Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə616/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   612   613   614   615   616   617   618   619   ...   980
RUMELİ HİSARI

356


357

RUMELİHİSARI

20. yüzyıl başından bir kartpostalda Rumelihisan'nın görünümü. TETJV Arşivi

Rumeli Hisan'nın Boğaziçi'nden görünüşü. Nazım Timuroğlu, 1994

şa'nın fethin hemen arkasından hapsedildiği burcun, Edirne'de mi, yoksa İstanbul surlarının bir kulesi mi, yoksa burası mı olduğu bilinmemektedir. Hapis tutulduğu yer istanbul olduğu takdirde, Rumeli Hisarı o sırada henüz hisar halini almamış olan Yedi Kule'ye nazaran daha akla yakındır. Işkodra Kalesi'ne karşı sefere çıkmak istemeyen Gedik Ahmed Paşa'nın da kısa bir müddet bu hisarda hapis kaldığı bilinir. Suçlu yeniçeriler, Ağa Kapı-sı'nda yargılandıktan sonra, Haliç kıyısında Yemiş Iskelesi'ndeki Çardak Kollu-ğu'ndan kayık ile hisara getirilerek, burada idam edilirler ve bu bir top atışı ile ilan olunurdu. Buraya yabancı devlet mensupları da kapatıldıklarından, hisarın Avrupalılar arasında da dehşet veren bir şöhreti var idi ve bir kulesi bu yüzden "Kara Kule" olarak tanınıyordu. Yabancıların avluda gündüzleri dolaşmakta serbest oldukları bilinir. Ferdinand'ın temsilcisi Malvezzi 1551'de burada hapsolunmuş idi. 1587'de Reinhold Lubeneau ve 16. yy'ın sonlarında Mitrowitza'lı Wenzeslas Wratislaw hisarda mahpus olarak yaşamışlardır. Bunlar ve başka yabancıların duvarlara hatıra olarak kazdıkları adları ile tarihler A kulesinde bulunmuştur. Bunların arasında Wratislaw' in yazdığı kitabe dikkati çeker. 10017 1593' te 16 yabancı hisardan kaçmış ve bu yüzden muhafızlar idam edilmiştir. Venedik Balyosu Sorenzo, bütün maiyeti ile l649'da hisara hapsedilmiş ve bunlardan tercüman Grillo, burada idam olunmuştur. Bu olayı tasvir eden tablolardan başka, Venedik'te Museo Correr'deki albümde de minyatürler vardır.

1509'daki büyük depremde zarar gören hisar hemen tamir edilmiş, 17. yyin ortalarında bir yangın geçirmiştir. Son olarak da, III. Selim döneminde (1789-1807) tamir edilen hisar, geçen yüzyıl başlarından itibaren de, kendi haline bırakılmıştır. Ev-

velce dizdar ve muhafızların oturdukları evler de, yerlerini avluyu işgal eden bir mahalleye bırakmıştır. Burasının bir deniz müzesi yapılması düşünülerek, 1917'de kurulan bir Alman inşaat bürosuna tamir işleri havale edilmiş, fakat 1918'de bu işler durmuştur. 1953'te cumhurbaşkanlığından gelen bir istek üzerine, hisar tamamen tamir edilmiş ve avludaki evler istimlak edilerek, kaldırılmıştır. Bu tamir hisarı kurtarmış ise de ilaveler ve bilhassa avludaki açık hava tiyatrosu ile bazı ilave tesislerin eserin tarihi karakterine uymadığı yolunda tenkitler de yapılmıştır.

Rumeli Hisarı'nda Arapça iki inşaat kitabesi vardır. Bunlardan Zağanos Paşa kulesinde (C) bulunanı evvelden beri bilinir. Son yıllarda tanınan diğer kitabe ise, hisarın güneydoğu ucundaki burç üzerindedir. Her ikisinde de Zağanos Paşa'mn adı geçen bu kitabelerin okunuşları ve tefsiri hususunda bazı değişik görüşler ileri sürülmüştür. Ayrıca Şerh-i Tecrid-iAtik'in (Süleymaniye Ktp, Damat İbrahim Paşa kitapları, no. 792) sonunda da ikisi Türkçe, ikisi Farsça, biri Arapça olmak üzere, Rumeli Hisarı'nın yapılmasına düşürülmüş beş tarih bulunmuştur. B kulesinin dışında görülen tuğladan yapılmış satrançlı kufi yazılar ise, tezyini bir şekilde, Allah ve Muhammed adlarını ihtiva etmektedir.

Hisarın yeri seçilirken, Boğaz'ın en dar yerindeki (660 m) bu noktanın durumu hesaba katılmış, karşısındaki Anadolu Hisarı ile Boğaz geçidim kapatabilmesi düşünülmüştür. Geçişi makaslama ateş ile önlemek konusunda, akıntılar yüzünden gemilerin burada hisarın bulunduğu kıyaya yaklaşmak zorunda kalmalarından istifade ediliyordu. Hisar yaklaşan hedefleri, toplarının en uzak mesafesinden karşılayarak, güneyde İstanbul yönünde en uzun mesafeye kadar takip edebiliyordu. Hisarın yerinde evvelce bir Bizans kalesi olduğu

yolundaki S. Toy tarafından ileri sürülen iddia esassızdır; ancak burası Bizans dönemindeki Phoneos mevkii olarak belki teşhis edilebilir. Hisar inşa edilirken, rastlanan eski harabeler Neşrî'nin ifadesi ile "kâfiri hamam" ve Dukas'ın yazdığına göre civardaki eski manastırların enkazlarından istifade olunarak, bunların taşları kullanılmıştır. Hisar, yerinin stratejik durumu ile birlikte, arazinin şekli de hesaba katılarak, bir bütün halinde ve ciddi bir plan tertibine göre tasarlanarak yapılmıştır. İddia edildiği gibi, şekli özenti mahsulü değildir. Geriye doğru yükselen kayalık arazide kısmen dik bir sahil üzerinde kurulan hisarın denizden rakımı 43 m olan bir noktada A kulesi ile 57 m rakımlı C kulesi arasında arazi çukurlaşmaktadır (en alçak yerinin rakımı 16 m). Hisar aslında denize dayanıyor ve kıyıdaki B kulesi ile yanındaki kapı bir dış duvar (hisarpeçe) ile korunuyordu. Burada herhalde ayrıca bir iskele ile kayıkların yanaşması için bir geçit ve belki bir havuz var idi. Değişik kalınlıkta olan beden duvarları, tehlikeli yerlerde 5 m'yi bulmakta, sarp kısımlarda ise, kalınlık 3 m'ye inmektedir. Avludan beden duvarlarındaki seğirdim yoluna 18 merdiven ile çıkılmaktadır. Beden duvarlarının arazi eğimini aksettirerek, dik oldukları yerlerde (güneydeki bedende), seğirdim yolu merdiven şeklinde yapılmıştır. Hisarın kapılarının adlarını Evliya Çelebi vermektedir. Bu satırların yazarına göre Dağ Kapısı (C kulesinin kuzeyindeki kapı); Dizdar Kapısı (A kulesinin doğusundaki kapı); Hisarpeçe Kapısı (B kulesinin yanında, şimdiki girişi teşkil eden kapı) ve nihayet Evliya Çelebi döneminde daima kapalı duran ve demir sürgülü Sel Kapısı (C kulesi doğusundaki kapı) olmalıdır. Gabriel'in adlandırma teklifinden böylece ayrılmaktayız. B kulesi yanındaki, biri esas bedende, diğeri koruma duvarındaki kapılar esasında biribirlerinin karşılığı olduklarından, her ikisine de Hisarpeçe Kapısı denildiği tahmin edilebilir. Bu üç büyük kuleden başka, beden duvarlarına bitişik küçük kuleler vardır. Ortaçağın askeri mimarisinin en heybetli kulelerinden sayılan üç büyük kulenin ölçüleri Gabriel'e göre şöyledir: A kulesi, B kulesi ve C kulesinin dış çevrelerinin uzunlukları sırasıyla 23,8 m, 23,3 m, 26,70 m; orta boşluk çevrelerinin uzunlukları sırasıyla 9,8 m, 10 m, 14,70 m; duvar kalınlıkları ise 7 m, 6-6,50 m ve 5,7 m'dir. Kulelerin yükseklikleri sırasıyla kapı hizasından itibaren 28 m, 22 m ve 21 m; temelden dendaneye 33,20 m, 35, 35 m ve 25,30 m'dir. Denizden yükseklik ise A kulesinde 76,20 m, C kulesinde ise 82 m'ye varır.

Kulelerin içlerindeki ahşap katlardan yalnız A kulesindekiler kalmıştır. Her katta duvar kalınlıklarında girintiler bulunmaktadır; ayrıca her katta bir ocak vardır. A ve C kuleleri avluya merdivenli kapılar ile bağlanmıştır. Seğirdim yollarından bu kulelere irtibat olmadığından, avlu ve bedenler düşman eline geçtiği takdirde, büyük kulelerin düşmana bağımsız olarak dayanması kolaylaşmıştır. Her kulede kat

sayısı, kirişleri ve bilhassa katlan bağlayan merdiven tertipleri değişiktir. Ayrıca A kulesinin en üst katını tuğladan bir kubbe örtmektedir. Küçük kulelerin güneydoğu ucundaki burç müstesna olarak, dendanlı ve külahsız olmasına karşılık, diğer kuleler malırut biçiminde, kurşun kaplı külahlar ile örtülü idi.

Rumeli Hisan'nın en eski görüntüsü İtalya'da Milano'da Biblioteca Trivulzi-ano'da bulunan 15. yy'ın sonlarına ait bir resimde görülebilir. Burada bütün kuleler külahlıdır. Geçen yüzyılın başlarına kadar yapılan resimlerde bu külahlar görülmektedir. Halbuki Allom ve Miss Pardoe'nin gravürlerinde hisarın bütün külahlarının ortadan kalkmış olduğu görülür. En uzun ölçüleri ile, kuzeyden güneye 250 m, doğudan batıya 125 m olan hisarın şeklini kufi yazı ile "Yâ Muhammed" adına benzetiş sadece bir halk inanışı olup, sağlam bir esasa dayanmaz.

Hisarın avlusunun ortasında Fatih tarafından vakfedilen bir de cami var idi. M. Raif'in Mir'at'ta. belirttiğine göre onun zamanında, harap minaresi ile enkazı görülen bu caminin bugün yalnız minaresinin gövdesi durmaktadır. Kitabesiz iki çeşmeden başka, caminin altında büyük bir sarnıç su ihtiyacını sağlıyordu. Bu çeşit hisarlarda, usulden olduğu üzere, avluda bir mahalle teşkil eden ahşap evler daha eski evlerin geleneğini sürdürüyordu.

Hisarın güneyinde, ağaçlar ile kaplı, beden duvarına kadar dayanan ve denizden sadece ince bir yol ile ayrılan Kayalar Mezarlığı var idi ki, bugün çok küçülmüş ve sahildeki parçası ortadan kalkmıştır. Burada Durmuş Dede Tekkesi(-») ile Türbesi de bulunuyordu. Ayrıca C kulesinin arka tarafında, Şehitlik adında bir Bektaşî tekkesi ile fetih sırasında şehitlerin gömüldüğü bir mezarlık ve tekke mensuplarının mezarları da vardı. Hisarın önünde sıralanan ve adları Bostancıbaşı Def-terleri'nde bildirilen ahşap yalılardan bugün artık bir şey kalmamıştır. Bunları eski fotoğraflarda görmek mümkündür.



Bibi. R. Lubenau, Beschreibung der Reisen, Königsberg, 1912-1930, II, s. 1-3 vd; W. Wra-tislaw von Mitrowitz, Abenteuern deş Baron W. W. von M. imjahre 1598, Londra, 1809; H. Edlıem (Eldem), "İstanbul'da En Eski Osmanlı Kitabesi", TOEM, II (1327), 484-497; E. Hakkı Ayverdi, "Rumelihisarı ve İstanbul'da îlk Osmanlı Kitabesi", Fatih ve istanbul, I (1953), s. 63-68; B. Butak, "Yanlış Okunan İki Kitabe", Cumhuriyet, (19 Kasım 1956); Ş. Erel, "Bir izah", ae, (10 Aralık 1956); Şerb-i Tecrîd-iAtik, Süleymaniye Ktp, Damat İbrahim Paşa, no. 792; S. Ünver, İlim ve Sanat Bakımından Fatih Devri, İst., 1948, s. 62 vd; ay, istanbul Kalelerinin Tarih ibareleri, İst., 1953, s. 33-36; H. Dağtekin, "Rumelihisan'nın Askeri Ehemmiyeti", Fatih ve istanbul, I, (1953), s. 117-137, 177-191; Eyice, Boğaziçi; F. Babinger, "Ein Vene-discher Lageplan der Feste Rumeli Hisary", La Bibliofilia, S. 57, Floransa, 1956, s. 188-195; ay, Aufsâtze und Abhandlungen zur Geschichte Südosteuropas derLevante, II, Münih, 1966, s. 184-189; Melling, Voyage, levha 34; A. And-reossy, Constantinople et le Bosphore, Paris, 1828, levha 8; Th. Allom, Constantinople An-cienne et Moderne, Paris, 1828, s. 8-9; Par-doe, Bosphorus, 20; İstanbul Manzaraları Sergisi, İst., 1959, resim 42-43; E. Diez-H. Glück,


Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   612   613   614   615   616   617   618   619   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin