VahhabiLİk ekolü Önsöz


AYETİN İŞARET ETTİĞİ İKİNCİ KONU



Yüklə 1,04 Mb.
səhifə16/44
tarix29.10.2017
ölçüsü1,04 Mb.
#19557
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   44

AYETİN İŞARET ETTİĞİ İKİNCİ KONU


Değişik asırlarda Müslümanların, İslami hükümlerden birisinden İcma ve ittifak etmeleri, o hükmün sahihliğinin en belirgin şahididir. Mübarek peygamberin kabrinin ziyaret edilmesinin ittifaken kabul görmeside, bu kuralın doğruluğunun açık işaretidir. Hadis, fıkıh, tarih, ahlak ve özellikle de “mesasik-i hac hükümleriyle ilgili kitaplara bakmak, konunun gerçeğini gösterir.

Merhum Allame-i Emini, kırk iki tane İslami kaynaktan, peygamberin kabrinin ziyaret edilmesinin müstehap olduğunu nakletmiştir. O zat, “El Gadir” isimli kitabının c / 5. s. 106 - 129 sayfalarında, onların nass ve kelimelerini, özenle ve dikkatle önemseyerek nakletmiş. Bizim müracaat ettiğimiz kitaplar ise aşağıda yazılanlardır:

Şifa-us Sikam, Fi ziyaretil hayril enam” kitabı. Yazar: Takiyüddin Sebeki, Şafii (756’da müteveffa) Bu zat kitabında, alimlerin sözlerini ve nasslarının bir kısmını nakletmiştir.

Vifa-ül Vifa” yazarı “Semhudi” (911’de müteveffa) yazar kitabında ziyaretin muekked müstehap olduğunu açıklayan alimlerin sözlerini ve onların aktardığı nassları nakletmiştir.

El Fıkhı-ı ala mezahib-il Erbaa” adlı kitap- yazarı, dört mezhep kurucusu alimlerdir.bu kitap, Ehl-i Sünnet İmamlarının sözlerini beyan ediyor. Her alim de onların fikirlerine tabii olarak şöyle buyuruyor: (...)

peygamberin kabirini ziyaret, müstehapların en faziletlisidir. Bu konuda hadisler söylenmiştir.”5

Şimdi de islam muhaddislerinin naklettiği hadislerden bir kısmını burada nakledelim.

Hz. PEYGAMBERİN ZİYARETİ HAKKINDA GELEN HADİSLER


Allah Resulü’nün mübarek kabrini ziyaret etmek hakkında, Sünni hadisçiler yoluyla gelen İslami hadisler öylesine fazla ki, onların sened ve rivayetlerine dikkat göstermek zorundayız.

Ehl-i Sünnetin büyük hafızları, hadislerin her bölümünü kendi kitaplarında nakletmişlerdir. Bu da, peygamberin kabrini ziyaret etmek onlara göre de kesin meşru konulardan biri olduğunu göstermektedir. Ancak İslami kaynaklardan, konuyla ilgili hadislerin tümünü nakletmekle yetineceğiz.



İLK HADİS

1- “Benim kabrimi kim ziyaret ederse, benim şefaatimden kazançsız kalmayacaktır.”

Bu hadis, “Dört mezhebe göre fıkhi konular” adlı kitapta c / 1. S / 590 da kaydedilmiştir. Ehl-i Sünnetin dört mezhebinin İmamları da bu hadise dayanarak fetva vermişlerdir. Hadisin kaynaklarını öğrenmek için “Vifa’ul Vifa” kitabının c, 4 s, 1336’ya müracaat ediniz.

Böyle bir hadisi, ikinci asrın ortalarından bu güne kadar, Alimler ve hafızların kitapların da zikretmeleri, kesinlikle temelsiz ve yersiz değildir.

Konunun sıhhati için, yazar “Takiyudddin Ali bin Abdülkafi Sebeki” (756 yılında müteveffu) kendi kitabı “Şifu-üs Sikam”ında hadisin gelişi hakkında araştırma yapmış ve 3-11. sayfaları arasında, hadisin geliş kaynaklarının güvenirliğini ispatlamıştır.6

2- (...) “Her kim ziyaret amacıyla bana doğru gelirse, ona kıyamet günü şefaat etmem için boynumda hakkı olmuş olur.”

Bu hadisi onaltı tane muhaddis ve hafız, kitabında yazmıştır. Takiyiddün Sebeki (756. yılı müteveffası) “Şifa-üs Sikam” kitabında ve sayfa 3-11 Hadisin sened zinciri hakkında açıklamalarda bulunmuştur. “Vifa-ül Vifa” c / 4. S / 134’ da bakınız…

3-(...) “ Kim Allah'ın evini ziyaret ederken benimde kabrimi ziyaret ederse; beni hayatımda ziyaret etmiş gibidir.”

Bu hadisi meşhur muhaddis ve hafızların yirmibeş tanesi kitaplarında yazmışlardır. Takiyüddin Sebeki kendi “Şifa-üs Sikam” kitabında hadisin senedinden geniş bir şekilde söz eder. (s.12-16 arası) “Vifa-ül vifa” nın c / 4 s / 1340 a da bakabilirsiniz.

4- (...) “ Her kim Allah'ın evini ziyaret ederde beni ziyaret etmezse, bana hakaret etmiş olur.”

Bu hadis dokuz tane hafız ve meşayıhlar tarafından nakledilmiştir. “Vifa ül Vifa” c / 4. S / 1342’ye müracaat ediniz.

5- (...) “ Kim benim kabrimi ziyaret ederse, ben ona şefaatçi olurum.”

Bu hadis de on üç hafız ve muhaddisçe nakledilmiştir. “Vifa-ül Vifa” c / 4.s / 1347’ye bakınız…

6- (...) “ Kim benim ölümümden sonra beni ziyaret ederse, beni hayattayken ziyaret etmiş gibi olur.”

Bunlar peygamberin, kendi kabrini ziyaret için halkı davet ettiği hadislerden bir kaçıdır. “El Gadir” kitabının naklettiğine göre bu çeşit hadislerin sayısı yirmi ikiye ulaşıyor. “Semhudi” “Vifa ül vifa” kitabında c / 4. S / 1336- 1348’de onyedi rivayet toplamıştır. Onların senetlerinden de yeterince söz edilmiştir.

O halde Peygamber (s.a.a) kendi kabrini ziyarete halkı davet etmişse, bunun nedeni, İslam'ın büyük şahsiyetlerinin kabrini ziyarette ki, büyük maddi ve manevi faydadan dolayıdır.

Halk peygamberin kabrini ziyaret etmenin yanında, İslam'ın yayın merkezleriyle de tanışmakta ve orada geçen önemli olaylardan da haberdar olmaktadır. Ayrıca sahih hadis ve ilimleri orada öğrenerek dünyanın diğer yerlerine de yaymış, taşımış olur.


KABİR ZİYARETİ İÇİN SEFERE ÇIKMANIN HARAMLIĞINA DAİR VEHHABİLERİN DELİLLERİ


Vehhabiler dış görünüş olarak peygamberi ziyareti caiz görmekteler. Fakat, kabir ziyareti için yolculuğu hiçbir zaman caiz görmüyorlar. Muhammed bin Abdülvahap, “El Hidayyet’üs Seniyye” risalelerinin ikinci cildinde şöyle diyor: (...)

peygamberi ziyaret müstehaptır, fakat mescidi ziyaret etmek ve orada namaz kılmak dışında oraya yapılan yolculuk caiz değildir.”

Onların ziyaretin haram olduğuna dair en önemli delilleri Ebu Hureyre’nin Sahihinde naklettiği şu hadistir: Ebu Hureyre peygamberin şöyle dediğini naklediyor: (...)

Yolculuk yapılmaz meğer üç Mescid için Benim Mescidim, Mescid-ül Haram, Mescid-ül Aksa.”

Bu hadisin metni değişik bir şekilde naklolunmuştur, o da şöyledir: (...)

Yine bu hadis, üçüncü değişik bir şekilde de nakledilmiştir: (...)7

Bu hadislerin “sahihler” de geçmesine sözümüz yok onları rivayet edeninde, Ebu Hureyre olduğu hakkında da tartışmıyoruz. Fakat önemli olan hadisin manasını iyi anlamaktır.

Hadisin metnini şu şekilde olduğunu farz edelim:

Buradaki “illa” kelimesi kesinlikle (...) İstisna içindir. Bu istisnanın bir de “müstesna min hü”-sü vardır ama o (gizlide) tutmak gerekir. Karineye başvurmadan önce, “müstesna min hü” iki şekilde göz önüne alabiliriz:

1- (...)


2- (…)

Bu hadisin ifade ettiği manayı anlamak için, bu ikisinden birini seçmemize bağlıdır.

Hadisin ifadesi birinci farz olursa, o zaman hadisin anlamı şöyle olur ki, o zaman bu üç mescid dışında hiçbir mescide sefer yapmak caiz değildir.” anlamına gelmez.

Birisi peygamberin, imamların ve Salih kişileri ziyaret için yolculuğa çıksa, hiçbir zaman hadisin yasağının kapsamı içine girmez. Bahsedilen mescidlere yolculuk için niyetlenmektir. Tüm mescidler arasında kalan şehitlikleri ziyaret için yolculuğa çıkmak, bu yasağın kapsamına girmez.

Şayet hadisin manası ikinci farz olursa, böyle bir durumda, bu üç nokta dışında kalan tüm manevi yolculuklar yasaklanmış olur. Bu yasaklanan yolculuk, ister mescid için olsun isterse, diğer yerler için (bu) Kur'an'ın zikrettiği (...) “Deki yeryüzünü gezin” ayetine terstir. Çev.

Fakat kesin delillere dikkat ederek, hadisin senedinin sahih olduğunu düşünürsek bile, onun ifadesinin birinci farz olduğu anlaşılacaktır.



İLK OLARAK: “Müstesna üç mescidlerdir. İstisna, müttesil istisna olduğu için, mutlaka “müstesna min hü” “mescid” kelimesi olmalıdır. (mekan değil)8

İKİNCİSİ: Eğer amaç, bütün manevi seyahat yerlerini yasaklamak olsaydı, “Hasr” sahih olmazdı. Zira hac amellerinde insan, “Arafat” “Ma’şar” ve “Mina” için yolculuk hazırlığı yapıp sefere çıkıyor. Eğer o üç mescid dışında kalan yerlere dini sefer caiz olmasaydı, o halde neden bu üç yere seyahat caiz görülmüş?

ÜÇÜNCÜSÜ: Allah yolunda, ilim öğrenmek, akraba ve ebeveyn için seyahate çıkmak ayetlerde ve hadislerde açıkça işaret edilen ziyaretlerdendir. Nitekim bir ayette şöyle buyurulur: (...)

Onlardan bir kısmı da, din ilimlerini öğrenmek ve kabileleri savaştan kendilerine geri döndüğü zaman, onları Allah'ın azabı ile korkutmak için geride kalmalıdır. Olur ki, Allah'ın azabından sakınırlar.” (Tevbe/122)

Bu bakımdan büyük tahkikçiler, hadisi bizim hatırladığımız şekilde tefsir etmişlerdir. Gazali “İhya-ü Ülumiddin” kitabında şöyle der: “Seyahatin ikinci kısmı, ibadet için sefer etmektir. Örneğin cihad hacc, peygamberin, sahabenin, tabiinin ve evliyanın kabirlerini ziyaret için seyahat gibi. Hayatında ziyaret, yakınlaşma kaynağı olanların, ölüm halinde de ziyareti yakınlaşma olur. Seyahat bu amaçlarla olursa sakıncası yoktur. Üç mescidin dışındaki seyahati doğru görmeyen hadisle de ters düşmektedir. Zira o hadislerdeki konu mescidlerdir. Diğer mescidler fazilet bakımından eşit olduğu için onlara seyahatin caiz olmadığı söylenmiştir. Eğer mescidlerden yüz çevirsek bile, evliya ve enbiyanın ziyaretlerinin fazileti vardır. Tabi ki dereceleri de farklıdır.”9

Anlaşıldığı gibi yasağın konusu, üç mescidin dışındaki mescidlere sefer etme konusudur. Manevi ve ziyaret amacıyla yapılan seferler konusu değildir.

Burada bir noktaya daha değinme gereği duyuyorum eğer Hz. Peygamber “Bu üç mescidin dışındakilere seyahat yapılmaz” diyorsa amacı onların dışındakilere seyahat etmenin haram olduğu değildir. Amacı şudur. “Artık insanın zahmet ve eziyetlere katlanıp, onların ziyaretine gitmesine gerek yoktur. Çünkü bu üç mescidin dışındaki mescidlerin, derece bakımından birbirine üstünlüğü çok azdır veya yoktur. Zira dünyanın camileri, mahalle mescidleri, dünya kabilelerinin mescidleri, tümü sevap bakımından, eşit bir sevaba sahiptir. Artık yakın bir bölge de bir caminin bulunmasıyla bundan sonra insanın seyahat yorgunluklarına katlanarak, diğer yerlerdeki camilere gitmesine hiçte gerek yoktur. Eğer böyle bir iş yaparsa, yaptığı iş haram ve yaptığı seyahat da kötülük seyahatidir.” da demiyor.

Bu konunun ispatı da Sahih ve Sünenlerin yazarlarının rivayet ettikleri şu hadistir: “peygamberi Ekrem ve sahabe cumartesi günleri Kuba mescidine gelip, orada namaz kılıyorlardı.” Sahihi Buhari de geçen, hadisin metni şöyledir: (...)

Hz. Peygamber, her cumartesi binekle veya yaya olarak Kuba mescidine ziyaret için gelirlerdi. Ömer’in oğlu da aynı öyle yapardı.”10

Aslında, küçücük bir riya olmadan, Allah mescidlerinin herhangi birinde, Allah için namaz kılma amacıyla, o kadar yolu kat etmek nasıl haram kılınabilir? Mescidde namaz kılmak müstehap olduğuna göre, onun mukaddimesi sayılan seyahat da aynı rengi taşır.



Yüklə 1,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin