-GE alanlarının belirlenmesi, AR-GE ve teknoloji geliştirme etkinlikleri için devlet desteği sağlanması, bu alanlardaki üreticilerin diğer enerji sektörleri üreticileriyle rekabet edebilirliği , üretim özendiricilerinin çoğaltılması (örneğin, vergi iadesi ve taksitlendirmesi, altyapı yatırımları için faizsiz yada düşük faizli krediler vb.) sağlanmalıdır.

Bu sistemlerle üretilecek enerjinin tüketimini özendirecek ve tüketiciyi koruyacak mevzuatın (standart, sertifika, yönetmelik vb.) çıkarılması, bu tür sistemlerin ürün ve bileşenleri için uluslararası standartlarla uyumlu ulusal standartların geliştirilmesi, Devlete ait ve devletçe işletilen tesislerde tercihli kullanımı, hükümetlerle şirketler arasında “gönüllü programlar”ın gündeme getirilmesi, pazar oluşturulmasına yönelik olarak; bireysel kullanımlar için altyapı ve dağıtım ağının oluşturulması; tüketicilerin yapacakları altyapı yatırımlarının kredilerle özendirilmesi; bireysel üreticilerin ürettikleri kullanım fazlası elektriği şebekeye tüketilen elektrik fiyatından satabilmesini sağlayacak teknik altyapının ve mevzuatın oluşturulması, yenilenebilir kaynaklardan üretilen enerjinin şebekeye verilmesini düzenleyen mevzuatın ve standartların oluşturulması, tanıtım, gösterim, eğitim ve kamuyu bilgilendirme projeleri ile örnek uygulamalar yapılmalıdır.

Ayrıca mevcut enerji tesislerinin modernizasyonu ve verimliliklerinin artırılması, mevcut enerji üretim tesislerinde daha temiz yakıtların kullanılması, yeni planlanan üretim tesislerinde gelişmiş teknolojilerin uygulanması, yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretimindeki payının artırılması, kojenerasyon tesislerinin yaygınlaştırılmasının teşvik edilmesi, küçük HES’lerden azami şekilde yararlanma imkanlarının araştırılması, genel enerji dengemiz göz önüne alınarak, doğalgaz kullanımının olabildiğince yaygınlaştırılması, enerji sektöründe yeni ve temiz teknoloji transferi ve geliştirilmesi konularında Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi, enerji tasarrufu ve verimliliğinin artırılması, özellikle elektrikli taşıt teknolojileri, yakıt pili ve enerji depolama teknolojileri gibi alanlardaki yeni teknolojik uygulamaların yakından takip edilmesi ve ülkemizde de kullanımı sağlanmalıdır.

Dünyada uygulamaları gittikçe artan hidrojen enerjisinin üretimi, taşınması, depolanması ve kullanımının yaygınlaşmasına yönelik teknolojilerin ülkemizde de geliştirilmesi için kapsamlı programların yürütülmesi,

Ülkemizde önemli bir potansiyele sahip olan jeotermal, rüzgar, güneş, biyokütle enerjisi gibi yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarından azami şekilde yararlanılması ve bunun desteklenmesi için gerekli teşviklerin AB ülkelerindeki uygulamalar da gözden geçirilerek, ülkemiz şartlarına uygun işleyen bir teşvik mekanizmasının oluşturulması,

Yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılabilmesi için sektörün ihtiyaç duyacağı diğer yasal altyapının tamamlanarak işler hale getirilmesi, bu alanda ülkemiz mevzuatının Avrupa Birliğindeki uygulamalarla uyumlaştırılması,

Bu alana yönelik periyodik hedeflerin belirlenmesi, hedefler doğrultusunda sektörün ihtiyaç duyacağı malzeme ve ekipmanın yerli üretimi yönünde gerekli teknik ve teknolojik altyapının tamamlanması,

Sanayinin toplulaştırıldığı bu alanlarda kojenerasyon tesisleri kurmak suretiyle bu uygulamanın avantajlarından yararlanılması gibi hususların öncelikle ele alınarak çözümlenmesi, ülkemiz enerji dengesinin güvenli bir baza oturtulmasının yanı sıra sera gazı azaltım çalışmalarına da önemli oranda ve olumlu yönde katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Atmosferdeki karbonun, ormanlar, bitkiler, toprak ve ürünler tarafından biyokimyasal süreçlerle emilimi ya da tutulması (carbon sequestration), sera gazlarının kimyasal ve endüstriyel süreçlerde kullanılması,

Enerji tasarrufunun artırılması ve enerji tüketiminin (ısıtma, aydınlatma, ulaştırma, endüstriyel süreçler, vb.) azaltılması,

Enerji üretiminde karbon emisyonunun değerinin -karbon vergisi gibi- maliyete yansıtılacağı düzenlemeler yapılmalıdır.

Türkiye’nin emisyon envanterinin çıkartılmasında, hazırlanmasında, kaynakların tespit edilerek çözümler üretilmesinde en önemli problem doğru ve kaliteli veri temin edilememesidir. Bunun en temel nedeni çevre mevzuatının yetkili kurumlarca yeterince uygulanmamasıdır. Oysa ulusal ölçekte en önemli yükümlülük alanlarından birisi sistematik gözlem ve araştırmadır. Uluslararası sözleşme dikkate alındığında, sözleşmenin ilgili hükümleri gereğince, sistematik gözlem, araştırma ve etki değerlendirme alanında yapmak zorunda oldukları çalışmalara ve girişimlere ilişkin bildirimler, aşağıdaki bilgileri içerir.


  • Veri bankalarını içeren, sistematik gözlem, veri toplama ve izleme,

  • İklimsel süreçler ve iklim sistemi çalışmaları,

  • İklim değişikliğinin etkileri konusundaki araştırmalar,

  • İklim değişikliğinin etkilerini ve karşı stratejileri içeren sosyoekonomik analizler,

  • Genel dolaşım modellerini içeren, modellemeler ve öngörüler,

  • Teknoloji araştırma ve geliştirme.


Yüklə 1,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   13




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin