Ernest Hemingway



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə14/40
tarix22.01.2023
ölçüsü0,65 Mb.
#122432
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   40
Ernest Hemingway Silahlara Veda

ONDÖRDÜNCÜBÖLÜM


Gözlerimi açtığımda gün ışığı içeriyi aydınlatıyordu. Bir an için kendimi cephede sandım. Ama bacaklarımdaki ağrı ve uyuşukluk hastanede olduğumu anımsattı.
Zile bastım. Bir süre sonra Miss Gage çıkageldi:
“Günaydın,” dedi. “Rahat uyuyabildiniz mi?”
“Evet, sağolun,” dedim. “Bir berber bulabilir misiniz?”
“Bir ara geldiğimde vermut şişesiyle uyuyordunuz? Keşke benden bardak isteseydiniz?”
“Bilmem,” dedim. “Belki izin vermezsiniz.”
“Ben de sizinle içerdim.”
“Çok iyi insansınız.”
“Tek başına içki içmek iyi değildir. Biliyor musunuz, arkadaşınız Miss Barkley geldi.”
“Doğru mu söylüyorsunuz?”
“Evet ama pek hoşlanmadım ondan.”
“İyi bir insandır.”
Ilık suyla yaralı yerlerimi silerken: “Omuzunuzu dik tutun,” dedi.
“Berberi kahvaltıdan önce gönderebilir misiniz?”
“Kapıcıyla yollarım onu.”
Biraz sonra berber kapıcıyla geldi. Yukarı kıvrık bıyıkları olan bu adam elli yaşlarında vardı. Yüzümü tıraş ederken pek ağırbaşlı bir havaya bürünmüştü. “Haberiniz var mı?” diye sordum.
“Neden?”
“Her şeyden. Kentte durum nasıl?”
“Şimdi savaş zamanı,” dedi. “Düşmanın kulağı deliktir.”
Ona şöyle bir baktım.
“Yüzünüzü kımıldatmayın,” dedi.
“Hasta mısınız?” diye sordum.
“Ben İtalyanım,” dedi. “Düşmanla işbirliği yapmam.”
Fazla ilgilenmedim onunla. Çünkü bana kızınca yüzümü kesebilirdi. Tıraşı bitirdikten sonra parasını verdim. Verdiğim bahşişi uzatarak:
“Alamam,” dedi. “Ben İtalyanım.”
“Bir an önce buradan çıksan çok iyi olur.”
“İzninizle,” dedi.
Tıraş takımlarını toplayarak odadan çıktı. Zili çaldım. Miss Gage geldi. “Kapıcıyı çağırır mısınız?”
“Elbette.”
Kapıcı geldiğinde sırıtıyordu.
“Bu berber kaçık mı?” diye sordum.
“Hayır, efendim. Sizin Avusturyalı bir subay olduğunuzu sanmış.”
“Bak sen!”
“Hah, hah, ha!” diye güldü kapıcı.
Ben hâlâ gülerek:
“Eğer Avusturyalı olduğuma gerçekten inansaydı belki de hiç bakmaz boğazımı kesiverirdi,” dedim.
Kapıcı gittikten sonra kapıda bir kadın belirdi. Gözlerime inanamıyordum. Bu Catherine Barkley idi. Yatağımın yanına geldi.
“Selam, sevgilim,” dedi.
Onu şimdiye dek bu kadar güzel görmemiştim.
“Selam,” dedim.
İçimdeki her şey allak bullak olmuştu. Yatağın kıyısına gelip dudaklarımdan öptü. Onu kendime doğru çektiğimde yüreğinin atışlarını duyuyordum. “Sevgilim,” dedi. “Buraya geldiğine öyle sevindim ki...”
Varlığı çıldırtıyordu beni. Hâlâ düş gördüğümü sanıyordum. Sımsıkı göğsüme bastırdım onu.
“Şimdi olmaz,” dedi. “Hastasın.”
“Hasta maşta değilim.”
“Yorgunsun.”
“Yorgun da değilim. Güçlüyüm.”
“Beni seviyor musun?”
“Evet hem de deli gibi, hadi lütfen... “
“Kalplerimizin atışını duyuyor musun?”
“Evet, seni şu anda bütün kalbimle istiyorum.”
“Gerçekten seviyor musun beni?”
“Aynı şeyi yineleme, hadi Catherine.”
“Olur ama yalnız bir dakikacık.”
“Peki,” dedim. “Kapat kapıyı.”
“Yapmamalısın bunu.”
“Konuşma.”
Catherine yatağın yanındaki sandalyeye oturdu. Kapı açıktı. İçerden dışarısı görünüyordu. Şimdi çılgınlığım geçmişti. Kendimi daha iyi hissediyordum. “Şimdi seni gerçekten sevdiğime inandın mı?” diye sordu.
“Evet, çok tatlısın,” dedim. “Biraz daha kal. Seni seviyorum.”
“Bu yaptığımız çocukça bir şey. Ya görürlerse.”
“Geceleri gelirsin.” “Kimse öğrenmemeli.”
“Elbette.”
“Beni seviyorsan dikkatli davranman gerek.”
“Beni çıldırtıyorsun.”
“Hadi, artık seni yormak istemiyorum. Şimdi gitmem gerek.”
“Hemen gel.”
“Gelebilirsem..”
“Güle güle sevgilim.”
Gitti. Ona âşık olmak istemiyordum. Ama olan olmuştu. Milano'daki hastanenin odasında neler geçiyordu aklımdan.
Sonunda Miss Gage geldi.
“Doktor biraz sonra gelecek,” dedi. “Como gölünden telefon etti.”
“Ne zaman gelir?”
“Öğleden sonra burada olacak.”

Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   40




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin