En’âm Suresi (6/165)



Yüklə 2,97 Mb.
səhifə28/117
tarix09.01.2022
ölçüsü2,97 Mb.
#95048
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   117
En’âm Suresi
49


وَالَّذِينَ كَذَّبُوا

yalanlayanlara da



بِآيَاتِنَا

ayetlerimizi



يَمَسُّهُمُ

dokunacaktır



الْعَذَابُ

azab


بِمَا

yüzünden


كَانُوا

yaptıkları



يَفْسُقُونَ

fenalık



















Türkçe Transcript (*)

Velleżîne keżżebû bi-âyâtinâ yemessuhumu-l’ażâbu bimâ kânû yefsukûn(e)

Ali Bulaç Meali

Ayetlerimizi yalanlayanlara, fıska sapmalarından dolayı azab dokunacaktır.

Edip Yüksel Meali

Ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, yoldan çıktıklarından ötürü onlara azap dokunacak.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, yapmakta oldukları fenalıklar yüzünden onlara azap dokunacaktır.

Süleyman Ateş Meali

Ayetlerimizi yalanlayanlara da yaptıkları fenalık yüzünden azab dokunacaktır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, fenalığa bulaşmaları yüzünden kendilerine azap dokunacaktır.

Yusuf Ali (English)

But those who reject our signs,- them shall punishment touch, for that they ceased not from transgressing.

M. Pickthall (English)

But as for those who deny Our revelations, torment will afflict them for that they used to disobey.

En’âm Suresi
50


قُلْ

de ki


لَا أَقُولُ

ben demiyorum



لَكُمْ

size


عِنْدِي

yanımdadır



خَزَائِنُ

hazineleri



اللَّهِ

Allah'ın


وَلَا أَعْلَمُ

bilmem


الْغَيْبَ

gaybı da


وَلَا أَقُولُ

demiyorum



لَكُمْ

size


إِنِّي

ben


مَلَكٌۖ

meleğim


إِنْ أَتَّبِعُ

ben uyuyorum



إِلَّا

sadece


مَا يُوحَىٰ

vahyolunana



إِلَيَّۚ

bana


قُلْ

de ki


هَلْ يَسْتَوِي

bir olur mu?



الْأَعْمَىٰ

kör ile


وَالْبَصِيرُۚ

gören


أَفَلَا تَتَفَكَّرُونَ

Düşünmüyor musunuz?














Türkçe Transcript (*)

Kul lâ ekûlu lekum ‘indî ḣazâ-inu(A)llâhi velâ a’lemu-lġaybe velâ ekûlu lekum innî melek(un)(s) in ettebi’u illâ mâ yûhâ iley(ye)(c)kul hel yestevî-l-a’mâ velbasîr(u)(c) efelâ tetefekkerûn(e)

Ali Bulaç Meali

De ki: 'Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam.' De ki: 'Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?'

Edip Yüksel Meali

De: "ALLAH'ın hazineleri benim yanımda demiyorum size. Gizlilikleri de bilmiyorum. Size, bir melek olduğumu da söylemiyorum. Sadece bana vahyedileni izliyorum." Şunu da söyle: "Kör ile gören bir mi?"

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

De ki: "Size Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Ve size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum." De ki: "Kör ile gören bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?"

Süleyman Ateş Meali

De ki: "Ben size, Allah'ın hazineleri yanımdadır, demiyorum. Gaybı da bilmem. Size 'Ben meleğim' de demiyorum. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum." De ki: "Körle, gören bir olur mu? Düşünmüyor musunuz?"

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?"

Yusuf Ali (English)

Say: "I tell you not that with me are the treasures of Allah,(867) nor do I know what is hidden, nor do I tell you I am an angel. I but follow what is revealed to me." Say: "can the blind be held equal to the seeing?"(868) Will ye then consider not? *

M. Pickthall (English)

Say (O Muhammad, to the disbelievers): I say not unto you (that) I possess the treasures of Allah, nor that I have knowledge of the Unseen; and I say not unto you: Lo! I am an angel. I follow only that which is inspired in me. Say: Are the blind man and the seer equal? Will ye not then take thought?

En’âm Suresi
51


وَأَنْذِرْ

uyar


بِهِ

onunla


الَّذِينَ يَخَافُونَ

korkanları



أَنْ يُحْشَرُوا

toplanacaklarından



إِلَىٰ رَبِّهِمْۙ

Rablerin(in huzuru)na



لَيْسَ

yoktur


لَهُمْ

kendilerinin



مِنْ دُونِهِ

O'ndan başka



وَلِيٌّ

ne dostları



وَلَا شَفِيعٌ

ne de destekçileri



لَعَلَّهُمْ

belki


يَتَّقُونَ

korunurlar























Türkçe Transcript (*)

Ve enżir bihi-lleżîne yeḣâfûne en yuhşerû ilâ rabbihim() leyse lehum min dûnihi veliyyun velâ şefî’un le’allehum yettekûn(e)

Ali Bulaç Meali

Rablerine (götürülüp) toplanacaklarından korkanları onunla (Kur'an'la) uyarıp-korkut; onların ondan başka ne velileri vardır ne şefaatçileri. Umulur ki korkup-sakınırlar.

Edip Yüksel Meali

Rab'lerinin huzuruna çıkacaklarının heyecanıyla dolanları onunla (Kuran'la) uyar: O'ndan başka bir sahipleri ve şefaatçıları (aracıları) yok. Belki korunurlar. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur'an'la uyar. Onlar için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi vardır. Gerekir ki Allah'tan korkarlar.

Süleyman Ateş Meali

Rablerin(in huzuru)na toplanacakların(a inanıp bu durum)dan korkanları onunla uyar ki; kendilerinin, O'ndan başka ne dostları, ne de destekçileri yoktur. (Onları uyar), belki korunurlar.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Rablerinin huzurunda haşredileceklerinden korkanları, o vahiy ile uyar ki korunabilsinler. Onların O'ndan başka ne bir dostu vardır ne de şefaatçısı.

Yusuf Ali (English)

Give this warning to those(869) in whose (hearts) is the fear that they will be brought (to judgment) before their Lord: except for Him they will have no protector nor intercessor: that they may guard (against evil). *

M. Pickthall (English)

Warn hereby those who fear (because they know) that they will be gathered unto their Lord, for whom there is no protecting friend nor intercessor beside Him, that they may ward off (evil).

En’âm Suresi
52


وَلَا تَطْرُدِ

kovma


الَّذِينَ يَدْعُونَ

yalvaranları



رَبَّهُمْ

Rablerine



بِالْغَدَاةِ

sabah


وَالْعَشِيِّ

akşam


يُرِيدُونَ

isteyerek



وَجْهَهُۖ

O'nun rızasını



مَا

yoktur


عَلَيْكَ

sana


مِنْ حِسَابِهِمْ

onların hesabından



مِنْ شَيْءٍ

bir sorumluluk



وَمَا

ve yoktur ki



مِنْ حِسَابِكَ

senin hesabından da



عَلَيْهِمْ

onlara


مِنْ شَيْءٍ

bir sorumluk



فَتَطْرُدَهُمْ

onları kovup da



فَتَكُونَ

olasın


مِنَ الظَّالِمِينَ

zalimlerden























Türkçe Transcript (*)

Velâ tatrudi-lleżîne yed’ûne rabbehum bilġadâti vel’aşiyyi yurîdûne vecheh(u)(s) mâ ‘aleyke min hisâbihim min şey-in vemâ min hisâbike ‘aleyhim min şey-in fetatrudehum fetekûne mine-zzâlimîn(e)

Ali Bulaç Meali

Sabah akşam -O'nun yüzünü (rızasını) dileyerekRablerine dua edenleri kovma. Onların hesabından senin üzerinde birşey (yükümlülük), senin hesabından da bir şey (yükümlülük) yoktur ki onları kovman gereksin. Yoksa zalimlerden olursun.

Edip Yüksel Meali

Sabah akşam Rab'lerine yalvarıp sadece O'nun hoşnutluğunu arzulayanları kovma. Onların hesabından sen sorumlu değilsin. Senin hesabından da onlar sorumlu değil. Onları kovarsan zalim olursun.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Sırf Allah'ın rızasını dileyerek sabah akşam Rab'lerine dua edenleri huzurundan kovma. Onların hesabından sen sorumlu değilsin, onlar da senin hesabından sorumlu değiller. Onları yanından kovduğun takdirde zalimlerden olursun.

Süleyman Ateş Meali

Sabah akşam Rablerinin rızasını isteyerek, O'na yalvaranları kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk, senin hesabından da onlara bir sorumluk yok ki, onları kovup da zalimlerden olasın!

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sabah akşam, yüzünü isteyerek Rablerine yalvarıp yakaranları kovma! Onların hesabından bir şey sana ait olmadığı gibi, senin hesabından bir şey de onlara ait değildir. O halde onları kovarsan zalimlerden olursun.


Yüklə 2,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   117




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin