İÇİndekiler takdiM 3



Yüklə 495,45 Kb.
səhifə10/18
tarix05.09.2018
ölçüsü495,45 Kb.
#76818
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   18

NUR TALEBELERİ VE AVRUPA


Nur’un İlk ve sâdık Talebeleri Avrupaya böyle ba­kıyorlar:

«Kemal-i ulviyet ve kıymet-i bînihayesini319 arz u ifade­den âciz bulunduğum şu Sözler’deki âlî ve azîm üslûb ve gayeler, bu abd-i pürkusuru320 ihya ve âdeta "ba’sü ba’del­mevt" haline getirdi ve "Siyah Dut’un Bir Meyvesi" namıyla müsemma, Avrupa meftunlarına endaht edilen321 altun topun elmas güllelerini gördüm, hayran oldum.» (Barla Lâhikası sh: 43)

«Bu hakaikle Avrupa ehl-i dalaletine de mey­dan okunur, fikrindeyiz.» (Barla Lâhikası sh: 34)

«Risale-i Nur, lisan-ı hal ile Avrupa meftunu bulu­nan tek gözlü Deccal’a322 "Ya iman et, yahut bütün dün­yanın maskarası olacaksın" diyor.» (Barla Lâhikası sh: 143)

«Öyle de, ondördüncü asrın hâdim-i Kur’an’ı323 da do­kuz yaşından altmış (seksenaltı) yaşına kadar bilâ-istisna doğru­dan doğruya Kur’an namına hizmet ve hareketi ve za­manın padi­şahından en canavar reislerine baş eğmediği, hattâ terakkiyat-ı fenniye324 ve zihniyede birinciliği ihraz eden, Avrupa Devletlerini iskât eden,325 zemzeme-i Kur’aniyenin şifaha­nesinden nebean ederek, onların semle­rine karşı tiryakları şişe değil, mâ-i câri326 nehirlerle i’lâ-yı kelimetullah eden ve onların kal’alarını zîr ü zeber327 eden…» (Barla Lâhikası sh: 210)

«İnşâallah bu ikinci vuku’da ondördüncü asr-ı Muhammedîde ve Avrupa terakkiyatı ile iftihar ettiği ve yirminci asır namını alan bu günde, ehl-i fetretin328 putpe­rest­liğinin daha feci’ bir surete giren suretperestli­ğinin329 kökü kesileceğini, bize ilân ediyordu.» (Barla Lâhikası sh: 291)



Demokratlar devrinde yazılan aşağıdaki mektub, Nurcuların Avrupaya bakışlarını ortaya koyması bakımın­dan fikir verebi­lir. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri şöyle der:

«Hariç âlem-i İslâm’da Nur’un ehemmiyetli tesire başla­ması ve inkişaf ve intişarı330 ve buranın siyasîleri Avrupa’ya bir rüşvet olarak bir derece Avrupalaşmak meylini göstermesi, hariçte zannedil­mekle mahkemelerce Nur’un serbestiyet-i tâmmesi331 için karar vermek, hariç âlem-i İslâm’da332 Nurların hakikî ihlasına böyle bir şübhe gelecekti ki; ya “Nurcular riyakârlığa mecbur ol­muşlar veyahut böyle me­denîleşmek fikrinde333 olanlara iliş­miyorlar, za’f gösteriyorlar” diye Nur’un kıymetine bü­yük zarar olduğu için bu te’­hir334 o evhamları izale eder.335» (Emirdağ Lâhikası sh: 107)



Demek Avrupalılaşmak fikri ve meyli, Âlem-i İslâmın bizlere karşı itimatını sarsar.

AVRUPA’NIN MÜSBET YÖNLERİ


Meselelere tek taraflı bakmamak için Risale-i Nur Külliyatında Avrupa’nın müsbet tarafına bakan ve beraber olmanın şartları ve kayıtları nelerdir diye araştırdık; bir kısmını buraya dercediyoruz. Tâ ki yanlışlara düşülmesin. Kitaba dayanmadan veya yerini göstermeden “Bediüzzamana göre..., Said Nursi’ye göre...” deyip kendi kanaatini Risale-i Nur’danmış gibi gös­terip, görüş beyan edenler kimseyi yanıltmasınlar.

Bediüzzaman Hazretlerinin yanında yetişmiş merhum Zübeyir Ağabey’in Risale-i Nur Külliyatında bulunmayan bazı hizmet sahala­rında yapılan tekliflere verdiği cevap şudur: «Kardeşim, bu dediği­niz tarzı ben Risale’de okumadım, Hazret-i Üstad’dan duy­madım. Kafam ise çalışmaz.» diye verdiği cevap bizler için Risale-i Nurdan alınan aldatmaz ölçüdür.



Risale-i Nur’un heryerde olduğu gibi Avrupada da tesirini göstermesi.

«Altmış beş sene evvel bir vali bana bir gazete okudu. Bir dinsiz müstemlekât nâzırı336 Kur’­ân’ı elinde tutup konferans vermiş. Demiş ki: “Bu İslâmların elinde kaldıkça, biz onlara ha­kikî hâ­kim olamayız, tahakkümümüz337 altında tutamayız. Ya Kur’ân’ı sukut ettirmeliyiz338 veyahut Müslüman­ları ondan so­ğutmalıyız.”

İşte bu iki fikirle, dehşetli ifsat komitesi bu bi­çare fedakâr, mâsum, hamiyetkâr millete zarar vermeye çalışmışlar. Ben de, altmış beş sene ev­vel bu cereyana karşı, Kur’ân-ı Hakîm’den is­tim­dat eyledim.339 Hakikate karşı kısa bir yol ve bir de pek bü­yük bir “Dârülfünun-u İslâmiye” tasavvuru ile,340 altmış beş senedir, âhiretimizi kurtarmak ve onun bir faydası olarak hayat-ı dünyeviyemizi de istibdad-ı mutlaktan ve dalâletin helâketin­den341 kurtarmaya ve akvam-ı İslâmiyenin mâbeyninde­ki342 uhuvvetini inkişaf ettirmeye343 iki vesileyi bulduk.

Birinci Vesilesi: Risale-i Nur’dur ki; uhuvvet-i ima­niyenin inkişafına kuvvet-i iman ile344 hizmet ettiğine kat’î de­lil, emsal­siz bir mazlûmiyet ve âcizlik haletinde te’lif edil­mesi ve şimdi âlem-i İslâm’ın ekserî yerlerinde ve Avrupa ve Amerika’ya da tesirini göstermesi ve ihtilâlcilere ve dinsiz felsefeye ve otuz seneden beri dehşetli bir surette maddiyyun ve tabiiyyun gibi dinsizlik fikrine karşı galebe çalması ve hiçbir mahkeme ve ehl-i vukuf dahi onları cerhedememesidir.345" (Emirdağ Lâhikası-ll sh: 223)

AVRUPA FENNE DİNSİZCE BAKMAKTAN VAZGEÇMELİ


«Felsefe fünunu346 ile ulûm-u diniye347 birbiriyle ba­rışsın ve Avrupa medeniyeti, İslâmiyet hakaikıyla348 tam musalaha etsin." (Emirdağ Lâhikası-ll sh: 224)

1908 yılında büyük bir alim olan El-Ezher Üniversitesinin Rektörü Şeyh Bâhid Efendi Bediüzzaman Hazretlerine sorar:

«Avrupa ve Osmanlılar hakkında ne diyor­sunuz, fikriniz nedir?

.....Buna karşı Bediüzzaman’ın verdiği cevap şu oldu:

...“Avrupa bir İslâm devletine hâmiledir, gü­nün bi­rinde onu doğuracak. Osmanlılar da Av­rupa ile hâmiledir; o da onu doğuracak.» (Tarihçe-i Hayat sh: 54)

«Nitekim Bediüzzaman’ın dediği gibi; ihbaratın iki kutbu349 da tahakkuk etmiş, bir iki sene sonra Meşrutiyet dev­rinde şeair-i İslâmiyeye muhalif350 çok âdât-ı ecnebiyeyi ah­zet­mek351 ve gittikçe Türkiye’de yerleştirmek; ve şimdi Avrupa’da Kur’ana ve İslâmiyete karşı gösterilen hüsn-ü alâka ve bilhassa bahtiyar Alman milletinde fevc fevc352 İslâmiyeti kabul etmek gibi hâdiseler, o ihbarı tamamıyla tasdik etmişlerdir.» (Tarihçe-i Hayat sh: 54)

Bediüzzaman Hazretleri, aynı mevzuyu 1911 yı­lında, Şam’da verdiği hutbede de ifade etmiştir. Aslı Arabça olan Hutbe-i Şamiye kitabını daha sonra kendisi bizzat tercüme etmiştir. Fakat burada dikkati çeken, Osmanlı Devleti’nin Avrupa devleti doğurduğunu kesin olarak ifade ederken Avrupa ve Amerika’nın ne zaman İslâm devleti doğuracağını belirtmemiştir. Ancak biz bunun şartlarını diğer bahislerden öğreniyoruz:

«İşte Amerika ve Avrupa’nın zekâ tarlaları Mister Carlyle ve Bismarck gibi böyle dâhi muhakkikleri353 mah­su­lât vermesine istinaden, ben de bütün ka­naatimle derim ki:



Avrupa ve Amerika İslâmiyetle hamiledir; gü­nün birinde bir İslâmî devlet doğuracak. Nasıl ki Osmanlılar Avrupa ile hamile olup bir Avrupa devleti doğurdu.» (Hutbe-i Şamiye sh: 32)

Bediüzzaman Hazretleri, bilhassa İkinci Dünya Harbiyle meydana gelen dehşetli devreden sonra, dün­yanın bazı devletlerinin Kur’an haki­katlerini arayaca­ğını beyan etmiştir. Bu hareket­lerin Batıda, İskandinav ülkelerinde veya Amerikada olabileceğini söylemiştir. Fakat "nev-i beşer bütün bütün aklını kaybetmezse, maddî manevî bir kıyamet başlarına kopmazsa" diye bir kayıt ve başka kayıtları da koy­muştur. Bu güzel bahisleri okurken ve nakleder­ken bu kayıtla­rını da nazara vermek lazım gel­mektedir. Yoksa kişi hem kendisi aldanır ve hem de başkalarını aldatır.

Hazreti-i Üstad, 1950 den sonra yazdığı bir mek­tubda, bu mesele hakkında şöyle der:

«Rehber Risalesindeki Leyle-i Kadir meselesi,354 şimdi hem Amerika, hem Avrupa’da eseri görülü­yor. Onun için, şimdiki bu hükûmetimizin355 hakikî kuvveti, hakaik-i Kur’âniyeye356 dayanmak ve hiz­met etmektir. Bununla, ihtiyat kuvveti357 olan üç yüz elli milyon uhuvvet-i İslâmiye ile ittihad-ı İslâm358 dairesinde kardeşleri kazanır.» (Emirdağ Lâhikası-ll sh: 54)



Hak ve hakikatı arayan milletlerin olacağını beyan eden bahis, fakat ”edebilirler ve görebilirlerse“ kay­dını nazara almak lazımdır:

«Hem bugünkü dünyadaki ihtilafları halledecek olan; aklen, fikren terakki etmiş yirminci asır insanlarına hak ve hakikatı anla­tabilecek yepyeni bir ilmî keşfiyatı ve bir teced­düdü Amerika’da, Avrupa’da hususan Almanya’da, taharri eden cereyanlar359 meydana gelmiş; eğer idrak edebi­lirler ve gö­rebilirlerse, işte Risale-i Nur Külliyatı… Nitekim bu hakikatın idrak edilmeye başlandığını gösteren emareler, bahtiyar Alman Milleti içinde görülmektedir.» (Tarihçe-i Hayat sh: 696)



Kur’an’ın bu zamanda bir mu’cizesi olan Risale-i Nur Külliyatının okunmasıyla ve kabul edilmesiyle değer kazanabilecek faaliyetlerden bahseden birkaç ifade:

«Risale-i Nur, Âlem-i İslâmda olduğu gibi Avrupa’da da hüsn-ü kabule mazhar olmuştur." (Tarihçe-i Hayat sh: 735)

«Delillerin birisi; Avrupa ve Amerika’nın en meşhur feylesoflarının, Kur’anın emsalsiz ve ayn-ı hakikat bir kitab oldu­ğunu tasdik etmeleridir.» (Nur Çeşmesi sh: 183)

«Risale-i Nur Avrupa, Amerika ve Afrika’da da hüsn-ü teveccühe mazhar olmuş; başta bahtiyar Almanya ve Finlandiya olmak üzere, birçok memleketlerde okun­maya baş­lanmıştır.» (Tarihçe-i Hayat sh: 711)

«O yirmi mahkeme bir suç bulamıyoruz dedikleri halde ve altı yüzbin nüshası dâhilde ve hariçte intişar ettiği halde hiç kim­seye zarar vermemesi ve Avrupa’da en yüksek mekteb içinde Nur’un dershanesi diye ayırdıkları yerde Hristiyanlar dahi onları okuması ve âlem-i İslâm’da gayet takdir ile intişar etmesi, hattâ Pakistan’da çıkan Es-Sıddık mecmuasının Risale-i Nur’un bir risalesini neşredip Diyanet Riyasetine gön­dermesi ve bu kadar intişarıyla beraber hiçbir âlim ona iti­raz etmemesi gibi hakikatlar gösteriyor ki; elbette Diyanet dairesi Nurları himaye etmek hakikî bir vazifesidir.» (Emirdağ Lâhikası-ll sh: 181)


Yüklə 495,45 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   18




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin