En’âm Suresi (6/165)



Yüklə 2,97 Mb.
səhifə31/117
tarix09.01.2022
ölçüsü2,97 Mb.
#95048
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   117
En’âm Suresi
55


وَكَذَٰلِكَ

böylece


نُفَصِّلُ

açıklıyoruz ki



الْآيَاتِ

ayetleri


وَلِتَسْتَبِينَ

belli olsun



سَبِيلُ

yolu


الْمُجْرِمِينَ

suçluların























Türkçe Transcript (*)

Ve keżâlike nufassilu-l-âyâti ve litestebîne sebîlu-lmucrimîn(e)

Ali Bulaç Meali

Suçlu-günahkârların yolu apaçık ortaya çıksın diye, ayetlerimizi işte böyle birer birer açıklıyoruz.

Edip Yüksel Meali

Suçluların yolunun besbelli olması için ayetleri böyle açıklarız

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Suçluların tuttuğu yol açığa çıksın diye, âyetleri işte böyle genişçe açıklıyoruz.

Süleyman Ateş Meali

Böylece ayetleri (döne, döne) açıklıyoruz ki, suçluların yolu belli olsun.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte biz, ayetlerimizi bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, günaha sapmışların yolu açık-seçik ortaya çıksın/günaha sapmışların yolunu açık-seçik göresin!

Yusuf Ali (English)

Thus do We explain the signs in detail: that the way of the sinners may be shown up.(875) *

M. Pickthall (English)

Thus do We expound the revelations that the way of the unrighteous may be manifest.

En’âm Suresi
56


قُلْ

de ki


إِنِّي

ben


نُهِيتُ

men'olundum



أَنْ أَعْبُدَ

tapmaktan



الَّذِينَ تَدْعُونَ

yalvardıklarınıza



مِنْ دُونِ

başka


اللَّهِۚ

Allah'tan



قُلْ

de ki


لَا أَتَّبِعُ

ben uymam



أَهْوَاءَكُمْۙ

sizin keyiflerinize



قَدْ

çünkü


ضَلَلْتُ

sapıtmış olurum



إِذًا

o takdirde



وَمَا

ve olmam


أَنَا

ben


مِنَ الْمُهْتَدِينَ

yola gelenlerden











Türkçe Transcript (*)

Kul innî nuhîtu en a’bude-lleżîne ted’ûne min dûni(A)llâh(i)(c)kul lâ ettebi’u ehvâekum()kad daleltu iżen vemâ enâ mine-lmuhtedîn(e)

Ali Bulaç Meali

De ki: 'Ben, sizin Allah'tan başka tapmakta olduklarınıza tapmaktan nehyedildim.' De ki: 'Ben sizin heva (istek ve tutku)larınıza uymam; yoksa bu durumda şaşırıp sapmış ve doğru yolu bulmamışlardan olurum.'

Edip Yüksel Meali

De: "ALLAH'ın dışında çağırdıklarınıza tapmaktan menedildim." De: "Sizin keyfinize uymayacağım. Aksi taktirde sapar ve doğru yolu bulamam." *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

De ki: "Şüphesiz ki bana, Allah'tan başka yalvardıklarınıza ibadet etmem yasaklandı". De ki: "Sizin çarpık isteklerinize uymayacağım, (eğer uyarsam) o zaman sapıtmış olur, doğru yolda gidenlerden olmamış olurum".

Süleyman Ateş Meali

De ki: "Ben, Allah'tan başka yalvardıklarınıza tapmaktan men'olundum." De ki: "Ben sizin keyiflerinize uymam, çünkü o takdirde sapıtmış ve yola gelenlerden olmamış olurum."

Yaşar Nuri Öztürk Meali

De ki: "Ben, Allah'ı bırakıp da yakardıklarınıza kulluk etmekten yasaklandım!" De ki: "Sizin keyiflerinize uymam! Çünkü bunu yaparsam sapıtmış olurum, doğruyu ve güzeli bulanlardan olmam."

Yusuf Ali (English)

Say:(876) "I am forbidden to worship those - others than Allah - whom ye call upon." Say: "I will not follow your wain desires: If I did, I would stray from the path, and be not of the company of those who receive guidance." *

M. Pickthall (English)

Say: I am forbidden to worship those on whom ye call instead of Allah. Say: I will not follow your desires, for then should I go astray and I should not be of the rightly guided.

En’âm Suresi
57


قُلْ

de ki


إِنِّي

ben


عَلَىٰ

üzerindeyim



بَيِّنَةٍ

açık bir delil



مِنْ رَبِّي

Rabbimden



وَكَذَّبْتُمْ

siz ise yalanladınız



بِهِۚ

onu


مَا

değildir


عِنْدِي

benim yanımda



مَا

şey (azab)



تَسْتَعْجِلُونَ بِهِۚ

acele istediğiniz



إِنِ الْحُكْمُ

Hüküm vermek



إِلَّا

yalnızca


لِلَّهِۖ

Allah'a aittir



يَقُصُّ

(O) anlatır



الْحَقَّۖ

gerçeği


وَهُوَ

ve O


خَيْرُ

en iyisidir



الْفَاصِلِينَ

ayırdedenlerin




















Türkçe Transcript (*)

Kul innî ‘alâ beyyinetin min rabbî ve keżżebtum bih(i)(c) mâ ‘indî mâ testa’cilûne bih(i)(c) ini-lhukmu illâ li(A)llâh(i)(s) yekussu-lhakk(a)(s) ve huve ḣayru-lfâsilîn(e)

Ali Bulaç Meali

De ki: 'Ben, gerçekten Rabbimden kesin bir belge üzerindeyim, siz ise onu yalanladınız. Kendisine acele ettiğiniz (azab) yanımda değildir. Hüküm yalnızca Allah'ındır. O, doğru haberi verir ve O, ayırd edenlerin en hayırlısıdır.'

Edip Yüksel Meali

De: "Ben Rabbimden bir delile dayanmaktayım. Siz ise onu yalanladınız. Ona meydan okuyarak istediğiniz şeyi getirmek benim elimde değil. Hüküm, ancak ve ancak ALLAH'ın. Gerçeği anlatıyor. O, en iyi ayırandır. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

De ki: "Ben Rabbimden apaçık bir delile dayanmaktayım, siz ise onu yalanladınız. O çabuk gelmesini istediğiniz azab benim elimde değildir, hüküm ancak Allah'a aittir, gerçeği O anlatır ve O, hakkı bâtıldan ayırdedenlerin en hayırlısıdır".

Süleyman Ateş Meali

De ki: "Ben, Rabbimden (gelen) açık bir delil üzerindeyim. Siz ise onu yalanladınız. Acele istediğiniz (azab) da benim yanımda değildir. Hüküm vermek, yalnız Allah'a aittir. (O) gerçeği anlatır ve O, (davayı çözüp) ayırdedenlerin en iyisidir."

Yaşar Nuri Öztürk Meali

De ki: "Ben Rabbimden gelen bir beyyine üzerindeyim. Ama siz onu yalanladınız. Acele istediğiniz şey benim yanımda değil. Hüküm yalnız ve yalnız Allah'ındır. Hakkı O anlatır. Ayırt edip çözüm getirenlerin en hayırlısı O'dur."

Yusuf Ali (English)

Say: "For me, I (work) on a clear sign from my Lord, but ye reject Him. What ye(877) would see hastened, is not in my power. The command rests with none but Allah. He declares the truth, and He is the best of judges." *

M. Pickthall (English)

Say: I am (relying) on clear proof from my Lord, while ye deny Him. I have not that for which ye are impatient. The decision is for Allah only. He telleth the truth and He is the Best of Deciders.

En’âm Suresi
58


قُلْ

de ki


لَوْ

eğer


أَنَّ

elbette


عِنْدِي

benim yanımda olsaydı



مَا

şey


تَسْتَعْجِلُونَ بِهِ

acele istediğiniz



لَقُضِيَ

bitirilmişti



الْأَمْرُ



بَيْنِي

benimle


وَبَيْنَكُمْۗ

sizin aranızda



وَاللَّهُ

Allah


أَعْلَمُ

daha iyi bilir



بِالظَّالِمِينَ

zalimleri




















Türkçe Transcript (*)

Kul lev enne ‘indî mâ testa’cilûne bihi lekudiye-l-emru beynî ve beynekum(k) va(A)llâhu a’lemu bi-zzâlimîn(e)

Ali Bulaç Meali

De ki: 'Kendisine acele etmekte olduğunuz şey yanımda olsaydı, benimle aranızda iş elbette bitirilmiş olurdu. Allah zulmedenleri en iyi bilendir.

Edip Yüksel Meali

De: "Sizin acele istediğiniz şeye sahip olsaydım aramızda iş biterdi. ALLAH zalimleri iyi biliyor."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

De ki: "Sizin çabuk gelmesini istediğiniz azab benim elimde olsaydı, benimle sizin aranızdaki durum herhalde sonuçlanmış olurdu. Allah, zulmedenleri en iyi bilendir".

Süleyman Ateş Meali

De ki: "Eğer acele istediğiniz şey benim yanımda olsaydı, elbette benimle sizin aranızda iş, şimdi (çoktan) bitirilmişti." Allah zalimleri daha iyi bilir.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şunu da söyle: "Acele istediğiniz şey benim yanımda olsaydı, benimle sizin aranızdaki iş çoktan bitirilmiş olurdu. Zalimleri, Allah daha iyi bilir."

Yusuf Ali (English)

Say: "If what ye would see hastened were in my power, the matter would be settled at once between you and me.(878) But Allah knoweth best those who do wrong." *

M. Pickthall (English)

Say: If I had that for which ye are impatient, then would the case (ere this) have been decided between me and you. Allah is best aware of the wrong doers.

En’âm Suresi
59


وَعِنْدَهُ

O'nun yanındadır



مَفَاتِحُ

anahtarları



الْغَيْبِ

gayb'ın


لَا يَعْلَمُهَا

onları bilmez



إِلَّا

başkası


هُوَۚ

O'ndan


وَيَعْلَمُ

(O) bilir



مَا

herşeyi


فِي الْبَرِّ

karada


وَالْبَحْرِۚ

ve denizde olan



وَمَا تَسْقُطُ

düşse


مِنْ وَرَقَةٍ

bir yaprak



إِلَّا

mutlaka


يَعْلَمُهَا

onu bilir



وَلَا حَبَّةٍ

ve bir dane



فِي

içindeki


ظُلُمَاتِ

karanlıkları



الْأَرْضِ

yerin


وَلَا رَطْبٍ

yaş


وَلَا يَابِسٍ

ve kuru


إِلَّا

olsa da


فِي كِتَابٍ

bir Kitaptadır



مُبِينٍ

apaçık








Yüklə 2,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   117




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin